Sezin ÖNEY
Bu yerel seçimler, gerçekten de bir devrin kapanışı; ama eski devir de kapanmamakta ısrar ediyor. Bazen ve hattâ ekseriyetle böyle olur zaten; siz ilerlersiniz bazen de eski olan bir türlü geride kalmak bilmez-yapıştıkça yapışır.
Aşağı yukarı 25 yıllık, çeyrek asırlık bir sayfanın kapanışı yaşanıyor bugünlerde. Ancak, bir sayfanın kapanışı ve geride kalışı, bazen birden yepyeni bir sayfanın tüm hayal edildiği haliyle, bembeyaz ve pür-i pak açılışı anlamına da gelmiyor dediğim gibi. Eski sayfa açık kalmak için adeta bir İstanbul rezidansı gibi öyle havada dikili durup duruyor. Hayatın rüzgârları esecek tabii; öyle rezidanslar gibi, kendinin olduğu yere uyumsuzluğundan bihaber bir kaba özgüven ve kibirli kurumlanmalarla dik duran geçmişin sayfası da tarihe doğru devriliverecek. Ama sessiz sedasız, ama gümbürtüyle…
T.S. Eliot’un, “Hollow Men” (bana kalırsa adı “Kof Adamlar” diye çevrilmesi güzel denk düşecek) şiirinde yazdığı gibi;
İşte böyle kopar kıyamet
İşte böyle kopar kıyamet
İşte böyle kopar kıyamet
Gümbürtüyle değil iniltiyle
T.S. Eliot’ın 1925 tarihli bu şiiri, hep bu son dizeleriyle bilinir; sık sık da atıf yapılır bu dizelere özellikle siyasi analizlerde…
This is the way the world ends
This is the way the world ends
This is the way the world ends
Not with a bang but a whimper.
Çok sonraları, 1958’de Eliot, şiiri baştan kaleme alsa, o dizeleri öyle yazmayacağını söylemişti. Onun düşüncesi, dünyanın belki de ne bir patlama ne de iniltiyle sona ereceği idi: Eliot, bunu söylerken, Japonya’da atom bombasından sağ kurtulan mağdurların “hiçbir ses duymadıklarına” da dikkat çekiyordu.
Bizim dünyalarımız da insanlar olarak, toplumlar olarak defalarca kurulup çöküyor; kıyametler kopuyor ve sonra, hayat yeniden başlıyor.
Eliot, 1920’lere geri dönse, “Kof Adamlar”ı baştan yazsa, sonundaki dizeleri de bambaşka yazardı. Değişmeyen bir şey varsa gerçekten de değişimin kendisi aslında. Efesli filozof Heraklitos, Milattan Önce 400-500’lerde bunu söylüyordu. Şu sözleri, değişimin her an yaşanan bir gerçeklik olduğuna işaret ediyordu:
"Aynı ırmaklara girenlerin üzerinden farklı sular akar".
Yaşamın yasası değişim olsa da değişmemeye direnç, hatalarda yanlışlıklarda ısrar diye bir tavır da var. Seçim sabahı şu satırları yazmışım; şakalaşmamız gereken 1 Nisan’da oturup şu satırları yazdıran bir ruh hali içindeymişim:
“Sanırım bir süre şöyle bir dönemin yaşanmasına hazır olmak gerek. Eski sayfanın, önce sessiz sedasız arka plan oyunlarıyla; sonra da tüm hırsıyla şahlanıp yeni sayfanın gözünü oymaya, sayfayı geçtim tüm defteri yırtıp atacak kör bir harislikle geçmişi geri döndürmeye çalışmasına şahit olacağız. Maskelerin düştüğü, gerçek yüzlerin tüm çirkinliğinin ortaya çıktığı bir dönemi yaşayacağız. ‘Bu kadar da mı yapışılır’, ‘bu kadar da mı yüzsüzleşirler’, ‘bu kadarına da mı tenezzül edilir’; evet, bunları ve daha fazlasını hep söyleyeceğiz. Maalesef, tüm bunlara tanıklık etmek zorunda kalacağız; her şeyi yapabilecek kadar hırslı, içiyle dışı arasında 180 derece fark olan, herkesi kullanabilecek kadar gaddar ve kendi tutarsızlıklarının tekinin bilincinde olmayacak kadar şuursuz, tüm acımasızlığının üzerine bir de kendini mağdur zannedenlerin maskelerinin çatlaya çatlaya düştüğüne tanıklık etmek zorunda kalacağız.”
