Aydın Selcen
Sadık amadeniz Cumartesi sabahı daha “bismillah” deyip, kontağa basamadan Merkez Bankası Başkanı Naci Ağbal görevden alındığı için Sayın Cumhurbaşkanına şükranlarını arz etmiş, yerine onun makam koltuğunun altına rulmanlı tekerlekleri koyan Yeni Şafak’ın ekonomi yazarı bey atanmış. Üzerine aynı Sayın Cumhurbaşkanı durur mu, tek imzayla, kadınlara yönelik şiddeti önlemenin temel hukuksal güvencesi (adı üstünde) İstanbul Sözleşmesi’ni de tek imzayla Türkiye Cumhuriyeti adına feshetmiş. Sayın Cumhurbaşkanı yoğun cuma gecesi mesaisine devamla, Kanal İstanbul’a da devlet garantisi verilmesini tensip buyurmuş.
Oysa görecek günler vardı daha. AB’nin kurumsal yöneticileri Michel ve Von der Leyen’le ve Fransa Dışişleri Bakanı le Drian’la yapılan telefon görüşmelerini yorumlayacaktık. İran Dışişleri Bakanı Zarif’in gerçekleşen ve Yunanistan ile Çin dışişleri bakanlarının Dendias ve Wang’ın tarihleri açıklanan (ayrı ayrı tabii) ziyaretlerini konuşacaktık. Libya üzerinden Mısır’la açılım gibi peş peşe gelişmeler üzerinden diplomatik etkinliğin arttığı izlenimi üzerine ahkâm ve ahkâmlar kesecektik. Olmadı, kısmet değilmiş.
Mahalle yanarken, saçları taramanın âlemi yok sanırım. Kurtuluş Son Durak’a yakın müsait bir yerde inecek var. Hatta oraya kadar gitmeyip, doğrudan Astek’e çöküp, Tanju Okan’ın o şarkısındaki gibi, tövbe, bir daha hiç çıkmamalı meyhaneden belki. Zira Kocaeli Milletvekili Gergerlioğlu’nun vekilliğinin düşürülmesi ve HDP’ye kapatma davası da ilk paragrafta âli takdirlerine acizane maruz kılınan hamlelerle uygun adım geldi. Gezi Parkı’nın mülkiyeti de İBB’den alınıp “Sultan Beyazıt Hanı Veli Hazretleri” vakfına devrediliverdi. İleri demokrasi coşkusu, peygamber vitesine attı yokuş aşağı. Bünyem bu denli derin hazzı bir arada artık kaldırmaz oldu.
O arada ABD Ankara Büyükelçisi Satterfield de çıkıp açıklama yapmaz mı: “Türkiye S-400'lerden vazgeçmeli. Amerikan Kongresi'nde savunabileceğimiz tek çözüm bu” diye. Haydi canını sıkalım, hırpalayalım büyükelçiyi. “Haddini aşmakta olduğu”, “siyasete dizayn verme çabaları” vs. Ama yok, sahi Trump gittiydi, Biden geldiydi. Ne hışımla geliş: Putin’e “katil” dedi, Rusya’nın ABD seçimlerine müdahalesi kanıtlanırsa “bedel ödetmekten” söz etti. Neredeyse eş anlı olarak, Alaska’da buluşan ABD ve Çin en üst düzey heyetleri de, neredeyse attılar ceketleri, aslanlar gibi kapıştılar.
Bu işler böyle işte. Yani ne? Yani şu: Ankara diyesi ki Batı’ya: “Ben imkânlarımı zorluyorum, sen de biraz ikram yap, ortada buluşalım, mevzu huzur içinde çözülsün.” Ne AB mandarinlerinin, ne ABD büyükelçisinin gündemlerinde haşa demokrasi, hukuk devleti, hak ve özgürlükler, laiklik yok. Atı alan, Üsküdar’ı geçti işte. Ortadoğu ve Kuzey Afrika’dan yasadışı göçe dalgakıranlık, selefi terörizmle mücadelede güvenlik işbirliği, ekonomik iflâsla kara deliğe dönüşmenin önlenmesi var.
Türkiye de diyor ki: “Bakınız: Yunanistan’la konuşuyorum. Doğu Akdeniz’de maraza çıkarmıyorum. Suriye’ye yine dalmıyorum. Mısır’la Libya’da siyasal çözümde ortak dalgaboyu tutturup, arayı düzeltiyorum. İsrail’e (hele Netanyahu’nun 23 Mart’ta yeniden seçilip, seçilmeyeceği belli olsun) açılım yapıyorum. İran’ı hizaya getirmekte yapıcı rol oynamaya girişirken, Astana Üçlüsü’nde de Katar’la yedekliyorum. İnsan Hakları Eylem Planı da açıkladım; yani uygulamak için değil, siz kamuoylarına satasınız diye. Daha ne?”
