Nabi YAĞCI-Taraf Yazıları
Hava günlük güneşliktir ama bazen içimi kasvet basar; tersi de olur, dışarıda berbat mı berbat bir yağmur, pis bir hava ama içim havaya inat pırıl pırıldır. Bu kasvet nedendir diye sorarım kendime; bazen kırık dökük bir yanıt bulurum, çoğu zamansa kocaman bir boşluktan başka bir yanıt yoktur. O zaman anlarım ki kasvet bu boşluk duygusunun ta kendisi, duyumsadığım şey boşluğun derin karanlığıdır.
Nihayet!
12 Eylül’ün eli kanlı darbecilerinin yakasına 32 yıl sonra da olsa yargı yapıştı. Yakasına yapışılan hayatta kalan iki kişi de olsa yapışıldı netekim. Önemli olan intikam değil temizlik, iki kişi de olsa onların şahsında yalnız askerler değil o dönemin asker-sivil bütün günahkârları, mahkeme önüne çıkmasalar da manen yargılanacaklar.
12 Eylül’ün eli kanlı darbecileri her birimizin hayatından çok şey çaldılar. Yuvalar yıkıldı, ocaklar söndü, kimimiz işkenceli cezaevlerinde çile doldurdu, kimi çocuklar ana-babalarından, kimimiz çocuğundan oldu, kimimiz toprağından kopup yıllarını politik sürgün olarak sıla hasretiyle geçirdi. En önemlisi ülkemizin geleceğinden çaldılar, en az yirmi yılını yitirdi bu ülke.
En yakınlarımızı bizden koparıp aldı bu kanlı eller, yoldaşım, candaşım, dostum Mustafa Hayrullahoğlu gibi (Deniz). Mustafa Emniyet binası içinde işkence altında öldürülüp kimsesizler mezarlığına gömülmüştü. Öldüren polisler biliniyordu, bu cinayet faili meçhul cinayet değildi ama yargıda sonuç alınamamıştı.
12 Eylülcülerin yargılanması hakkında hazırlanan iddianame eğer mahkemece kabul edilirse o günMustafa’yı yazacağım demiştim içimden, işte o gün geldi, yazdım ve içim daha rahat şimdi.
“Yetmez ama evet” kampanyası boyunca birçok yörede yapılan toplantılara katıldığımda içimde hep Mustafa için bugünü görmek vardı. O günlerde bize boyalı saldırılar yapan sözde solculara ise içim acıyarak bakmıştım; eşeğe ters binmek Nasrettin Hoca’da tatlı bir espridir ama ulusalcı sözde solcular burada tarihe ne kadar ters düşüyorlardı, ne kadar acıklı ve ironikti durdukları yer, farkında değildiler. Bugün bunu görebilmiş olmalarını umarım.
32 yıl önce
12 Eylül’ün şiddetinin en amansız olduğu günlerde tutuklamalar, arama taramalar sürerken Mustafa Hayrullahoğlu’nun da içinde olduğu zorlu çabalarla gizli basıp dağıttığımız el kadar bildirilerde halka 12 Eylül darbesinin iç yüzünü anlatıyorduk. O günlerden birinde Kenan Evren Konya’da halka hitaben yaptığı ve tv’den de naklen verilen konuşmasında bir broşürümüzü, altındaki parti adını da (TKP)okuyarak, “Yok ettik bunları dedik ama hâlâ kapılarımızın altından bu bildirileri atıyorlar” demişti de keyiften dört köşe olmuştuk, “para versek böyle propaganda yaptıramazdık” diye. Ankara 12. Ağır Ceza Mahkemesi Özel Yetkili Ankara Savcısı Kemal Çetin tarafından hazırlanan iddianameyi okuduğumda bu geçmişi hatırladım, o el kadar bildirilerimizde söylediklerimizi şimdi bir savcı 32 yıl sonra söylemekteydi.
“Geçmişte sol, sosyalistler ne yaptı ki” diye soranlar var bir de. Şimdiki İçişleri Bakanı tutuklanan aydınların niye tutuklandıklarını izah babında “Araştırdım bunlar eski komünistlermiş”buyurmuştu. Merak ediyorum 12 Eylül 1980 öncesi ve sonrasında Sayın Şahin acaba nerede duruyordu, kişi olarak ne yapmıştı? Gerçekten bilmiyorum, yalnızca bir merak benimkisi.
Ama kime ne diyeceksiniz ki, solun, sosyalistlerin kendisi geçmişte demokrasi ve özgürlükler için verdikleri mücadeleleri anlatabilmekte bu denli çekingenken, geçmişi eleştiri adı altında sapı samana karıştırıyorlarsa...
Tarih 12 Eylül darbecileriyle yüzleşiyorsa, sosyalistlerin de kendi geçmişleriyle yüzleşmelerinin zamanı artık geldi de geçiyor bile. Son tartışmalar bunun işaretlerini veriyor. Ama seçici değil, gerçekten tarihin tümünü gören bir mantık içinde ve geçmişe karşı adil olma sorumluluğunda olduğumuzu da unutmadan. Bu adil yüzleşme yapılacak kuşkusuz.
Dünkü darbeciler ve bugünkü neo-darbeciler yargılanıyor. İçimde bir rahatlama duygusu var. Ama buna tam sevinç diyemiyorum, çünkü hâlâ Kürt meselemiz kanayan yaradır, hâlâ Hrant Dink davası insana “bu dava böyle bitmez” dedirtiyor, hâlâ düşüncelerinden dolayı insanlar yargılanıyor, vicdanî ret benim ülkemde hâlâ suç ve Uludere katliamının acıları hâlâ kanıyor, hâlâ hükümetTaraf’ın açık sorularına yanıt getirmiş değil.
“Hâlâ”lar bu denli çokken pırıl pırıl bir günde bile sevincimizin buruk oluşu çok normal.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.05.2012
3.05.2012
30.04.2012
28.04.2012
26.04.2012
23.04.2012
21.04.2012
19.04.2012
16.04.2012
14.04.2012