Mehmet Ocaktan
Biliyoruz ki şimdi bütün dünyada, pandemiden sonra nasıl bir dünyaya uyanacağız, neler değişecek, nasıl bir ekonomik/ finansal düzen ortaya çıkacak soruları tartışılıyor.
Kuşkusuz yeni dönem liberal Kapitalizmin daha fazla sorgulandığı bir dönem olacak. Ülkeler başta sağlık olmak üzere, özellikle stratejik sektörleri kendilerine yeter hale getirmek için yeni stratejiler geliştirecekler. Bu durum ulus devletin daha baskın hale gelmesi sonucunu üretebilir.
Ancak şimdiden bir takım varsayımlarda bulunurken ya da analizler yaparken kesinlik ifade eden genellemelerden de kaçınmak gerekiyor. Mesela Türkiye özelinden baktığımızda, özellikle demokratik değerlerle başı pek hoş olmayan çevrelerin “Süper güçlerin sonu geldi, Amerika çöküyor, Avrupa Birliği dağılıyor” şeklindeki afaki değerlendirmelerle erken bir sevince kapıldıklarını görmek mümkün.
Evet küresel salgın kapitalizmin eşitsizliğe dayalı vahşi yüzünü çok daha görünür hale getirdi ve artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacak, ama bu demokratik değerleri terk edip totaliter rejimlerin cehennemine döneceğimiz anlamına da gelmiyor. Siyaset filozofu John Grey’in ifadesiyle “Bu küçük çaplı yerelciliğe bir geçiş demek değil. İnsan sayıları yerel kendine yeterlik için çok yüksek ve çoğu insan uzak geçmişin küçük, kapalı topluluklarına dönmek istemiyor. Ama son birkaç on yılın aşırı küreselleşmesine de dönmeyeceğiz. Küreselleşme büyük faydalar üretti, milyonlarca insan fakirlikten kurtuldu. Bu başarı şimdi tehdit altında. Küreselleşme şimdi tersine çevriliyor.” (Neden Bu Kriz Tarihi Bir Dönüm Noktası?, PERSPEKTİF sitesi)
Unutmayalım ki fırtına dindiğinde pek çok ülke ekonomisini derin krizler bekliyor. Nitekim IMF, Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 5 daralacağını, 2021’de yüzde 5 büyüyeceğini öngördü.
Rapora göre Türkiye’de işsizlik oranı ise yüzde 17,2’ye yükselecek
IMF’in raporunu yorumlayan eski Hazine Müsteşarı, iktisatçı Mahfi Eğilmez “IMF’nin 2020 tahminlerine göre ABD, Japonya, Almanya, Fransa, İngiltere, Kanada, Rusya, Brezilya, Meksika ve S. Arabistan resesyona girecek. İspanya, İsrail ve Yunanistan resesyonla deflasyon arası bir yerde olacak. Çin durgunluk yaşayacak. Türkiye ve İran slumpflasyona girecek. (*)
Hal böyleyken, şimdiden “Türkiye küresel bir güç haline gelecek, artık Türkiye’yi kimse durduramayacak” gibi tamamen hamasete dayalı pembe hayaller kurmak doğrusu hiç de gerçekçi değil. Elbette Türkiye’nin bu badireden hem insani, hem de ekonomik olarak daha az zayiatla çıkmasını beklemek hepimizin hakkı, ama realiteden kopmadan...
Zira biliyoruz ki küresel salgından önce Türkiye zaten derin bir ekonomik kriz yaşıyordu. Şimdi hepimiz evlerimize kapanmış durumdayız ve salgının ekonomide nasıl bir tahribata yol açacağını, fırtına sonrasında bizi nelerin beklediğini hiçbirimiz bilmiyoruz. Dolayısıyla sonuçları görmeden şimdiden pembe hayaller kurmanın kimseye bir faydası yok.
Hatırlatmakta fayda var; bugün Covid-19 salgınıyla birlikte ‘bitti’, ‘çöktü’ diye tarif ettiğimiz ülkeler işlerini kaybedenlere, vatandaşlarına ve şirketlere yönelik trilyon dolarlık destek paketleri açıklarken, Türkiye’yi bu ülkelerle karşılaştırmakta bile zorluk çekiyoruz.
Elbette Türkiye sıradan bir ülke değil, güçlü bir ülke, ama kabul edelim ki yönetim anlamında zaaflarımız var. Günlerdir maske dağıtımı konusundaki beceriksizliğimizi tartışıyoruz.
Geleneklerimiz, kültürel değerlerimiz itibariyle dayanışma ruhu güçlü bir ülkeyiz, ama insanlarımızın yardımlaşma duyguları üzerinden gerilim politikaları üretmekten bir türlü kurtulamıyoruz.
*Slumpflasyon: Enflasyon olgusu yaşanırken ekonomi küçülüyorsa o ekonomide slumpflasyon (enflasyon içinde küçülme) hali var demektir.
Küreselleşme büyük faydalar üretti, milyonlarca insan fakirlikten kurtuldu. Bu başarı şimdi tehdit altında. Küreselleşme şimdi tersine çevriliyor.
Yazarlar
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
4.08.2025
14.07.2025
7.07.2025
30.06.2025
2.06.2025
26.05.2025
14.04.2025
9.04.2025
4.04.2025
31.03.2025