Türk Silahlı Kuvvetleri Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı harekâtlarında bir tek sivili taammüden incitmedi (Bu yönde bir belge olmadığı gibi ciddi bir iddia da yok); Barış Pınarı Harekâtı’nda niye incitsin?

Suriye sınırındaki şehirlerimize gelişigüzel bomba atan PKK/PYD-YPG ise taammüden katliam yaptı.

Sivillerin can güvenliğini tehdit konusunda Türkiye’yi olağan şüpheli, PKK/PYD-YPG’yi ise sütten çıkmış ak kaşık gibi görenlere -öyle görmeseler de siyaset icabı öyle gösterenlere- kocaman bir yuh yani.

***

PKK/YPG’nin Akçakale, Ceylanpınar, Suruç ve Nusaybin’e havan saldırısı düzenleyerek çok sayıda sivili katletmesi, Batı medyasında pek makes bulmadı.

Suriye sınırında görev yapan bir grup Türk gazeteciye PKK/PYD-YPG’li keskin nişancıların ateş açması da öyle.

“Geçmiş olsun, başınız sağ olsun” diyen Batılı bir lider de çıkmadı galiba.

Fırat’ın doğusunu PKK/PYD-YPG’den temizlemeye yönelik Barış Pınarı Harekâtı’nın bölgedeki siviller için tehdit oluşturduğunu sıkça vurgularken Türkiye’deki sivillere yönelik PKK/PYD-YPG saldırılarını görmezden gelmeleri, meselelerinin insan hayatı olmadığını gösteriyor.

***

Barış Pınarı Harekâtı, Suriye’nin kuzeyindeki PKK/PYD-YPG rejiminin sonunu getirebilir… Dertleri bu.

Türkiye durdurulmalı, durdurulamıyorsa da itibarsızlaştırılmalı… Meseleleri bu.

Niye? Neden? Niçin?

“Çünkü IŞİD’le mücadele ediyor PYD-YPG.”

Başka teröristlerle çatışması kendi teröristliğine halel getirmez; ama bunu şimdi bir yana bırakıp Türkiye’nin de IŞİD’le mücadele ettiğini hatırlatalım. Başka?

“PYD-YPG, Batılı değerleri savunuyor.”

Nedir Batılı değerler? Demokrasi, insan haklarına saygı mıdır mesela? Öyleyse, 2011’de katledilen liberal Suriyeli Kürt siyasetçi Meşal Temmo’nun kardeşi Abdülaziz Temmo’nun liderliğindeki Suriyeli Bağımsız Kürt Rabıtası  niye PYD-YPG’nin kontrolündeki bölgelerde barınamıyor da faaliyetlerini sürgünde yürütmek zorunda kalıyor? PYD’nin kurucu lideri Salih Müslim’in kardeşi Mustafa Müslim bile PYD’den farklı düşündüğü için bölgeden sürüldü; bu nasıl demokratlık? Irak Kürdistanı Bölge Yönetimi Kurucu Başkanı Mesud Barzani “PYD’nin uyguladığı baskı ve zulümden kaçan aşiret liderleri bize sığındı. Gelenler, Baas rejiminden bile bu kadar baskı ve zulüm görmediklerini dile getirdiler” diyor; Uluslararası Af Örgütü, PYD’nin “sivillerin evlerini bilerek yıkarak, bazı durumlarda köyleri tamamen yakıp yerle bir ederek, sakinlerini meşru hiçbir askeri zemine dayanmadan yerinden ederek savaş suçuna tekabül eden saldırılarla otoritesini suiistimal edip uluslararası insani hukuku yüzsüzce hiçe say”dığına dikkat çekiyor; bu nasıl insan haklarına saygı?

“Ama PYD-YPG seküler.”

Pol Pot da sekülerdi monşer.

***

Bir de “Türkiye Kürtlerle savaşıyor” tezviratı var, tövbe estağfirullah.

Bu tezvirata cevap olarak, Suriye Bağımsız Kürt Rabıtası’nın Barış Pınarı Harekâtı’na dair açıklamasını nakledelim:

“Başlangıçtan itibaren bölgeyi bir yıkıma sürükleyen PKK ve Suriye’deki uzantıları, Kürtleri ve bölgedeki tüm kesimleri daha fazla felakete sevk etmiştir.

“Suriye devriminin ulusal bir talebi olan güvenli bölgeye ve halkımızın göğsüne oturan terör örgütü güçlerinden kurtulmak için Barış Pınar Harekatı’na destek verdiğimizi deklare etmekteyiz.

“Bölgedeki halkımıza askeri bölgelerden uzak kalmaları, evlerini terk etmemeleri, halkımıza daha fazla felaket ve acı yaşatacak olan PKK, PYD ve onlara müzahir kişilerin yaymakta oldukları provokasyon içerikli söylemlerin peşinden gitmemeleri konusunda çağrıda bulunuyoruz. Suriye Milli Ordusu mensuplarının Suriye’nin evlatları ve kardeşleri olduğunu, Türk askerlerinin dostları olduklarını her iki ordunun da ortak düşmanının yok edilmesi gereken terör örgütü PKK/PYD olduğunu da hatırlatmak isteriz.

“Barış Pınarı Harekatı’nın terörü yok etmesinin yanı sıra Suriye evlatlarının evlerine, topraklarına dönmeleri ve onurlarıyla yaşamalarını güvence altına alan güvenli bölgenin ihdas edilmesi şeklindeki hedeflerini gerçekleştirilmesini temenni ediyoruz.”

***

Türkiye Kürtlerle değil, Kürtlerin ensesinde boza pişiren despotlarla savaşıyor vesselam.