Markar ESAYAN
Cumhurbaşkanı Erdoğan dün Türk Savunma Sanayii Zirvesi’nde Fırat’ın doğusuna harekatın birkaç gün içinde başlayacağını açıkladığında gündem değişmiş oldu. Açıklama şöyleydi:
“Fırat’ın doğusundaki harekatımıza birkaç gün içinde başlayacağız. Hedefimiz ABD askerleri değil, terör örgütü mensuplarıdır. Fırat’ın doğusunu da asli sahipleri için huzurlu bir yere dönüştürmekte kararlıyız. Teröristleri oradan biz çıkaracağız, iş başa düştü. Ülkemizdeki Suriyelilerin kendi evlerine dönüşleri ancak bu şekilde mümkün kılabiliriz. Biz milletimize ve ülkemize tuzak kurmaya çalışanlarla değil, dostluk gösterenlerle yol yürüyeceğiz.”
Her zaman söyledik; Türkiye öngörülebilir bir ülke. Sağ gösterip sol vurmuyor. Barışı ve diplomatik çözümü önceliyor. Ancak bu yollar yetersiz kaldığında atacağı adımları da atıyor.
Türkiye, Suriye’nin kuzeyindeki terör oluşumlarının engellenmesi için olabilecek her yolu denedi ve tüketti. Ankara ciddi bir sabır ortaya koydu. Bir açıdan da bölgede küresel güçlerin neyi amaçladığını, Türkiye’nin buna karşı neden haklı olduğunun da ortaya çıkmasını bekledi.
Tabii burada ana aktör ABD… Washington’un PKK’nın Suriye kolunu bir müttefik olarak benimsediği, Türkiye’yi de oyalamaya çalıştığı açık biçimde ortaya çıkmıştır. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar çeşitli vesilelerle bu konunun Türkiye için bir beka meselesi olduğunu ifade ettiler. Bu arada TSK ve istihbarat teşkilatımız da Fırat’ın doğusu noktasında gerekli olan hazırlıklarını tamamladılar. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın son açıklaması da bunu teyit ediyor zaten.
Hatırlanırsa, ABD daha önceki süreçte bölgeye 30 yıl kalmak üzere geldiğini ifade etmişti. Ardından Türkiye 15 Temmuz gibi, Suriye ile de doğrudan ilgisi olan bir darbe girişiminden sadece 40 gün sonra Fırat Kalkanı harekatı yapıldı ve DEAŞ bölgedeki en büyük yenilgisini aldı. Fırat Kalkanı Harekatı Türkiye ve bölgenin kaderinde bir kırılma noktası oldu. Ardından da sözde terör devletinin Akdeniz’e açılma noktası olan batı hattındaki Afrin özgürleştirildi. İdlib ise muazzam bir diplomatik başarı olarak tarihe geçti.
Terör örgütünün yıldırma, cinayet ve baskıyla yaptığı demografik değişimin öncesindeki tüm sosyolojik yapı Türkiye’nin elinde mevcut. Terör örgütünün bölgedeki varlıkları da öyle. Ankara, söz konusu harekatlarla hem Suriyeli sığınmacıların ülkelerine güvenli şekilde dönüşünü (ters göç) , hem Suriye’de Astana sürecinin sonuç almasını, hem de kendi meşru güvenlik endişelerini aynı anda gidermeyi amaçlıyor.
Bu konuda Türkiye her açıdan meşru ve güçlü bir noktada duruyor. Şüphesiz ABD’den ters açıklamalar gelebilecektir. Ama ilişkilerde gerçek bir zemine yerleşmek için Türkiye’nin bu adımı Washington için de bir fırsat olacaktır. ABD’nin YPG/PKK konusundaki pozisyonu yıkıcıdır ve o ölçüde sürdürülebilir değildir.
Hasılı, Ankara kendi göbeğini kendisi kesmeye karar verdi.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019