Markar ESAYAN
“Müslümanların Masumiyeti” denen “şey”in bu kadar ciddiye alınması, Müslüman olmadığım hâlde nedense beni incitti. Doğu’nun paradigma üretmedeki zayıflığının mı, komplekslerinin mi, ya da bu kadar hassas olmaya öfke aczdir yerleşik hâllerin tamamı mı nedir bilmiyorum bu hissiyatımın nedeni. Ama üzücü olduğu kesin.
Danimarka kökenli karikatür krizinde de benzeri bir ayaklanmalar zinciri ateşlenmişti. Bu son olay daha karanlık ve kötücül görünüyor doğrusu. Hesaba katılması gereken bir sürü şey var. Arap Baharı’nın Ortadoğu’daki etkisi ve alabileceği türlü biçimlerin belirsizliği, kasımdaki ABD seçimleri, neo-conlar ve bir sürü şey daha. Ancak bunlar her zaman var ve Doğu’nun öfke ve başkaldırı görünümlü Batı’ya teslim ettiği bu vesayet sürdükçe, her zaman işlevsel ve manipüle edilebilir olacak.
Aslında İslam’ı konuşmuyoruz burada. Birçok din âliminin, bu şiddetin İslami olmadığını söylediği ortada. Kuran’da birçok ayette ve hadislerde, kendi hakkını korurken masum insanların canına, malına kast etmenin Müslümanlıkla ilgisi olmadığı ve yasaklandığı bilinir. Bu tam da İslam’ın kötücül bir din olduğunu ima eden veya açıkça söyleyen bu tür provokasyonların teyidi değil mi? Demek ki, ortalama din bilgisi olan bir müminin bırakın şiddete başvurmasını, inancı adına eziyet gördüğü için daha olgun olması beklenir. Mümin özgüveni bunu gerektirir.
Arada şunu da söylemeden geçemeyeceğim. Yanlış hatırlamıyorsam 2005 yılıydı. Misyoner tezgâhının tepe yaptığı, Diyanet’in de “garip” hutbelerle kendi AK Parti’nin kuyusunu kazdığı günlerde Ceviz Kabuğu programında yargılandığı için adını vermeyeyim bizim Kitab-ı Mukaddes’e o kişi “Porno kitabı” demişti. Öfkelenmemek mümkün mü? Ama beş dakika sürmüştü, sonra gülüp geçmiştim. Benim o sırada ilgilendiğim bu sözlerin altında yatan provokasyonun kaynağı ve nedenleriydi. Sonra ortaya çıktı işte. Rahipleri, Hrant’ı, misyonerleri öldürdüler. O sıralarda bu toplumda, kimseden o anlamda bir tepki gelmemişti.
İsa adına yapılmamış kötücül film kalmadı. Edilmemiş “hakaret” yok. Burada onların konusunu tekrar etmek istemem. Ama benim için, bu bile ifade özgürlüğünün içine giriyor. Size ters gelebilir. Bir insan İncil’in uydurma, İsa’nın da bir sahtekâr olduğunu söyleyebilmeli. O kontekst içinde benim için hakaret olan bir ifade özgürlükler içinde değerlendirilebilir. Bütün dünyanın benim kutsal bulduklarıma göre yaşamasını, buna göre davranmasını nasıl bekleyebilirim? Hem din bunu önermiyor ki! “İnancınız için aşağılandığınız ve işkence gördüğünüz zaman sevinin” diyor. Şımarıklık bu.
Bu öfkenin dinle ilgisi yok, şimdi kısaca oraya geliyorum. En azından bir prelude olsun.
Modernizm, ikili karşıtlıkları, (binary oppositon, self-other, a’nın altının çizilip b’nin olanaksızlaştırılması) hayatın tüm alanlarına doğru iddialı önerileri ve başarılı pratikleriyle en az üç yüz yıldır dünyayı kendine göre tanımladı. O kadar “başarılı” oldu ki, hepimizi biçimlendirdi. Doğu artık kendine özgü değil, “Batı olmayan her şey” hâlinde tanımlanır olmuştu. Askerî üstünlük ile bu ülkelerin içlerine kadar girildi ve bütün kimyaları altüst edildi. Doğu, bizdeki Kemalistler gibi, kendini fetheden, tecavüzcüsü olan, onu tartışmasız yenen ve cenneti adeta yeryüzüne indiren Batı’ya büyük bir hayranlık besliyordu. Nefret ve aşk ilişkisi.
Hatta 20. yüzyılın başında Türkiye’deki İslamcılar bile, İslam üzerinden teorik fikir üretmekten artık vazgeçtiler. Batı’nın galibiyeti kesindi ve onu yenmek İslam birliği hayalleri içinde bile mümkün olmamıştı. Osmanlı yıkılmıştı. Seyyid Kutub ve diğer âlimler ise, İslam’a dönüşü bir siyasi pratik içinde sağlamaya çalışıyorlar ama, Batı’ya duyulan “inner” öfkenin durdurucu etkisini nasıl alt edeceklerini bilemiyorlardı. Nitekim Kutub öldürüldü. Ümitvar bir girişim olan Müslüman Kardeşler kolonyal artığı diktatörler tarafından kolayca şiddete yönlendirilebildi. Ortalık Baasçı faşistlere bırakıldı. 1948’de Filistin Devleti kurulabilirdi. Öfke ve bilgisizlik ağır bastı, Yahudilerin Ortadoğu’dan atılması ülküsü tercih edildi. Ağır ve kesin bir yenilgi ile sorun bugünkü kompleks hâlini aldı. İsrail eleştirilerimiz tabii ki saklı.
Bu anlamda, postmodern çağda, kolonyalizmin yapısökümü sonrası olan şey, aslında Edward Saidbağlamında bile, Batı’nın tekrar tekrar altının çizilmesi oldu. Değerli saptamalar yapıldı. Ama bu eksik bırakıldığı için paradoksal olarak Ortadoğu toplumlarına mağduriyet duygusu aşılamayı da sürdürdü. Batı yapısöküme uğratılırken, Doğu esirgendi. Doğu artık her türlü aksaklık için Batı’yı suçlar oldu ve yeni paradigma diye benimsenen şey, bu mağduriyetin teorisiydi, başka çok şey değil. Kolonyaller gelmiş, yıkmış, görece gitmiş, Filistin sorunu ve Afrika kıtası gibi bir enkaz bırakmışlardı arkalarında. Bunun onlara bir özgürlük fırsatı verdiğini düşünen oldu mu, olmuş olsa da, bunu ideoloji ve paradigmaya dönüştüreni pek olamadı. Her türlü sorumluluk geçmişe devredildi. Bu şekilde “İslam ülkeleri neden geri” sorusu karşısında yürek soğutuldu.
Son durum da bu öfkenin kendisini tekrar etmesi sadece. 19. yüzyıl kolonyal gezginlerinin Doğu hakkında yazdıkları Doğu’yu teyit ediyor. Sahte ve provokasyonun kendisi kadar niteliksiz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019