Akın ÖZÇER
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında, demokrasimizin son on yıldaki görüntüsüyle ilgili bazılarına benim de katıldığım ilginç sözler sarf etti. Bunlardan son on yıllık dönemle ilgili şu sözlerine katılmamak mümkün değil. Diyor ki, “demokrasimizin ayaklarımızın altından kaydığını görüyoruz. (…) Baskının arttığını, gücün her şeye egemen olmak istediğini görüyoruz. Farklı bir rejimin içine Türkiye ağır adımlarla sürükleniyor.”
Gerçi CHP Genel Başkanı konuşmasında bu sözlerin çağrıştırdığı demokrasiyi ayaklarımızın altından kaydıran olayları anımsatmıyor, hatta bunları engellemek için yapılması gerekenler üzerinde de nedense durmuyor. O bakımdan başlı başına demokrasiye müdahale niteliğindeki bu olayları kısaca hatırlatmakta yarar var.
Demokrasiye son on yıldaki müdahaleler
Ergenekon davalarından öğrendiğimize göre, Kopenhag siyasi ölçütlerini karşılamak üzere hazırlanan Türkiye’nin en büyük anayasa değişikliği paketinin yürürlüğe girdiği 2004’te, yani bundan tam on yıl önce, AK Parti hükümetini devirmek üzere, Sarıkız, Ayışığı, Yakamoz, Eldiven darbe planları hazırlanmış. Kılıçdaroğlu’nun işaret ettiği gibi, demokrasi ayağımızın altından kaymaktaymış gerçekten de.
Gerçi Sayın Kılıçdaroğlu hep “Ergenekon” diye bir örgüt olmadığını söyledi ve sanıklarının arkasında durageldi, hatta “nerede bu örgüt, ben de üye olacağım” bile dedi ama olsun varsın. Mahkeme kararlarına da tepki göstererek “özel yetkili mahkemelerin kararlarının hukuken, siyaseten ve ahlaken gayrimeşru” olduğunu da ilan etti. Son yargı paketiyle bazı mensupları hakkında iddialar bulunan özel yetkili mahkemeler kaldırıldığına göre, belki demokrasiyi ayağımızın altından kaydıran, bürokrasinin yürütme ayağında örgütlendiği iddia olunan bir örgüt değil, yargıda var olduğu öne sürülen başka bir örgütlenmeydi. Belki de ikisi birden gerçekti; hatta aralarında bile bir bağ vardı, hâlâ var kim bilir.
Bu soru işaretleri hükümlülerin kişisel durumlarından bağımsız olarak kafaları meşgul ediyor. Kişilerin durumundan elbette bağımsız çünkü onlarla ilgili bir şey söyleyebilmek için temyiz aşamasını ve belki de yeniden yargılanmalarını beklemek gerekiyor. Hem burada kişiler değil, siyasete yürütme ya da yargı ayağı üzerinden müdahale edilip edilmediği önemli olan.
Darbe planları olgunlaşıp bir girişime dönüşür müydü, bunu bilmek mümkün değil ama daha sonraki yıllarda demokrasiye çok net müdahaleler olduğu tartışılmaz bir gerçek. Mesela 2007 yılında Başbakan Erdoğan ya da AK Partili başka bir siyasetçiyi Çankaya’ya çıkartmamak için üç büyük kentte bazı Ergenekon hükümlülerinin ve CHP milletvekillerinin de içinde yer aldığı “Cumhuriyet mitingleri” düzenlenmişti.
AB, ABD karşıtı ve ırkçı sloganların atıldığı bu mitinglerin yanı sıra, dönemin Genelkurmay Başkanı 27 Nisan’da e-muhtıra olarak bilinen bir bildiri yayımlayarak demokrasiye müdahale etmişti. Bu talihsiz bildiride, TSK Cumhuriyet’in temel ilkelerinin başında gelen demokrasiyi çiğnemek suretiyle demokrasi olmadan anlam ifade etmeyen laikliğe taraf olduğunu, üzerine vazife olmadığı halde, vurgulamak suretiyle yaklaşan Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde kendi tercihini “sözde değil özde laik bir kişi” olarak ortaya koymuştu. Tüm siyasi partilerce kınanması gerekirken, ana muhalefet partisi CHP, bir Genel Başkan Yardımcısı’nın ağzından bu bildiriye imzasını atmıştı.
Askeri bürokrasinin demokrasiye müdahalesi yetmiyormuş gibi, Anayasa Mahkemesi de sahneye savunulması mümkün olmayan “367 kararı” ile çıkmış ve AK Parti’nin TBMM’de Cumhurbaşkanı seçmesini engellemişti. Bu kararın arkasında da konuyu mahkemeye götüren CHP vardı ne yazık ki.
AK Parti’nin erkene aldığı ve güçlenerek çıktığı 2007 genel seçimlerinden sonra demokrasiye müdahaleler sona ermemişti. Seçimlerin hemen ertesinde, yeni anayasa ihtiyacını hisseden iktidar partisinin Prof. Özbudun’a hazırlattığı bir anayasa taslağı gündeme gelmiş ve taslağın eksileri üzerinden siyasi tansiyon yeniden yükselmişti. Tam o sırada devreye giren TEPAV sivil bir anayasa yapılması için ön almış ve 8-9 Aralık 2007’de Ankara’da bir Ulusal Çalıştay düzenlemişti. Amaç, diğer kentlerdeki çalıştaylarla yeni anayasa yapılmasını kolaylaştıracak bir siyasi iklim yaratmaktı. Ama katılımcılar arasında kulaklarımla duyduğum “biz zaten yeni bir anayasa istemiyoruz ki” diyenler vardı. Kimlerdi, anayasa isteyenlerin arasına neden karışmışlardı bilemem ama hemen ardından AK Parti’ye açılan kapatma davasının kokusu çıkmış ve TEPAV’ın üç ay sonraki İstanbul Çalıştay’ı iptal olunmuştu.
