Mensur Akgün
Gerçekte olmayan, ama olmasını istediğiniz bir yer, toplum ya da bir durum ütopya. Daha doğrusu varılacak bir hedef. İlk kez 1500’li yıllarda İngiliz düşün insanı Thomas More tarafından hayalindeki toplumu tanımlamak için kullanılmış. Daha sonra sosyalistler ütopya kavramını sahiplenmiş. Ancak ilk ütopik fikirlerin Platon’dan çıktığı, iyi bir topluma eğitilmiş yöneticilerle ulaşılacağını iddia ettiği biliniyor.
Günümüzde hemen herkesin bir ütopyası, varmayı düşündüğü ideal dünyası, hayalini kurduğu kaçış noktası var. Ekonomistler, ekolojistler, siyasetçiler, sanatçılar, farklı inançlara sahip insanlar bu ya da başka bir dünyada daha iyi bir yaşamın olabileceğini hayal ediyor. Dünya siyasetinde de ütopyalar hiç az değil. En çok referans alan ütopya uluslararası toplum. Sanki böyle bir şey varmış ya da olabilirmiş gibi düşünüyoruz, düşünmeyi seviyoruz.
İşiyle yabancılaşmış şehir insanının ütopyasıysa şehirden kaçmak, küçük bir köye ya da kasabaya yerleşmek. Bu hayalini gerçekleştirebilirse tüm dertlerinden azade olacağını, hayalini kurduğu tatil beldesini hayalini kurduğu gibi bulacağını düşünüyor. Oysa tüm ütopyalar gibi gerçek hayatta olmayan şeyi özlüyor, kurguladığı hayatı arzuluyor.
Ütopyalar çatışmadığı, toplumsal alanda büyük anlatıların öznesi olmadığı, birinin kendi ütopyasını diğerine dayatmaya çalışmadığı sürece hepimizde olması gereken bir özellik. Hayatımıza anlam katıyor, bize ulaşmamız için hedef, bazen de duygusal sarsıntılardan kaçacağımız sığınak sağlıyor.
Mesela ben kedi ve köpeklerimin olacağı, minimalist bir gelecek hayal ediyorum. Az eşya, küçük ev, küçük araba ve mütevazı bir de tekne. Ve yine ders verebileceğim bir üniversite, yazabileceğim bir gazete ve toplumsal ütopyamın gerçekleşmesine katkıda bulunabileceğim bir düşünce kuruluşu.
Hayal dünyam çok geniş değil. Çok zengin olmayı beklemiyorum. Çok mükemmel bir dünyada yaşamayı da. Çatışmanın daha az olduğu, sorunların daha kolay çözüldüğü, insan haklarına, insancıl hukuka saygının daha fazla olduğu bir dünya olsun yeter diyorum. Ülkemin de aynı özelliklere sahip olmasını, saygın ve güçlü görülmesini, insana ve demokrasiye değer vermesini arzu ediyorum.
Aslında gerçekçiyim. Muhtemelen bu yüzden Kenneth Waltz’u okumak, okutmak hoşuma gidiyor. Dengelerin olduğu, insanların rasyonel kararlar verebildiği bir düzende yaşamak istiyorum. Bu yüzden de ülkemin her açıdan daha güçlü olmasını diliyorum. Benim ütopyamda Türkiye, dünyanın en güçlü ülkesi olmasa bile etkili bir ülkesi. Emsal yaratıyor, etrafındakilere ilham veriyor.
Tıpkı birkaç yıl önce olduğu ve bizim de TESEV’de geniş anlamıyla Ortadoğu’da yaptığımız araştırmalarda tespit edip, dünyaya anlatmaktan mutluluk duyduğumuz gibi. Mesela Türkiye hakkında ne düşünüyorsunuz diye sorduğumuzda 2011 yılındakine benzer yüzde 78’in olumu diye yanıt vermesini bekliyorum.
Yine bölge insanlarının yüzde 71’inin Türkiye’nin Ortadoğu’da daha büyük bir rol oynamasını istemesini, yüzde 61’nin Türkiye’nin kendileri için model oluşturduğunu düşünmesini istiyorum. Neden diye sorduğumuzda büyük bir çoğunluğun yine Türkiye’nin ekonomik performansına, demokratik rejimine, laik ama Müslüman kimliğine atıfta bulunmasını arzu ediyorum.
O zamanlar Türkiye yarattığı modelle hem araştırmayı gerçekleştirdiğimiz 16 Arap ülkesinde hem de Batı’da emsal olarak görülüyor ve gösteriyordu. Bu da Türkiye’nin gücüne, etkisine, sorunlarını yönetebilme yeteneğine katkıda buluyordu. Sonra artçı sarsıntılarını hala hissettiğimiz talihsiz gelişmeler yaşandı. Darbe teşebbüsünde bulunuldu, Suriye sorununun komplikasyonları Türkiye için ciddi tehditler oluşturdu. Sistem değişikliğine gittik, ekonomide kriz yaşadık.
Ama artık bunların çoğu geride kaldı. Türkiye dünya siyaset sahnesinde kullanabileceği önemli avantajlar elde etti. Şimdi benim gibi ortalama insanların hayallerinde olan Türkiye’yi yeniden inşa etmek için çalışma fırsatımız var. Zaten hiç birimizin beklentisi ulaşılamayacak bir ütopya, Thomas More’un ıssız adası, Ivan Efremov’un Andromeda’sı değil. Sadece birkaç yıl öncesi, çatışma çözümünün, insan haklarının, hukukun üstünlüğünün güçlü olduğu dönemler. İyi ve mümkün olduğunca keyifli bir tatil günü dileğiyle..
Yazarlar
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları




















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
18.12.2025
7.12.2025
3.12.2025
12.11.2025
5.11.2025
2.11.2025
29.10.2025
26.10.2025
22.10.2025
19.10.2025