Hadi ULUENGİN
CATHERINE Deneuve’nin son mülakatını okudum.
Hanım kadındır ve klası daima zirvededir. Reklam yapmak için zırt pırt ortaya atılmaz.
Nitekim de Cannes Festivali’nde filmi var diye demeç vermiş. Daha başta şöyle diyor:
“Artık star kalmadı!”
Sonra ekliyor: “Yok selfieler, yok tweetler, yok face booklar falan, şu sosyal medya denilen herze, insanların hayal âlemini iğdiş etti. Dolayısıyla da efsaneler bitti.”
Ağzına sağlık Madam, asil dudakların dert görmesin!
***
BELKİ çok ilgisiz gelecek ama mülakatı okuduğum an aklıma derhal Friedrich Nietzsche’nin Martin Luther için söyledikleri geldi.
Alman filozof, sadeleştirmek adına Katolik Kilisesi’nin ritüellerini hadım ettiği, yani bir anlamda inancı kutsaldan arındırdığı için Protestanlığın kurucusunu “Latin inceliklere aklı ermeyen bön papaz” olarak tanımlar.
Doğrudur!
***
DOĞRUDUR, çünkü ister o ilahi inançlarda, isterse de yukarıdaki dünyevi hayallerde olsun, ne zaman ki şeyler sıradanlaşır, giderek ortada ne inanç, ne hayal kalır.
Üstelik bu sıradanlaşma genel değerler skalasını önce vasata, sonra da kötüye indirger.
Nitekim bugün yaşamakta olduğumuz şu postmodern zamanlar, özellikle bilişim teknolojisinin ulaştığı seviyeden ötürü, muhtemelen insanlık tarihinde hiç olmadığı ölçüde hem kutsalı ve mitosu ortadan kaldırıyor, hem de o vasatı ve o kötüyü geçer akçe kılıyor.
Komplo teorisi uyduran Sarı Çizmeli Mehmet Efendi kim ola ki attığı “tweet” sanal âlemi sallaya ve milyonlarca aptalı inandıra…
Asgari dilbilim kurallarından bile bihaber cahil nasıl bir “deha” (!) ola ki internet sitesinde “usta yazar” (!) kesile ve “tahlilleri” (!) referans sayıla…
***
ARTI, yukarıdaki kolayın, vasatın ve kötünün doğal sonucu olarak bir yandan teşhircilik, diğer yandan da röntgencilik her türlü edep duygusunu ve dürtüsünü yok ediyor.
Kim Kardaşyan ne tür budala ola ki göbeğindeki dövmenin “selfie”sini ekrana yollaya ve acuzeler fetiş belleye…
Falanca tv dizisinin feşmekân hatunu memesine kaç botoks iğne şırıngalata ki eros cazibeler ve fantazmalar ayağa düşe…
Dolayısıyla postmodern zamanlar bir de “pornografik zamanlar”a tekabül ediyor.
Tabii burada pornografi derken illâ bel altını değil, kelimenin genelde tanımladığı gösterilmemesi, bilinmemesi, açıklanmaması gereken şeyler bütününü kastediyorum.
***
VAROLUŞ felsefesi açısından bakıldığında zaten sonsuz göreceli bir kavram olan “ilerleme”nin insanlığı illâ iyiye ve illâ mutluya vardıracağına dair bir kural yok ve olmadı.
Nitekim kabul, hiç şüphesiz ki bilişim devrimi gündelik hayatı kolaylaştırdı.
Kabul ama aslında bu kolaylığın bile elzem olup olmadığı tartışması bir yana, internet ve onun uzantısı durumundaki sosyal medya vs. aynı zamanda o insanlığın çok uzun bir tarih süzgecinde damıtmış olduğu değerler manzumesini ve kıstaslar gradosunu da allak bullak etti.
Sinema starlarına ilişkin hayal ve efsanelerin yıkılması da burada ancak detaydır.
Esas vahim olan, yukarıda dediğim gibi, kolayın, vasatın ve kötünün hükümranlığıdır.
Gösterilmemesi gerekeni teşhir eden bir “pornografik toplum”un sıradanlaşmasıdır.
Ve Catherine Deneuve hanım kadındır ki, öyle olduğu için de kolayın, vasatın ve kötünün röntgenciliğine sığmayan ve sığamayacak olan hayallerin efsane starıdır!
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.02.2016
12.02.2016
6.02.2016
29.01.2016
22.01.2016
18.01.2016
15.01.2016
8.02.2016
1.02.2016
25.12.2015