Halil BERKTAY
[10 Mayıs 2017] Millî Eğitim Bakanlığının Talim ve Terbiye Kurulu, bu yılın başlarında kamuoyuna sunduğu yeni müfredat taslakları arasındaki “TC İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük” dersini (daha doğrusu, bu derse ilişkin taslak müfredatı) geri çekmiş. Çok sevindim. Bu dersin gerek orta, gerekse yüksek öğrenimden toptan kalkması yolunda bir adım olmasını dilerim. Bu görüşümü o günlerde iki ayrı ortamda dile getirdim. Önce, TBMM’nin 15 Temmuz girişimi sonrasında kurulan Darbe Araştırma Komisyonu’nun 11 Aralık 2016 Pazar günü İstanbul’da düzenlediği bir tartışma toplantısında, hali vakti yerinde laik orta sınıflarda görülen (devrimci-darbeci) “devirmecilik” hastalığının ideolojik izlerini sürerken, söz konusu resmî ideoloji derslerine de değindim.
Galiba o sırada yeni müfredat taslakları yoktu bile. Ardından taslaklar çıktı, konuşulmaya başladı ve SETA 17 Şubat 2017’de Ankara’da “Yeni Türkiye İçin Nasıl Bir Müfredat?” başlıklı bir panel düzenledi. Talim-Terbiye Kurulu Başkanı Alparslan Durmuş’un, SETA uzmanlarından İpek Coşkun’un, ODTÜ Eğitim Fakültesi Fizik Öğretmenliği Bölümü’nden Ali Eryılmaz’ın yanı sıra ben de katıldım. Söylediklerim basına da yansıdı. Serbestiyet’te Hidayet Tuksal değindi. Şimdi, bu son gelişme vesile oldu. Aşağıda, “Atatürkçülük” derslerinin son paragrafında yer aldığı o konuşmanın bant çözümünü sadece küçük düzeltmelerle sunuyorum.
* * *
[Ankara, 17 Şubat 2017] Benim önüme bu panel için, bir, liselerin esas Tarih sekansı, yani 9-10-11. sınıf Tarih derslerinin taslağı geldi. İki, Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi dersinin taslağı geldi. Üç, Türkiye Cumhuriyeti İnkılâp Tarihi ve Atatürkçülük dersinin programı geldi. Ve dört, 4-5-6-7.sınıfların Sosyal Bilgiler programı geldi. Sonuncusunu okuyamadım. Diğer dördü üzerinde konuşacağım.
Genel olarak sosyal bilgiler ve bilimler, özel olarak tarih, doğa bilimlerinden, fizikten, matematikten, sübjektivite ve ideoloji payının daha fazla olmasıyla bir farklılık gösteriyor. Ve tarih veya sosyal bilgiler alanında böyle yeni müfredat taslakları tasarlandığında, kamuoyunda öncelikle bu açıdan, doğru dürüst okumadan, incelemeden bir patırtı kopuyor; “zaten ne beklerdiniz” gibi çeşitli iddialar dolaşıyor. Geçtiğimiz haftalarda bu titreşimleri yaşadık. Şimdi 9-10-11 Tarih ve (seçmeli) Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi için ayrı, İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük için ayrı konuşacağım. İlk ikisini bir tarihçi olarak haliyle daha çok ciddiye alıyorum; ikincisini ise hiç ciddiye almıyorum. Daha sonra neden ciddiye almadığımı, toptan kaldırılması gerektiğini söyleyeceğim.
Ama ilk iki ders konusunda, yani 9-10-11 Tarih ve Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi dersleri söz konusu olduğunda, benim ideo-politik denebilecek bir itirazım yok. Şartlanmışlıkları içinde “AK Parti iktidarı bir müfredat yaparsa mutlaka bunun içine İslâmcılık ve/ya aşırı Osmanlıcılık sıkıştırırlar; gericidirler zaten; şunu yaparlar, bunu yaparlar” denebilir. Diyenler var. Dikkatle okudum, ben öyle bir şey görmedim. Benim itirazlarım, tarihçiler ve tarih öğretmenleri arasında, profesyoneller arasında olabilecek ölçüde itirazlar. Faraza anlatım tarzına ve öğrenim kazanımlarına ilişkin; bunların sekanslandırılmasına ilişkin; neyin önce, neyin sonra ve ne kadar anlatılabileceğine ya da neyin anlatılamayacağına ilişkin, diyelim ki pedagojik ve teknik itiraz ya da tartışmalar. Yoksa benim itiraz edebileceğim türden herhangi bir ciddi ideolojik ve/ya politik dezenformasyon görmüyorum. Bunu net olarak söylemek isterim.
