Yıldıray OĞUR
Game of Thrones dizisindeki şehirlilerle, dışlanmış yabanileri ayıran buzdan duvara benzeyen dev bir taş dağının üzerine bundan 3000 yıl önce inşa edilmiş Van Kalesi karşımızdaki.
Urartuların başkenti Tuşpa’nın merkezi olan kalenin dibinde kamp kurmuş İstanbul Üniversitesi’nden arkeologlar yıllardır Urartuların izlerini arıyor.
Geçen yaz 12-13 yaşlarında bir Urartulu genç çocuğun ayak izini buldular. Genç çocuğun muhtemelen evleri yapılırken ıslak kerpice 36 numara ayağıyla basıp yaptığı küçük yaramazlık, en az 2500 yıl sonra bozulmamış halde onu bulan arkeologları bile güldürüp, heyecanlandırmış.
O ayak izinin de aralarında olduğu Urartu eserleri kalenin hemen dibinde nihayet bitmek üzere olan Van Müzesi’nde sergilenecek. Nihayet çünkü 2012 yılında inşaatına başlanan müzenin açılma sözü verilen 2013 yılından beş yıl sonra hala kapıları kapalı.
Koruma kurulunun izin verdiği, tasarlayan mimarlarının kalenin siluetini gösterdiğini iddia ettikleri camekan müze binası ilk bakışta etrafıyla uyumsuz bir alışveriş merkezini andırıyor.
Ama müzenin bir an önce açılması ve adında muhakkak Urartu geçmesi için uğraşan Van Valisi ve aynı zamanda kayyım Belediye Başkanı Murat Zorluoğlu, müzenin içinin dışından daha cazip olacağını söylüyor.
Yeni yapılan patika yoldan, her adımda fotoğraf çektirmeye çalışan meraklı yerli turist kafilelerinin arasından 3000 yıllık kalenin tepesine çıkılıyor.
Biraz Türkçelerine kulak kesilince onların bir kısmının yerli turist değil, bir saat uzaklıktaki İran’dan Van’a gelen İranlı Azerbaycan Türkleri olduğunu keşfediyorsunuz.
Van ekonomisini, Türkiye’deki ekonomik sorunlara karşı bir miktar korunaklı yapan da bu İranlı Turistler.
2017 yılında 500 bin İranlı turist Van’a gelmiş. Yazın yeni açılan oteller, Van Gölü kenarındaki devletin meşhur dinlenme tesisleri de yetmeyince turistler boş olan öğrenci yurtlarına dahi yerleşmişler. Bu yıl İran yurtdışı çıkış harçlarını astronomik rakamlara çıkardığı için gelen turist sayısı azalmış ama hala ve ısrarla, ekonomik sorunlara rağmen Van’a geliyorlar.
Onları buraya çeken Van’ın tarihi ve coğrafi güzelliklerinden çok, biraz nefes alma ihtiyacı.
Sınırı geçip Van’a gelen İranlı kadın turistler zorunlu kıyafetlerini çıkarıp Van caddelerine atıyorlar kendini. İranlı turistlerin favori mekanı alışveriş merkezleri. Bazıları akşamları İranlı müzisyenlerin dans etmenin serbest olduğu konserlerinde eğleniyor. Bazıları da ruhsat almada sorunlar yaşayan içkili mekanlara gidiyor.
Aslında muhafazakar bir şehir olan Van’ın en seküler hayatını İranlı turistler yaşıyorlar. Van aslında İranlılara seküler ve kapitalist Türkiye’yi satıyor.
eskiden birkaç dilde kalenin tarihini ezbere bilen çocuk rehberlerin tırmandırdığı, aşağısı uçurum olan patika yolunun yerine, dokuyla uyumlu olarak yapılmış yeni yoldan Van Kalesi’nin tepesine çıkılıyor.
Van Gölü’nün ya da Vanlıların deyimiyle denizinin etrafını sarmış Süphan, Artos Erek dağlarına kar inmiş.
Kalenin ve şimdiki Van şehrinin güneyinde, şimdi yürüyerek İran sınırından Van’a gelen Afganların çobanlık yaptığı sürülerin dolaştığı büyük yeşil ova aslında bundan 100 yıl önceki Van şehriydi.
Artık sonradan restore edilmiş iki cami dışında tek bir taşın dahi ayakta kalmadığı eski Van’da 1914 nüfus sayımına göre 180 bin Müslüman ve 68 bin Ermeni yaşıyordu. Şehir merkezinin yarısını oluşturan Ermeni nüfusu, şehirdeki zanaat ve ticarete hakimdi. Gelişen şehirde bir işçi sınıfı bile oluşmuş, grevler yaşanmıştı.
Şimdi bir kayyım belediye başkanının oturduğu belediye başkanlığı koltuğunda ise 1909 yılında hem Ermenilerin hem de Müslümanların oylarını alarak seçilmiş şehrin sevilen ve saygı duyulan manifaturacısı Bedros Kapamacıyan oturmaktaydı.
Şehrin valisi olan ittihatçı Tahsin Bey de liberal ve her kesimin sevdiği bir isimdi.
Fakat Van aynı zamanda silahlı Ermeni milliyetçisi Taşnakların da en güçlü olduğu şehirdi. 19. Yüzyılın sonlarından itibaren çıkmış isyanlarla oluşan milliyetçi hava şehrin Ermeni gençlerini avucunun içinde almıştı.
