Yıldıray OĞUR
1950 seçimlerine 6 ay kala Cumhuriyet Halk Partisi’nin Anadoluhisari ocak kongresinde 19 yıllık CHP delegesi balıkçı Mustafa Başaran söz alıp heyecanlı bir konuşma yapar:
“Halkımızı partimizden soğutan şey, idari noksanlarımız ve hatalarımızdır. Mesela katil suçundan ağır cezaevinde yatan Haşmet Orbay, üç aydır aramızda dolaşıyor. Dün de yanında jandarma olduğu halde Anadolu Hisari iskele başındaki Basri’nin kahvesinde tavla oynamıştır. Motosiklet ve otomobille Küçüksu’da gezmekte araba vapuru ile Beyoğlu’na geçerek gece âlemleri yapmaktadır.”
Bu sözler salonu karıştırır. Haber gazetelere düşer. Olaya el koyan İstanbul Cumhuriyet Savcısı İhsan Köknel (Köknel daha sonra Yargıtay’a atanacak, Adalet Bakanlığı yapacaktır) balıkçı Mustafa’yı tutuklar.
Peki kimdir İmralı Cezaevi’nde cinayetten yatarken İstanbul’da serbestçe dolaşan, bunu dillendirince CHP’li bir balıkçının başını yakan şanslı Haşmet Orbay?
Son 100 yılın bütün kırılmalarına dokunan bir hikâyedir bu.
Babası Kazım Orbay Türkiye Cumhuriyeti’nin ikinci Genelkurmay Başkanı, annesi Mediha Hanım, Osmanlı’nın son Genelkurmay Başkanı Enver Paşa’nın kız kardeşidir.
Baba Orbay, 1909’da 31 Mart Ayaklanması’nı bastırmak için İstanbul'a yürüyen Harekat Ordusu’nun öncü kuvvetler birliğinin komutanı olarak başlayan kariyerinde yüzbaşı rütbesiyle Birinci Dünya Savaşı’nda Harbiye Nazırı Enver Paşa’nın yaverliğine kadar yükselmiştir. Damadı olduğu Enver Paşa’nın…
Kariyerinin ilk zirvesi yargılanıp Malta’ya sürgün cezası almasına neden olan 1915 Ermeni Tehciri’nde yaptıkları olmalı.
Enver Paşa’nın ölümünün ardından Kurtuluş Savaşı’na katılır, Mustafa Kemal’in yakın adamlarından biri olur. Kariyer basamaklarını hızla çıkar. Kurtuluş Savaşı’ndan sonra 34 Trakya Olayları’nda Jandarma Komutanı olarak adı geçer, kariyerinin ikinci zirvesi ise hazırlıklarına katıldığı 1938 Dersim Katliamı’nı yapan 3. Ordu’nun müfettiş sıfatıyla başındaki orgeneral olmasıdır muhakkak.
Yıllar sonra katliam sırasında alıkonan Dersim’in kayıp kızlarından Emine ve Silli’nin tanıklarıyla Kazım Orbay tarafından evlatlık alındıkları ortaya çıkar. Eşi Mediha Hanım kızlara kızınca “Seyit Rıza’nın dölleri” diye bağırmaktadır.
Bu “başarılı” kariyer, 1944’de Fevzi Çakmak’tan boşalan Genelkurmay Başkanlığı’nı getirir ona.
Ta ki o cinayete kadar.
16 Ekim 1945 günü Ankara’nın ünlü doktorlarından Neşet Naci’nin Anafartalar Caddesi’nde muayenesinin bekleme odasında gözlüklü, sıska bir genç oturmaktadır. Sürekli terleyen alnını silen genç, muayenede onu öne almayı teklif eden doktorun hizmetçisine “en son ben girmek istiyorum” demiştir. Odaya girmesinden kısa bir süre sonra Dr. Neşet Bey, “imdat adam öldürüyorlar” diye odadan çıkmaya çalışırken dört kurşunla yere yığılır. Silahını cebine sokan genç adam hızla kaçıp dışarıdaki kalabalığa karışır.