Ben bir tarihçi ve tarih öğretmeni olarak (ki bilen biliyor, 8-9 yıldır bir lisede de dışarıdan yardımcı öğretmenlik ve tarih ve sosyal bilgiler programı danışmanlığı yapıyorum)... Ben bu programı girer uygularım. Zaten anlatmakta olduklarımı biraz eğip büküp (içeriğini değiştirmek veya saptırmak anlamında değil) adapte olurum. Üç aşağı beş yukarı, bu program içinde kendimi buluyorum. Bu, programı bütün ayrıntılarında kusursuz bulduğum demek değil; ama bu iki dersin taslaklarını hazırlamış olan arkadaşlarla profesyoneller olarak bir masa etrafında otursak, aramızda ciddi ve profesyonelce bir tartışma geçer anlamına geliyor. “Hocam, 10. sınıftaki ‘Savaşanlar ve Üretenler’ konu başlığını acaba ‘Savaşanlar ve Askerler’ konu başlığının önüne alsak daha iyi olmaz mı?” Veya, “daha Osmanlı beyliğinin devletleşme süreci yeni anlatılırken, ikinci ünitede hemen yeniçeri ocağından bahsetmenin yeri ve zamanı mıdır?” Birkaç örnek zikrettim sadece. Bunlar ideolojik itirazlar değil; bunlar olayların sıralanmasıyla ilgili, doğru düşünce bağlantılarıyla ilgili sorunlar. Bunlar profesyoneller arasında hiçbir gizli gündem olmaksızın rahatlıkla yapılabilecek tartışmalar.
Şunun önemle altını çizmek istiyorum; bu, söz konusu dersleri mükemmel bulduğum anlamına da gelmiyor. Temelde, hiçbir zaman bir altın çağ olmayacak. Mükemmel bir tarihçilik ve tarih öğretimi de olmayacak. Her kuşak, tarih öğretiminde ve tarihçilikte her yeni estetik veya poetika, daha önce yakalanmayan meseleleri yakalayacak ve yeni kuşak tarihçileri daha önce sorulmayan bazı sorular soracak. Bu bir süre böyle gidecek; derken daha yeni sorular gündeme gelecek. Bu önceki kuşağın yaptıkları, sordukları sorular ve bütün bunların tarih öğretimine yansıyışı yetersiz kalacak; yeniden bir düzenleme ihtiyacı doğacak.
E. H. Carr “Tarih bugün ile geçmiş arasında sürekli bir diyalogdur” derken bundan bahsediyordu. Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi dersinin “küreselleşme dönemi” bölümü 15 yıl önce yazılsaydı böyle olmayacaktı. Bu, son 20 yılın süreçlerinin gündeme getirdiği bir şey. Gelişme ve ilerleme her zaman şöyle cereyan edecek: Bir statüko; sonra o statükonun eleştirisi; statükonun eleştirisinden çıkan yenilikler; sonra onların da başka bir statüko haline gelmesi… Biz hiçbir zaman kafamızdan 50 yıl,100 yıl, 150 yıl geçerli kalacak bir tarihçilik tasarlayamayız. Her statükonun eleştirisi yeni ilerlemeleri beraberinde getirecek.
Bütün bunlarla birlikte, gelelim özel olarak 9-10-11. sınıfların ana Tarih dersine. Bu dersi Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi dersine göre çok daha iyi hazırlanmış buldum. Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi dersi de fena değil, ama diğerine kıyasla daha aceleye getirilmiş ve çeşitli konu başlıklarının altı biraz abur cubur olmuş. Yani 9-10-11 Tarih dersinin ayrıntılı dizaynındaki özeni diğerinde o kadar göremediğimi söylemeliyim.
Özel olarak 9-10-11 Tarih derslerinin 19 sayfalık pedagojik girizgâhını okuduğumda, bunu çağdaş tarihçiliğin ne olduğunu bilen birilerinin yazmış olduğunu düşündüm. Ben kendi tarihçi duyarlılıklarımla orada öyle izler buldum ki, kimin yazdığını bilmiyorum ama, bu insanlar çağdaş tarihçiliğin icapları nedir biliyorlar ve çok iyi niyetli biçimde yansıtmaya çalışmışlar diye bir izlenim edindim. Hakikaten ideal bir müfredat yaratmaya çalışmışlar -- ve belki problem de burada. Kafamdan geçirdim, kimler olabilir diye. Bunların son on yıl içinde Amerika’da veya İngiltere’de doktoralarını tamamlamış olabileceklerini geçirdim aklımdan. Tam da aynı nedenle, madalyonun diğer yüzünde, işin eleştiri faslına gelirsek, tecrübeli olmadıkları -- yani, orta öğretimde ders verme tecrübesine sahip olmadıklarını düşündüm. Yer yer aklıma meşhur Nasreddin Hoca fıkrası geldi: Timur’a demiş ya, 100 sopa cezası karşısında: “Sen ya sopa yememişsin, ya sayı saymasını bilmiyorsun.”
