İsmet Berkan
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal’ı görevden aldığını öğrendiğim sabah, dar bir abone grubu için hazırladığım bültende, sonbaharda erken seçim gözüktüğünü yazdım.
Bugün aradan 12 gün geçti, bazı farklar olsa da hala aynı görüşteyim.
Size iki senaryo verip bu görüşümü anlatmaya çalışacağım. Ama baştan söyleyeyim, bu yazıda yazılacakların hiçbiri özel bir istihbarata, bir kapı aralığından sadece bana fısıldanmış şeylere dayanmıyor. Tamamı spekülatif bir akıl yürütme.
Önce iyimser senaryo:
Nisan-mayıs aylarında enflasyonun matematiksel olarak düşüp bugünkü 15.6 seviyesinden daha aşağı ineceğini, haziranda yüzde 12’li rakamlara geleceğini hesaplayan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, eş zamanlı olarak aşılamanın da ilerlemesi ve salgının daha kontrol altına girecek olmasıyla bir “ekonomik canlanma paketi” düşündü.
Temelde Merkez Bankası’nın faizleri indirmesine ve büyük ölçüde geçen yılın Mayıs-Haziran aylarında yapılan gibi sübvansiyonlu kredi verilmesine, hatta bankaların yeniden “aktif rasyosu” yoluyla kredi dağıtmaya zorlanmasına dayalı bir paket olacaktı bu. Ve elbette parasal genişlemeyi, yani Merkez Bankası’nın karşılıksız para basmasını da içerecekti. (Naci Ağbal bunlara direneceği için gönderildi.)
Bu krediler sayesinde aynen geçen yıl yaz aylarında yaşandığı gibi bir ekonomik canlanma yaşanacak, bu canlanma sokakta da kısmi bir rahatlama yaratacaktı.
Ağustos ayının ikinci yarısında Cumhurbaşkanı Erdoğan, halka dönüp “Görüyorsunuz, salgını biz bitirdik, şimdi ekonomik canlanmayı da biz sağlıyoruz” diyerek erken seçim çağrısı yapacak, belki seçim kararını Meclis’ten çıkartıp kendi görev süresini de uzatarak Ekim ayında seçime gidecekti.
Şimdi gelelim kötümser senaryoya:
Naci Ağbal’ın görevden alınma biçimi yüzünden yerli yabancı yatırımcının güveni berhava olacak, Ağbal’ın kısa başkanlığı döneminde Türkiye’ye giren 19-20 milyar dolarlık yabancı parası hızla çıkmak isteyecek, bu da doların fiyatında bir baskı yaratacaktı.
TL’nin hızla değer kaybedip doların fiyatının artması kaçınılmaz biçimde Türkiye ile ilgili enflasyon beklentilerini bozacak, artan risk primi yüzünden Türkiye’ye yurt dışından para girişi duracağı gibi bu yıl ödenmesi gereken yaklaşık 220 milyar doların ödenip ödenemeyeceği hakkında son derece rahatsız edici spekülasyonlar da başlayacaktı.
Aşı temini konusunda geç kalan ve yeterli aşıyı bulamayan Türkiye, salgının da yeniden tepe noktalara ulaşması yüzünden bir kez daha kapanmak zorunda kalacak; bu da ekonomik aktiviteyi iyice yavaşlatacak, Merkez Bankası faiz indiremeyeceği için ekonomi iyice durgunluğun pençesine girecekti.
Salgını bitirememiş, bırakın bitirmeyi kontrol altına bile alamamış, bu arada doların fiyatını yeni seviyesi olan 8 liranın üzerine taşımış ve ekonomisini canlandıramamış bir ülkede siyasetçinin seçime kendi isteğiyle gitmesi imkansız bir durum. Ama ekonominin şartları Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı seçime gitmek zorunda bırakacaktı.
***
Şimdi geldiğimiz noktada 20 Mart sabahı düşündüğüm “iyimser senaryo” tamamen olmasa da büyük ölçüde devreden çıkmış durumda. Ağbal’ın gidişiyle başlayan çalkantı bir haftada sona ermedi, bir süre daha piyasalarımız çalkalanacak gibi duruyor.
Üstelik bu sadece başlangıç. Dış borç servisi tarihleri geldikçe veya mesela Botaş doğal gaz ödemeleri için piyasadan yüklü miktarda dolar almaya kalktıkça döviz piyasalarında yeni yeni çalkantılar görmeye devam edeceğiz.
İşsizlik, gelirsizlik, yoksulluğun artması, şirketlerin kapanması vs hep çok büyük kriz belirtileri ama bizim kamuoyumuz “ekonomik kriz” denince esas olarak Türk lirasının değer kaybetmesini anlıyor; önümüzdeki dönemde TL sürekli oynak kalacağı için sokaktaki vatandaşın gözünde “kriz” algısı da süreklilik kazanacak. Artık yaz aylarında faizleri düşürüp kredi genişlemesine gitmek de pek mümkün gözükmüyor.
Bu sebeplerle, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın erken seçimden kaçınması, sorulduğunda da hep “Seçimler normal zamanında, 2023’te yapılacak” demesi son derece normal. Cumhurbaşkanı, salgını bitirmeden ve ekonomik canlanmayı başlatmadan seçime gitmek istemez.
İstemez ama anlatmaya çalışıyorum, ülkemizin içinden geçmekte olduğu zorlu ekonomik şartlara kısa dönemde mucizevi bir çözüm veya rahatlama da gözükmüyor.
O yüzden, iktidarın meseleye sadece seçimi kazanmak ve iktidarını sürdürmek açısından baktığını varsayarak söylüyorum, erken seçimden kaçınmak bir zorunluk gibi gözüküyor ama bunu yapmak iktidar açısından ne kadar doğru olur, tartışmalı.
Yazarlar
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.08.2025
5.08.2025
2.08.2025
31.07.2025
26.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
15.07.2025
28.06.2025