Atilla YAYLA
PKK’lı teröristlere karşı yapılan operasyonlar çerçevesinde ilan edilen sokağa çıkma yasağına karşı AYM’ne yapılan başvuruların reddedilmesi üzerine konu AİHM’ne taşınınca Yeni Yüzyıl’ın da aralarında bulunduğu bazı yayın organları bunu AİHM’in AYM’ne “ayar vermesi” olarak yansıtmıştı. Oysa AYM’nin aşağıda bir kısmı alıntılanan açıklamasında görüldüğü üzere durum farklıydı.
“AİHM, anılan başvurularla ilgili Türkiye’den savunma istemiş; bu haber kamuoyunda bazı yanlış anlaşılmalara neden olmuştur. Bazı basın yayın organlarında sokağa çıkma yasakları bakımından Anayasa Mahkemesinin artık etkili bir yol olmadığı, sokağa çıkma yasaklarının AİHM tarafından kaldırıldığına ya da artık başvuruların Anayasa Mahkemesi yerine doğrudan AİHM’e yapılabileceğine dair haberler yer almıştır.
Öncelikle belirtmek gerekir ki AİHM’in savunma istediği başvurularla ilgili Anayasa Mahkemesi zaten bir karar vermiştir. Yani başvurucular açısından iç hukuk yolları tükenmiştir. Başvurucuların AİHM’e başvuruda bulunması son derece olağan bir durumdur. Anayasa Mahkemesinin verdiği tüm kararlardan sonra başvurucuların AİHM’e gitmesinin önünde bir engel bulunmamaktadır.
Öte yandan, AİHM’in Türkiye’den savunma istemesi de bu sürecin doğal bir sonucudur. Nitekim Türkiye aleyhine yapılan tüm başvurularda AİHM Türkiye’den savunma istemektedir. Kamuoyunda algılandığının aksine, AİHM tarafından bir başvuruya ilişkin savunma istenilmesi o başvurunun kabul edileceği anlamına gelmeyeceği gibi başvurunun kabul edilip edilmeyeceği yönünde bir fikir de vermeyecektir…
AİHM’in sokağa çıkma yasakları konusunda kendisine yapılan tüm başvuruları birleştirdiği ve genel nitelikte bir karar vereceği değerlendirilmektedir. Bu kapsamda, AİHM, Türkiye Cumhuriyetine sokağa çıkma yasaklarıyla ilgili üç soru yöneltmiştir. Anılan sorular şöyledir:
a. Sokağa çıkma yasaklarının hukuki dayanağı nedir?
b. Sokağa çıkma yasaklarının uygulandığı bölgelerde yaşayan kişilerin temel ihtiyaçları ve sağlık hizmetlerine erişimi nasıl sağlanmaktadır?
c. Bölgede meydana gelen sivil ölümlerin sayısı dikkate alındığında, bölgede yaşayanların yaşamlarının korunması için nasıl tedbirler alınmaktadır?
AİHM tarafından Türkiye’ye sorulan sorular incelendiğinde, üç önemli konu dikkat çekmektedir. Birincisi, AİHM önünde bulunan başvurularla ilgili Anayasa Mahkemesi tedbir talebine ilişkin başvuruları daha önce değerlendirmiştir. Ancak; AİHM’in bu konuda Türkiye’ye soru yöneltmediği görülmektedir. Bu durumda başvurucuların kişisel durumuna ilişkin değerlendirmeyi Anayasa Mahkemesinin kararlarını dikkate alarak yapacağı sonucuna ulaşmak yanlış olmayacaktır. İkincisi, başvurucuların kişisel durumlarıyla ilgili olarak bilgi talebinde bulunmadığı, genel nitelikte bilgi ve belgeler istenildiği anlaşılmaktadır. Bu soru, AİHM’in sokağa çıkma yasaklarına kategorik olarak yaklaştığı ve vereceği kararın genel nitelikte olduğu şeklinde yorumlanabilir. Üçüncüsü ise AİHM sivil ölümlerin varlığını peşinen kabul ederek bu konuda alınan tedbirleri sormaktadır. Henüz resmi makamlarca yürütülen soruşturmalar dahi tamamlanmadan bölgede çok sayıda sivil ölüm olduğuna dair kaynağı belirtilmeksizin yapılan tespitin son derece aceleci bir tavır olduğu düşünülmektedir.
AİHM’in başvurucuların kişisel durumuyla ilgili bilgi talebinde bulunmadığı ve genel olarak sokağa çıkma yasaklarıyla ilgili bir karar verme eğiliminde olduğu görülmektedir. Bu durum bireysel başvurunun niteliğiyle bağdaştığını söyleyebilmek mümkün değildir. Bu konuda Anayasa Mahkemesi verdiği kararlarında, sokağa çıkma yasaklarıyla ilgili bireysel başvuru kapsamında bir değerlendirme yapmayacağına karar vermiştir. Bu durumda, AİHM genel olarak sokağa çıkma yasaklarıyla ilgili bir tedbir kararı verse dahi bu durum Anayasa Mahkemesini etkisiz bir yol haline getirmeyecek sadece bir içtihat farkı ortaya çıkacaktır.”
Bu açıklamadan kısa bir süre sonra AİHM başvuruyu reddetme kararı verdi. Böylece AİHM’in AYM’ne ayar çektiği haberleri tamamen boşa çıktı. Demek ki yeterli bilgiye sahip olmadan acele hükümler vermekten kaçınmak lâzım.
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları




































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
16.04.2021
24.04.2020
12.02.2020
13.11.2019
28.07.2019
28.05.2019
22.05.2019
14.05.2019
12.05.2019
18.04.2019