Ertesi gün Anafartalar Karakolu’na gelip teslim olan Reşit Mercan cinayeti kendisinin işlediğini itiraf eder. Doktoru öldürmesinin sebebini şöyle açıklar: “Veremdim, rapor istedim vermedi ben de öldürdüm.”
Reşit Mercan, Robert Koleji’nden Haşmet Orbay’ın yakın arkadaşıdır. Haşmet Orbay, Genelkurmay Başkanı Kazım Orbay’ın oğlu, Ankara’nın 17 yıllık kudretli Valisi Nevzat Tandoğan’ın özel kalemidir.
Cinayette kullanılan silahın kılıfı Haşmet Orbay’ın vilayetteki bürosundan çıkmıştır. Reşit Mercan “Silahı arkadaşı Haşmet’in kendisine temin ettiğini” söyler. Zengin adamlardan para sızdırmak için bir plandır bu. Ama çelişkili ifadelerle planı kimin yaptığı hakkında şüpheler artar. Görgü tanıklarının tariflerinin Reşit Mercan’a uymaması kafaları iyice karıştırır. Kafaları en çok karıştıran ise Vali Tandoğan’ın karakola teslim olduktan sonra Reşit Mercan’la vilayette görüştüğünün ortaya çıkması olur. Ne konuşmuşlardır ki? Vali Tandoğan “Şehri sarsan bir cinayetin failiyle görüşmesinin” doğal olduğu şeklindeki açıklaması ikna edici bulunmaz.
Mahkeme, bütün çelişkilere rağmen Reşit Mercan’a cinayetten 20 yıl, Haşmet Orbay’a ise yataklık ve yardım etmekten 1 yıl ceza verir. Ama dedikodular bitmez. Karar Yargıtay’dan döner. Yargıtay mahkemenin yeniden görülmesine karar vermiş, çelişkilere dikkat çekmiştir. Mahkeme de Bolu’ya alınmıştır artık. Gazeteler bir yıl süren bu duruşmayı yakından izler.
Bolu’daki duruşma sırasında Reşit Mercan’ın annesi oturduğu yerden oğluna “Oğlum seni yakıyorlar avukat tutacağını söyle kendini savun” diye seslenir. Avukatlar mahkemenin seyrini değiştirirler. Reşit Mercan, cinayeti arkadaşı Haşmet Orbay’ın işlediğini, “biz güçlüyüz, seni kurtarırız, Vali Tandoğan da yardım edecek” diyerek cinayeti üstlendiğini anlatır. Bunun üzerine Vali Nevzad Tandoğan’ın yanına götürülmüş, Tandoğan da kendisini “Cinayeti üstlenmezsen seni gebertiriz, arkandan da intihar etti diye zabıt varakası yaparız, gürler gidersin. Kabul edersen seni kurtarırız” diye tehdit etmiştir.
Bolu’daki mahkemede tanıkların da dili çözülmüştür artık. Cinayeti muayenede gören tanıklar katilin Haşmet Orbay olduğunu söylerler. Bu arada Mercan’ın annesi ve kız kardeşine öldürülen doktorla ilişkileri olduğunu itiraf etmeleri için baskı yapıldığı ortaya çıktı. Böylece “veremden” daha ikna edici bir cinayet sebebi üretilecektir.
Mahkeme, kudretli Vali Nevzat Tandoğan’ı da ifadeye çağırır. 7 Temmuz günü mahkemede hakim ve avukatların sorularını cevaplayan Tandoğan iddiaları reddeder. Mahkemeden çıkar çıkmaz Adalet Bakanı Mümtaz Ökmen’i arayıp kendisine yapılan bu sanık muamelesinden rahatsızlığını bildirir. Evine gelip eşine ve yakınlarına şerefiyle oynandığını söyler. 8 Temmuz sabahı odasına girer ve iddialara göre silahıyla başından kendisini vurup intihar eder. Doktorlar gelir, fakat kurtarılamaz.