Şimdi bunu neden söylüyorum? SETA’dan İpek Coşkun da değindi. Bizim müfredatımızın her alanda kronik bir problemi yetiştirilememesidir, yetiştirilemezliğidir. Müfredatı hazırlayanlar bir türlü kendilerini iskonto yapmaya razı edemezler. Bu yolda çeşitli denemelerin de tarihçesini bilerek söylüyorum. Kimse bazı konulardan gönüllü ve radikal bir biçimde vazgeçmeye razı olamaz. Özel olarak tarih müfredatımızı ABD veya İngiltere, Fransa, İtalya, Almanya liseleriyle karşılaştırırsak, onların müfredatlarının daha kısa olduğunu; daha az konuyu daha derinlemesine incelemek üzerine kurulduğunu görürüz. Benim edindiğim izlenim şu: Bizim 9-10-11 Tarih taslağını hazırlayanlar da aslında böyle bir arzudan (kısaltma arzusundan) yola çıkmışlar. Bunun için kronolojik değil tematik bir yaklaşım olsun istemişler. Her bir yıl içinde, kronolojik değil daha tematik gitmeyi tercih etmişler. Şapkamı çıkartıyorum; çok hoş, akılda kalabilecek, çocukların ilgisini çekebilecek ünite başlıkları bulabilmişler: “Arifler ve âlimler” veya “Savaşanlar ve askerler” veya “Para ve tüccar” gibi. Bu yaklaşım fena bir yaklaşım değil. Fakat sıra her ünite başlığının altını doldurmaya; yani kazanımları yazmaya geldiğinde tekrar o kaçınılmaz Sisifos Efsanesi tırmanışı başlamış. Abartmışlar da abartmışlar ve bazı durumlarda çocuğun yaş grubunu, hangi sınıfta olduğunu, hangi üniteyi hangi sınıfta ve kaç yaşındayken işleyeceğini unutuvermişler.
Çok çarpıcı bir örnek vermek istiyorum. 9. sınıfın başında, insanlığın genel serüveni anlatılırken Tarih diye öyle bir ünite var ki, eskiden ders kitaplarında var olan “zaman kavramı, takvim, tarih ve tarih nedir” anlatımının yerine geçiyor. Yeni ünitede öyle öğrenim kazanımları ve çocuğun edinmesi istenen öyle beceriler var ki, bırakın 9. sınıf Tarih dersinin konuları içinde bir konuyu; üniversite lisans düzeyindeki bir historiyografi dersinde dahi onları kolay kolay kazandıramayız. İngiliz üniversitelerinde “amaçlar ve yöntemler” dersleri vardır (aims and methods). Orada öngörülen amaçlardan çok daha fazlası, 9. sınıf dersinin Tarih ünitesinde söz konusu. Araştırma metodu, bir yığın somut araştırma boyunca, vaka vaka, yaparak öğrenilen bir şeydir; kuru kuruya okuyarak öğrenilemez. Çocuklar (hafızalarında kaldığı sürece) tarihçiliğin nasıl bir şey olduğunu ezberden söyler ve sonra derhal unuturlar. Bütün profesyonel hayatımı bunun üzerine riske etmeye hazırım. 9. sınıfta bu, bu şekilde yapılamaz.
Bunun yerine ben şunu öneririm: Tarihçiler ve pratikleri; ne yaptıkları, nasıl çalıştıkları. On tane örnek tarihçi alırım. Halil İnalcık, Fuat Köprülü, Marc Bloch, Fernand Braudel, Carlo Ginzburg vs… Türkiye’den ve dünyadan. Ve kısa kısa şunu sunarım: Alanı neymiş, özel araştırma konusu veya konuları nelermiş. O alan üzerinde çalışmak üzere hangi dilleri öğrenmiş. O diller üzerinden hangi vesikaları birinci kaynaklar olarak okumuş, onlardan sonuçlar çıkarmış. Ortaya ne gibi eserler koymuş, hangi temel meseleleri çözmüş… Hayali bir şey söylemiyorum. Ben 9. sınıfta böyle veriyorum, ya da verdiğimde böyle veriyordum. Ve o zaman tarihçinin belgeler üzerinde, birincil kaynaklar üzerinde çalışması gerektiğini; bunları okuyabilmek için de gerekli dilleri bilmesi gerektiğini; tarihçinin nasıl bir avadanlığı olduğunu vb pekâlâ anlıyorlar. On tane önemli tarihçinin hayatını, kariyer özetini biraz şiirleştirerek işleyin, akıllarında kalıyor.
