Ali BAYRAMOĞLU
Bu köşede sık vurgulamışımdır. Hiçbir toplum kendisine ait olmayan, kendi bünyesinden çıkmayan bir medeniyet projesiyle uzun süre yaşayamaz, yönetilemez.
Ve her toplum, eninde sonunda, kendi kültüründen yola çıkan ama evrensel olanla alışveriş içerisinde bir modernlik, bir varoluş projesi üretir.
Toplumsal denge ve refah için temel oluşturur bunlar..
Türkiye'nin son 10 yılının hikayesi bir yönüyle, asıl yönüyle budur.
Kimilerini rahatsız eden de budur.
Bu durum bize toplumların yaşamında sürekliliğin kaçınılmaz olduğunu anlatır. Toplumların ana kuralı olan değişimin böyle bir süreklilik çerçevesinde vücuda geldiğini vurgular.
Süreklilik, toplumsal değişimin mayasını oluşturan en önemli unsurun, toplumsal farklılıklar arasındaki rekabet ve çatışmanın hakemi ve düzenleyicisidir.
Sürekliliğe meydan okuyan her gelişme, her siyasi kopuş, toplumlarda, düzenleyicisi, hakemi bulunmayan, şiddetli ve doku bozucu sarsıntılar yaratır.
Malum Türkiye yıllarca bu sarsıntılara mahkum oldu, yıllarca bu sancıyı hissetti...
Bu sancı, kesişmelerine hemen hiçbir şekilde müsaade edilmeyen, biri verili diğeri yerli iki farklı medeniyet projesinin kavgasından kaynaklandı.
Ve yaşanan çatışma, verili olanı da, yerel olanı da içinden parçaladı.
Bugün farklı bir noktadayız...
Nitekim son 10 yıl iki farklı projenin içe girmesini, bu ülkeye has değer sistemlerinin evrensel değerlerle yakınlaşmasını ifade etti.
'Gerekli olan' önemli ölçüde tamamlanmıştır...
Ama 'yeterli olan'a ulaşmak için daha çok zamana, daha çok çabaya, daha çok demokrasiye ihtiyaç var...
Şimdi mesele bu...
Nitekim ülkenin yaşadığı Kürt meselesi gibi her sorun, Gezi olayları, 17 Aralık baskını gibi her kriz bu ihtiyaca işaret ediyor.
Açıktır: Yargı-siyaset ilişkilerindeki geçişkenlik, hakemlik ve yönetim cihazlarında liyakat yerine sadakat esası, siyaset karşısında özerk alanların azalmaya yüz tutması gibi temel sorunlar bu tür krizlerin hem tetikleyicileri hem derinleştirici unsurları...
Bu sorunlar ise pek çok tarihsel kalıntıdan kaynaklanıyor:
Zihniyet meselemiz bunlardan başta geleni...
Zihniyet yapısını besleyen cemaatçi toplum dokumuz, bu dokunun siyasete yansımasıyla ortaya çıkan krizler, bu krizlere ve tıkanıklıklara demokratik araçlarla yanıt verme refleksimizin düşüklüğü, değişim süreciyle bugün gelinen noktada devlet dokusunun elden geçirilme ihtiyacı bu kalıntılar arasında... Yaşadığımız bölge ve bu bölgedeki etnik seferberlik, medeniyet paradoksları ve hakimiyet arayışları ile bunların etkilerini eklemek gerek...
Siyasetin ve devletin yediği son baskın bu kalıntılar arasından üremiştir...
O zaman, bu kalıntıların davranışları, tutumları, siyaseti esir almasını engellemek, her aktörün, iktidarın, muhalefetin, aydının, vatandaşın, aktivistin işi olmalıdır.
Zira temel meselelerimizden birisidir bu.
Ötekine, karşıdakine, yandakine fatura çıkararak sorunlar çözülmüyor.
Bu çerçevede yapılan siyaset ise son derece sığ oluyor.
Bu tarz siyasallaşma arttıkça, kutuplaşma derinleştikçe, 'anlama' kanalları tıkanmaya başlıyor. Bu zaaf, bu tıkanma, yasal olan ile meşru olan arasındaki kopukluğu besliyor.
Ülke açısından siyasal yol ayrımlarından birisindeyiz...
Nereye ve nasıl ilerleyeceğiz?
Siyasi pozisyon alırken önce düşünmek gerekiyor...
Örneğin cemaatin devleti esir almasının sadece siyasi iktidarın sorunu olmadığını anlamak gerekiyor.
Yazarlar
-
Taha AkyolTrump Planı? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanS-400’leri ne yapabiliriz? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBeklenen Mesih: Kurtarıcı arayışının toplumsal anatomisi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEÖcalan’ın özgürlüğü 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞ“Ortaklaşmacı demokrasi” örnekleri: Fransa-Yeni Kaledonya özerk bölgesi 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURTrump’ın Gazze Planı’nın alternatifi ne? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHamas’ı kim silahsızlandıracak? 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin KarabaşoğluYönetilenlerin özgürlüğü yöneteni de özgürleştirir 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünEleştirelim ama plana da şans tanıyalım… 1.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUGazetecilik bir kez daha tartışılıyor 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayArjantin’in çıkmazı: Şok terapi, bağımlılık ve ABD’nin gölgesi 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni Çözüm Süreci: Hakikatle yüzleşme 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanJet motoru sıkıntısı: Tek geciken Kaan değil 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasKendi uçağımızı kendimiz yaparken 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRMHP’li Yıldız’ın KON’u AK Partili Miroğlu’nun Roja Welat’ı… 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciAsgari ücret 30.000 TL 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalKirk ve ICE vakaları ile faşizme doğru mu? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKrallar ve ulus-devletler 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞSİYASETÇİ ZENGİNLEŞİRKEN VATANDAŞ FAKİRLEŞİYOR, NEDEN? 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYATürkiye’nin Demokratikleşmesi ve Kürt Sorununun Çözümü: Ciddiyetin Tarihsel Zorunluluğu... 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRZeytinlik yasasından Akbelen ve İliç'e; enerji ve maden hikâyesinde kaybolan gelecek 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANGazetecilik can çekişiyor! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRTÜSİAD isyan etmişti: Ciner’e kayyumun gerekçesi o madde! 29.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKSüreç Suriye’yi, Suriye süreci bekliyor. Peki bu kısırdöngü nasıl aşılacak? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSarkozy’nin tarihi mahkûmiyeti 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇZaferden hapishaneye 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Trump’ın verdiği meşruiyet” notları 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYMutlakiyetçiler ve Cumhuriyetçiler 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluTrump’a neler verdik, neler alacağız! 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın tercihleri 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİTrump-Erdoğan görüşmesine hile karıştı mı? 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuBoeing - Gazze ilişkisi nedir? 26.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNYetersiz bakiye! 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaŞimdi de Mansur Yavaş hedefte 24.09.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞBayrampaşa ve maskeli balo 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENKasabın bıçağını bileyen adam 23.09.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezGonca Kuriş’in kemiklerini, sevenlerin yüreğini sızlattılar 21.09.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraCumhuriyet-Halk-Parti 20.09.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRYANARDAĞ ÖZÜR DİLEMELİ 17.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçArşivden | 12 Eylülcüler nasıl bir ülke hayal etmişti? 14.09.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.09.2025
18.09.2025
14.09.2025
11.09.2025
6.09.2025
4.09.2025
30.08.2025
28.08.2025
23.08.2025
21.08.2025