İbrahim Kahveci
Eski tarihlerdi.
Artık pek kimse hatırlamıyor.
28 Şubat sürecinin en zor dönemleriydi. Bir kaç asker ne diyorsa o oluyordu. Yargı bile onların iradesi yönündeydi. O nedenle “yargı karar verecek” manşetleri medyayı süslerken hep şüpheyle bakardım.
O günlerde o manşetlere karşı çıkan bir avuç kahraman vardı. Açıkçası her gün Yeni Şafak alırdım ama asıl nefes almamı bir çok kalem sahibi yanında Gülay Göktürk, Ali Bayramoğlu sağlardı.
Hele o yazı yok mu...
“Bizim asker kısa boylu, cılız ve toplumda sözü dinlenmeyen birini düşünün. Ama tır kamyonuna binince o kamyonun gücünü kendi gücü görerek trafiğe çıktığında bütün kuralları alt-üst eder” yazısı.
Gülay Göktürk yazmıştı.
Ve nefes almıştım
Nerede ise fiili isyan noktasından beni o yazı çevirmişti.
Gülay hanım adeta benim hayatımı kurtarmıştır.
***
Şimdi bir başka açıdan bakalım:
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre ocak 2019’da toplam çalışan sayısı 27 milyon 157 bin kişi. Bu çalışanların 8 milyon 999 bin kişisi (%33,1) kayıt dışı çalışıyor. Yani bir sosyal güvenlik kayıtları bulunmuyor.
İş-Kur mart 2019 verilerini açıkladı. Kayıtlı işsiz sayısı 2018 mart ayında 2 milyon 342 bin kişiden, bu yılın mart ayında 4 milyon 048 bin kişiye çıkmış.
Sadece kayıtlı işsiz sayısı son bir yılda 1 milyon 706 bin kişi artmış görülüyor. Yani kayıtlı işsiz sayısı bir yılda yüzde 72,9 artıyor.
Bu yazıyı yazarken önümden akan iki haberi de aktarmak isterim:
1- Fatih Sultan Mehmet (FSM) Köprüsünde intihar girişiminde bulunan bir kişiyi ikna çabaları devam ediyor.
2-CHP’nin İstanbul adayı Ekrem İmamoğlu mazbata almak için il seçim kuruluna gidiyor.
İkinci haber ekrandan geçtiğinde borsada alımlar hız kazanırken, dolar/tl kuru hızla düşerek 5,75’den 5,72’ye geriledi.
Kısaca piyasalar anında bir nefes almış oldu. Zaten önceki gün Maltepe’de bütün sandıkların sayımının reddi de hemen karşılık bulmuş ve dolar/tl kuru 5,82’lerden düşmeye başlamıştı.
Ama burada asıl değinmek istediğim konu piyasaların nefes alması değildir.
Asıl mesele toplumun nefes almasıdır.
Bugün her 4 gençten 1’i işsiz. Hayata işsiz olarak başlanan bir ülke olduk.
Her 5,5 çalışana karşı 1 kişi de işsiz. Ama bunlar TÜİK rakamları. Henüz İş-Kur verileri TÜİK sayfalarına yeterince yansımadı.
TÜİK verilerinde kayıtlı ve kayıtsız işsiz artışı henüz 1 milyon 100 bin kişi (Mevsim etkilerinden arındırılmış işsizlik). Oysa buna kayıtsız işsizler sonraki aylarda eklendiğinde sayı çok daha yukarı çıkacak.
İş-Kur verilerinde mart 2018’de 2,4 milyon kayıtsız işsiz varken, TÜİK verilerinde bu işsiz sayısı yüzde 33 fazlası olarak 3,2 milyon kişiydi. Bugün çok kaba tabir ile aynı hesabı yaptığımızda karşımıza 5,7 milyon gibi inanılmaz bir işsiz sayısı çıkıyor.
Hatta işlerin hala iyi gitmediği bu ortamda sadece artan nüfus nedeniyle bile işsiz sayısının kısa sürede 6 milyonları aşması beklenebilir.
Bu verdiğim rakam sadece dar tanımlı işsizliktir. Buna bir de ‘iş olsa çalışırım’ vs diye TÜİK’in hesaba katmadığı işsizleri eklediğimizde korkunç rakamlar ortaya çıkıyor.
***
İşsizlik öyle sadece rakam ile yazılan bir şey değildir.
Her bir işsiz...
evde bebeği açlıktan ağlayan çocuk demektir.
Her bir işsiz...
evladına harçlık veremeyen bir baba demektir.
her bir işsiz...
bunalım demektir, toplumsal huzursuzluk demektir, kimsenin kendini rahat ve güvende hissetmeyeceği bir ortam demektir.
Vicdanların kanadığı, toplumsal kaynaşmanın yaralandığı bir dönem demektir. Gösterişin, içi boş söylemlerin karın doyurmadığı bir dönem demektir.
Kısaca toplumun gelecek sorunları düşünüldüğünde, bugünden olacakları tahmin etmekle yükümlüyüz.
TOBB ve Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu her ne kadar işsizlik fonu desteği ile 2,5 milyon istihdam sözü vermiş olabilir.
Ama siz gidin bakalım TOBB’un kapısına iş verecekler mi?
Bu insanların-toplumun nefes alması gerekiyor. O nedenle demokrasinin sorunsuz çalışması ve farklı düşüncelerin toplumda söz sahibi olmasının yolu açılmalıdır. En azından ekmek olmasa bile söz söyleme hakkı ile toplumsal sorunları aşma yoluna gidebiliriz.
Yazarlar
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
17.07.2025
14.07.2025
10.07.2025
7.07.2025
4.07.2025
30.06.2025
24.06.2025
20.06.2025
19.06.2025
18.06.2025