Mümtazer TÜRKÖNE
Eski “derin devlet”ten başlayarak oluşan geniş koalisyon, birbirinin ayağına basınca ortaya “paralel devlet savaşları” çıkıyor. Sorun çetelerde değil, devlet iktidarını bu çetelere mahkûm eden mecburiyetlerde.
Sıralanmış bir sürü kazan, ocağın üzerinde kaynayıp duruyor. Hanefi Avcı, kaynayan kazanlardan birinin kapağını açıp bizlere gösterdi ve sonra içine soğuk suyu boca etti. Savcılığa verdiği uzun dilekçe daha başka kazanların da olduğunu ve kendi aralarında post kavgasına giriştiklerini üstü kapalı haber veriyor. Devlet dediğimiz güya bizim için var olan koskoca kurum; emniyeti, mülkî ve adlî bürokrasisi ve medya ayağı ile çetelerin veya gizli örgütlerin köşe kapmaca oynadığı karanlık bir labirente dönüşmüş.
Hanefi Avcı’nın savcılığa verdiği 17 maddelik dilekçe ve bu dilekçenin ekinde kapalı zarf içinde teslim edilen “örgüt listesi” uzun süre gündemi meşgul edecek bir tartışmanın sadece başlangıcı. “C.A.”nın kimin isminin baş harfleri olabileceğinden başlayarak, çok ama çok uzun bir süre Millî Damar’ı ve ona rakip diğer örgütleri konuşacağız. KÖZ, Hanefî Avcı’nın kendisini savunma gerekçesini oluşturan diğer örgütün adı; ya başkaları? Uzun lafın özeti, 17/25 Aralık’la birlikte birbirinden bağımsız lejyonlar, iktidar sahiplerine hizmet sunmak için sıraya girmiş. Kapılar sonuna kadar açılmış, şimdi dar alanda bu bağımsız örgütler arasında post kavgası yaşanıyor.
Avcı’nın dilekçesinde, devlet içine yerleşmiş çeteler arasında post kavgasının nasıl sürdüğünün yanında, hemen bugün medya manşetlerinin nasıl atıldığına dair çok aydınlatıcı bilgiler var. Bu bilgilere göre meselâ, “paralelle mücadele” adı altında “kişi ve kurumları itibarsızlaştırmak” üzere bu örgütün emniyet ve yargı mensupları arasındaki uzantıları vasıtasıyla muhalif kişilere karşı operasyonlar düzenleniyor. Hanefi Avcı tam olarak devletin kurum ve kuralları dışında ayrı bir hiyerarşiye bağlı işleyen “paralel bir devlet yapısı”ndan söz ediyor.
Polisiye veya istihbari nitelikte bilgileri anlamakta, analiz etmekte ve sonuçlara ulaşmakta acizim. Bir bilgi kolaylıkla başka karşı bir bilgiyle çürütülebiliyor. Ancak yine de bir gerçek var: Komplo teorilerine inanan bir toplumu, komplolarla ve kumpaslarla yönlendirmek ve yönetmek çok kolay. Nasrettin Hoca gibi kaybettiğimiz anahtarı karanlık samanlıkta değil, hiç olmazsa kapıyı biraz aralayıp gelen ışığın aydınlığında aramamız lâzım.
17/25 Aralık’ı fırsata çevirenler, elbirliği ile üzerine kocaman bir kaya kütlesi yuvarlayıp deliği kapattılar. Yolsuzluğun soruşturulmasına engel olup iktidarı ayakta tutanlar, sonra bu kayanın kuytularına yerleşip devletin içinde parazit gibi çoğalıp yer tuttular. Eski “derin devlet”ten başlayarak oluşan geniş koalisyon, birbirinin ayağına basınca ortaya “paralel devlet savaşları” çıkıyor. Sorun çetelerde değil, devlet iktidarını bu çetelere mahkûm eden mecburiyetlerde.
Ali Bayramoğlu, dünkü yazısında, devlet içinde karanlık ilişkilerin belgelerini gündeme getiren “Taraf gazetesi yazı işlerinin peşine düşen bir adliyenin zuhur etmesi”nden duyduğu rahatsızlığı dile getiriyor. Göz göre göre suçluları aklamanın ötesinde intikam alan yargı süreçlerinden bahsediyor. Meşhur “ıslak imza”ya rapor veren bilirkişiler hakkında soruşturma başlatılmasını Bayramoğlu’nun tabiriyle “zuhur eden” bu adliyeye bağlamanız mümkün. Belli ki devleti tanıyanlar arasında çetelerin restorasyonu endişesi yayılıyor.
Yolsuzlukların üstünün kapatılması çeteleşmenin, iktidarın kişiselleşmesi ise çeteler arasındaki güç savaşının kızışmasının sebebi. Kişiselleşen iktidar tekeli etrafındaki daire otomatik olarak daraldığı için, çelik çekirdek içinde yer alma kavgası kızışıyor.
Hanefi Avcı’nın gemileri yakan hamlesi, arkasında üç defa hapse girmesi ile sonuçlanan benzer çıkışlar yer aldığı için genel kamuoyuna ikna edici gelecektir. Başvurusunda bir örgüt şeması ve şu anda görev yapan yargı ve emniyet mensuplarından oluşan bir liste olduğuna göre mermi namludan çıkmış durumda. Bu arada hep birlikte dilekçede öne sürüldüğü üzere, “paralel paranoyası”nın nasıl üretildiğini ve bu yeni “paralel yapı”nın finans kaynağı ele geçirme adına şirketlere çökme operasyonlarını nasıl planladığını öğrenme fırsatımız olacak.
Peki, “millî ve yerli damar” sözü, size bir şey hatırlatıyor mu?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
17.06.2025
1.06.2025
27.05.2025
23.05.2025
13.05.2025
12.05.2025
6.05.2025
5.05.2025
5.05.2025