Kolay değil; hepimiz için çok dersler çıkarılması gereken bir dönem kapanıyor. Eliot’un “Waste Land/Çorak Ülke”sinin açılış dizelerindeki gibiyiz:
Nisan en zalim aydır, yeşertir
Leylakları ölü topraktan, birleştirir
Hafızayla tutkuyu, uyandırır
Fersiz kökleri bahar yağmuruyla.
April is the cruelest month, breeding
Lilacs out of the dead land, mixing
Memory and desire, stirring
Dull roots with spring rain.
Gerçekten ağır bir devir kapanıyor; 31 Mart 2019 sabahına, ben de bu devrin ağırlığının bir nişânesi ile girdim: Mor bir göz. Seçimlerden birkaç gün önce, 28 Mart Perşembe günü, tesadüfen bir tartışmanın ortasında kaldım. Aslında bu kez, seçimlerle gerçekten hiç de ilgilenmediğim hâlde, bir ortamda konu açılınca, çenemi tutamadım. Ankara ve İstanbul başta olmak üzere, gücün el değiştireceğini; dahası bazı beklenmedik kentlerde de (Antalya gibi), güç değişimi yaşayabileceğini söyledim. Türkiye'de durumun bir daha asla değişemeyecek derecede "kötü" olduğu algısının yarattığı gerilim içinde "naif bir hayalci" olduğumu düşünen birinin atıverdiği cam obje, tam da gözümde yerini buldu. Kızmıyorum, kızamıyorum; şiddet ve kötülük, kötücüllük o kadar günlük hayatın parçası olmuş ki, kontroller işte böyle kaybediliveriyor. Çaresizliğe mahkûmiyet hissi veya bazen tersine her şeye hükmetme hırsı, işte böyle olmadık sonuçlar doğurabiliyor.
Seçim sabahı, o zamana kadar iyice morarmış gözümü zorlukla açarken, kendi kendime "sonuçlara bile bakmayacağım" dedim. Sonra, sosyal medyaya göz gezdirirken, yarı açık gözümün önüne bir Ekrem İmamoğlu’nun bir görüntüsü düşüverdi: Oy vermeye gitmeden önce kahvaltıda veya ailesiyle oy verirken, tam hatırlamıyorum, öyle bir görüntü. O kayıtta, akşama ne olacağını bilemeyen, kazanma ümidinin hayal kırıklığına dönüşmesi, birden çok istediğini daha bir anladığı hedefin elinden kayıp gitmesi kaygısını yaşayan samimi bir çift göz gördüm ben. Eskisi nasıldı; geleceği nasıl olur bilmiyorum, sorgulamıyorum. Ama o kayıtta gördüğüm, gözlerinden okuduğum "akşama ne olacak ne sonuç çıkacak" endişesi idi. Kayda yarım gözle bakarken, kendi kendime söylendim: "Merak etme, akşama kazanacaksın. Bir süre bir katakulliler dönebilir ama son anda hep 'Tanrı'nın Eli' devreye girecek. Sonunda bir şekilde, ama biraz önce ama biraz sonra, sen kazanacaksın".
İmamoğlu, bambaşka bir ülkenin örneğin Yunanistan’ın “Papadopoulos” soyadlı biri de olabilirdi-ki o da “Papazoğlu” demek oluyor; içime doğan net bir öngörü, bir sezgi vardı sadece. Bilimsel gerçekliği hiçbir şekilde olmayan bir öngörü…Kim bilir, mor gözüm mü daha keskin görmeme sebep olmuştu gelecek olanı?
Hiç de futbol meraklısı bir insan değilim; nereden geldi aklıma o "Tanrı'nın Eli" nitelemesi bilmiyorum. Düşününce, Diego Maradona'nın 22 Haziran 1986'daki golü bile gözümün önüne gelmiyor açıkçası. Ancak, bu golün kaçınılmazlığı, engellenemezliği, az bir farkla sonucu değiştireceği imgesi zihnime kazınmış demek… Çok da ironik biçimde, Cumhurbaşkanı’nın kendisi 2017 referandumunda, “maçın kaç kaç bittiğini kimsenin anımsamayacağını” söylemiş ve eklemişti, “herkes, kazananı hatırlar”.
“Kazananın her şeye sahip olduğu, her şeyi aldığının” düşünüldüğü bir sistemde, elbette sadece kazanmak önemli ve herkes kazananı hatırlar, sever.
