Ferhat KENTEL
Sıcak dışında hiçbir şey yok etrafta, o kadar sıcak ki sadece böcekler yaşayabiliyor sokakta. Asfalt çoktan erimiş, bir kedi sıcağa dayanamadığı için ölüyor. Sadece kediler değil, herkes ölüyor, dışarıdaki herkes... Güneşten kaçmak neredeyse imkânsız ve bir grup insan cehennemin ortasında bir motelde... Zamanın ağır aktığı, hatta zamanın geçmediği bir motelde sıkışıp kalıyorlar... Zamanın ağırlığına katlanmak için bazıları durmaksızın sevişiyor, bazısı hiç bilmediği bir kadının motele gelmesini bekliyor, biri kendini kurtaracak ayakkabıları satmaya, diğeri de internetten kendini takip edenlere mesajlar yollamaya çalışıyor. Başta hepsi aynı yerde ve aynı zamanda gibi dursa da aslında onların hiçbiri birbiriyle aynı yerde değiller. Bu kadar savruk gerçekliğin içinde bir tek sıcak var... Sanki bir yerler yanıyor, sanki birileri bu sıcağın tüm yanlışları kavurmasını istiyor; belki de bu günahkâr ruhlar cehennem ateşinde yaptıklarının kefaretini ödüyor...
Almanya’da tiyatro yaptıktan sonra Türkiye’ye gelen Turgay Doğan’ın ayağının tozuyla kurduğuTiyatro Gnlev’in ilk oyunu Yüksek Derece işte böyle bir sıcağın içinde oynanıyor. Turgay Doğan ve FAHRENHEIT Yazı Ekibi’nin yazdığı oyunu Turgay Doğan yönetiyor. Tolga Akman, Reyhan Nur Çalıkoğlu, Sarper Çelikbaş, Fahrettin Eren Dinler, Uğur Küçükdağ, Öykü Oktay,Emre Taştekin, Günışığı Zan ve bir Japon Balığı’nın rol aldığı oyunda ayrıca Kafkaesk bir böceğimiz var. Onu görmekten ziyade leziz bir muhabbeti olduğunu hissediyoruz ve keyifli sohbeti nedeniyle akvaryumdaki balık gibi adının oyuncular listesine yazılmasını hak ediyor.
Turgay Doğan, Türkiye’ye dönmüş olsa bile belli ki zihin olarak daha buralarda değil. Zamansız olduğu kadar mekâna bağlı olan oyunun mekânı, oyuncuları ve yarattıkları karakterler oldukça Batılı. Belki de oyunun tek Türkçe yanı rakı içen Kafkaesk böcek... Rakısı, sigarası ve muhabbetiyle oyuna yerel motifler katıyor.
Turgay Doğan ve FAHRENHEIT Yazı Ekibi iyi yazılmış, başarılı bir oyuna imza atmışlar. Ama sıkıntıları da yok değil. Oyun finalde oldukça başarılı bir şekilde toparlanıyor ve seyirciye istediği tokadı atıyor. Şaşırtıyor ve bu anlamda sonuna kadar alkışı hak ediyor, ama böyle bir oyunda her şeyi sona bırakmak bir hata olmuş. Oyun sona giderken oyunu taşıyacak bir hikâye olmalıydı. Yan hikâye eksikliği karakterlerle ilişki kurmamızı engelliyor. Hatta oyun finale geldiğinde karakterler hakkındaki bilgilerimiz eksik kalıyor ve bu yüzden de finaldeki tokat daha etkili olacakken biraz hafif kalıyor. Yazarın yaptığı bu tercihe, oyunu böyle kurmasına elbette sonuna kadar saygım var, ama bu saygı eksiklik hissini gidermiyor.
Metnin eksiklerini bir kenara bırakırsak Yüksek Derece’nin harika yönetilmiş bir oyun olduğunu söyleyebilirim. Turgay Doğan, oyunun merkezindeki oyuncuyu yönetirken gösterdiği özeni ışığın vurmadığı, gözün görmediği yerlerde de göstermiş. Pek fazla dikkat edilmeyen bu ayrıntı oyunu zenginleştirmeye de yetmiş. Özellikle herkesin dans ettiğini bölümde akvaryumdaki balıkla dans ayrıntısı yönetmenin sahnedeki hiçbir oyuncuyu unutmadığı ve sahneyi sırf ışıkların vurduğu yer olarak değil bir bütün olarak gördüğünü gösteriyor. Bu da öteden beri pek çok tiyatronun ve yönetmenin yapamadığı bir şey...
Oyuncular bazen farklı duyguları aynı ifadelerle göstermeye çalışsalar da genel anlamda başarılıydı. Salonun dışarıdaki havaya özenip her zamankinden soğuk olması ve oyuncuların bu soğuğa rağmen seyirciye sıcaklığı hissettirmek zorunda kalması elbette oyunun ritmini ve oyuncu performansını etkiliyor. Hatta oynamayı zorlaştırıyor. Ama oyuncular bunun altından kalkmayı başarıyor...
Turgut Doğan ve oyuncuların bazıları uzun zamandır tiyatronun içinde olsalar da karşımızda yeni kurulmuş bir ekip var. Yüksek Derece de yeni kurulmuş bu genç ekip için bol bol alkışlanacak bir çalışma.
Oyun şubat ve mart aylarında her pazar SahneHal’de izlenebilir...
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları






































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.07.2024
16.04.2024
5.02.2024
12.07.2023
24.01.2023
26.11.2021
2.05.2021
16.04.2021
10.10.2020
9.09.2020