Elif ÇAKIR
Fotoğrafa iyi bakın. Bu fotoğraf Tarsus Cezaevinde çekilmiş. Fotoğrafta gördüğünüz erkek çocuk Ahmet Burhan. İyi bakın. Ahmet Burhan sekiz yaşında ve kemik kanseri…
***
Cuma günü Tarsus 1 No’lu T Tipi Kapalı Cezaevinden aldığım mektup, başlığa çektiğim, yüreklere tonlarca ağırlık bırakan, gözdeki yaşı donduran bu soruyla başlıyordu.
“Bir çocuğu babasına kavuşturmak ister misiniz?”
Dünyanın en cani, en acımasız, gaddar insanını dahi merhamete getirecek bir sorudur bu.
Kim bir çocuğu babasına kavuşturmak istemez ki? Hele de o çocuk sekiz yaşında ve kanser hastasıysa…
***
Mektubu gönderen FETÖ/PYD üyeliği iddiasıyla 42 aydır tutuklu olan eski polis memuru Kamil Sevindik. Ve bir baba Sevindik. İki buçuk yaşındaki oğlu babasını görevde sanıyormuş. Zordur iki buçuk yaşındaki bir çocuğa cezaevini anlatmak. Anneler ve babalar bilirler, o yaş çocuklar için merak yaşıdır, “neden” ve “niçin” sorularının sonu yoktur. Çocuk anlasa bile bir baba, bir anne çocuğuna nasıl anlatabilir, yaşadıklarını, başına gelenleri?
Eski polis memuru Kamil Sevindik mektubu kendisi için değil, “Evet mağdurum ama benden daha mağdur ve zor durumda” dediği “koğuş arkadaşı” Harun Reha Ataç için yazmış.
Sevindik, suçsuz olduğuna inandığı Harun Reha Ataç’ın zor durumunu şöyle anlatıyor mektubunda:
“ Harun Reha’nın sekiz yaşındaki oğlu Ahmet Burhan kanser hastası. 2 yıldır tedavi görüyor. Durumu çok ağır. Kendisi her tarafa yazılar yazdı, Cimer’e, Adalet Bakanlığına, mahkemelere ama bir çare olmadı, vicdanlar kapalı. Her gün oğlundan kötü bir haber gelecek diye diken üstündeyiz. Allahım inşallah evladın babasına bağışlar diye dua etmekten, Allaha yalvarmaktan başka elimizden bir şey gelmiyor. Bu mektubu belki kapalı vicdanlarda bir uyanma olur, belki Ahmet Burhan bir hastane köşesinde de olsa babasına kavuşabilir diye yazıyorum.
CMK’da yer alan Adli Kontrol Tedbirleri uygulanacak olsa bile bu arkadaş tahliye edilse ve çocuğuna bir moral olacak. Eşinin üzerinden bir dağ alınacak. Hiçbir maddi imkanları yok. Belki biri çocuğa bakacak biri bir iş bulup çalışabilecek..
Belki, belki…
….
Daha detaylı bilgi alabilirsiniz diye eşinin ismini ve numarası ile birlikte Ahmet Burhan’ın bir fotoğrafını mektubuma ekliyorum…”
***
Dün talihsiz Ahmet Burhan’ın annesini aradım. Durumunu sordum. Annesi önceki gün hastaneden çıkarttıklarını, kendisinin yurt dışına çıkış izni olmadığı için 8 yaşındaki Ahmet Burhan’ı, Almanya’ya babaannesiyle tedavi için yolladığını ifade etti ve şunları söyledi;
“Yavrum küçücük yaşında defalarca kemoterapi gördü. Hastalığa yakalanması bizim gözaltına alınma dönemimizle eşleşiyor. Kemik kanseri olduğunu öğrendik. Defalarca gördüğü kemoterapi ve radyoterapi sonuç vermedi. Kürek kemiği ameliyatla alındı ancak kötü huylu tümör bedenine yayılmaya devam etti. Tümör akciğerlerine yayılmış durumda. Durumumuzu, çaresizliğimizi bilenler Ahmet Burhan’ın tedavisini üstlenmek istediler. Almanya’da Prof. Haluk Savaş’ın tedavisini yapan hastane tedavi için davetiye gönderdi. Kasım ayında tedavisi başlayacaktı. Ancak tek başına gönderemedim. Aylarca yurtdışı yasağım kaldırılsın çocuğumu tedavi için götürebileyim diye ilgili yerlere başvurdum, yalvardım, ama derdimi anlatamadım.