Ben bunu yapabiliyorum; çünkü dokuz yıldır orta öğrenimde ders veriyorum ve kendim deneyip yanılarak kendi pedagojimi yarattım. Elimizdeki müfredat taslağında ise bu açıdan bir sorun olduğu kanısındayım. (1) Konuların anlatılış tarzı çok soyut. (2) Kazanımlar tıkış tıkış. Gene 9. sınıfta, Kadim Dünyada İmparatorluklar konusunda, o ünitenin başlığı altındaki 7-8 kazanımdan bir tanesi, sadece bir tanesi, öğrencinin “yağmacı - kuşatıcı - toprağa dayalı” diye tarif edilen birkaç çeşit imparatorluğun “zaman içinde yerlerini, nerelerde kurulduklarını ve ne kadar yaşadıklarını” öğrenmesini istiyor. Siz ne istediğinizin farkında mısınız? İlkçağ imparatorluklarının eksiksiz doğru zaman şeridini çıkarmaktan bahsediyorsunuz. Bırakın 9. Sınıf öğrencisini; bunu kaç akademik tarihçi çıkartabilir? Üstelik bunun yanında bir yığın başka öğrenim hedefi de var. Dolayısıyla benim önerim azaltmak. Kazanımları indirim. Bırakın, genç profesyonel tarihçi maksimalizmini. Yaş grubu idrak seviyesini daha iyi gözetin.
Başka bazı eleştiriler. Tarih son tahlilde kronolojik bir olay. Çarpıcı başlık ve temaları devreye sokmak iyi bir şey. Ama bazen kronolojiden o kadar kopulmuş ki, çok anakronistik şeylere rastlanabiliyor. Çağdaş Türk ve Dünya Tarihi dersinin “küreselleşme çağı” bölümündeki kazanımlardan birinde, çocuğun “Ertuğrul firkateyninden beri Japonya’yla ilişkileri öğrenmesi” isteniyor. Ertuğrul firkateyni diye bir bahis yok daha önce. Hiçbir yerde geçmemiş. Değinilmemiş. 20. yüzyıl sonu veya 21. yüzyıl başlarından tâ 19. yüzyılın ikinci yarısına dönüp nasıl kuracaklar bu bağlantıyı? Küreselleşme konusunda rastgele iliştirilmiş gibi. Haydi bu da olsun diye.
Unutmayalım, bir de arka planda tarih dersinin haftada yalnız iki (rakamla: 2) saat olması var. Bizde tarih tuhaf bir konumdadır. Hem milli kimlik, aidiyet, Türklük bilinci vb bakımından çok önemli olduğu düşünülür. Hem de çaktırmadan bilgi ve bilim ölçülerinde o kadar önemli olduğu düşünülmez. O yüzden haftada iki saattir. Bu da önemsizlik göstergesi olmasının ötesinde çok temel bir kısıttır ve aşırı maksimalist tutulmuş müfredatlarla birleştiğinde, hiçbir şeyin yetiştirilememesinin temel nedenlerinden biridir. Ancak başlıkları ezbertebilirsiniz; buradki çıkmazı görmek gerekir. Bir de üstelik elimizdeki müfredat taslağı, öğretmenin konferans vermemesini öngörüyor. Lisede tarih dersleri haftada dört saat olsun ki iyi tarih öğretebilelim. Hele bu müfredat kazanımlarıyla ve öğrenciye “kendisi yaparak buldurtma” yoluna gideceksek, haftada en az altı saat gerekir.
Yer yer takdim-tehir sorunları var; değindim. Yeniçeri ocağı ve Ertuğrul fırkateyni örneklerini verdim. Osmanlı beyliğini anlatırken “Savaşanlar ve üretenler” fikrinin, bu bir tarım ve köylü toplumu olduğuna göre, çok daha başlarda verilmesi gerekir dedim. Buradan, birleştirici kavram ve temalar meselesine geçmek istiyorum. Böyle birleştirici kavramlar üzerinde anlaşmak zaman kazandırabilir ve kestirmeler sunabilir. Mesela Osmanlı devleti nedir? 10. sınıfta öğrenciye bir tanımsal egzersiz yaptırsak; desek ki, bir tarih sözlüğüne ya da ansiklopedisine bir “Osmanlı devleti” maddesi yazacaksınız. İlk paragrafta ne söylersiniz?
