Orhan MİROĞLU
Kürt ve Arap medyası, peşmergelerin eğitilmesi için Musul’a yollanan Türk ordusuna bağlı birliklerin haberleriyle dolup taşıyor.
Galiba eli kulağında.. Bir peşmerge ordusu kurulacak ve bu orduya Rojeva’nın peşmerge güçleri de katılacak. Medyada yer alan haberler ve başta KDP olmak üzere çeşitli Kürt grupların bu meseleyle ilgili yaptığı açıklamalar ve siyasi yorumlar, bugünlerde Kürt kamuoyunun heyecanla ilgi duyduğu temel bir konu durumunda.
Peşmergelerin yerel ve sadece KDP/YNK’nin bir askeri gücü olmaktan çıkıp, yeni ve modern bir milli orduya dönüşmesi fikri, her ne kadar yeni bir fikir olmasa da, Batılıların ve Kürdistan’a komşu olan devletlerin konuya ihtiyatla yaklaşmaları, fikrin hayata geçmesini bugüne kadar engelledi.
Ama IŞİD’in Kürdistan’a saldırmasından ortaya bambaşka bir tablo çıkardı.
Peşmergelerin IŞİD’e karşı verdiği savaşta, Almanya ve Amerika’dan gelen silah yardımlarını peşmergelerin doğrudan kullanabilmesi ve teslim alması, hala Bağdat’ın onayına bağlı.
IŞİD’e karşı savaş sözkonusu olduğunda Irak ordusunun esamesi okunmuyordu. Kerkük’ü Şengal’i peşmergeler korudu, IŞİD buralardan peşmergelerin ortaya koyduğu kararlılık ve cesaret sayesinde uzak tutuldu.
IŞİD’e karşı mücadelenin karasal gücü peşmergelerden oluşuyor ve durum bugün dahi farklı değil.
Eğer bazı tarihçilerin dediği doğruysa, yani birinci dünya savaşı hala devam ediyorsa, bu savaşın geçen yüzyılda olduğu gibi, bu yüzyılda da aslı olarak Kürdistan dediğimiz coğrafyada sürüp gittiğini söyleyebiliriz.
Doğrusu, epey geç kalmış olarak, Kürdistan bugün, kendi ‘Tuhaf Zamanlarından’ geçiyor.
Türk ordusunun peşmergeleri eğitmesine karşı çıkan Bağdat yönetimi, İran’ın Lübnan’daki Şii güçler üzerinden örgütlediği ve ülkenin dört bir yanında mobilize olan askeri birlikleri görmezlikten geliyor.
Peşmergelerin askeri statüsü, ve konumu, ne Irak ne de Kürdistan anayasasına aykırı değil.
Peki İran’ın Şii Türkmenlerden meydana getirdiği askeri birliğin anayasada bir yeri var mı?
Türk ordusunun Kuzey Irak’taki varlığından rahatsızlık duyan Bağdat yönetimi, Şii milis/askeri güçlerinden ve Irak’ın üniter birliğinin bir parçası olan Kuzey Irak topraklarında, fırsat buldukça Kanton ilan eden PKK’den bir rahatsızlık duyuyor mu?
Iraklı olmayan bir örgüt, Irak’ın bir parçasını kantonlara bölerken, Bağdat’ın sesi neden çıkmıyordu acaba?
Bağdat, İran, Suriye ve PYD/PKK arasındaki işbirliğinden en ufak bir rahatsızlık duymazken, Erbil ve Ankara arasındaki dostane ilişkilerden rahatsızlık duyuyor.
Kürdistan olacaksa-ki fiili olarak var-kendini dışarıdan ve içerden gelecek saldırılara karşı koruma hakkına sahiptir. Erbil hükümeti, kendini koruma hakkını, bir türlü toparlanamayan, darmadağınık durumda bulunan, ulusal kimliği ve karakteri bile tartışmalı durumda olan Irak ordusuna havale edemez.
IŞİD eğer Erbil’e ve hatta Kerkük’e bile girememişse bu Irak ordusunun değil, peşmerge kuvvetlerinin mücadelesi sonucudur.
IŞİD Kürdistan’a saldırdığında, Kürt kamuoyunun en çok üstünde durduğu konu, peşmerge güçlerinden yeni ve modern bir ordunun kurulmasına ilişkindi.
Mesele Batı dünyasında da, Kürdistan’ı en iyi bilen eski diplomatlar ve siyasetçiler tarafından gündeme getirildi ve tartışıldı.
Kissinger, Amerika’nın başından beri peşmergelerin bir ordu şeklinde yeniden yapılandırılmasından yana olmadıklarını söyledi. Kissinger peşmergelere silah sevkiyatının Irak merkezi hükümeti üzerinden ve merkezi hükümetin izin verdiği ölçüde ulaştırıldığının altını çiziyor, Ortadoğu’da bir Peşmerge Ordusunun kurulmasının doğuracağı sakıncaları hatırlatıyordu.
IŞİD’e karşı savaşta Kürtler’in sırtını sıvazla, sonra aynı Kürtler ordu kurmak istediklerinde sakıncalar, bahaneler uydur ve karşı çık!
Onlar da PYD’ye gel Esat’ın ordusuna katıl deyip duruyorlar ve PYD bu davete balıklama atlıyor!
Sırtını Putin’e ve Esat’a dayayan Kürtler’i bilemeyiz. Onlar,Putin Türkiye’ye meydan okurken, muhtemelen, sol’u yeniden keşfedecek ve çok eski bir komünist geleneği sürdürecekler: Moskova ve Şam’a yağmur yağdığında şemsiyelerini açıp Moskova ve Şam önlerine akın edecekler!
Ama Kürdistan bu Kürtler’den ve onları temsil iddiasında olan partilerden ibaret değil.
Kürdistan halkı, er veya geç, Rojavalı peşmergelerin de içinde yer alacağı bir peşmerge ordusunun kurulduğunu görmek istiyor...
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları












































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
15.04.2016
13.04.2016
11.04.2016
10.04.2016
8.02.2016
6.02.2016
5.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
30.03.2016