Yıldıray OĞUR
İbrahim Tatlıses’in yeniden başlayan efsane programı İbo Show’a geçen haftalarda Sabahat Akkiraz, Ender Balkır, Hüseyin Turan ve Haluk Levent katıldı.
İbrahim Tatlıses, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a çok yakın bir sanatçı olduğu için, bu isimlere Alevi ve sol çevrelerden tepkiler geldi.
Tepkiler deyince Allah korusun evlerinin önünde dörder, beşerli gruplar onlara saldırmadı ya da CHP lideri “satılık sanatçılar” diyerek onları hedef göstermedi.
Ama haklarında partizanca haberler yapıldı, sosyal medyadan haksız eleştiriler aldılar.
Bu, saldırıların ciddi ve organize olduğunu, “tepkisel” denip geçilemeyeceğini gösteriyor.
Öyle olmasaydı herhalde Cumhurbaşkanı Erdoğan da bu konuda konuşmaz, önceki gün AK Parti İl Başkanları toplantısında “Bu zihniyet, işi ülkemizin güzide bir sanatçısının programına katılanları linç etmeye kadar vardırdı” demezdi.
Bu zihniyetin ilk saldırısı da değildi bu.
Daha önce de sadece AK Parti iktidarına destek veriyorlar diye sanatçılar linç edilmiş, failler ya tespit edilememiş ya da yakalananlar mahkeme tarafından bırakılmış, azmettiriciler bulunamamış, olaya adi bir suç muamelesi yapılınca yeni linçler teşvik edilmişti.
Maalesef geçen hafta ülkemizdeki kutuplaşma ve yargı sorunlarının tek mağduru İbo Show’a katılan sanatçılar olmadı.
Önceki gün İçişleri Bakanı’nın hastanede tedavi gören değerli annesiyle sosyal medyada paylaşılan bir fotoğrafının altına adice bir küfür yazan bir kişi çıkarıldığı mahkeme tarafından adli kontrolle serbest bırakıldı.
Yıllardır toplumun farklı kesimlerinden, gelmiş-geçmiş bütün aile efradımıza daha açıkları ve yaratıcıları edilmiş küfür için “kamu görevlisine hakaret” suçlamasıyla yargılanacak olan bu kişinin tutuklanmamasına İçişleri Bakanı, Twitter hesabından sert tepki gösterdi. Ertesi gün Adalet Bakanı, ona cevap verdi, aralarında kısa bir polemik yaşandı.
İçişleri Bakanı, “Bu tweetim üzerine tutuklarsanız provokasyon sayarım” demişti ama neyse ki küfürbaz adamın Cumhurbaşkanı’na da hakaret ettiği bir tweeti bulunup ondan tutuklandı da hukuk reformu paketine yeni bir madde eklenmek zorunda kalınmadı.
Zaten dün Gezi Davası’nda bir yıl önce mahkemenin Osman Kavala ve dokuz kişi hakkında verdiği beraat kararının istinafça bozulmasından sonra, yargı reformu paketinden beklentiler de arttı.
Artık paketten “Her vatandaşa mahkemelerde adil ve eşit yargılanma hakkı” gibi düzenlemeler bekleniyor.
Yine bu yargı reformu paketi fırsat bilinerek muhakkak cari hukuki uygulama, ceza kanuna eklenmeli ve Twitter’dan birine küfür etmek gibi ağır bir fiil, birini evinin önünde sopalarla dövmekle artık bir tutulmamalı.
Bu yapılırken Türk Ceza Kanunu’na “tepkisel saldırı” düzenlemesi de eklenirse, bu tarz saldırılar artık kasten adam öldürme ya da yaralamaya teşebbüs gibi suçlarla bir tutulmaz ve örgütlü suçlarla da karıştırılamaz.
Böylece üzerinden bir hafta geçmesine rağmen, Ankara’da öğlen vakti evlerinin önünde eş zamanlı saldırılara uğrayan Gelecek Partisi Genel Başkan Yardımcısı Selçuk Özdağ ve Yeniçağ gazetesi Ankara temsilcisi Orhan Uğuroğlu’na saldıranların bir kısmı neden hala yakalanamadı, bir kısmını mahkeme neden serbest bıraktı gibi sorulara da net bir cevap verilir.
Zaten Ankara’da öğlen vakti, büyük bir tesadüf eseri aynı partiyi eleştiren tweet ve yazıları yüzünden ve aynı partinin genel başkan yardımcısının mesajlarının ardından, bir kaç saat arayla dört-beş kişilik grupların düzenlediği sopalı saldırıların organize değil, tepkisel olduğu gayet açık.
Son bir yılda yine aynı partiye yönelik eleştirileri yüzünden üç Yeniçağ gazetesi yazarına ve yine geçen hafta İstanbul’da KRT televizyonu yorumcusu bir avukata yönelik saldırılarla ilgili de bütün işaretler “tepkiselliği” gösteriyor.
Ankara Emniyeti’nin Özdağ- Uğuroğlu soruşturmasını birbirine benzer bulup birleştirmemesi, saldırılara Ankara Emniyeti’nin organize şubesinin değil cinayet masasının bakması da bunun işareti.
Saldırganların verdiği bazı isimlerin soruşturmaya dahil edilmesi gibi hukuku ayaklar altına alan bir gayretin içine giren Ankara Cumhuriyet Başsavcı vekili, neyse ki ifadelerin verildiği günün akşamında fotoğrafı ve ismiyle milletvekilleri tarafından uyarıldı da soruşturmanın yanlış yerlere doğru çekilmesinin önüne geçildi.
HSK da herkesin kendi yargısını dağıtmasına izin vererek, adli sürece müdahil olmadı, yargının bağımsız çalışmasına fırsat verdi.
Adaletin böyle hızlıca yerini bulmasında kuşkusuz henüz soruşturmanın başında İçişleri Bakanı’nın “tepkisel saldırı” tespitinin katkısı büyük.
Yoksa eğer Adalet Bakanı’nın, kendisine saldıranların serbest bırakılmasını eleştiren Orhan Uğuroğlu’na telefonda söylediği gibi “avukatlarınız örgütlü suç diyerek itiraz dilekçesi versin” tavsiyesi sonrası yazılan dilekçeyi mahkeme kabul etseydi, zaten bir hafta boyunca ülke gündemini işgal eden konu bu kadar hızlıca kapanmaz, toplumsal kutuplaşmaya hizmet eden bir gerilim kaynağı olmaya devam ederdi.
Neyse ki ülkemizde herhangi bir konu bir haftadan sonra herkesi sıkıyor ve geriyor da İbo Show’a çıkan sanatçıların linç edilmesi ve Twitter’dan küfür eden adamın serbest kalması gibi ülkenin gerçek gündemi olan siyasi ve hukuki skandallar ve büyük mağduriyetler gündeme gelebiliyor.
Cumhurbaşkanı ve İçişleri Bakanı’nın bile sessizliklerini bozmasına neden olan bu iki olayda faillerin yakalanması yetmez, mutlaka azmettirenlerin ve talimat verenlerin de bir an önce bulunması gerekir.
Bu arada geçen hafta Ankara’daki saldırıların hemen ardından, saldırıların “tepkisel” olduğundan habersiz olarak bu köşede çıkan yazıdan sonra MHP Lideri Devlet Bahçeli’nin attığı tweet üzerine binlerce “geçmiş olsun ve lütfen dikkatli ol “mesajı geldi.
Arama sırasıyla HDP eş genel başkanı Mithat Sancar, “Sadece virüs mutasyona uğramıyor” diyen eski TBMM Başkanı Cemil Çiçek, “Kulübe hoş geldin” diyerek telefonu açan İYİ Parti lideri Meral Akşener, hafta boyunca zahmet edip gazeteyi ziyaret eden CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, Gelecek Partisi lideri Ahmet Davutoğlu, DEVA Partisi lideri Ali Babacan, IBB Başkanı Ekrem İmamoğlu’na ve Türkiye Gazeteciler Cemiyeti, IPI, Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü gibi meslek örgütlerine, yine zahmet edip imza kampanyası açan Ankara Düşünceye Özgürlük Girişimi, Demokrasi İçin Birlik (DİB), Diyalog Grubu, Doğu ve Güneydoğu Dernekleri (DGD) Platformu, Düşünce Suçu(!?)na Karşı Girişim ve Yurttaş Girişimi’ne ve dayanışma için imza verenlere çok teşekkürler.
“Zaten doğrudan genel başkan sizin adınızı verdiyse bir şey yapmazlar”, “Eski dava arkadaşlarına yapıyorlar sadece” gibi analizlerle moral vermeye çalışan herkese de.
Cemal Kaşıkçı’yı elçilikte doğramış Suudi Arabistan devlet kanalı bile arayıp röportaj yapmak istemesine rağmen, bunu medyasında haber olarak görmeyerek, tartışma programlarında Mustafa Sarıgül’ün partisinin şansı kadar konuşmaya gerek bulmayarak, köşelerinde tek satır yazmayarak, uçtan uça şifrelenmiş bir mesajlaşma programından bile bir geçmiş olsun demeyerek konuyu büyütmeyen meslektaşlara da teşekkürler.
Ama devlet katından şu ana kadar bir bekçinin bile aramaması, AK Parti kanadından tek bir ilçe sandık kurulu başkanının bile geçmiş olsun dememesi ve tabii tweeti atan genel başkanın “Hayır, çarpıtmayın, ben onu kastetmedim, nerden çıkarıyorsunuz” diye bir açıklama yapmaya ihtiyaç duymaması bir yanlış anlama ve fazla evham olduğunu gösteriyor.
Zaten bir gazeteci için en kötü şey haber olmaktır.
Meseleyi daha fazla uzatıp, bir an önce bu konudan başka konulara atlamak isteyenleri daha fazla rahatsız etmek istemeyiz.
Yine de herkesin söylediği gibi hepimizin dikkatli olmasında fayda var.
Tabii bizim dikkatimiz, devletimizin büyüklüğü karşısında ne işe yarar!
Muhakkak gerekli tedbirler alınmıştır, çok yakın zamanda biz de sağa sola bakmadan sokakta yürüyebilecek, toplu taşımaya binebilecek, sabah koşularına tekrar geri dönebilecek, pazara gidebilecek, her demokratik ülkede olduğu gibi medeni sınırları koruyarak siyasetçileri eleştirmeye devam edebileceğiz.
Ama geçmiş olsun demek için telefon açan bazı arkadaşların da dikkat çektiği gibi, tweeti atan partiden bir zarar gelmese de, iktidar ortağı bir partinin liderinin isimlerimizi yayınlanmasını fırsat bilen ülkemizin bekasına ve Cumhur İttifakı’na zarar vermek isteyen güçler provokasyonlara imza atabilir, bunun suçu da iktidarın üzerine atılabilir.
O yüzden bir hafta boyunca yüzlerce kez duyduğum o sözün yükünü ilgililere emanet ediyorum; Lütfen dikkat edin!
Mesela, basit bir tedbir olarak siyasi parti liderleri ismen gazetecileri hedef almamaya dikkat edebilir, yanlış anlamalara fırsat vermeyebilirler.
Aslında, Ankara’nın ortasında, gündüz vakti 70 yaşında bir parti genel başkan yardımcısına Cuma namazına giderken demir sopalarla saldırılması, bir kaç saat sonra 50 yıldır Ankara’da gazetecilik yapan 70 yaşındaki deneyimli bir gazetecinin bir köşe yazısı yüzünden saldırıya uğrayıp, üzerine araba sürülmesi gibi olaylar karşısında bile iktidarın bekası için korunan sükunet, dikkatli olunduğunu gösteriyor.
İlgilenen herkese tekrar teşekkür ederken Ibo Show’a katıldıkları için linçe uğrayan sanatçılara bir kere daha geçmiş olsun diliyorum.
Umarım bu üzücü olaylar bir daha ülkemizde tekrarlanmaz.
Artık bu yazıdan sonra bile hala konunun üzerine giden ve geçmiş olsun dileyen olursa da provokasyon sayarım...
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
18.06.2025
16.06.2025
15.06.2025
11.06.2025
8.06.2025
4.06.2025
2.06.2025
1.06.2025
26.05.2025