Benim tercihim şöyle bir şey: Bir tarım ekonomisi ve köylü toplumuydu. Bunun üzerine oturan bir hanedan devletiydi. İki ayağı vardı. Devlet teşkilatının bir kısmı nakit paraya (likiditeye) dayalı, diğer ayağı timar dağıtımına dayalıydı. Yani, kısmen paraya/maaşa kısmen timara dayalı bir devletti. Askerî teknoloji açısından, 15. yüzyıldan itibaren bir barut imparatorluğuydu, yani ateşli silahları da vardı. Bu yüzden hanedan değişimi olmaksızın 600 yıl yaşayabildi. Elimizdeki müfredat taslaklarında, birçok konuda bu tür birleştirici kavramları bulmakta zorlanıyorum. Osmanlı devleti konusunda da göremiyorum, yukarıdakine benzer kolaylaştırıcı bir özeti.
En sert söyleyeceğim şey ise şu: TC İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersinin hiç olmaması gerektiği kanısındayım. Bu bir tarih dersi değil, resmi ideoloji dersidir. Türkiye’nin kurtulmaya çalıştığı vesayet ideolojisinin dersidir. Onun yerine adam gibi, normal, herhangi bir “izm”in “ilke”lerini içermeyen bir 19. ve 20. yüzyıl Türkiye tarihi dersi olmalıdır. Nisbeten bu kadar iyi bir 9-10-11 Tarih müfredatının üzerine, Lise 4’te, yani 12. sınıfta, hem de bu kadar kötü, eskisinden bile kötü bir İnkılap Tarihi ve Atatürkçülük dersinin gelecek olması kabul edilemez. Modern bir cumhuriyet ve çağdaş bir demokrasi, ne genel olarak vatandaşlarının, ne ilk-orta-yüksek öğrenimdeki çocuk ve gençlerinin herhangi bir “izm”e bağlı olmasını; ezeli ve ebedi bir Atatürkçülük projesi ve ideolojisine bağlı kalmasını isteyemez. Bu tür bir mutasavver ilkeler öbeği doğrultusunda yetiştirilmesini talep edemez. Hem çağdaş eleştiriye açık evrensel dimağlar olacak (faraza YÖK yasası öyle diyor), hem de Atatürkçülük dersi ve dolayısıyla herkesin Atatürkçü olması talebi! Bu ikisi yan yana olamaz. Palavradır. Mümkün değildir.
Yazarlar
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
-
Burak Bilgehan ÖzpekVesayet Nedir, Nasıl Kurulur, Niçin Çöker? 16.04.2021 Tüm Yazıları
-
Firuz TÜRKERDARBE GİRİŞİMİNE HAZIR OLMAK 4.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız RamazanoğluYeni metin ne söyleyecek? 25.03.2021 Tüm Yazıları
-
RAGIP DURAN'Bir tek kişinin otoritesi suçtur!' 22.03.2021 Tüm Yazıları
-
Sevilay YALMANMesele Gergerlioğlu meselesi değil! 19.03.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKBACAKİZMİT KÖRFEZİ YAKIN, DENİZ BİZE ÇOK UZAK! 17.03.2021 Tüm Yazıları
-
Ural ATEŞERANADİL... 21.02.2021 Tüm Yazıları
-
Demir Küçükaydınİki Devrimci – Türeci ve Şahin 4.01.2021 Tüm Yazıları
-
Perihan MAĞDENHayaller: ETHOS, Gerçekler: BİR BAŞKADIR BENİM MEMLEKETİM 18.11.2020 Tüm Yazıları
-
Talat ULUSOY9 Eylül 1922, İzmir’in “KURTULUŞ” Günü’nde… 9.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mahmut ÖVÜRAK Parti mi “İhvan’cı” siz mi operasyon çekiyorsunuz? 8.09.2020 Tüm Yazıları
-
Mustafa Yurtsever2010 YILI REFERANDUMU’NUN BİTMEYEN HİKAYESİ 29.08.2020 Tüm Yazıları
-
Hilâl KAPLANİstanbul Sözleşmesi yaşatır mı? 7.08.2020 Tüm Yazıları
-
Eşref ÇAKARKonca Yazışmaları... 5.08.2020 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunOsmanlı Kudüs’ü 4.06.2020 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANÜmitliyim, çünkü… 26.05.2020 Tüm Yazıları