Ama hayat akıyor, devir değişiyor, kazananların da eğer varsa bir maskesi er geç düşüyor ve Efesli Heraklitos’un sularında biz yıkanamıyoruz; onun gözleriyle gördüğü, ayaklarıyla bastığı, yaşadığı topraklarda aynı satırların çevirilerini okurken, düşüncesinin rüzgarında bizler de yolculuk etmeye çalışıyoruz sadece…
Bir gün bir yerde bir son damla doluveriyor. Nedir o son damla, verilen son kurban, yaşanan son acı? Giresun’da Eynesil’de, 11 yaşındaki Rabia Naz Vatan’ın şüpheli ölümü mü, bu ölümün karartılmaya çalışılması mı mesela… Hem de kendisi ölümün kıyısından geçmiş ve kanseri yenmiş bir siyasetçi tarafından karartılmaya çalışılması mı iktidar sarhoşluğu ile? Babası Şaban Vatan’ın akıl hastanesine kapatılmaya çalışılması mı mesela mahkeme kararıyla-üstelik de annesi Atika Hanım hamile olduğu ikizlerden birini tüm bu stres döneminde kaybetmişken…
Bir yerlerde bir son damla var; ama düştü ama düşecek değil, bir yerlerde bir an düşüvermiş bile.
T.S. Eliot’ın “Four Quartets/Dört Kuartet şiirinin dördüncüsünden alıntılarsak, şöyle bir dönemi yaratmaya ihtiyacımız var beyaz sayfa açılırken:
“Ve her şey iyi olacak ve
Her şeyin usulü iyi olacak”
Her şeyin iyi olması zaten biraz da ve belki de en çok da “usul meselesi”, üslup meselesi. Yoksa öyle mucizeler, kurtarıcılarla olacak iş değil “iyi olmak”. İyi olmak, beraber daha iyi olabilmeye doğru değişme çabası, emeği ve beraber değişir dönüşürken günlük hayatın mucizelerini beraber yaşanmak-işte böyle bir üslup, usul meselesi.
[1] Suphi Aytimur’un çevirisi böyle. O, “Hollow Men”i, “Oyuk Adamlar” olarak çevirmiş; bana kalırsa, “Kof Adamlar” daha bir uyuyor; ama tamamen şiiri okuduğunuz andaki ruh haline bağlı yorum aslında. Aytimur’un, Eliot şiiri çevirilerine büyük emek verdiğini de göz önünde bulundurursak, benim çevirime değil onunkine bakın derim. Ve çevirisinin pürüzsüzlüğüne, güncelliğine, akışkanlığına…30-40 yıl önce değil, daha dün çevrilmiş gibi değil mi?
“Bizler içi oyuk adamlarız
Bizler içi doluk adamlarız
Birlikte eğilen
Kafaları saman tıkılı. Yazık!
Kurutulmuş seslerimiz
Birlikte fısıldaşınca
Sessizdir, anlamsızdır
Yel nasılsa kuru otlarda
Ya da sıçan ayakları cam kırımlarında
Kuru kilerimizde
Görünüş biçimsiz, gölge renksiz,
Kötürüm güç, jest kımıltısız;”
YKY’dan alıntılarsak Aytimur’un özgeçmişini:
18 Mart 1922 tarihinde Fertek'te (Niğde) doğdu, 26 Haziran 1997 tarihinde İzmir'de akciğer kanserinden öldü. Lisede iki yıl okuduktan sonra öğrenimini bırakmak zorunda kalan Aytimur, 1940-1955 yılları arasında çeşitli kamu kuruluşlarıyla bir bankada çalıştı. 1956-1977 arası yerli ve yabancı çeşitli kuruluşlarda çevirmen olarak çalışıp emekliye ayrıldı. 1938 yılında hece ve aruzla başladığı şiir serüveninde 1943'ten sonra serbest şiire yöneldi. 1945 sonrası Ülkü ve Türk Dili dergilerinde yayımlanan şiirleriyle çıkış yaptıktan sonra çok uzun bir süre dergilerde görünmedi. 70'li yıllardan başlayarak Türk Dili, Yazı, Oluşum, Tan, Yusufçuk, Gergedan gibi dergilerde kimi şiirleri ve çevirileri yayımlandı. Hem kendi şiirlerinde hem de çeviride gösterdiği aşırı titizlik yüzünden şiirlerini ve çevirilerini çok uzun aralarla yayımlayan Aytimur, üzerinde yıllarca çalıştığı T.S. Eliot çevirileri dolayısıyla edebiyat çevrelerinde "Eliot Suphi" adıyla ünlendi. Yayımlanmış çevirileri: T.S. Eliot'tan Çorak Ülke, Dört Kuartet ve Başka Şiirler (1990), e.e. cummings'den Seçilmiş Şiirler (1993), Robert Frost'tan Ateş ile Buz (1994).
[2] Çeviri, haddimi aşarak, bana ait.
