Kurtuluş TAYİZ
Diyarbakır’da 13 askerin yaşamını yitirdiği saldırı, kabul edelim ki Kürt sorununda demokratik çözüm arayışlarına ciddi bir darbe vurdu. Seçimlerden sonra oluşan barış havası, bu saldırı yüzünden zarar gördü. Buna, Demokratik Toplum Kongresi’nın (DTK) aynı gün Diyarbakır’da tek taraflı olarak, “Kürt halkı adına” özerklik ilan etmesi de eklenince Kürt sorununda yeniden 1990’lara dönüşü tartışmaya başladık. Başbakan’ın “Kürt sorunu yoktur, PKK sorunu vardır” sözleri de bu negatif havaya adeta tuz biber ekti.
Neyse ki, hükümetin soğukkanlılığını yitirmeden yola devam edeceğini ve demokratik çözüm için kapıları kapatmadığını gösteren sinyaller gelmeye başladı. AKP’nin Diyarbakır milletvekili ve yeni adıyla Gıda, Tarım ve Köyişleri Bakanı Mehdi Eker, Hürriyet gazetesine yaptığı açıklamada “Demokratik özerkliği Meclis’te tartışırız” dedi. Bu çağrı bana “Federasyonu da tartışırız” diyen Turgut Özal’ın açıklamalarını hatırlattı. Eker, BDP’lilere şöyle seslenmiş: “Çözüm zemini Meclis’tir. Demokratik reform istiyorsan bunun tartışılacağı yer Meclis’tir. Meşru olan her şeyi tartışmaya açığız. Demokratik özerklik talebi de dâhil.”
Mehdi Eker’le dün basına yansıyan bu açıklamaları üzerine konuştuk. Eker, BDP’nin tek taraflı özerklik ilanı çıkışıyla, Kürt meselesini demokratik zeminin dışına çıkardığını ve terörü meşrulaştırdığını söyledi. “Bir Kürt olarak” bu sözleri dile getirme gereği duyduğunun altını çizen Bakan Eker, Taraf ’a şunları anlattı: “BDP’nin başka yerlere dayanarak, tek başına kalkıp Kürtler adına ben özerklik ilan ediyorum deme hakkı yok. Çözüm yoluna giren bu meseleyi, silah ve şiddet zeminine çekmek büyük bir hatadır. Ben de bir Kürt olarak, bu sorunun çözüm yeri olarak Meclis’i görüyorum. Gelsinler, Meclis’te istediklerini dile getirsinler. Konuşalım, tartışalım. Demokratik özerklik de dahil. Bu açıklama, onların ilan ettiği özerkliği kabul ediyoruz, onaylıyoruz, benimsiyoruz anlamına gelmiyor tabii ki. Kürt meselesini terör zemininden çıkarıp siyasi zeminde tartışalım, en doğrusu da budur.”
Bakan Mehdi Eker’in “demokratik özerkliği Meclis’te tartışalım” çağrısını ve gündemdeki diğer merak edilen konuları, BDP cephesinden Aysel Tuğluk’a sordum. Tuğluk’un yanıtları ise şöyle:
» Mehdi Eker’in çağrısı
Mehdi Bey’in açıklamalarını önemsiyoruz. İyi ve güzel bir çağrı ama Mehdi Bey’in bu sözleri hükümeti ne kadar bağlıyor, Başbakan Erdoğan’ın bilgisi dâhilinde mi yoksa kişisel görüşleri mi? Bilemiyoruz şimdilik. Eğer Başbakan da paylaşıyorsa, daha bir önem arz eder. Biz demokratik özerkliği zaten Meclis’te tartışmak istiyoruz. Bütün çözüm modellerini tartışmak istiyoruz. Başbakan’ın “ameliyata izin vermeyiz” kaygısını da giderecek düzeyde olacak bu tartışmalar; özellikle de “bölünüyoruz”, “parçalanıyoruz”, “ayrılıyoruz” endişelerini tümden gidermek için bu konuyu Meclis’te halka açık görüşmek istiyoruz. Demokratik özerkliği AKP ile birlikte Kürt sorununun çözümünde ortak bir yol haritasına dönüştürebilirsek, önemli olur.
