Nuray MERT
Sorumlusu “ülkeyi yönetenler dışında” herkesin olduğu ilan edilen bir facia daha yaşadık. Size bir şey söyleyeyim mi; ülkeyi yönetenlerin hiçbir durumda “sorumlu” olmadığı bir memleket her tür felakete açık demektir. Sadece “güvenlik tedbirleri” konusunda sorumluluktan söz etmiyorum; zira “güvenlik” de nihayetinde bir siyasal meseledir ve ne kadar güvenlik tedbiri alınırsa alınsın zaaf oluşabilir, asıl tedbir siyasal tedbirlerdir. O halde, siyaset konuşmayacaksak fazla söze hacet yok, hepimiz olanları kınıyoruz, nokta. Biz daha çok kınıyoruz, daha daha çok kınıyoruz ve hep birlikte ve tek tek kınıyoruz, yine kınıyoruz, yeniden kınıyoruz, hep kınadık, hep kınayacağız, nokta, nokta, nokta.
Asıl mesele siyaset ise, bırakın konuşalım; “Ülkemiz ateş çemberinde, dört bir yandan saldırı altında mı?”, Peki neden? Bizi kıskandıkları için mi, neden herkes birdenbire bu ülkeye düşman kesildi? “Türkiye yükselen bir yıldız olduğu için, İslam dünyasının umudu” olduğu için önü mü kesilmek isteniyor? Başına gelenleri önleyemeyen bir ülke nasıl yedi düveli kıskandıran, husumetlerini çeken güçteydi de birdenbire bu hale düştü? Biz soralım iddia sahipleri doğru dürüst izah etsin. Velev ki tüm iddiaları doğru, öyle olsun, peki ne yapacağız bu şartlar altında? “Birlik ve beraberlik” içinde bu ülkenin düşmanları ile mücadele mi edeceğiz? Edelim elbette ama hangi birlik beraberlik? Ülkenin ana muhalefet partisinin teröre destekçilikle itham edildiği, yılın sonunun gazeteci arkadaşımız Ahmet Şık’ın tutuklanması ile lehimlendiği, iktidar çevresinin kendisi dışında herkesi tehdit ve hakarete boğduğu bir ülkede ne birliği, ne beraberliği?
Terörü kınama konusunda birlik beraberlik içinde olmamak zaten mümkün değil, o insanlık görevi, peki bir adım ötesi? Anlaşabilmeyi bırakın, hangi asgari müşterekler etrafında, serbestçe tartışıp konuşabiliyoruz? İktidar çevresi, ülkenin selametinin Cumhurbaşkanlığı sistemi adı altında bir tek adam rejimi inşa etmek oluğunu, olmazsa bu ülkenin bölüneceğini, başının beladan kurtulmayacağını düşünüyor; düşünmekle kalmıyor dayatıyor. Demokratik muhalefet adına bizler ise tam tersini düşünüyoruz, ülkenin selametinin daha fazla demokrasi, daha demokratik bir sistem olduğuna inanıyoruz. Ne kadar tartışabiliyoruz, demokratik tepki verebiliyoruz, var mı böyle bir özgürlük alanı, zemini? İtiraz sesinin kısık çıkmasına ayarlı, kurmaca televizyon programlarını saymazsanız tabii. Ana muhalefet partisi demokrasi mücadelesinde etkisiz kalıyor, doğru da, daha etkili olsa ne olacak, Meclis’te çoğunlukçuluk prensibi işliyor, toplumsal barış adına müzakere ve uzlaşma çabası söz konusu bile değil. Uzlaşmadan anlaşılan, iktidar partisinin peşine takılan MHP örneği; gerisi hainlik, teröre el vermek sayılıyor, bu şekilde yıpratılıyor, zan altına alınıyor. En çok ihtiyacımız olan demokratik müzakere ve toplumsal barış çerçevesinde siyaset gündemde olmadığı sürece hiçbir meselemizi çözemeyeceğiz, mevcut iktidar ve çevresi bunu kavramadığı sürece olayların akışı içinde savrulup gideceğiz, asıl sorunumuz bu.
Son olarak ve son saldırı hususunda küçük bir not düşelim; faile veya failleri kim olursa olsun, niyetleri ne olursa olsun, yılbaşı öncesi oluşturulan husumet tablosu ciddiye alınmaya değer. Başımızda bunca dert varken, bu ülkenin İslamcıları, muhafazakârları kafayı yılbaşı kutlamasına takmış vaziyetteydi. Siyaset, değer, kültür üretemeyen İslamcılık, dönüp dolaşıp Atatürk heykeli kaldırmak, Noel Baba’ya kafayı takmak gibi sığ öfke eşiklerini zorlayıp ortamı gerginleştiriyor, kendisine yabancı gördüğü fikirleri, hayat tarzlarını hedef haline getiriyor. Tekrar ediyorum, faili ve hedefi ne olursa olsun, son saldırı ve öncesinde hâkim olan ortam, ister istemez birbiri ile birleşiyor. “İşte tam da bu, birileri böylesi bir tablo yaratmak istiyor” diyorsanız, bırakın insanlar neyi nasıl kutlayacaklarına kendileri karar versin, kahramanlarını kendileri seçsin; yok edin dayatma ortamını, bakın düşmanlarınız istemediğiniz tabloları oluşturabiliyor mu?
Yazarlar
-
Bahadır ÖZGÜRLaleli Çamaşırhanesi -3- Videoya çektiler: ‘Cırt’ sesi geldikçe bağırıyor! “Maşallah, Maşallah!..” 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluBüyük sorunları çözememe serisi bu kez bitecek mi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALEş Şara’dan yeni bir Esad çıkarmak mı? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUErdoğan’ın ötesi… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERHarakiri Bütçesi 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİKandil’in polemikçisi şampanya sosyalistlerine karşı 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKaçıncı CHP? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENKürt Sorunu 2.0’a Hazır mıyız? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÖcalan’ın mektubu üzerine bazı gözlemler 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEABD, Suriye için neye karar verdi? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidarın ağzındaki bakla!... 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanAmerika çökmekte olan bir uygarlık mı? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZÖzel’in bütçe konuşmasında sürece dair mesajları 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuCeylanpınar cinayeti… 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSeçime henüz vakit varken sandık hesabı 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolAK Partili bir okurla sohbet 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciEn büyük tehlike NÜFUS yokluğu 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAJohn Holloway ; Abdullah Öcalan’ın Kuramı Devrim İhtimali Fikrini Yeniden Düşünülür Hale Getiriyor! 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENFeti Yıldız kime sesleniyor? 11.12.2025 Tüm Yazıları



























Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
7.11.2025
19.10.2025
4.10.2025
15.04.2025
10.03.2025
23.02.2025
16.02.2025
11.11.2024
14.06.2024
5.05.2024