Berrin Sönmez
Ülkeyi kimin yönettiğini de faş edecek olan af tasarı üzerine AK Parti adına konuşan Genel Başkan Yardımcısı Hayati Yazıcı’nın ilk yorumları önemli ip ucu niteliğinde. Yazıcı Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın yurda dönüşüyle kararın şekilleneceğini söylemekle, tek adam rejiminin niteliği gibi artık af konusunun gündem dışı tutulamayacağını da itiraf etmiş oluyor. Aylardır AK Parti ağır toplarının, “affa karşıyız, gündemimizde af yok” minvalindeki sözleri duyulmadı bu defa. Yazıcı’nın, “MHP’ninki içeriği itibariyle af değil, af düzenlemesi değil” yorumuyla AK Parti’nin tasarıya kayıtsız kalamayacağı anlaşılmış oldu. Cumhurbaşkanı Erdoğan ise en son yurt dışına çıkarken yaptığı açıklamada “devlet ancak kendisine karşı işlenmiş suçları affedebilir” seklindeki görüşünü tekrarlamıştı. Dönüşünde, pek çok suçu affedip devlete karşı işlenmiş suçları kapsam dışı bırakan MHP tasarısı karşında takınacağı tavır cidden merak konusu.
Devlete karşı işlenmiş suçlarla birlikte cinsel suçları ve cinayeti kapsam dışı bırakarak toplum vicdanını yaralayan eril şiddeti affetmeyeceğini göstermeye çalışmış MHP bu tasarıda. Eril şiddet kavramını kullanması beklenmeyen tasarı, “kadına yönelik şiddet veya kadın cinayetleri” isimlendirmeleri de taşımıyor. Kısacası adını ağzına alamadığı bir sorunu, erkek şiddeti sorununu önemsermiş gibi yapması sadece popülist yaklaşım. Adı konulamayan, tanımı layıkıyla yapılamayan bir sorunun çözülemeyeceği bilinir. Kaldı ki bir kısmı af kapsamı dışına alınmış olsa da erkek şiddeti sorununun giderek yükselmesinin altında yatan nedenlerden biri de cezasızlık. Her af aynı zamanda cezasızlık sonucu getirir. Öldürmeleri ve cinsel suçları kapsam dışı bırakmaları, erkek şiddeti sorununu çözmez. Şiddetin diğer biçimlerini yok sayma eğilimi, eril şiddeti teşvik anlamı taşır. Hele de tanım yapılmadan, muğlak ifadelerle geçiştirildiği için af tasarısı, bu toplumsal sorunu büyütmeye sebep olur ancak. Trafik dahil tüm diğer suçlar gibi…
Ceza indirimi dışında kalan suçları tek tek saymaya pek hevesli olan MHP sözcüleri, beşer yılı affedilecek olan kişilerin, hangi suçlardan hüküm giydiğini saymayışı da ibretlik. HDP adına tasarı hakkında ilk konuşan isimlerden parti sözcüsü Ayhan Bilgen de konunun bu yönüne dikkat çekmiş ve “affedilecek suçların neler olduğunu da saymaya” çağırmıştı MHP’yi. Evet, gerçekten MHP’liler, yıllardır Ege ve Akdeniz’i mezarlığa çeviren, sahte can yelekleri ve motoru çalışmayan botlarla göçmenleri ölüme gönderen insan kaçakçılarının cezasında indirim istediklerini söyleselerdi keşke. İnsan ticareti içinde özel ve çok önemli yer tutan ve göç sorunuyla birlikte inanılmaz tırmanış gösteren kadın ticaretinin de affını istediklerini söyleselerdi keşke. Sadece cinsel suçlar af kapsamına alınmamakla yapılan ucuz popülizm yetmez. Fuhuşa zorlama da affedilecek tasarıya göre. Uyuşturucu imali ve satıcılığı da af kapsamında… Rüşvet, yolsuzluk, her türlü kaçakçılık, hırsızlık, gasp ve trafik suçları da affedilecek. Savaştan, terörden katbekat fazla can alan trafik terörü failleri serbest kalacak. Engellilik oranını her yıl yükselten trafik kazalarının müsebbipleri de salıverilecek bu tasarı kanunlaşırsa. Ve bunun adı adalet olacak öyle mi? MHP bu çarpık adalet anlayışını açıklasın önce. Bahçeli, “vatan sevdalısı” olarak tanımladığı Çakıcı gibi birkaç organize suç örgütü yöneticisi serbest kalsın diye ülkeyi suç cennetine çevirecek bu tasarıyı halkın karşısına geçip kendisi savunsun. Tabii halka karşı işlenen suçları affederek sadece birkaç kişi için 162 bin kişiyi salıvermenin, partisinin artık sadece adında kalmış olan milliyetçilik kavramıyla nasıl örtüştürüldüğünü de izah ediversin bir zahmet.