Karşılığında diyor ki yine Türkiye: Tabip sen elleme S-400 (ve Halkbank) yaramı, bana dolarları getir. İçişlerim münhasıran benimdir, MbS, MbZ, Sisi ile çalışan sen değil misin, benim de “değerler paydaşlığı” iddiam yok, hatta işime de gelmiyor, parçabaşı, perakende ortağınım ben senin. Yahut Cemal Süreya’nın şiirindeki gibi söylenirse: “Daha nen olayım isterdin, / Onursuzunum senin!” İşlemiyor mu? Şimdilik işliyor görünüyor bana kalırsa. Ancak ilginç biçimde ABD ile AB rolleri değişiyor da sanki.
Erdoğan’ın varkalma, iktidarını koruma mücadelesinde son perde açılıyor. Laik cumhuriyetin son perdesi de olabilir bu açılan. Neden olmasın, bir gece ansızın emperyalizmin zincirlerini kırar, Lozan ve Montrö’den de çekiliveririz belki. “Yok artık, olmaz” mı dediniz? Yoksa “böyle bir şey olabilir mi yaw” diye mi sordunuz? Zaten kendine “demokratik” yakıştırmasını uygun gören muhalefet de “intihar” olarak okumluyor olan, biteni. Önce intihar edicez, sonra birden dirilip, (Hayko Bağdat’ın öngördüğü gibi) “yatıcaz kalkıcaz, yatıcaz kalkıcaz”, aaa, bir de bakıcaz, şıkır şıkır “güçlendirilmiş parlamenter sisteme” geçmişiz.
Özcesi, islâmcı-milliyetçi oligarşi, millet yani çoğunluk adına konuştuğu iddiasıyla, cumhuriyete cepheden meydan okuyor. O “demokratik” muhalefet ise çoktan feshedilmiş meclisi ve bağımsız olmayan yargıyı işaret ediyor, elhamdülillah asla oyuna gelmiyor. Ve gözyaşları içinde benim gibilere dönüp “daha ne yapsın muhalefet, CHP’ye vurmak kolay tabii” diyenlerin sayısı da bir hayli fazla. Bu konuda diyeceklerimi benden çok daha vukufla ifade eden Oya Baydar ve Sevilay Çelenk’in son yazıları yeterli sanırım.
Hesapların üzerinde de birtakım hesaplar yok değil. Birincisi, kalıcı göçürtme operasyonu kafasıyla, Pazartesi sabahı piyasalar açıldığında ülke ekonomisi de hepten çökertilmiş olabilir. İkincisi, ABD Çin’le olan küresel “modeller mücadelesi” bağlamında demokrasi ve özgürlüğü kararlı biçimde gündemde tutmak zorunda. Üçüncüsü, AB’nin lokomotif iki ülkesi Almanya ve Fransa’da iktidar değişikliği havası var. Hollanda’da D66’nın seçim başarısı da belki bir genel yönelim değişikliği başlangıcı. Fransa’daki laiklik ve evrensel değerler tartışmasının, siyasal islâmın demokrasiyi tehdit eden bir otoriteryanizm varyantı olup olmadığı odağına evrilmesi de bir başka gösterge.
Yargımızı dağıtıp, ruhlarımızı da yelpazelediysek, haydi kalkın o zaman bozkırın ölümsüz tezenesine bağlanıp, kafamızda huniler, hep birlikte oynayarak (rahmetli olsa, “kimse kimseyi rahatsız etmemek suretiyle olduğu yerde” derdi) bitirelim:
“Kesik çayır biçilir mi? / Sular soğuk içilir mi? / Bana yardan geç diyorlar / Seven yardan geçilir mi?
Aman desinler desinler, şeker yesinler / Şu kız şu oğlana yanmış desinler
Aman ben yandım yandım yandım / Ellerin memleketinde eğlendim kaldım
Ankara’nın tren yolu / Gâhı eğri gâhı doğru / Canım benim Anadolu’m / Gideyim mi senden gayrı?"
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
6.04.2025
23.02.2025
27.01.2025
9.12.2024
19.11.2024
11.11.2024
2.11.2024
1.08.2024
14.06.2024
14.04.2024