Cenazesine genç bir polis şefiyken onu himayesine alıp, Ankara’ya vali yapan Milli Şef İsmet İnönü’nün katılmayıp yerine oğlu Ömer İnönü’yü göndermesi dikkat çekmiştir.
Tuhaftır, ilk mahkemenin kararını bozan Yargıtay Ceza Dairesi hakimlerinden birinin de akıbeti benzer olur, o da geçirdiği bir kalp krizi sonucu hayatını kaybediverir.
Bir yıl boyunca gazetelerin birinci sayfalarından düşmeyen Bolu’daki mahkeme sonunda kararını verir. Genelkurmay Başkanı Kazım Orbay’ın oğlu Haşmet Orbay cinayetten idam cezasına çarptırılmıştır. Reşid Mercan da yardım ve adaleti yanıltmak suçlarından ceza alır.
Karar üzerine sitem dolu bir mektup yazan Genelkurmay Başkanı Kazım Orbay, görevinden istifa eder.
Haşmet Orbay cezasını yatmak üzere İmralı Adası’ndaki cezaevine gönderilir.
Orbay ve Mercan’ın cezaevi macerası kısa sürer, 1950 yılındaki afla cezaevinden çıkarlar. Bir süre sigortacılık yapan Mercan sonra gözlerden kaybolur.
Haşmet Orbay, cezaevinden çıktıktan sonra bir süre Amerika’ya gider. Gazetelere göre “bir yalan söyleme makinesi getirip suçsuzluğunu ispat etme” vaadiyle. Sonra rehberlik ve dağcılık yapar. Erciyes’e ilk tırmanan dağcı ünvanını alır. Evlenir, eşiyle birlikte adları sık sık kumar baskını haberlerinde geçer. 1961 darbesinin Kurucu Meclis’ine başkan yapılan babası Kazım Orbay’la 1964’e kadar küs kalırlar. Barışmalarıyla ilgili gazetelerde çıkan haberlerde baba-oğulun barışmasına en çok sevinen kişinin neden İsmet İnönü olduğu anlaşılamaz. Haberlere göre İnönü, Orbay’ları Esenboğa Havaalanına kadar geçirmiştir.
Haşmet Orbay’ın adı bundan sonra iki kez daha gazetelerde yer alır.
İlki 1983’te Cumhuriyet’in 60. Yılı için kendi buluşu olan botlarla Boğaz'ı karşıdan karşıya yürüyerek geçmesiyle.
İkincisi ise 1986 yılında Erkekçe dergisinden Avni Özgürel’e verdiği röportajla. Haşmet Orbay röportajda Milli İstihbarat için (MAH) çalıştığını açıklamıştır ilk kez. Görev sahası da kendi ifadesiyle “ecnebiler”dir. “Memleket için yaptığımız bütün vazifelerimizi mezara kadar götürürüz” diye ketumiyetini korumaktadır.
Öldürdüğü Dr. Neşet Naci, Sovyetler Birliği elçiliğinin de doktorudur. Haşmet Orbay’ın ABD elçiliğiyle yakın ilişkileri olduğu mahkeme sırasında ortaya çıkmıştır. İddialara göre ya Haşmet Orbay Neşet Naci’yi ya da Neşet Naci Haşmet Orbay’ı devletin sırlarını Sovyetlere pazarlarken görmüştür. Cinayetin sebebi budur. Bu yüzden resmi olarak örtbas edilmeye çalışılmıştır.
İşin içinde bolca para, savaş sonrası kazanan cepheye şirin gözükmek isteyen Ankara’nın güçlü isimlerinin kirli ilişkileri olduğu da iddia edilir. Nevzat Tandoğan’ın intiharının da şüpheli olduğu yazılır.
Gerçek ise hiçbir zaman ortaya çıkmaz.
Mahkeme bile kararını verirken cinayet sebebi için şöyle demiştir: “Mahiyeti gizlenen sebep ve saik altında adam öldürmek suçundan.”
