Oya BAYDAR
Ne zamandır yazamıyordum; biraz düşünmeye, kafamı toplamaya, çevremdeki yenilgi psikolojisinin yarattığı toz dumanın biraz durulmasına ihtiyacım vardı. Çizmeyi aşarak da olsa cesaret edip; artık bütün ezberlerimizi silip Türkiye’yi yeni baştan düşünmeye başlamamız gerektiğini, AKP de, CHP, HDP de dahil, iktidar veya irili ufaklı muhalefet partilerinin hiçbirinin artık oldukları gibi kalamayacaklarını, hatta birkaç yıl sonra siyaset meydanından silinip gideceklerini, tekrarlayıp durduğumuz klasik toplumsal-sınıfsal analizlerin 2020’ye doğru ülkenin “somut durumunun somut tahlili” ile uyuşmadığını, yeni örgütlenme ve mücadele biçimlerinin gerektiğini yazmaya niyetliydim. Sonra önüme Mazlum-Der eski başkanlarından HDP milletvekili Dr. Ömer Faruk Gergerlioğlu’nun 25 Temmuzda TBMM Genel Kurulu’nda yaptığı konuşmanın metni düştü. Yazmamak, paylaşmamak olmazdı.
Bezirgân ruhunuz kâr’a dayanamaz
Ne pahasına olursa olsun rant ve kâr -ve tabii mutlak güç, mutlak iktidar- başlıca amacınızdır, biliyorum. Dört yıldır gencecik çocuklarımızı şehitlik edebiyatıyla, vatan-millet-Sakarya hamasî nutuklarıyla, nefret söylemine bulanmış milliyetçilik kışkırtmasıyla bizim olmayan savaşlara sürüklediniz, evlatlarımız ve gencecik Kürt çocuklar öldü o çatışmalarda, savaşlarda. Türkiye Kürtleri yetmedi, Suriye Kürtleri, Irak Kürtleri de hedefiniz oldu. Savaş olmasın, insanlar ölmesin, çocuklar öldürülmesin, şehirler yıkılmasın, barış olsun diye feryad edenleri hapislere tıktınız, mahkemelerde süründürdünüz, işlerinden attınız, hâlâ da devam ediyorsunuz.
Ama benden/bizden söylemesi: Şimdilik önü açık sandığınız, hedefinize vardıracağına inandığınız bu yol, yol değil. Bu yol ülke ile birlikte sizi de felakete götürecek er veya geç. Bu yolun neresinden dönerseniz kârdır.
Vicdan dili sizlere ulaşamıyor ama bakın anladığınız dilden kârlı bir teklif var: HDP Milletvekili Gergerlioğlu 25 Temmuzda Meclis’teki konuşmasının ilgili bölümünde şöyle diyor:
“….. Yıllardır ülkemizde hamaset ve militarizm üzerinden prim yapıp çağdaş usullere ve akla karşı çıkmak, zorunlu askerliği dayatmak, vicdani ret hakkını reddetmek bir âdet olmuştu. Sıkışınca ve oy gerekince adaletsiz bir bedelli sistemi getirilmesi de bir âdet oldu. Şimdi, esasa gelelim, bunlar nereden kaynaklanıyor? Hantal bir ordu yapısı var. İnsanlar, gençlerimiz askere gitmek istemiyor, açık konuşalım. Evliliklerinin, işlerinin önünde bir engel görüyorlar; çünkü bu hantal yapıyı modernize edebilmiş değiliz, zorunlu askerliği ortadan kaldırabilmiş değiliz, vicdani ret hakkını teslim etmiş değiliz. Yıllardır vicdani ret hakkını talep edenler, bunun karşılığında kamu hizmeti yaparak vicdani ret talep edenler çekmedik işkence görmedi. Şimdi, insanlar askere gitmek istemedi, bir büyük sayı oluştu ve bunun üzerinden bir rant elde edilmeye çalışılıyor, popülist politikalar izleniyor.
