Abdurrahman Dilipak
“Bakan olmak” ne demek?
Bu kelimenin menşe’ini hiç düşündünüz mü?
Osmanlıcası neydi, “Nazır” değil mi? “Nazır” “Nazar eden”. Hani şu sizin “Nazar değdi” derken kullandığınız kelime. Bakan, Nazır’ın eş anlamlısı. Osmanlıcadan bugüne aktarılan şekli.
Hani anne çocuğuna bakar ya, ya da siz yaşlı annenize bakarsınız. Görür-gözetirsiniz yani. Onun ihtiyaçlarını karşılar, onu korursunuz.
Bakan kelimesinin Kur’ani bir temeli var. Ayet ne diyordu “Raina demeyin Unzurna diyin” (Bakara 104) Yani; “ ‘Yönet’ demeyin, ‘gözet’ diyin.” Gözetiyorsan göreceksin de. “Şahidlik” edeceksin ve şahidliğinin gereğini yerine getireceksin. Yani; “Cankurtaran” gibi bir görevin olacak. Görmedim, duymadım, bilmiyorum yok. Görseydin! Unutmayın “Nazır” oluyorsanız, sadece kendi nefsiniz ve ailenize karşı sorumlu değilsiniz, bir toplumun sorumluluğunu üstleniyorsunuz ve yapmadıklarınızdan da hesaba çekileceksiniz.
Sakın ha, kibre kapılmayın. “Hakim” değil, “Hadim”siniz. Kibir yasak! İlk haram, ilk, günah ve ilk lanet Şeytanın kibrinedir. İkinci haram “Fahşa”, cinayet haramlar kronolojisinde 3. sıradadır. Kibre kapılırsanız Şeytan “fahşa” ile kapınızı çalacaktır. Bir kere sınırları aşıp manevi korunma alanının dışına çıkmışsanız o zaman nerede duracağınız belli olmaz.
Diyeceksiniz ki, “ama biz iyi şeylerde yaptık”. Namazınıza, haccınıza, kurbanınıza da güvenmeyin. “Vay o namaz kılanların haline ki” diye başlayan ayeti hatırlayın. Şeytan Süleyman mabedinin inşasında çalıştı diye cennete girecek değildir. Eğer iyilikleriniz, kötülüklerinizi perdelemek için bir bahane ise, o iyiliğin size faydası olmayacağı gibi Hakkı batıla karıştırdığı için daha büyük bir cezaya çarptırılacaksınız. Unutmayın münafıklık, fasık’lıktan ve kafirlikten de eşed’dir. İyilikleriniz ve ibadetleriniz, başkalarını Allah’la aldatmak içinse vay sizin halinize.
Hatırlayalım, rivayet edilir ki, Karun, Hz. Musa ve Hz. Harun’dan sonra Tevrat’ı en iyi bilen kişi idi, ama Allah’ın lanetinden kurtulamadı.
Şeytanın sizi Allah’la ve iyiliklerinizle aldatmasına fırsat vermeyin ve başkalarını aynı şekilde aldatmaya kalkışmayın.
Bu sadece politikacılar için bir uyarı değil, hepimiz için aslında.
Keşke siyaset ve bürokrasi erbabı dilini ve uygulamalarını bir değiştirseler. Bizim medeniyetimizde iyi, doğru değil, yanlış tanımlanır. Geri kalan her şey “mübah” kabul edilir. Mükemmeliyet bir azimet ve takva yolu olarak herkesin tercihine açık olur. Şu “Helal”-“Haram” tartışmaları arasına sıkışmış bir fıkıh anlayışı ile biz bu işin üstesinden zor geliriz.
İmam-Hatip ve İlahiyatlarda bile din algısı batılı kalıplar ve format içinde aktarılmaya çalışılıyor. Fulbright aklı ile Montesarro aklı ile piyasaya adam yetiştirebilirsiniz ama Müslümanca akletme konusunda sorun yaşarsınız.
