Markar ESAYAN

Yeni Şafak ve yeni medya
7.07.2014
2134

 Yeni Şafak nev-i şahsına münhasır bir gazete. 28 Şubat'ın kara günlerinde hem direnmekle kalmamış, o zaman işlerinden olan liberal yazarlara da kucağını açmıştı. Sahipleri hapiste işkence görmüş ama darbeci iktidarla uzlaşmamış, tavırlarından geri adım atmamıştı. Gazete bu çizgisini hep korudu. Son sert dönemde de (pozisyonunu irrasyonel buldukları halde), İbrahim Karagül, Milliyet'ten kovulan Hasan Cemal'i gazeteye davet etmişti. Aynı günlerde Ahmet Altan sonrası Taraf'ı yönetiyordum ve Hasan Cemal'i ben de gazeteye davet etmiştim. Tabii bunların hiçbirisinin gündem olmadığını, yazılıp çizilmediğini hatırlatmak lazım. Karşıdan bu kadar haksız ithamlar geldiği halde, bu bilgilerin üzerine abanmayan terbiyeyi de önemsediğimi ifade etmek isterim.

Açıkçası İbrahim Karagül'ün müdürlüğünde gazete oldukça ciddi bir sıçrama yaptı. Nereye gitsem, bir Yeni Şafak yazarı olduğum için gazetem hakkında övgü dolu sözlerle karşılaşıyorum. Bunda en büyük pay dik duruşlu gazete sahipleri ve İbrahim Karagül yönetiminde özveriyle çalışan gazete emekçileridir. Ben de bir seneyi aşkındır bu gazetedeyim ve çok memnunum bu durumdan. Okuyucuların yoğun teveccühü, gazete ile hızla kurduğum manevi bağ, bir işveren-çalışan ilişkisinden çok öte anlamları ima ediyor. Aynı amaca ve derde sahip olmanın getirdiği, sentetik olarak oluşturulamayacak bir bağ bu ve gönül huzurunun yerini hiçbir şey tutmuyor. İnsanın bulunduğu yerden ötürü içinin rahat olmasından daha büyük bir lüks yoktur.

Yeni Şafak özellikle Gezi krizinde oldukça öne çıktı. Ardından gelen dershane krizi ve 17-25 Aralık darbe sürecinde ve tabii ki seçimler öncesi yaşanan irili ufaklı manipülasyon zamanlarında, yine bu gazete refleksleri güçlü ve doğru tavrı ile öne çıkan, gündem belirleyen, ateşe su döken bir işlev üstlendi. Yazar kadrosuna yapılan isabetli takviyeler, zaten kaliteli olan kadroyu çeşitlendirdi ve gençleştirdi. Böylelikle ortaya akıl koymanın çok önemli olduğu bu kritik dönemde Yeni Şafak büyük bir boşluğu doldurdu, tarihi bir görev üstlendi. Kıymetli dostum İbrahim Karagül'ü kutluyorum. Bu ülkede kimse burnundan tüy aldırmadığı için, teşekkür ve tebrikte çok cimri davranıyoruz. Bu böyle olmamalı. Bir madalyon düşünürseniz, eleştiri ve övgü bu madalyonun iki yüzüdür.

İşte tam da bu yüzden Yeni Şafak, yönetim ve yazarları ile sürekli hedefte oldu. Meyve veren ağaç taşlanır. Nedeni temelde Yeni Şafak'ın bu köklü ezber bozan, algı mühendisliklerini deşifre eden fonksiyonudur. Son birbuçuk yılda malum medya ve sosyal alemde gazete ve yazarlarının nasıl profesyonelce hedef alındığını gözlemliyoruz.

Son olarak, gazetenin birkaç kez manşetine taşıdığı konu, gerçekten oldukça rahatsız edici.

Söz konusu haber, Adana merkezli telekulak skandalı ile ilgiliydi. Gazete, konuyla ilgili olduğu iddia edilen polislerin serbest bırakılmasını haber yapmıştı. Haberin yargıyı baskı altına almak anlamına geldiği gerekçesiyle başsavcılığa şikayette bulunulmuştu. Normalde bu şikayetin muhatabı basın savcılığıdır. Öyle olmamış, şikayete siber suçlara bakan savcılık dahil olmuştu.

Ali Bayramoğlu ilgili yazısında sorunu şöyle tesbit ediyor:

'Sorun, bu savcının bu durumdan siber suç üretmesi, haberi yapan tüm gazecilerin, eli değen editörlerin, yazı işleri sorumlularının evlerinin, iş yerlerinin aranması talimatını verebilmesidir... Haberdeki varsa maddi bir hatayı, yasa dışı delil üretmek sınıfına sokmaya kalkmak, muhtemelen bunun üzerinden gazete ve gazetecilerle örgütlü suç işlemi başlatmak açıklamaya muhtaçtır.'

Haber ile ilgili bir yanlışlık, hata olduğu düşünülüyorsa tekzip gönderilir. Gazete de bu tekzibi yayımlar. Ancak buradan hareketle bir gazeteyi örgüt kapsamına sokmaya yönelik bir hamle gerçekten de açıklamaya muhtaçtır. Basın konseyleri ve örgütlerinin konu Yeni Şafak olunca dilsiz-sağır kalmaları da utanç vericidir.

Her zaman söylüyoruz; Türkiye'de medya-iktidar ilişkileri tersten kurulmuştur ve medyanın çoğu gazetecilikten ziyade algı mühendislikleri ile iştigal etmektedir. Sadece 28 Şubat'taki merkez medyanın yayınları ortadadır. Son 12 yılda, ama özellikle Çözüm Süreci başladığından beri, eski merkez medyanın gazetecilik dışında her şeyle iştigal ettiklerini, o şeylerin amacının da siyaseti dizayn etmek olduğunu gördük.

Yeni Şafak ve birkaç gazete daha, bu dizaynı göğüsleyebilmek için yayın yaptılar ve etkili de oldular. Buna da belki saf gazetecilik faaliyeti demek zor, ama olağanüstü durumun getirdiği tarihi bir görevdi bu. Bu gazeteler ve yazarlar, sonu nasıl biteceği belli olmayan tehlikeli bir kavgada sivil siyasetten ve halkın iradesinden yana oldular, büyük bir risk aldılar. Ekseriyetle de bunu haber üzerinden yapmaya çalıştılar.

Belli ki Yeni Şafak birçok çevreyi pek rahatsız etmiş.

7 Şubat MİT krizi veya 17-25 Aralık darbesi muvaffak olsaydı, kimbilir daha neler olacaktı? KCK tutuklamalarını solda sıfır bırakacak bir itibar katliamına tanık olacaktık.

Bu manada Yeni Şafak ve alternatif yeni medyanın üzerine çok yük ve görev düşüyor. Haberin doğrusunu bulup yayımlamak yeterli, çünkü tarihin doğru yerindeyiz. Dezenformasyonlar, haberlerin çarpıtılması ve yazarların algı oluşturması üzerinden yapılıyor. Bu durumda yapılacak iş, mümkün olduğunca doğruyu sadece doğruyu bulup ortaya çıkarmak. Gerisini halkın kendisi hallediyor zaten.

Yeni Şafak da bu özelliği nedeniyle yeni medyanın mayası işlevini görüyor. Kavga bittiğinde, geriye itibar kalacak, sadece gazetecilikle iştigal etmek mümkün olacaktır. Sıkıntılar geçicidir.

Yorum Yap

Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Yazarlar