Size bedeli askerlikten çok daha fazla kâr getirecek bir teklif sunuyorum: Kürt meselesinde adil ve eşitlikçi bir anlayışa dönün, 800 milyar dolar kayıp yerine, 8 trilyon dolar kâr elde edin.
Ben bedelliden elde edilecek kârdan çok daha fazla büyük bir kârı size hatırlatmak istiyorum: Türkiye'de Kürt meselesinin insan haklarına uygun bir şekilde çözülmemesinden kaynaklanan silahlı çatışmalara yıllardır harcanan para 800 milyar dolardır. Çünkü Türkiye'de insan haklarına dayanan bir anlayış yok maalesef ve Kürt meselesinde insani, adil ve eşitlikçi bir çözüm bulunmuyor, bunun için de silahlı çatışmalar devam ediyor. Size bedeli askerlikten çok daha fazla kâr getirecek bir teklif sunuyorum: İnsan haklarına dönün diyorum. Kürt meselesinde adil ve eşitlikçi bir anlayışa dönün, 800 milyar dolar kayıp yerine, 8 trilyon dolar kâr elde edin diyorum, çok mantıklı bir teklif.”
Ya silahlanmaya harcanan milyarlar?
Evet, çok mantıklı ve muhatapların anlayacağı dilden bir teklif.
Türkiye savaşlara ve silahlanmaya yakın dönemde görülmemiş paralar harcadı, harcıyor. Bölgemizin karışık ve tehlikelerle dolu olduğu açık. Ancak Yunanistan’dan Ermenistan’a, Suriye’den Irak’a; on yıl önce sorunsuz yaşadığımız, barışı örmeye çalıştığımız komşularımızla neden böylesine düşmanlaştığımızı da soralım kendimize.
Çevremizden Türkiye’ye yönelik bir tehdit olmadığını, bu tehdit algısının savaşçı, militarist, fütuhatçı ve şoven milliyetçi zihniyet tarafından yaratıldığını görelim.
Silahlanma harcamalarının ve savunma sanayiinin pompalanması da bilerek yaratılmış bu aldatıcı algıya dayandırılıyor. “Büyük devlet” olmayı çevreyi ve ekolojiyi bin yıllar için mahvedecek (ve banîine İkinci Fatih ünvanı kazandıracak) çılgın projeler ve caydırıcı, ürkütücü bir savaş gücü olarak kavrayan zihniyetin tarih yazma kibri yanında, işin içyüzünü bilenler, bu alanda yandaş ve hısım akraba sermayeye ne biçim bir rant ve kâr aktarımı sağlandığını da fısıldıyorlar.
Sayın Gergerlioğlu mallarını iyi tanıyor, bezirgân hassasiyetlerini biliyor. Bu yüzden kârlı bir teklifte bulunuyor. Kısa dönem kâr yerine iç ve dış barışın sağlayacağı kârı hesaplayın, kazanırsınız, diyor.
Biliyorum, duyacak dinleyecek haliniz yok. Yine de yarın; anlayamadık, bilemedik, aldatıldık, Reis’in iğvasına kapıldık yollu ağlaşmayın diye hatırlatıyorum: Kârlı olan, saygın olan, insanî ve ahlakî olan barıştır. Uyanın, köle ve kukla olmaktan kurtulun. Gecikmeden barışın kârından yararlanın.
Yazarlar
-
İsmet BerkanTrump’ın Gazze Planının Ak Parti çevresinde yarattığı derin çatlak 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasOrtada aslında bir ‘plan’ yok 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsıl sorunumuz TL değil dolar enflasyonu 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTrump kuzulara şah olunca… 2.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplumun İnşası İçin Meclis Adım Atmalı: Yasa Çıkarmalı, Komisyon Öcalan’ı Dinle 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.05.2024
14.05.2024
3.05.2024
3.05.2024
22.04.2024
16.04.2024
3.04.2024
29.03.2024
22.03.2024
7.03.2024