Cezaevlerindeki inkar edilemez doluluk oranını gerekçe göstermek yetmez bir de bu doluluk oranını yükselten temel soruna değinmeliyiz, hazır tasarıyla gündeme gelmişken. Tutuklama yetkisi, yıllardır bir cezalandırma aracı olarak kullanılıyor. On binlerce kişi, hakkında hüküm olmadan, suçlu olup olmadığı kesinleşmeden cezaevinde yatıyor. Hatta tutuklular arasında hakkında iddianame dahi düzenlenmemiş binlerce kişi var. Neyle suçlandıklarını, niçin hapiste olduklarını dahi bilmeden cezaevinde aylarca yatıyor pek çok kişi. Sorun cezaevlerindeki yaşamı insan onuruna yakışır şekilde yeniden düzenlemekse, istenen adaletse ilkin tutuklular salıverilsin. İstisna olması gereken tutukluluk halinin mahkemelerimiz tarafından kural haline getirilişi temelde yatan asıl sorun.
Bunun da öncesinde terör suçu kavramının akıl almaz ölçüde geniş tutuluşu sorunun ilk kaynağı elbette. Hırsızı uğursuzu, suç örgütlerini topluma salmak yerine ifade hürriyetini genişletip, söz ve yazıyla terör suçu arasında ilişki kurmaktan vazgeçilmeli. Her muhalif duruşun FETÖ, PKK ile ve delilsiz ispatsız ilişkilendirilmesi, ceza evlerindeki doluluğu arttıran. Somut delil olmadan tutuklu yargılama kararı verilmesi. Bir yıl ve daha fazla sürelerle iddianame hazırlanmayışı. Veya barış akademisyenleri davasında olduğu gibi tutuklu yattıkları süreyi kapsayacak şekilde otomatik cezai hükümler verilişi, adaletsizliklerin temeli.
Ancak Adalet Bakanlığı’nın yüz günlük icraat planı içine hızlı yargılama düzenlemesi girdiği halde, iddianame yazımının hızlanması veya iddianamesiz tutuklamadan vazgeçilmesi girmedi. MHP af tasarısına girmediği gibi… Uzun tutuklulukla yaratılan hukuksuzluk, adaletsizlik sayılmamış. Hedef Alaattin Çakıcı’nın serbest kalışı olunca sadece hükümlülere odaklanmış tasarı. Hamile, yeni doğum yapmış veya bebekli kadınların kanuna da aykırı olarak tutuklanmasına değinilmemiş. Ama af ve yerel seçim açmazındaki siyasetin sorunun temelleriyle ilgilenmesini beklemek de hayal. Bekleyip göreceğiz on binlerce suçlunun sokaklara salınması mı birkaç belediye başkanlığı mı Erdoğan için daha önemli? Hangisinin daha önemli olduğunu anladığımız zaman anlamış oluruz, tek adam rejiminde ülkeyi kimin yönettiğini de.
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları








































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.10.2025
12.10.2025
4.10.2025
21.09.2025
23.08.2025
17.08.2025
10.08.2025
10.08.2025
28.02.2025
31.01.2025