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciPahalılık turisti de vurdu... 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanGenel Yapay Zeka aslında bir büyük yalanın mı adı? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAKürt Halkı: Barışın ve Demokratik Toplumun Evrensel Öncüsü... 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKKM kalktı, müjde! 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün10 yıl sonra nasıl bir Türkiye? 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENDiyanet iğneyi çuvaldızı kendisine batırırsa… 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENeler olacağını bilmek 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUAklını başına, vicdanı kalbine toplasan ya! 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcı, sosyalist ve milliyetçi bir düşünür 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBir hâkim Caprio'muz niye yok? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİddia: Ziraat’te ‘Gizem B. skandalı’! “Günooo kızlar… Paralar sizin için yükleniyor” 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKeser döner sap döner… 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluDemokratikleşme paketleri beklenirken hangi kanunlar gelecek? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMete Tunçay mı yanılmıştı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNSuriye’de dahil olunacak bir ordu var mı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNAK Parti’den yeni tarzı siyaset: seçmeni kazanamıyorsan seçileni kazan 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Alevi Hakları… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın gerekleri, Cumartesi Anneleri ve Ablam… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir Devletin ve Toplumun İçten İçe Çözülüşü 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYargı, Mafya ve Beyaz Toros… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. Yılmazİpe un serme komisyonu mu? 21.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu17 Ağustos ve 6 Şubat niye akılları başa getirmedi? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANBelediye başkanları ne yaptıklarının farkında mı? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSeyfettin Çilesiz’in çilesi 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan24 yıl sonra CHP’ye muhtaç hale gelmek… 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçDiyanet anayasaya aykırı bir hukuk rejimi öğütleyemez! 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Melih ALTINOKAna muhalefet lideri Akşener mi olacak? 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
Mehmet BARLASAnkara’yı sel aldı 14.06.2022 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZİKİ MEZAR, İKİ İNSAN ve IRKÇILIK 12.06.2022 Tüm Yazıları
-
Atilla YAYLAKanunlar ve fiyatlar 10.06.2022 Tüm Yazıları
-
Fatma Bostan ÜNSALBu kez Günah Keçisi SADAT mı? 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaKılıçdaroğlu’nun adaylığı 23.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanBurhan Sönmez’in İstanbul İstanbul’unda Yerin Altı ve Üstünde Ne Yaşanıyor? 15.05.2022 Tüm Yazıları
-
Kübra ParSessiz İstila belgeseli ve sığınmacı meselesi 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Yavuz BAYDARİmamoğlu olayı ardından: ’Altılı Masa’ bir ortak aday çıkarabilecek mi? 9.05.2022 Tüm Yazıları
-
Ergun BABAHANTürkiye’nin patlamaya hazır yeni kırılma hattı: Suriyeliler 22.04.2022 Tüm Yazıları
-
Kemal BURKAYİSVEÇ DEMOKRASİSİ VE KURAN YAKMA OLAYI… 17.04.2022 Tüm Yazıları
-
Tarık Ziya EkinciGAZETECİ AYDIN ENGİN VEFAT ETTİ 24.03.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim KaragülBu bir Avrupa savaşı ve çok uzun sürecek. -Batı, Türk-Rus savaşı istiyor! 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Cengiz AKTARSavaş notları 1.03.2022 Tüm Yazıları
-
Aydın ENGİNBir MHP’nin 2. Başbuğ’undan, bir benden 7.02.2022 Tüm Yazıları
-
Nezih DUYGUMete Toksöyle (30 Mart 1954 - 02 Şubat 2022) 3.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet KARDAM28/29 Ocak Karadeniz Katliamı'nın 101. Yılı 1.02.2022 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKAN“Ya herro ya merro” mu dedi?.. 7.01.2022 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇAL2022 yılı karamsarlıklarımızı tersine çevirebilir mi? 4.01.2022 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrtadoğu’nun ‘Yeni Dönemi’ 9.12.2021 Tüm Yazıları
-
Muharrem SarıkayaOylardaki yükselişin ağırlığı 7.11.2021 Tüm Yazıları
-
Şevki ÇELİKCİKEMAL ARABACI 17.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin GürcanFırat batısı, Suriye, riskler, tespitler: Ufukta bir operasyon mu var? 13.10.2021 Tüm Yazıları
-
Metin MünirErkeğin kadını ezmesi 22.09.2021 Tüm Yazıları
-
Mehmet AcetSon anketler ne diyor? 9.09.2021 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZKONYA KATLİAMI VE GAZETECİLİK MESLEĞİ ÜZERİNE 2.08.2021 Tüm Yazıları
-
Süleyman Seyfi Öğün2023’e doğru Türkiye 26.07.2021 Tüm Yazıları
-
Yasin AKTAYTaliban’ın inancıyla ters olma arzusu 26.07.2021 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024