» Meclis’e dönüş konusu
AKP’nin yaklaşımlarını netleştirmesini bekliyoruz. Sözleri aşarak somut adımlar atmasını istiyoruz. Devlet İmralı’da önemli görüşmeler yapıyor, bazı protokoller üzerinde de görüş birliğine varıldığı ifade ediliyor. AKP’nin çözüm için bu protokollere nasıl yaklaşacağı önemlidir. Biz Öcalan’ı da takip ediyoruz, onun belirttiği bir cümlelik formül de var (“Tutuklu vekillerin durumu bir demokrasi sorunudur, çözümü de politiktir. Biz bu sorunu Anayasa ve yasaları birlikte değiştirerek çözeceğiz”). Hükümetle görüşüp yaklaşımlarına bakacağız. Başbakan Erdoğan’ın yok sayan, yaralayan tutumu sürecek mi yoksa samimi bir diyalog mu gelişecek... Uzlaşma zemini bulursak tabii ki Meclis’e geleceğiz. Kürt halkının beklentisi de Meclis’e gidip bu meseleleri çözüme kavuşturma yönündedir.
» Özerklik ilanının zamanlaması
Demokratik özerklik ilanını yaptığımız gün Diyarbakır’da 13 asker ve iki gerillanın yaşamını yitirdiği haberi geldi. Açıklama o gün olmayabilirdi, sonraki bir güne de bırakabilirdik. Keşke yapabilseydik ama o an bir tutukluk yaşandı. Hazırlıklar daha önceden yapılmıştı, basın davet edilmişti. Özerklik konusu uzun bir süredir zaten gündemimizdeydi. Duyurunun öyle bir güne denk gelmesini istemezdik.
Ayrıca demokratik özerklik ilanının zamanlamasını doğru bulmayan arkadaşlarımız da var. Basına yansımıştır. Bu onların en demokratik haklarıdır, biz demokratik bir yapıyız. Bu konudaki eleştirilere, değerlendirmelere, değişik analizlere elbette açığız.
» Kaçırılan askerlere ilişkin
PKK tarafından kaçırılan askerler konusunu gündemimize aldık ve şu an bunu tartışıyoruz. 13 askerin hayatını bu kaçırılanları ararken kaybetmesi bu konuyu daha önemli hale getirdi. Şöyle bir talebimiz olabilir; bu askerler, gönüllü olarak oluşan heyetlerden birine teslim edilsin ya da doğrudan bizim oluşturacağımız bir heyete. Bu konuda gelişme kaydedilmesi bizim için de çok önemli.
» PKK’yla araya mesafe koyma
Kürt meselesini çözüm için yola çıkmış ayrı ayrı oluşumlar bunlar. PKK/İmralı ayrı, BDP ve DTK ayrı. Ama zaman zaman kaçınılmaz olarak çakışıyoruz. Fakat şu da görülmeli, biz demokratik blok örgütlenmesiyle bu darlığımızı biraz aştık. Şimdi biraz da içe dönük siyaset yaptığımızdan bu duruma düşülüyor. “PKK’yi terörist ilan edin” dayatmasının da bunda payı var. Yoksa biz bu soruna Meclis’te çözmek için yola çıkan siyasal bir partiyiz. Biz silahlı güçlerle aramızdaki mesafeyi koruyoruz.
» Bundan sonra ne olacak
Sırat köprüsünden geçiyoruz. Ama ben barış fırsatının kaçtığına inanmıyorum. Kürt sorununun çözümü için Meclis’te diğer partilerle birlikte çalışmaya başladığımızda, yeni anayasa için AKP ile mutabakat içinde hareket ettiğimizde ben silahların konuşabileceğine ihtimal vermiyorum. Abdullah Öcalan, “Başbakan çağrı yapsın, bir hafta da hallederiz” diyor. Öcalan bunu, demokratik çözüm zemini olduğunu gördüğü için belirtiyor. Hükümet, Kürt meselesinin çözümünde samimi olursa ben demokratik çözümün gelişeceğine inanıyorum.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları






























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.05.2019
10.05.2019
1.05.2019
22.04.2019
19.04.2019
17.04.2019
15.04.2019
12.04.2019
11.04.2019
8.02.2019