Enver SEZGİN
Lice’de on sekiz yaşındaki Medeni Yıldırım’ın ölümü ve dokuz kişinin yaralanması ile sonuçlanan “karakol” protestosundan sonra bu yöndeki tartışmalar devam ediyor.
Diyarbakır’daki sivil toplum örgütleri kalabalığa ateş açan askerlerin açığa alınmasını istedi.
Öte yandan Medeni Yıldırım’a ait otopsi raporu, göstericilere gözetleme kulelerinden ateş açıldığı düşüncesini güçlendiriyor.
Anlaşılıyor ki bu konudaki tartışmalar daha uzun süre devam edecektir.
Olayın meydana gelmesinden hemen sonra Başbakan “Gerektiğinde güçlü karakollar yapacağız” dedi. İçişleri Bakanı da aynı yönde bir açıklama yaptı.
Hükümet kanadı karakol yapımına bu kadar tepki duyulmasını yadırgıyor.
Oysa bu konuya biraz da başka bir pencereden bakılmalı.
*
Karakol öteden beri Kürt halkının zihninde iyi bir yer işgal etmiyor.
Her şeyden önce ihmalin ve baskının simgesi olarak anılır.
Nitekim Türkiye İşçi Partisi’nin 1960’lı yıllarda düzenlediği Doğu Mitinglerinin temel sloganlarından biri “Batıya Fabrika Yol, Doğuya Jandarma Karakol” biçimindeydi.
Jandarma karakolları Kürt köylüleri için meydan dayağı demekti. Çocuklarının önünde aşağılanmaydı.
Falakaydı.
Neredeyse her köylünün Jandarma karakolları ile ilgili kötü bir anısı vardır.
Kötü anılar kolay unutulmuyor.
Sonra, 12 Eylül darbesi...
Didik didik aranan evler, baskınlar. Toplu gözaltılar.
Günlerce süren işkenceler.
Daha sonraki yıllarda kaçakçılığı ve yasadışı geçişleri önlemek için sınır boylarında kurulan karakollar PKK ile süren savaşta kullanıldı.
Başarısı ortadadır.
Ya sınırda olmayan karakollar ne işe yarıyordu..?
“Halkın güvenliğini sağlamak için varlar.”
İyi hoş da, gerçekten vatandaş bu karakollara hangi gözle bakmaktadır?
Direk sorarsak; Jandarma karakolları onlar için ne anlama geliyor?
Akla ilk gelecek “faili meçhul cinayetler”dir.
JİTEM’i hatırlatır.
Onlar için Albay Temizöz’dür mesela karakollar.
1994 ile 1996 yılları arasında Cizre Jandarma Karakol Komutanı olan Cemal Temizöz çok sayıda insanın ölümünden sorumlu tutulmaktadır.
İddianamede dokuz infaz emrinin bizzat kendisi tarafından verildiği anlatılmaktadır.
Bir başka örnek; Kızıltepe’de süren faili meçhul cinayetler soruşturmasının bir numaralı şüphelisiAtilla Uğur’dur. Halen Silivri Cezaevi’nde tutuklu bulunan bu kişi 1993 ile 1996 yılları arasında Kızıltepe İlçe Jandarma Komutanlığı görevinde bulunmuştu.
Jandarma karakolu gözaltında kaybolmaktır, işkencedir, baskıdır.
Algı bu.
Bu algının değişmesi hükümetin atacağı adımlara bağlıdır.
Hükümet kanadından “yeni karakollar inşa edilmiyor” yönünde açıklamalar geliyor.
Ancak tersini söyleyenler de var.
İnsanların “karakol” tepkisinin tek nedeni “geçmiş olaylar” değildir.
Bugün “Barış ve Çözüm” sürecinden söz ediliyor. PKK güçleri çekiliyor. Barışa dair umutlar arttı.
Yükselen karakol inşaatları tedirginlik yaratıyor.
“Kalekol” ya da “teknolojik karakollar”.
Bir yandan da var olan karakolların güçlendirilmesi ya da yerlerine yenilerinin yapılması gündemde.
Savaşın ve şiddetin egemen olduğu bir ortamda bunlar pek göze batmayabilir.
Ya da insanlar “savaştır, olur” diyebilirler.
Ancak silahların patlamadığı ve insanların ölmediği bir ortamda pek çok şey dikkat çekebilir.
Tedirginlik yaratır.
İnsanlar karakol inşaatlarının barış sürecine zarar verdiğini düşünürler.
“Karakola değil, barışa yatırım yapın” demeleri de bu yüzden.
Kaygı duyulan şey çatışmaların yeniden başlamasıdır.
Geçen hafta Hakkâri’nin Yüksekova ilçesinde bulunan Rahmo Tepesi’ne “seyyar karakol” yapımının protesto edilmesi, bize bu yöndeki karşı çıkışların devam edeceğini gösteriyor.
Geçiş döneminin hassasiyetini hesaba katmadan atılan her adım yeni problemler üretir.
Her şeyden önce “güven” sorunu yaratır.
Başbakan Erdoğan şöyle diyor: “Ülkemizin huzuru için güçlü karakollar şart.”
Evvela, halkının yarısından fazlasının şehirlerde yaşadığı ve hızlı bir şehirleşmenin olduğu bir yörede (üstelik günümüz dünyasında) güvenliği jandarma karakolları üzerine bina etmenin doğru olup olmadığını iyi düşünmek gerekir.
Esasen huzur her şeyden önce ülkede “güven” unsurunu güçlendirmekten geçiyor.
Her zaman güvenlik tedbirlerini artırarak huzuru ve güveni oluşturamazsınız.
Ama “güveni” artırarak güvenliğin artmasını sağlayabilirsiniz.
“Güven” ise ancak demokratikleşmeyle mümkündür.
Mısır’da darbe
Bekir Berat Özipek’in belirttiği gibi, “Darbe bir ordunun kendi ülkesini işgal etmesidir”.
Darbe halkı teslim almaktır.
Mısır’da da böyle olmuştur.
Gerekçesi ne olursa olsun ve kime karşı yapılırsa yapılsın her darbe ancak kınanmayı hak eder.
Mısır’daki darbeyi kınıyorum.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
11.05.2016
13.04.2016
2.02.2016
16.02.2016
9.02.2016
26.01.2016
13.01.2016
30.12.2015
23.12.2015
8.02.2015