Oya BAYDAR
Sesini duyuyorum yan bölmeden: “Bu haberi sayfaya nasıl koyacağız şimdi Aydın Abiiii?” İşimiz güç, sorunun cevabını vermek büsbütün güç.
Politika gazetesindeyiz. DİSK, Maden-İş kanalıyla gazeteyi satın almış, illegal TKP’nin (Türkiye Komünist Partisi) legaldeki günlük gazetesini çıkarmaya çabalıyoruz. Sen dışhaberler sorumlususun. İşimiz güç dedik ya, seninki büsbütün güç. İdeolojik hata yapmamak gerek, ağabey parti SBKP’nin (Sovyetler Birliği Komünist Partisi) hattına aykırı yayın yapmamak gerek.
Afganistan’da Hafizullah Amin’i Teraki izliyor, o 1979 darbesinde öldürülünce, Sovyet orduları Afganistan’a giriyor, sürgündeki Babrak Karmal başkan oluyor. İzlemeye, yorumlamaya çalışıyoruz ama hiçbir şey anlayamıyoruz. Kim kimdir, kimden yanadır? İyi nerede, kötü nerede? Büyük Ağabey ne diyor bu konuda? Pusulamız oraya ayarlı. Ve sen soruyorsun canım benim: “Nasıl başlık atacağız şimdi bu habere?”
Ya da Arjantin’de Videla diktatörlüğü: Bal gibi faşizm, ama Sovyetler faşizm demiyor, Videla ile ilişkileri sürdürüyor. “Şimdi biz bu haberi nasıl vereceğiz?” Kıvranıyorsun, kıvranıyoruz. Ama sen o güzel, sakin gülüşünle, bütün saflığın, bütün inancın ve Büyük ağabey’e güveninle, “Ortalama bir başlık koyarım” diyorsun.
Neredeyse kırk yıl geçmiş aradan. Biliyor musun canım; biz hâlâ ne başlık koyacağımızı bilemiyoruz haberlerimiz ve de yaşamımıza. Üstelik pusulamız da elimizden alındı. Yüksek dağlara kar yağdı, yenik ve yapayalnızız.
Hatırlıyorum; daha birkaç saat önce doğum yapmıştım. Bir oğlum olmuş: Ekim. Hastanedeki yatağımda yorgun yatıyorum. İnsanın içine huzur veren sevecenliğinle yaklaşıyorsun lohusa yatağıma: “Yarın gidiyoruz”, diye fısıldıyorsun, “Acele ediyorum, gitmeden önce Zeynep’e yeni patikler almam gerekiyor” diyorsun. İllegal partiyiz ya, soru sormuyorum, hemen anlıyorum yurtdışına göreve çağrıldığınızı. Zeynep anneanelere, babaannelere bırakılacak bir süre için. Yaşamlarımız, inançlarımıza, devrime, Parti’ye kurban edilecek…
Birkaç yıl sonra Leipzig’de karşılaşıyoruz. Eski günleri, ülkemizi, kaderlerimizi konuşuyoruz. Leipzig’e bir araba dolusu patlıcan geldiğini, Doğu Almanların bu tanımadıkları sebzeyi ne yapacaklarını, nasıl pişireceklerini bilemediğini, arabanın üstüne çıkıp yüksek sesle nasıl pişirileceğini anlattığını söylüyorsun. Gülüyoruz, oysa öylesine hüzünlüyüz ki o gece…
Sonra, Berlin duvarının çökmesinin birinci yılında iki Almanya’nın birleşmesinin kutlandığı 3 Kasım 1990 gecesinde, Berlin’de, usul usul yağan yağmur altında dev akrandan verilen o muhteşem konseri -9. Senfoni’nin “neşeye, coşkuya methiye” koral bölümünü- birlikte dinlerken yüreklerimizin yeniden buluşması… Siyaseten ayrı yerlerdeyiz, ama insan olarak, eski arkadaşlar, yoldaşlar olarak kendi ülkemizde buluşma umudu…
Siyaseten aramıza giren ayrılıklara, uzaklıklara, ıssızlıklara rağmen, bizler hep aynı yolun yolcularıydık. Daha iyi, daha adil bir dünya istemiştik, o dünyaya ulaşmak için yaşamlarımızı bozuk para gibi harcamaktan çekinmemiştik. Sen politika gazetesinin koridorlarında “Şimdi bu haberi nasıl vereceğiz” diye tasalanan Ayşe Bilge’sin benim için. Sosyalizm, devrim, parti, inanç uğruna gözünü kırpmadan arkanda bırakacağın küçücük kızına patik almaya giden annesin benim için. Berlin’de, 9. Senfoniyi dinlerken yanaklarından gözyaşı mı, yağmur damlaları mı süzüldüğünü bilemediğim arkadaşımsın benim.
İnsan bu yaşa gelince, yitirilen her dostla birlikte kendi tarihinden, kendi geçmişinden bir parça kopuyor. Her gidenle biraz daha azalıyoruz, hiçleşiyoruz.
Şimdi söyle bana sevgili Bilge: Senin ölüm haberini nasıl koyacağız gazetemize, ne başlık atacağız habere, nasıl anlatacağız yaşadığımız o muhteşem umut serüvenini o günlerini yaşamamış olanlara? Söyle bana…
Yazarlar
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları









































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
24.05.2024
14.05.2024
3.05.2024
3.05.2024
22.04.2024
16.04.2024
3.04.2024
29.03.2024
22.03.2024
7.03.2024