Fehmi KORU
Dikkatler bütünüyle bugün Brüksel’deki NATO Zirvesi sırasında gerçekleşecek Tayyip Erdoğan – Joe Biden görüşmesine yoğunlaşmış durumda.
Yalnız Türkiye’de yaşayan bizlerin değil, çevre ülkeler ile Washington politik ve diplomatik çevrelerinin de dikkatle izleyeceği bir görüşme gerçekleşecek bugün.
Sedat Peker bile geçen hafta sonu için planladığı ‘Tayyip Abi ile helalleşme’ adını verdiği videosunu bugün yapılacak görüşmeyi etkilememek için erteledi.
Piyasalar da görüşmeden olumlu sonuç çıkacağı beklentisinde olmalı ki, son hafta dolar karşısında 8.80’e kadar çıkmış olan TL’nin değeri güne 8.30’larda başlayacak.
Umarım, görüşme piyasaların beklediği gibi olumlu geçer.
İkili ilişkiler hiç bugünkü kadar sorunlu olmamıştı
Türkiye-ABD ilişkileri en sağlam göründüğü dönemlerde bile inişli-çıkışlı olabilmiştir. İki ülkenin çıkarları çoğu kez birbirine ters düşebildiği için…
NATO’da ittifak ilişkisi içerisinde olmak, toprakları üzerinde Amerikan üsleri bulundurmak da ikili ilişkilerin dikensiz gül bahçesine dönüşmesi için yeterli olmamış, olamamıştır.
Yine de, tanığı olduğum son 50 yıllık geçmişe baktığımda, bugünkü kadar sıkıntılı bir dönem yaşandığını hatırlamıyorum.
ABD’nin komşumuz Irak’a müdahale etme girişimlerinin her ikisinde de (1990-1991 ve 2003’te) Türkiye’yi yanına alma girişimlerinin sonuçsuz kaldığı dönemlerde yaşanan sıkıntılar bile, bugün karşı karşıya kalınan sorunlar yanında hafif kalır.
Biden-Erdoğan görüşmesinde ele alınacak konular ciddi bir yekün tutuyor.
İki liderin görüşmesi sırasında orada bulunmayan bir üçüncü kişinin de varlığı söz konusu çünkü…
Rusya devlet başkanı Vladimir Putin’in…
Suriye, Irak, Libya hatta Afganistan gibi konular yanında S-400 füze savunma sistemi de görüşmede mutlaka gündeme gelecek; bunların hepsi Türkiye’nin Rusya ile ilişkilerini de ilgilendiren konular. ABD’yi mutlu edecek her adım Rusya’yı rahatsız etme potansiyelini içinde barındırıyor.
[Görüşme takvimine bakıp programını erteleyen yalnızca Sedat Peker değil; Putin de ülkesinin Türkiye’den aldığı geleneksel ithal mallarına konulan kısıtlama ile Rus turistlere Türkiye’ye gitme izniyle ilgili kararını bugünkü görüşmeden sonraya bıraktı.]
Libya, Suriye ve Irak konularında Türkiye’nin tezlerinin ABD’ye kabul ettirilebilmesi için hükümetin izlediği Rusya politikasından vazgeçmesi gerekebilir.
Oysa Rusya ile son birkaç yıl içerisinde kurulan ilişkilere sırt çevirmek, gerçekten çok istense bile, o kadar kolay değil.
Türkiye-Rusya ilişkileri son yıllardaki Türkiye-ABD ilişkilerinden daha kuvvetli.
Hem de Donald Trump’la Tayyip Erdoğan arasında zaman içerisinde oluşmuş samimiyete rağmen…
Trump’ın Rusya’ya bakışıyla Biden ve ekibinin Rusya’ya bakışları arasında taban tabana zıtlık var.
Sırf Rusya konusu bile bugünkü görüşmenin ne kadar zorlu geçeceğinin yeter sebebi.
Kaldı ki, ABD ile ikili ilişkilerde biriken sorunlar, Rusya olmaksızın da bir dizi sıkıntıyı içinde barındırıyor.