O Taşnak mensubu Ermeni gençlerden ikisi “devletin adamı” olmakla suçladıkları 65 yaşındaki Bedros Kapamacıyan’ı 1912 yılında bir suikastla öldürdüler. Şehrin dengesi alt üst oldu. Ve Nisan 1915’de de Van’da Taşnak milisler, Ermeni mahallerinin etrafına hendek kazarak Van Ayaklanması’nı başlattılar. Ayaklanma 1915 tehcir kararının da gerekçesi oldu.
Tehcir, Rus işgali, karşılıklı katliamlardan geriye bugün üzerinde hayvanların gezdiği dümdüz edilmiş bir şehir kaldı. O tarihten sonra Van eski ihtişamlı günlerine bir türlü kavuşamadı.
Son dönemde başarısız bir AK Partili belediye tecrübesinden sonra, 2009 ve 2014’de HDP belediyeciliği de şehre beklediğini veremedi. Üzerine yaşanan deprem, 6-7 Ekim olayları ve terörle şehrin sakinlerinin göçü, dışardan yine hendek olayları, işsizlik yüzünden şehre akan göçlerle büyüdükçe sorunları artan, altyapısı bu nüfusa yetmeyen bir Van ortaya çıktı.
HDP’li belediyelerin, milliyetçiliğini yaptıkları bir Kürt şehrine hizmet etmekten daha mühim ideolojik ve örgütsel işleri olduğu için halk gözünde belediyecilik puanları düşük. Enerjilerini kadınları belediye şoförü yapmak gibi jakoben icraatlarla harcamışlar. Kayyım işbaşına gelince şoför kadınlar, epey zorluk çektikleri, laf işittikleri bu sembolik işten ayrılmak için dilekçe vermişler.
Kayyım olarak atanan Trabzonlu Vali’nin, şehrin merkez ilçesi İpekyolu’na kayyım belediye başkanı olarak atanan 1980 doğumlu Kaymakam’ın bile kısa süreli belediyecilikleri daha çok takdir toplamış.
O kadar ki şehrin turistlere sunduğu en meşhur lezzet olan Van Kahvaltısı salonlarının olduğu sokağı oturulacak hale getirmek bile kayyım belediye başkanlarına kalmış.
Ama para akıtılan ve gücün tek elde toplanmasının avantajını yaşayan kayyımların belediyecilik hizmetleriyle puan toplayan devlet, belediyenin mehteran takımı kurması gibi şehrin renklerine yabancı ideolojik icraatlar, kolluk gücünün sert biçimde kullanılması ve işten çıkarmalar yüzünden tepki çekmiş.
FETÖ soruşturmalarında şehrin bilinen esnafları gözaltına alınmış. Mahkemede katılmakla suçlandıkları toplantılara, bazı iktidar vekillerinin de katıldığını söylemeleri de onları kurtarmamış.
Şehirde görev yapan bir mühendis sadece çocuğu cemaat kolejine gittiği için sürgün edilmiş. Halbuki aynı sınıfta hala görevde olan eski bir valinin çocuğu da okumaktaymış.
Yine HDP’li belediye döneminde işe alınan işçiler, memurlar güvenlik soruşturması raporlarıyla işten çıkarılmış. 2013 yılında bir Nevruz kutlamasına katılmış olmak, kardeşinin örgütle bağı bile işten atılma gerekçesi olmuş.
Kurduğu mahkemelerle insanları yargılayan, esnafları haraca kesmiş, belediye işçilerinden bile zorla bağış toplayan PKK’nın hakimiyet kurduğu günlerin bitmesinden memnun olanlar çok.
Ama bugün de şehrin bütün kararlarının iktidara yakın bir kaç ailenin etrafında dönmesinden, yolsuzluklardan şikayet edenler de çok.
Yaklaşan yerel seçimlerde ise bu şikayetlerin pek etkili olacağı söylenemez.
HDP’li başkan Bekir Kaya’nın tutuklu olması, hizmetlerinden memnun olunsa da kayyım uygulaması ve Cumhurbaşkanı’nın “yine kayyım atarız” açıklamasına tepki olarak seçimlerde yine oylar belediyecilik için değil kimlikler için verilecek gibi görünüyor.
Rawest araştırmanın son anketlerine göre son Cumhurbaşkanlığı seçiminde yüzde 30 oy olan AK Parti’nin oyları yerel seçimler öncesinde yükselişte, HDP’nin oyları ise son seçimde aldığı oyun altına doğru düşüşte.
Ama bu trendin seçimin sonucunu değiştirmesi zor.
İki arada kalmış Vanlılar, artık şehirlerinin kaderinin değişmesi için bir çıkış arıyor.
Şehirde ortak akıl ve kentin sorunlarına çözüm arayanların başında Van’ın yerel basını ve Ticaret Odası geliyor.
Vanlı gazeteci Baki Karaca’nın düzenlediği panele ev sahipliği yapan Van Ticaret Odası’nın salonunu dolduranlar, artık tadı kaçmış siyasi kavgalardan, AK Parti ve HDP’nin yerel siyasetinden, aday tercihlerinden, gerilimden, yükselen milliyetçilikten şikayetçiydi.
Ama 3000 yıllık Van şehri, önümüzdeki beş yılın yöneticilerini seçmeye doğru giderken, bu şikayetleri giderecek bir ışık da ufukta görünmüyor.
Ama Van Kalesi’nde görünen şehrin ışığı çok parlak...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025
26.05.2025