Nevzat CİNGİRT

YASAK…
12.11.2025
57

Derler ki:

“İzahı olmayan şeylerin mizahı olur.”

İşte Akçakoca’da bugün tam da böyle bir tablo yaşanıyor.

Akçakoca denince akla ilk neresi gelir?

Çuhallı Sahili, Ceneviz Kalesi…

Ve elbette balıkçı barınağı!

İlçeye gelen her misafir, barınağın mendireğine kadar yürür; fotoğraf çeker, gün batımını izler, sosyal medyada “Akçakoca vibes” diye paylaşır.

Akçakocalılar içinse liman, bir yürüyüş yolundan çok daha fazlasıdır — sohbetin, nefeslenmenin, kafa dağıtmanın en kestirme adresi. Öyle ki halk arasında “limana gidenler” diye muzip bir tabir bile vardır.

Bir de amatör olta balıkçıları var…

Sadece Akçakoca’dan değil, çevre il ve ilçelerden gelen insanlar yıllardır o mendireğin ucundan hobi amaçlı balık tutar. Gürültüden uzaklaşır, stres atar, kafa dinler. Bu görüntü, ilçenin doğal bir parçası olduğu gibi Akçakoca’nın cazibesine de ayrı bir renk katar.

Hem gazetelerin manşetine konu olur,

Hem televizyonlarda güzel görüntüler çıkar,

Hem de Akçakoca’nın tanıtımına sıfır maliyetle katkı sağlar.

Ama şimdi?

İlçe günlerdir, enerjisini tamamen gereksiz bir tartışmaya harcıyor:

“1380 sayılı Su Ürünleri Kanunu gereği, liman içerisinde olta ile su ürünleri avcılığı yasaktır!” tabelası!

Sosyal medya kaynıyor, vatandaş öfkeli, herkes aynı soruyu soruyor:

“Bu nasıl yasak? Akçakocalıya Akçakoca mı yasak?”

Konunun Muhatabı Kim?

İlçe Tarım Müdürü Cemil Uzun’u aradım, bilgi almak istedim.

Cevap: “Beyimiz devlet memuru olduğu için konuşamazmış.”

Peki kim konuşacak?

“Su Ürünleri Kooperatifiyle görüşün” denildi.

Kooperatif başkanı Mustafa Karakaş’ı  aradım, sordum:

Tabelayı siz mi astınız?

Gerekçe nedir?

Aldığım cevap:

“Yapmak zorunda kaldık!”

Peki Neden?

Balık sezonu

Her gün limana tekneler girip çıkıyor

Teknelerin getirdiği balıklar kamyonlarla limandan Türkiye’nin çeşitli illerine taşınıyor

Büyük araçlarla amatör balıkçıların araçları arasında park sorunu yaşanıyor

Limanda nefes alınacak yer kalmamış

Ve en acı bölüm:

Bazı amatör balıkçılar, belediyenin caddedeki otoparkına 50 lira ödememek için arabalarıyla limanın içine giriyor.

Hem yolu kapatıyorlar, hem limanın içinde işgale neden oluyorlar.

Ve bulunan çözüm?

YASAK!

Bizde klasik yöntem:

Trafik sorunu mu? Yasak.

Kültür sorunu mu? Yasak.

Alkol mü var? Yasak.

Kalabalık mı? Yasak.

Ama çözüm üretmek yok.

“Başka çözüm yok muydu?”

Kooperatif başkanına sordum.

Cevap netti:

“Olmaz mı? Olmalı tabii. Belediyeyle, sahil güvenlikle, emniyetle, jandarmayla ortak çözüm üretmek lazım.”

Yani o da biliyor: Bu iş yasakla olmaz.

Sadece sorunu halının altına süpürür.

Vatandaş Ne Diyor? Tepki büyük.

Bir balıkçı:

“Akçakocalıya Akçakoca yasak! İki zevki olan vatandaşa da engel olunuyor! Alkol alınıyorsa eyvallah, onu yasakla ama olta avcılığının ne zararı var? Hem vatandaşa hem esnafa darbe!”

Bir başkası:

“İki stres atacaktık, onu da elimizden alıyorlar. Yazık!”

Bir vatandaş da daha acı bir espri yaptı:

“Bu gidişle denize girmek bile yasak olur.”

Herkes Kaybediyor

Amatör balıkçılar mutsuz

Esnaf tepkili

Turist geliyor, barınakta kocaman bir tabela görüyor: “Olta atmak yasak”

Sonra “Hoş geldin Akçakoca”…

İlçenin imajı zarar görüyor.

Bu yasağın gerekçesi kamuoyuna açık ve net şekilde anlatılmalı.

Ortak akılla çözüm üretilmeli.

Bu işler yasakla çözülmez

Otopark sorunu mu?

Düzenle.

Araç işgali mi var?

Denetle.

Kargaşa mı çıkıyor?

Görevli bulundur.

Ama en kolay yöntem hep aynı:

Tabelayı dik, herkes çekilsin.

Sonra da soruyoruz:

“Turizm niye gelişmiyor?”

“İnsanlar niye mutsuz?”

“Neden herkes şikayet ediyor?”

Çünkü Akçakoca’nın imajına zarar veren şey;

Deniz değil, balık değil, olta değil…

Çare üretmek yerine yasak yazan zihniyet.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar