Sezin ÖNEY
Türkiye’de bir tatil zamanı, koalisyon görüşmeleri, Türkiye’nin siyasi hâlleri üzerine yazarsam, okuyanlara büyük haksızlık olur. Seçimlerden sonraki yaklaşık bir ayda, tüm bu konular üzerine yazılan yazıların çokluğunu ve geline(meye)n yeri düşününce, belki başka dünyalar, yerler, konular üzerine daha fazla konuşup yazsak, Türkiye’de de işler başka mı olurdu diye düşünmeden edemiyor insan.
Bugünlerde, siyasette “kilit” kavramını çok kullanıyoruz; “kilit parti”, “kilitleyen parti” gibi yorumlar ortada çok dolaşıyor.
“Kilit”, Türkiye siyasetinde, daha çok “felç eden”, “çözülmesini engelleyen” anlamında kullanılıyor. Ama “kilit”, hayatta başka anlamlarda da “var”.
Her şeyden önce, insanlar olarak, zamana karşı yarışımızı da sembolize ediliyor “kilit”. Hayatı kilitlemek, zamanın geçmesine engel olmak, zamanı mühürlemek istiyoruz. Hep genç kalalım, hep mutlu olalım ve tabii, hep âşık kalalım.
Zamanı durdurma, kilitleme hayaliyle, dünyada bazı yerlerde, köprülere kilitler asılıyor: “aşk kilitleri”.
Yeter ki, o aşk, o mutluluk, o tutku ve heyecan, zamana meydan okusun; kilitlensin. Aşk, hep o ilk zamanki gibi kalsın yerinde; insanlara, dünyaya, tarihe, zamana kafa tutsun.
Köprülere kilit asma âdetinin ne zaman, nerede başladığı konusunda rivayet çok. Bir hikâye, Uzakdoğu kökenli bir gelenek olduğu ve Çin’de başladığını öne sürüyor.
Çin’in doğusunda, adı “Sarı Dağlar” anlamına gelen Huangşan’da, dağların manzarasına karşı asılmış birçok kilit var. Öyküye göre, bir kız, fakir bir gence âşık olur; ancak babası onu, zengin bir adamla evlendirmek ister. Kızın, evleneceği gün, kızla sevgilisi kaçar ve Huangşan Dağı’ndan el ele tutuşarak kendilerini aşağı atarlar. Ve son sözleri, “Biz aynı zihnin, aynı tutkunun, aynı sadakatin iki yarısıyız; bu hiç değişmeyecek” olur.
Doğu kaynaklı hikâye böyle, ancak bir de, Balkanlar’ın bir öyküsü var, kilit geleneği ile ilgili. GünümüzSırbistan’ında, “Most Ljubavi”, yani “Aşk Köprüsü”nde, bir zamanlar bir çift buluşurmuş; öğretmen Nadave asker Relja. Bu arada, efsanelerdeki Doğu-Batı tezadına dikkat çekelim; Çin’deki öyküden farklı olarak, göreceli olarak Batı’nın Sırbistan’ın hikâyesinde, kahramanların isimleri de, meslekleri de kayda geçmiş. Tezatlar burada da bitmiyor; Relja, savaşa gidiyor ve Nada’yı unutup başka birini buluyor. Nada ise, “kalp kırıklığı hastalığından” ölüyor. Onların kilidi çözülen aşkına inat, bugünkü Sırbistan’ın tam orta yerindekiVrnjačka Banja’daki köprüye kilitler asılıyor ki, aşklar bitmesin.
Ben, aşk kilitleriyle ilk kez, Macaristan’ın Güneyinde, Pécs kentinde karşılaştım; bir rivayet de, zaten bu kilitlerin ilk kez burada, 1980’lerde asılmaya başladığı. O dönemde, totaliter sisteme karşı esmeye başlayan özgürlük rüzgârlarıyla öğrencilerin, aşk kilitleri asmaya başladığı öne sürülüyor.
Aşk kilitleriyle ilgili en sert tartışmaya ise, benim hiç hayranı olmadığım, ama nedense “Aşk Şehri” olarak adlandırılan Paris’te denk geldim. Geçen yıl,Seine Nehri üzerindeki Pont des Artes üzerine asılı pıtrak gibi aşk kilitleri, sökülüp çöpe atıldı; âşıklar kadar “romantik” herkesin isyan ettiği bu zalim tavrın gerekçesi, köprünün zarar gördüğü idi.
Benim, en sevdiğim aşk kilitleri köprüsü ise, Slovenya’nın başkenti Ljubljana’da; fotoğrafını gördüğünüz köprü. Adı da, ironik biçimde “Mesarski Most”; “Kasaplar Köprüsü”.
Zamanın, hayatın, insanların kasaplığına karşı, aşk mı kazanacak dersiniz? Her şeyin kilidi de bu.
Yazarlar
-
Ali BAYRAMOĞLUBir hegemonya diyarı olarak Türkiye… 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYapıyorlar, oluyor ve bir şey de olmuyor 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANCHP operasyonlarında yeni eşik 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Yargıya güvenin’ 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUABD Büyükelçisi bir şeyler söylüyor da, ne diyor? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRCHP'YE YAPILAN OPERASYONLARA KARŞI NE YAPMALI? 6.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBahçeli’nin jeopolitik sorumluluğu 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBenimki bir valiz hikayesi… 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİklim adıyla sınai kirletmenin ticareti 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞYangınlar yeniden başladı, Orman Bakanı ne yapacak ve George Orwell 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKafkasya ötesinde kanlı satranç 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciŞimşek görmüyor mu? 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “Kürt Sorununda atılacak ‘hayal gibi’ 9 adım…” 4.07.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSıcak bir yaz, serin bir sonbahar ve belirsiz bir kış 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİİnsan yerin yüzüdür 1.07.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanÜç liderin 12 Gün Savaşı’nda karşılaştırmalı performansı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEButlan 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti, kendi eseri olan bu Türkiye fotoğrafına daha dikkatli bakmalı 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAToplumsal Muhalefetten Demokratik Topluma: Halkların, İnançların ve Özgürlük Güçlerinin Birleşik Müc 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞELLİ MİLYAR DOLAR DÜNYADAKİ AÇLIĞI ÇÖZÜYOR… 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURDemek ki “ideolojiler” henüz ölmemiş 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye, sıcak savaşlara evrilen küresel paylaşım savaşının hem sahnesi hem öznesi 30.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENSiyaset ırmağı kirlenirken… 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENOrtadoğu ve Kürtler CHP’yi Çağırıyor 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraAdalet ve Kalkınma Partisi’nin Ön Tarihinden 29.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNBarışı savunmayayım da ne yapayım! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanŞaka değil, Kılıçdaroğlu sahiden gelip CHP’nin başında kalmak istiyor! 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024