-
Kadri GÜRSELTürkiye’de darbe mi olacak gerçekten? 16.05.2020 Tüm Yazıları
-
Sinan ÇİFTYÜREKTürbülanstan mayın tarlasına dalış yapan AKP! 13.05.2020 Tüm Yazıları
-
Yaşar YAKIŞTürkiye’nin iktidar partisi yardımlaşmayı da tekeline almak istiyor 25.04.2020 Tüm Yazıları
-
Orhan PamukEski salgınlar ve bugün biz 24.04.2020 Tüm Yazıları
-
Bejan MATURÖlüm hangi boşluğu doldurur? 12.04.2020 Tüm Yazıları
-
Umut ÖZKIRIMLIKorona ve milliyetçilik 8.04.2020 Tüm Yazıları
-
Raffi Hermon Araks‘ARTSAX (Dağlık Karabağ) MESELESİ, NEDİR VE NE DEĞİLDİR? 1.04.2020 Tüm Yazıları
-
Serdar KAYAİslam, Bilim, Virüs, Kumaş 24.03.2020 Tüm Yazıları
-
Markar ESAYANKarantina günlerinde yalnızlık... 20.03.2020 Tüm Yazıları
-
Eyüphan KAYACorona Virüs bir musibettir 19.03.2020 Tüm Yazıları
-
Merve Şebnem OruçSürreel bir devrim: Gezi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Metehan DemirMoskovanın samimiyet testi 23.02.2020 Tüm Yazıları
-
Tayfun AtayGoebbels korosu söylüyor: "Her şey mükemmel efendim!" 18.02.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın AKDOĞANBirilerini suçlama yarışı 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Hüseyin GÜLERCECHP, şimdi de İlker Başbuğu alet ediyor 8.02.2020 Tüm Yazıları
-
Ufuk COŞKUNCemevleri için Cumhurbaşkanı’na Çağrı! 20.01.2020 Tüm Yazıları
-
Yalçın ERGÜNDOĞANGökdelen hançeri tam İzmir’in kalbine saplanıyordu ki… 16.12.2019 Tüm Yazıları
-
Nihat Ali ÖzcanOrtadoğu’nun karmakarışık halleri 22.10.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TenekeciDün ve bugün 11.09.2019 Tüm Yazıları
-
Haşmet BABAOĞLUİçerisini iyi anlamak için dışarıya bak! 9.09.2019 Tüm Yazıları
-
Esat KORKMAZYOLDAŞIM YAVUZ ÇANAK 29.08.2019 Tüm Yazıları
-
Ali KİREMİTCİDÜNYADA VE TÜRKİYE’DE SİYASET YENİDEN ŞEKİLLENİYOR 13.07.2019 Tüm Yazıları
-
Tayfun TURANAYILANA GAZOZ, BAYILANA LİMON. 11.07.2019 Tüm Yazıları
-
Mustafa DAĞCIÖTEKİLEŞTİRMENİN ÖTESİ= DÜŞMANLAŞTIRMAK 3.07.2019 Tüm Yazıları
-
Gürkan-Zengin23 Haziran seçimleri: Bir vak’ayi hayriyye 25.06.2019 Tüm Yazıları
-
Celal DENİZIRKÇILIĞIN TEDAVİSİ VAR MIDIR? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Serdar ESEN"Herşey Çok Güzel Olacak" mı? 9.06.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet AY14 Mayıs güzellemelerinin anlamı 15.05.2019 Tüm Yazıları
-
Salih TunaZincir sesleri 23.04.2019 Tüm Yazıları
-
Beril DEDEOĞLUİflas eden tüccar, eski defterleri karıştırırmış 27.02.2019 Tüm Yazıları
-
İbrahim TığlıBu ne iki yüzlülük!... 26.02.2019 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKSUUDİLER UNUTMAK İSTİYOR AMA OLMUYOR 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Nermin ALPAYİNSAN VE EKONOMİK DEĞERİ 8.02.2019 Tüm Yazıları
-
Ümit FıratBir mahalli seçim hatırası 15.01.2019 Tüm Yazıları
-
Murat AKSOYUnutmayalım yerel seçime gidiyoruz 11.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ekin GÜNBİR… İKİ… İZMİR MARŞIYLA KOŞ! 4.01.2019 Tüm Yazıları
-
Ahmet SeverTürkiye bu kadar tehdit ve hakaret eden bir Cumhurbaşkanı görmedi 18.12.2018 Tüm Yazıları