Üç yıl sonra kurulan benim de üyesi olduğum YAP’ın (Yeni Anayasa Platformu) ve daha birçok sivil toplum örgütünün 2011’den itibaren yürüttüğü anayasa çalışmalarının 2012’de gönderildiği TBMM’de arşive atılması da gösteriyor ki bu ülkede demokratik bir yeni anayasa yapılmasını istemeyenler var. Bunların kimler olduğu belli; demokrasiye son on yılda bunca müdahaleyi kimler yapmışsa onlar elbette.
Kılıçdaroğlu’nun mantık çizgisi
CHP Genel Başkanı’nın “demokrasinin ayağımızın altından kaydığı” tespiti doğru ama bunu yapanlarla ilgili söylediklerine bakılırsa, buraya kadar hatırlattığım olaylara bakış açısı çok farklı, hatta tam bir tezat oluşturuyor. Kılıçdaroğlu Başbakan Erdoğan’ı kastederek diyor ki “sandık önemlidir. Ama sandık tek başına demokrasi değildir.” Bu da nereden çıktı şimdi denebilir. Öyle ya sandık ancak demokratik bir anayasal düzende anlam taşır. Böyle bir düzene karşı çıkan mı var, AK Parti yeni demokratik bir anayasa istemiyor mu ki bu sözler sarf ediliyor.
Yukarıda belirttiğim gibi, Türkiye’nin yeni sivil ve demokratik bir anayasa yapma girişimleri demokrasiye müdahalelerle sürekli engellenip duruyor. Mevcut anayasal düzenin son olarak 12 Eylül 2010 referandumuyla iyileştirilmesine ön ayak olmuş, sivil toplumun yeni anayasa çalışmalarına destek vermiş seçilmişler mi bu sistemi diktatörlüğe dönüştürecek olanlar, yoksa “anayasanın değiştirmesini zaten istemiyoruz” diyenler mi?
Kılıçdaroğlu’na göre, birinci şık doğru, yani demokrasiyi ayağımızın altından kaydıranlar, demokrasiye bürokrasi içinden müdahalede bulunanlar değil, seçilmişler. Diyor ki “karşıdaki insana saygı göstermez, onun hukukun korumaz, onun hukukuna saygı göstermezseniz, siz hukuk devletinden uzaklaşırsınız. Hitler örneği vardır, seçimle geldi. Mussolini örneği vardır, seçimle geldi. Seçimle geldiler ne oldu? Bir süre sonra ‘ben devletim, her şey benden sorulur’ demeye başladılar. İnsanlık tarihi çok ağır bedeller ödedi.” Eksiklikleri var tabii ama mevcut anayasal sistemde yürütmenin başının diktatöre dönüşmesi mümkün mü? Genel seçimlerde kendimize diktatörler mi seçiyoruz? Seçimleri kazanmak isteyen Kılıçdaroğlu yoksa diktatör mü olmak istiyor?
Bu bakış açışı sahneye konulmuş yepyeni bir komediyi ortaya koyuyor. CHP Genel Başkanı fark edebiliyor mu bilmem ama bu söyledikleri, partisine oy vermeyen –cahil dedikleri dâhil- insanlara “zekâmız ve hafızamızla alay mı ediyor acaba?” dedirten nitelikte. Demokrasiye bugün bürokrasinin yürütme (polis) ve yargı ayağından açıkça müdahale olduğu açıkça görülürken ilkokul çocuklarının bile inanmayacağı şeyler söylenmesine başka türlü tepki verilebilir mi?
Konuşmasında, demokrasinin kan kaybettiği eleştirisini bazılarının ciddiye almadığını belirten Kılıçdaroğlu şöyle devam ediyor: “Bu ülkede TBMM Başkanı, ‘Anayasanın 138. maddesi (mahkemelerin bağımsızlığı) çökmüştür, yargı yoktur’ dedi. Anayasa çökmüşse, üçayağından birisi yasama, yürütme, yargı, yargı çökmüşse bu ülkede hukuk devleti konusunda ciddi sorunlarımız var demektir.” Öyle tabii ben de katılıyorum ama “bu neden böyle” sorusunun cevabını en iyi bilecek durumda olan kendileri. CHP, bugüne kadar kâh askerin, kâh yargının demokrasiye yaptığı yukarıda hatırlattığım müdahalelerin hep yanında yer almadı mı?
Bütün bunlar CHP’nin yerel seçim sonuçlarından gereken dersi çıkarmadığını gösteriyor. Aslında bu, yeni de değil, sürekli yinelenen bir yanılgı. İsmet Berkan önceki günkü yazısında bunu çok güzel ifade etmiş: “15 Mayıs 1950 sabahından beri durum aynı. Yani aradan 64 yıl geçmiş; bu kesim hâlâ aynı şeyleri, tekrar, tekrar yaparak farklı sonuç elde etmeye çalışıyor. Albert Einstein’in aynı şeyi tekrar, tekrar yapıp farlı sonuç beklemeye ne isim verdiğini söylememe gerek yok; durum ortada.”
Bu görüşe ekleyebileceğim tek şey, CHP’nin kendini on yıllardır hapsettiği bu durumun sadece kendini değil hepimizi ilgilendirdiği. Demokrasinin ayağımızın altından kayması buradan kaynaklanıyor çünkü.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERYeni Bir Çözüm Süreci Ne Kadar Mümkün? 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİNSANLIĞIN ÖLÜMÜ 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.05.2018
9.02.2018
24.04.2018
11.04.2018
28.03.2018
22.03.2018
15.03.2018
1.02.2018
7.02.2018
31.01.2018