Tabii hikmet mü’minin yitik malıdır, nerede bulursa alır, bizden önceki tüm tecrübelerden yararlanabiliriz ama, başarıya odaklanmış NLP’ci kafaların kontrolünde farklı yönlere yönlendirilirsiniz.
Ne yazık ki, bugünki Medreseciler de “Tanzimat Medresecisi”. Osmanlıcılar “İttihat Terakki Osmanlıcısı”
Gerçekten bugünkü sağlık politikası ne kadar sağlıklı, bugünkü öğretim sistemi ne kadar insani, Müslüman insan “aydın” ya da “kültürlü bir birey” olabilir mi? Bilgi, Hikmet, Münevver, Arif, İrfan kelimelerinin bizim dünyamızdaki karşılığı ne? Birey mi, Şahıs mı, Şahsiyet nasıl bir şey. Biz “Parmak uçlarımız gibi farklı” insanlarken bizi bir başka iradenin tek yekûn içinde toplayıp, çıkarması, kalıba dökmesi, fıtratımızı hesaba katmadan bizi tevhid-i tedrisatla biçimlendirmesi ne kadar doğru. Kendi inancının fasığı ve münafığı olmamak kaydı ile eğer ehliyet ve liyakat açısından sorun yoksa birlikte çalışılabilir, ama kesinlikle fasıklar ve münafıklarla çalışılmaz. Para, kadın ve makam uğruna her şeyi yapmaya hazır seciye fukaralarından uzak durmak gerekir. Siyaset ve bürokraside genel kuralın bu olması gerek. Yoksa bunlar sadece başkalarına değil, korumakla görevli oldukları değerlere ve kendilerine de zarar verirler. Batıl işlerin şüyuu saf zihinleri idlal eder. Bakan ne yaparsa bürokrat ne yapmaz ki!
Aman ha, Bakan olmak zor değil. Atanırız olur. Ama bakar olmak, olup bitenleri görmek, anlamak, adil bir şekilde şahid olmak ve gereğini yapmak, aslolan bu.
Yöneten ya da yönetilen olalım aslında hepimiz imtihan oluyoruz. Kim ne yaparsa yapsın, hayır ya da şer, o Allah’ın iradesi içindedir, o irade etmeden o şey olmaz. Ancak her olan şey Allah’ın rızası içinde değildir. Biz O’nun rızasını istiyoruz. Sonuçta olan her şey bizim kaderimizdir. Bu hercümerç içinde insanlar yapıp yapmadıkları, söyleyip söylemedikleri ile ya kendi cennetlerine sırtlarında tuğla taşırlar, ya da kendi cehennemlerine sırtlarında odun taşırlar.
Allah rızasını ve iradesini gerçekleştirmek için kimseye, ya da hiçbir gruba muhtaç değildir. O dilerse Şeytanları bile rızasının tecellisinin vesilesi kılar.
Kamu sorumluluğunu ısrarla ve ihtirasla isterse, bilsin ki, o şey onun imtihanı olur. Allah onu o şeyle imtihan eder. Hele birileri birilerinin ayağını kaydırarak hedefine ulaşmaya çalışırsa, bilsinler ki, birileri de gün gelir onlarının ayağını kaydırır. Bu dünya etme-bulma dünyasıdır. Eden bulur.
Biz birilerine baksak da, bize bakan, bizi gören duyan, bilen, hüküm sahibi bir Allah var..
Görevimiz, kendi irademizle O’nun rızasının tecellisinin vesilesi olmak.
Yeni Bakanlar Kurulu üyelerinin tamamına ve politika kurulları başkanlarına, yeni dönemle ilgili düşünce ve tekliflerimi muhtevi bir bilgi notunu e-mail ile özel kalemlerine gönderdim.
Selâm ve dua ile.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
5.08.2024
4.06.2024
27.05.2024
20.05.2024
5.05.2024
29.04.2024
22.04.2024
2.06.2022
7.03.2022
17.02.2022