-
İbrahim SEDİYANİKirletme 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
Nadi ÖZTÜFEKÇİUlusal mı Ulusalcılık mı? 15.12.2018 Tüm Yazıları
-
M.Şükrü HANİOĞLUDünya “biz”i parçalamak için mi savaştı? 26.11.2018 Tüm Yazıları
-
Cemil ERTEMEkonominin geleceğini simgeler anlatır! 31.10.2018 Tüm Yazıları
-
Amberin ZAMANCemal Kaşıkçı ve Türkiye’nin itibarı 10.10.2018 Tüm Yazıları
-
Mete YararCastle International 28.09.2018 Tüm Yazıları
-
Mehmet CANFilistin ulusal sorunu-II 25.09.2018 Tüm Yazıları
-
Leyla İPEKCİAile içi eğitimin maneviyatı (1) 18.09.2018 Tüm Yazıları
-
Ümit KurtTarihçi Kieser: Modern Türkiye'nin eş kurucusu Talat Paşa 17.09.2018 Tüm Yazıları
-
Güngör UrasABD’DE BORÇ KRİZİ 10.08.2018 Tüm Yazıları
-
Serpil Çevikcan24 Haziran sonrasındaki şema 30.05.2018 Tüm Yazıları
-
Hüseyin ÇAKIRVaatlerinizi sözleşme olarak imzalayın… 27.05.2018 Tüm Yazıları
-
Kürşat BUMİNLGS Türkçe: Çocuklarla dalga mı geçiyorsunuz? 7.02.2018 Tüm Yazıları
-
Özgür MumcuTutuklu yargı 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Aslı AydıntaşbaşYaklaşan facia 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Yusuf Ziya DÖGERTürkiye Seçimlerinin Kilidi Kürdler 6.02.2018 Tüm Yazıları
-
Güldalı COŞKUNSeçim kritiği desem de…. 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Arife KÖSEHawaii’den sonra nükleer savaş tehdidini yeniden düşünmek 1.02.2018 Tüm Yazıları
-
Ergün Diler23 gizli toplantı. 8.01.2018 Tüm Yazıları
-
Ceren KENARMusul sonrası DEAŞ 14.07.2017 Tüm Yazıları
-
Okay GÖNENSİNSertleşme mi normalleşme mi? 11.07.2017 Tüm Yazıları
-
İhsan ELİAÇIKDini çoğulculuk gereği kadından imam olabilir 23.06.2017 Tüm Yazıları
-
Adil GÜRHay Allah yine çenemi tutamadım! 16.04.2017 Tüm Yazıları
-
Hüseyin SARIBAŞHAYIR, YETER ARTIK! 18.02.2017 Tüm Yazıları
-
Mustafa ARMAGANÇankaya’nın karakutusu Latife Hanım mı? 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
İlhan ÇETİNFiliz 22 gündür hayata tutunmaya çalışıyor... 7.02.2017 Tüm Yazıları
-
Süleyman YAŞARVatandaşın dövizini devlete dört katı faizle satıyorlar 26.07.2016 Tüm Yazıları
-
A.Turan ALKAN40 $, hem de ‘döge döge’ 15.07.2016 Tüm Yazıları
-
İhsan YILMAZÜmmetin ortak dili: İngilizce 13.07.2016 Tüm Yazıları
-
Bülent KORUCUÖzel haber bayramı 11.07.2016 Tüm Yazıları
-
Gökhan ÖZGÜNBen HDP’ye oy veriyorum… 28.06.2016 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLUYazmaya kısa bir mola veriyorum 17.04.2016 Tüm Yazıları
-
Cemil KOÇAKVe Türkiye ‘hayır’ diyor! 16.04.2016 Tüm Yazıları
-
Sema İZOLCennette de hendek var mı anne? 15.02.2016 Tüm Yazıları
-
Lale KEMALMİT-Mossad kırılganlığı, Rusya ile IŞİD gerilimi 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Birgül HAKANAli Demirsoy 9.02.2016 Tüm Yazıları
-
Sanem ALTANAcılar usta, bizler çırağız.. 6.02.2016 Tüm Yazıları
-
Hadi ULUENGİNOtoriterlik yükselirken 4.02.2016 Tüm Yazıları
-
Demiray ORAL‘Serbest kötülük ortamı’nı icat ettik / Hep birlikte - Tev bi hev re* 2.02.2016 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARANSUYasadışı dinleme suç değilmiş! 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Enver SEZGİNEkrem Sezgin 1.02.2016 Tüm Yazıları