Bir Genelkurmay Başkanı’nın oğlu, Sovyet elçiliğinin doktorluğunu da yapan ünlü bir doktoru niçin öldürmüş olsun ki?
Bu sorunun cevabını arayanlardan birinin de ünlü polisiye yazarı Agatha Christie olduğu iddia edilir. İddialara göre İstanbul’a sık sık gelen Christie, davayı yakından izlemiş, belge ve bilgiler toplamıştır. Ama cevabı o bile bulamamış olacak ki bu cinayetle ilgili bir roman yazmaz.
Bu cinayet üzerine yazılmış kitaplar, yazılar, yazı dizileri var.
70 yıl sonra Ankara’nın en ünlü meydanlarından Tandoğan’ın adı değişince öylesine hatırlayıveriyor insan işte…
70 yıllık karanlık bir cinayet hikayesinden fazlası çünkü…
Ha bu arada balıkçı Mustafa annesinin mahkemede verdiği “akli dengesi yerinde değildir” ifadesiyle bırakılır.
Bu manzara karşısında aksi zaten kolay değil…
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
- Üzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor
11.08.2025 - Mehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor?
9.08.2025 - Hayır, bu Türklük Sözleşmesi değil!
4.08.2025 - Netanyahu’nun üstadının yolu İstanbul’a nasıl düşmüştü?
2.08.2025 - Rojava, Şam ve çözüm süreci arasında optimal bir nokta bulunabilir mi?
28.07.2025 - Hem gazeteciliğin hem siyasetin duayen ismi…
26.07.2025 - DEM Parti o tweeti neden sildi?
23.07.2025 - Kutuplaşmanın son mağduru; CHP’nin ilk imam hatip müdürü Celal Hoca
19.07.2025 - Kendini gerçekleştirebilecek kehanet: DEM-Cumhur İttifakı
16.07.2025 - Dağın başında vakur bir veda töreni…
13.07.2025
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURRojbaş İmamoğlu, geçmiş olsun Evre ve yeni YAE’cilere dostane uyarılar… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Azerbaycan Turan yolu’ 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciDemokrasi işgal edilirse… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKomisyon'un çimentosu Bahçeli 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktanİktidar, Bahçeli’nin hukuk uyarılarını dikkate almalı 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün8 Ağustos mutabakatı… 13.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yusuf KaplanFetih ruhu ve rüyası 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Cem SANCARHanımefendi diyeceksiniz 28.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ali AYDINİşsiz Kalan Antikorlar, Lanetli Pay ve Siyaset 17.06.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer F. GergerlioğluMuhafazakârlar çürümeye niye sessiz? 8.06.2021 Tüm Yazıları
-
Mustafa ÖztürkNiyet ve akıbet 29.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ayşe BöhürlerTarih büyük harflerle yazılmaz 28.05.2021 Tüm Yazıları
-
Gazi BAŞYURTBir zamanlar sayılamazdık parmak ile, şimdi eksiliyoruz birer birer… 25.05.2021 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENİsrail’in sonu gelmez işgalciliği 15.05.2021 Tüm Yazıları
-
Ömer Ahmet ÖZERENBİR 1 MAYIS Anekdotu… 10.05.2021 Tüm Yazıları
-
Osman CAN24 Nisan 1915: Kardeşimin Cenazesini Kaldıramadım Hala! 29.04.2021 Tüm Yazıları
-
Verda ÖZERBırak artık eski normali 28.04.2021 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYAN24 Nisan’ı anmak 24.04.2021 Tüm Yazıları
-
Kurtuluş TAYİZPandemide Erdoğan'ı devirme planı çöktü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali Saydam23 Nisan ‘Çocuklara Hürmet’ Günü 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Vedat BilginSistem değişti de ne oldu! 22.04.2021 Tüm Yazıları
-
Ali TarakçıZEVZEK'in asıl amacı Montrö değilmiş! 17.04.2021 Tüm Yazıları
hatice kuytu
sabırsızlıkla diğer bölümleri bekliyorum. yalnız sözcükler neden yapışık anlamadım...