Joe Biden Türkiye’ye Trump’tan farklı bakıyor
Washington’da Cumhuriyetçi Parti güçlü olduğu ve Beyaz Saray’da o partiden biri oturduğunda Ankara kendini hep daha rahat hissetmiştir. Tersi durum, Demokrat Partili bir başkan ve çoğunluğu Demokrat Partililerden oluşan bir Kongre Türkiye için ‘ek sorun’ anlamına gelir.
Demokratlar ikili ilişkilerde ülkelerin demokrasi karnesini de önemserler de ondan…
Nitekim, Trump döneminde bile Türkiye’yi rahatsız edecek açıklamalar çoğunlukla Demokrat Partili politikacılardan gelirdi; Biden sonrasında Kongre’den birbiri peşi sıra çıkan yaptırımlarda Demokrat politikacılar ön saflarda yer aldı.
Türkiye’nin yapım ortağı olduğu F-35 savaş uçaklarının teslim tarihi gelip geçtiği halde üretilen uçaklar ABD tarafından başka ülkelere yönlendiriliyor.
Joe Biden’in daha adaylığı sırasında hoşa gitmeyen mesajlar verdiği biliniyor. Kendisinden önceki başkanların göreve gelir gelmez hatırını sormak üzere telefon ettiği devlet başkanları listesinde yer aldığı bilinen Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ı aylar geçtiği halde aramadı Biden. Aradığında da, bu, seleflerinin kullanmaktan kaçındığı ‘soykırım’ sözcüğünü 24 Nisan mesajına ekleyeceğini bildirmek için oldu.
Görüşmenin çetin geçme ihtimalini düşündüren bir başka nokta daha var: Korona döneminin de katmerleştirdiği ekonomik sıkıntılarla da boğuşmak zorunda Türkiye. Dolar karşısında eriyen TL bu sıkıntıların en göze batan dışa vurumu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ikna mahareti
İlişkilerle ilgili bu olumsuz tabloya rağmen görüşmeden hayırlı bir sonuç çıkabilir mi?
Hükümetin beklentisi bu yönde. Türkiye’nin kolay vazgeçilemez bir müttefik olduğu düşünülüyor. Washington’un yanlışta ısrarına karşı başvurulabilecek –İncirlik üssünü kapatmak gibi– kozlar bulunduğu hissettiriliyor.
[Bu konu geçmişte gerçekten önemli bir kozdu; ancak ABD’nin İncirlik’i pazarlık konusu olmaktan çıkartacak atakları oldu. Irak’tan sonra Yunanistan’da da üslere sahip bugün. Suriye’de YPG/PYD güçlerini koruyup kollamasının altında da bu hesap yatıyor.]
Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan’ın muhataplarını ikna etme konusunda mahir olduğu biliniyor. O maharetine bugünkü görüşmede çok daha fazla ihtiyaç var.
Keşke, görüşmenin tarihi belli olur olmaz Brüksel’de elini güçlendirebilecek konularda adımlar atılabilseydi.
Demokrasisi güçlü, yargısı gerçekten bağımsız ve tarafsız, ekonomisi sağlam bir ülkenin son seçimde halkının yarıdan fazlasının oyunu almış lideri olarak, toplumu tam ortasından ikiye bölünmüş bir görüntü veren ABD’nin sandıktan kıl payı farkla çıkabilmiş başkanıyla görüşmesi çok farklı geçebilirdi Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın.
Olabilirdi, ama bugünkü tablo çok farklı.
Bugünkü tablo görüşmeyi tedirgin gözlerle izlememizi zorunlu kılıyor.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUAnayasa engeli olduğu halde yeniden seçilmek isteyen başkan ne yapar? 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolTefessüh… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet Berkanİktidar ülkeyi yönetebiliyor mu ki? Tek kişi ne kadar yönetebilirse o kadar işte… 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit Akçay2025’in kalanı nasıl geçecek? 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBüyük Aldatmaca: Popülizmin (Halkçılığın) Yolsuzluk Ve Eşitsizlik Konusundaki Yalanları 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNESiyasî kimlikler panayırı kapandı 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunSuyun akışı ya da meramı barış olmak 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRKÜRT ULUSAL BİRLİK KONFERANSI 28.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKİktidarın soğuk matematiği 23.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.08.2025
5.08.2025
3.08.2025
27.07.2025
25.07.2025
24.07.2025
23.07.2025
21.07.2025
19.07.2025
17.07.2025