-
Gülay GÖKTÜRKAYM’den AİHM’e cevap 12.01.2016 Tüm Yazıları
-
Yasemin YILDIRIMSayın Kılıçdaroğlu elinizi yükseltin ve “Demirtaş 15 Temmuz gecesi neredeydi?” diye sorun 5.01.2016 Tüm Yazıları
-
Ayhan BİLGENYalanın gücü tükenir, onur kavgası tükenmez 30.12.2015 Tüm Yazıları
-
Zeliha AKPINARNefretiniz elektriğe dönüştürülebilseydi bütün dünyayı aydınlatırdı 29.12.2015 Tüm Yazıları
-
Abdülkadir Küçükbayrak“Analar ağlamasın”dan “Analarını ağlatacağız”a nasıl gelindi! 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Umur COŞKUNSöz Geçmez, Top Mermisi İşlemez 28.12.2015 Tüm Yazıları
-
Ekrem DUMANLIGeç kaldın ey Müslüman 17.11.2015 Tüm Yazıları
-
Semra POLATFransa'nın mülteci ayarlı bombaları 14.11.2015 Tüm Yazıları
-
Ferdan ERGUTHDP içi bir PKK eleştirisi mümkün müdür? 12.11.2015 Tüm Yazıları
-
Nejat ERDİMIŞİD,KÜRTLER VE KAPIMIZDAKİ TEHLİKE! 22.07.2015 Tüm Yazıları
-
Mazlum ÇETİNKAYAEşitlik yoksa kardeşlik de yok! 26.06.2015 Tüm Yazıları
-
Hakan DEMİRCANKoalisyon hava durumu 3 21.06.2015 Tüm Yazıları
-
Tuncay TOPCamide propaganda ve ucuz taşra siyasetçiliği 27.05.2015 Tüm Yazıları
-
Mithat SANCARİnkarın bedeli 30.04.2015 Tüm Yazıları
-
Bülent KARATAŞBirol Başören 28.03.2015 Tüm Yazıları
-
Hasan ÖZTÜRKİLMİK İLMİK 26.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kelemet Çiğdem TÜRKMUNZUR’UN ŞİFASI 6.02.2015 Tüm Yazıları
-
Gürbüz Çimen2 Dil 1 Bavul 2.02.2015 Tüm Yazıları
-
Kerem ALTANHayaller duşakabin 20.01.2015 Tüm Yazıları
-
Mehmet YILDIZEnseyi karartmamalı ama nasıl? 8.01.2015 Tüm Yazıları
-
Eylem YILMAZDemokratı az olan toplumlar az demokrasi ile yönetilirler! 3.01.2015 Tüm Yazıları
-
Muhteşem ÖZDAMARHDP'yi BEKLEYEN TEHLIKE 29.12.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet DOĞANHADİ KALK 7.08.2014 Tüm Yazıları
-
Haydar TOPAYSevgili Yoldaşımız, ağabeyimiz Burhanettin Çetinkaya... 13.07.2014 Tüm Yazıları
-
Erdal TALUPolitikada Yeni Paradigmanın Doğuşu 7.06.2014 Tüm Yazıları
-
Mehmet KIRARSLANHalklar nasıl karar verir? 20.04.2014 Tüm Yazıları
-
Yasemin ÇONGARKiev’den notlar: Avrupalılaşmak ile güdülmek arasında… 4.02.2014 Tüm Yazıları
-
Zülfikar ÖZDOĞANTarih, Tarih Olalı... 2.01.2014 Tüm Yazıları
-
Neşe DüzelHata ve devlet gazetecileri 11.12.2013 Tüm Yazıları
-
Selçuk UZUN1915/16´da Erzurum Vilayeti Valisi Tahsin Uzer (1) 25.07.2013 Tüm Yazıları
-
Dr.Sivilay GENÇSibirya ablası 2.05.2013 Tüm Yazıları
-
Nihat TAŞTANBU GÜNÜN MÜŞRİKLERİ MEKKE MÜŞRİKLERİNİ ARATMIYOR 16.03.2013 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCI-Taraf YazılarıBelirsizlikler zamanı ve ütopya zamanı 21.10.2012 Tüm Yazıları
-
Orhan MİROĞLU-Taraf yazılarıESAT’IN YENİ HAMLESİ.. 8.10.2012 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜR-Taraf yazıları1922’de Güzelim İzmir’e Kimler Kıydı? 9.09.2012 Tüm Yazıları
-
Cevdet AŞKINŞiddetli çatışma dönemi başladı 22.05.2012 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtTüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
10.03.2025
8.03.2025
8.03.2025
6.03.2025
10.02.2025
29.01.2025
25.01.2025
16.01.2025
24.12.2024
20.11.2024