Hastalığı çok ilerledi ve artık yürüyemiyor. Gözümüzün önünde acı çekiyor. Dün küçücük yavrumu ‘yalnız gitmen ve iyileşmen gerekiyor’ diyerek ikna ettim ve 70 yaşındaki babaannesiyle birlikte gönderdim.”
O yaşta bir çocuk iyileşebilmek için yabancı ülkedeki bir hastanede, annesi yanında olmadan tedavi görecek. Bu büyük bir dram değilse nedir?
***
Haluk Reha Ataç’ın suçu ne peki? Bu dönemin adalet sorunlarının boyutunu anlatması için alın bir tipik dava örneği de Ataç’ın dosyası. Ataç iki şeyle suçlanıyor:
- Devletin FETÖ’cüleri dini cemaat ve hizmet hareketi olarak kabul ettiği dönemlerde onlara ait öğrenci yurtlarında müdür olarak görev yapmış olmak. Yine devletin suç kabul etmediği, cemaat olarak kabul ettiği dönemlerde, cemaatin sohbetlerine ve yardım toplantılarına katılmak ya da bu toplantıları organize etmiş olmak.
- Ataç adına ByLock hattının olması ve bu hattan görüşmeler yapmış olmak.
Ancak hukuken sorun şu ki iddianamede Ataç’a ait ByLock hattının olduğu yazıldığı halde, bu hattın içeriğine dair herhangi bir şey yok. Ataç ne konuşmuş, ne yapmış, örgüt adına ne tür kararlar almış ya da vermiş bunlara dair bir şey yok. Kanunun suç saydığı eylemleri işlediğine dair herhangi bir delil de yok iddianamede.
Ancak mahkeme Harun Reha Ataç’a örgüt üyeliğinden 9 yıl 9 ay ceza vermiş. Himmet toplantılarına katılmak, ByLock programını selam sabah için kullanıyor olmak örgüt üyeliğine girer mi? Harun Reha Ataç’a ByLock kullandığı için mahkeme bir ceza verecekse bile bu örgüt üyeliğinden değil de suç örgütüne yardım yapmaktan verilmeli değil miydi?
Mahkeme Yargıtay 16. Ceza Dairesinin içtihatına göre karar vermiş olsaydı Ataç bugün cezaevinde değil dışarıda olurdu. Yargılanırdı ama tutuksuz yargılanırdı. Ve Ataç bugün ölümün kıyısında olan ağır bir hastalık geçiren çocuğunun yanında olurdu. Derdiyle ilgilenmiş olurdu.
Buradan Adalet Bakanına sesleniyorum. Yargıçlara “Kanunları bırakın vicdanınıza bakın” diyen Cumhurbaşkanı’na sesleniyorum. Sekiz yaşındaki kanserli bir çocuğun annesinin yurtdışı yasağını bir daha gözden geçirin. Madem ki “Yargıya talimat verdik” diyorsunuz, verin bir talimat daha Harun Reha Ataç ve cezaevindeki benzer dosyalar yeniden gözden geçirilsin.
Dilini, insanlarını bilmediği yabancı bir ülkenin hastanesinde tedavi gören sekiz yaşındaki bir çocuğu annesine kavuşturun. Hiçbir şey o masum çocuktan daha önemli değildir.
Sonuçta bir babanın suçu ne olursa olsun bir anne hiçbir kanuni sebep olmaksızın hasta evladının yanına gitmekten mahrum bırakılmamalıdır.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
23.05.2025
30.04.2025
22.04.2025
28.03.2025
28.02.2025
21.01.2025
8.01.2025
1.01.2025
18.12.2024
19.11.2024