Mustafa Karaalioğlu
Korona salgınında işlerin yolunda gitmediğine dair haftalardır feryad ile yükseltilen seslerin haklı olduğu belliydi, şimdi kabul edildi.
Vaka ve ölüm sayısının artması yeni bir bakış açısının gerekli olduğunu gösteriyordu, şimdi anlaşıldı. Tedbirlerin artacağı, yeni kısıtlamalar geleceği sinyali alındı ve gündelik hayatı kısıtlayacak düzenlemelerin geri döneceği belli oldu.
Oysa sokağa çıkma yasağı da normalleşme de devletin tavsiyesiydi. Şimdi rahatladık, virüse karşı dikkatli olarak yaşayalım, fikri de devletindi… Türkiye’nin yaşadığı süreç böyle planlandı ama temenni edildiği gibi gelişmedi. Hikâyenin neresinde hata yapıldı, sorusuna verilecek çok cevap vardır. Özetleyelim… Her büyük meselede olduğu gibi salgında da önemli olanın günlük zaferler değil; problemi en azından yönetilebilir seviyeye indirip, asıl başarının gerçek ve kalıcı normalleşmeyle olabileceği gerçeği ıskalandı.
Piyasaları hareketlendirmeye odaklı normalleşme ile virüse karşı sürekli ikaz politikası yarıştı; birincisi galip geldi. Bakanlık ve Bilim Kurulu bıkmadan ikaz etmeye devam etse de normalleşmemin temposu virüsle mücadeleyi bastırdı. Piyasalar hareketlendi, tatiller yapıldı, seyahatler arttı, sokaklar, AVM’ler doldu ve sonuçta vaka sayısı artmaya başladı. Vatandaşın çok büyük kısmı maske ve mesafeye riayet etmesine rağmen tablonun kötüleşmesi engellenemedi. Devlete göre suçlunun vatandaş olduğu sır değildir. Haftalardır bunu dile getiren açıklamalar duyuluyordu. Cumhurbaşkanı Erdoğan da bir süredir dile getirdiği bu görüşü dün tekrarladı: “Sürecin başından beri sürekli ikazlar yaptık. Fakat ne yazık ki uyarılarımıza halkımız ciddi manada dikkat etmedi.”
Devamında ise yeni tedbir geleceğini duyurdu: “Vaka sayılarında bin 700- bin 800’lere kadar çıkışın olduğunu gördük. Mecburen şimdi tekrar işi sıkmak durumundayız. Onun için de Bilim Kurulu ve Sağlık Bakanlığı’mız bu konudaki tedbirlerini artırmak durumundadır.”
Erdoğan, hükümetin salgına karşı çok başarılı olduğu ama vatandaşın hata yaptığı kanaatini düzenli olarak savunuyor ve duyuruyor. Oysa, salgınla mücadele öncelikle vatandaşın davranışını da yönetmeyi içerir ki hükümet bu açıdan başarılı olamadı. Yaz aylarıyla birlikte insanların hayata dönmesi; tatil kredileriyle sahillere, tüketici kredileriyle sokaklara akın etmesini teşvik edildi. Çok basit bir önlem olan kademeli mesai bile düşünülemeyerek, büyük kitlelerin en yoğun saatlerde toplu taşımaya yığılması önlenemedi. En fazla bulaştırma riski olan hizmet veren grupların düzenli testlerle taranması sağlanamadı. Okul zamanı geldi geçti, plansızlıktan okullar bile açılamadı.
Görünen o ki Haziran başında hayat normale döndürülürken, Eylül ayının yüksek salgın rakamları beklenmiyordu.
Şimdi, başa değilse de ortaya dönüyoruz. Dönmeliyiz de…
Ancak, yeni tedbirler vatandaşı suçlayarak, “Biz iyiydik ama siz işi batırdınız” öfkesiyle alınacaksa işe yaramayacaktır. Tedbir denilen şeyin başarısı zaten insanları disipline sokabilmekten, onlara riski az bir hayat düzeni sunabilmekten geçer.
Bugün, insanları kalabalıklaşmaktan uzaklaştıracak ve hayatı ağır tempoda da olsa sürdürecek bir tedbir mimarisi gerekmektedir. Aşı veya tedavi bulunana kadar da alınacak tedbirler aksatmadan, popülizme sapmadan sürdürmek gerekecektir.
Sadece bizim değil, bütün dünya için çok zor bir problemle karşı karşıyayız. En az hata, en kaliteli yöntemleri herhangi bir politik kaygıyla atlamasak iyi ederiz.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
21.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
1.05.2025
14.04.2025
7.04.2025
31.03.2025
10.03.2025
9.02.2025
13.01.2025