Ali BAYRAMOĞLU
Siyaset ve kültür kavgalarında debelenme, bize, sıkça, aslen kim olduğumuzu unutuyor.
Biz sadece Türkler, Kürtler Ermeniler, Rumlar değiliz. Sadece Müslüman, Hristiyan veya inançsızlardan da oluşmuyoruz.
Aynı zamanda insanlık ailesinin mensuplarıyız.
Bu mensubiyet, belleğimizi, bilgimizi, maddi varoluşumuzu, hatta biricik saydığımız aidiyetlerimizi kuşatan ve belirleyen büyük tarihsel bir öyküye işaret eder. Bugünün insanı, her yerde, içine doğduğu bellek ve bilgi mirasıyla bu tarihsel öykünün uzantısıdır, onunla ve o sayede vardır.
Bir yanıyla tarihsel olan bu öykü, diğer yanıyla “eşzamanlı” bir boyuta sahiptir. İyiliğin, kötülüğün, hastalığın, bilginin, tekniğin, kültürler arası geçişkenliği, aynı çağın insanlarını bu alışverişin de ortağı ve ürünü kılar.
Farklı zamanlarda, farklı kültürlerin hukuki, siyasi, ekonomik, etik, estetik birikimleriyle insanlık ve öyküsü, özünde, evrenselliğin gücü, önemi ve değerine işaret eder.
Velhasıl hikayemiz sadece yerel ve yerli değildir.
Hikayemiz rekabetten, insan gruplarının paylaşım, bölüşüm, değer çatışmasından ibaret de değildir.
Hikayemiz, bunlar yanında, önemli bir yönüyle, tarihsel bir miras, yüzlerce yıllık bir bellek, egemen karşısında insanoğlunun her dönem verdiği hak, eşitlik, adalet mücadelesi ile bunun kazanımlarından oluşur.
Onlarla yaşar, onlarla nefes alırız. Sözcükler gibi, nereden geldiklerini sorgulamaz, sadece kendimizin kılar ve kullanırız.
Son yıllarda özellikle bu ülkede bu bakımdan kim olduğumuzu iyice unuttuk.
Yerli ve milli vurgusunu, diğer medeniyetlerle adeta açık savaşı tarif eden bir hale getirdik. Beka, tehdit, tehlike, dış düşman, Batı karşıtlığı vurgularıyla sistem, iktidar ve kurumları, tüm toplumu cenderesine alarak bir “çatışma psikolojisi” üretiyor ve yayıyor. Her zaafa düşmesinde bu üretim pompasına tekrar el atıyor.
Ayasofya tartışması bunun yeni, açık ve tipik örneklerinden birisi.
Cumhurbaşkanının telkinleriyle Ayasofya’da Fetih suresinin okutulması, yeniden camiye dönüşmesine gönderme yapılması, “fetih duygusunun kaşınma”sı, siyasi zaaflarla ilgili biçimde karşımıza çıkıyor. İktidar, Ayasofya dahil, seçmen kitlesini tahkim edeceğini düşündüğü her şeye el atıyor ve onu araç haline getiriyor.
Mabetlerin el değiştirmesi, dinler arası temas bölgelerinin, Endülüs’ün, Osmanlı bakiyesinin bilinen öykülerindendir.
Kiliseler pek çok yerde camiye çevrilmiş, kaybedilen Osmanlı topraklarındaki camiler kiliseye döndürülmüştür.
Aslında, mabet mekanları mabet olarak korunmuştur.
Ancak kimi mabetler, sanat, mimarlık ve insanlık tarihinin o denli güçlü izlerini taşırlar ki, bu değişimi zora sokarlar.
Ayasofya bunlardan birisidir.
Ayasofya, kubbelerinde, duvarlarında, mahzeninde yer alan, tonlarca altın, gümüş, renkli cam, pişmiş toprak, renkli mermerle, kimi 6. kimi 9. Yüzyılda yapılmış mozaiklerle bezeli bir mabettir.
Kubbesindeki kucağında çocuk Hz. İsa bulunan Hz. Meryem mozaiği, Vaftizci Yahya, Hz. Meryem, Hz. İsa yer aldıkları kıyamet günü mozaik panosu, Bizans İmparatoru Komnemos ve oğullarına ait Hz. Meryem’li başka pano ve diğeriyle
Ayasofya mozaikleri, Helenistik dönem tasvir sanatının en güzel örnekleri arasında kabul edilir.
Tüm bu eserler, bir kültüre ait olmak kadar, insanlığa da aittir.
İnsanlığın mirasıdır. Hepimizindir.
Ayasofya’nın camiye çevrilmesi demek, bu mozaiklerin, mozaiklerdeki suretlerin kapatılması, o mirasın örtülmesi demektir.
Nitekim Ayasofya 1453’te, fetihten sonra, cami haline çevrilince , insan figürleri sıvayla kapatılmıştı. 18. Yüzyıl sonlarına gelindiğinde ise tüm mozaiklerin üzerine badana çekilmişti. Fatih Sultan Mehmet, her şeye rağmen, kilisenin Azize Sofya olan adını değiştirmemiş, ana kubbedeki İsa’yı tasvir eden mozaiği insan suretini resmetmesine rağmen açıkta bıraktırmıştı, ta ki 1660’lerde bir kazasker, bu mozaiği sıvayla kapatana kadar.
Tekrar bunu mu yapmak istiyoruz?
Bu çağda buna hakkımız var mı?
Ayasofya 1935’te doğru bir kararla müze yapıldı.
O tarihten bu yana statüsü İslami çevrelerde bir hassasiyet konusu oldu.
Ne var ki, bu karar bir caminin müzeye çevrilmesini değil, tarihin, evrensel olanın korunmasını ifade ediyordu.
Muhafazakar çevreler, Ayasofya’yı bir fetih nesnesi, din dışı bir siyasetten geri dönüş simgesi olarak görmekten artık vazgeçmelidir.
Muhafazakar iktidarlar da bu duyguyla oynamayı bırakmalıdır.
Türkiye bunu fazlasıyla hakkediyor.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
2.06.2025
29.05.2025
18.05.2025
15.05.2025
10.05.2025
8.05.2025
4.05.2025