Sezin ÖNEY
Geçen Mayıs , "İşte Türkiye'nin en mutsuz illeri" başlıklı bir haber vardı gazetelerde:
"Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), "Yaşam Memnuniyeti Araştırması"nı her sene yayımlıyor. Bu araştırmanın iller bazında sınıflandırılmış listesini ise şimdiye kadar sadece bir kere yayımladı..."
Türkiye'de "ilk" (ve belki de son kez) yayınlanan bu listeye göre, "en mutsuz il"; Diyarbakır.
TÜİK listesinin "en mutsuz 10'un"da Diyarbakır'ı takip eden iller şöyle sıralanmış; "Tunceli", "Şanlıurfa", "Mardin", "Muş", "Bitlis", "Batman", "Osmaniye", "Ağrı", "Kars"...Böyle uzayıp gidiyor ve neredeyse Kayseri'nin doğusunda kalan tüm şehirler birbiri ardına "en mutsuzlar listesinde" yerini buluyor.
Çok "bölgesel" bir mutsuzluk tablosu söz konusu...
"Hayret; neden mutsuzsunuz-neyiniz eksik ki?" diye sormaz bu en mutsuz illere kimse herhalde... En basitinden, güvenlik sorunların ekonomik sorunlara, iç göçün gel-gitlerine, siyasi kurşunî bir havaya, "nefes almaya" engel bir "bulanrı ve bunaltı" hali hâkim.
"En mutsuzluk", "beyin göçüne" de yol açıyor olmalı... Hep "Batı'ya olan beyin göçünden" bahsediyoruz ama galiba bir de "Doğu'ya" olanı var(mış meğer).
Erbil’deki Amerikan Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanı Dr. Arzu Yılmaz’ın Ağustos'ta Evrensel gazetesinden Şerif Karataş'ın yaptığı röportajında şu satırlar gizliydi:
“Güney Kürdistan’da Amerikan Üniversitesinde çalışıyorum. Her gün ortalama 10 maile cevap vermek zorunda kalıyorum. Çünkü özellikle Kürt akademisyenler ve öğrenciler Güney Kürdistan’a gelmek istiyor” dedi.
Bölge illerinde yaşanan hak ihlallerine de dikkat çeken Yılmaz, 'Bunlar Türkiye kamuoyunun gündeminde yeterince yer bulmuyor. Mesele sadece AKP meselesi olmaktan çıktı, Türkiye geri dönüşü zor bir yola girdi artık' ifadelerini kullandı."
Peki, Türkiye'nin "en mutsuz insanlarına", Ankara'dan bakıldığında ne görülüyor?
Galiba, "Türkiye'nin en mutlu insanları"...
Merkez ve merkezleşen medyaya baktığımızda, hep çok mutlu görüyoruz onları. Hep mutlular; belediyelere atılan kayyumlardan mutlular, güvenlik görevlilerinin sıcak tavırlarından mutlular, Cizre'den Sur'a çatışmalarla yıkılmış yerlerin "sanal proje maketleri, projelerin bilgisayar çizimi görüntülerinden" mutlular, yaşadıkları şehrin "Paris gibi olmasından" mutlular, mutlular da mutlular.
Ve "Türkiye'nin en mutlu insanları", gitmesek de görmesek de, orada hep ne yapıyor-bilin bakalım?
Ankara'dan bakınca bu "en mutlu insanların" hep halay çektikleri gözlemleniyor.
Mehmet Said Aydın, Duvar'da geçen günlerde yayınlanan "Kürtler TRT’de neden sürekli halay çekiyor?" başlıklı yazısında, TRT Kurdî/TRT Şeş'e yönelik gözlemlerini şöyle aktarıyordu:
Bu, sanırım Türkiye’nin mevcut hali için çok şey söylüyor. Ne duruyoruz? Halay çekelim!"
"Ne duruyoruz" sorusu önemli bu noktada.
Birkaç gün önce, "en mutsuzların en mutsuzları" listesindeki şehirlerin bulunduğu bölgenin hemen yanı başında, "bayram sevinci" yaşandı.
25 Eylül 2017'de; "Irak Kürdistan Bölgesel Yönetimi", resmî adını taşıyan federal bölge, bağımsız "Kürdistan" olmak için referanduma büyük bir "millî coşku" ile gitti. Değil "en mutsuz bölgenin", Türkiye'nin genelinin uzun zamandır yaşamadığı bir his bu; "bayram sevinci".
Siyasi tüm şablonları kafamızdaki bir yana bırakıp bir de bu taraftan bakalım işe...
Sevinmeye, heyecan ve mutluluk duymaya hasret bir coğrafyada, bir tarafta, müthiş bir ulusal gurur ve yaşama sevinci, coşkusuyla sokaklara kendini vuran insanlar... Sınırın hemen öte yanında da, melûl melûl bakanlar...
Veya tabii, sınıra epey uzakta, öfkeyle, nefretle, husûmetle bakan diğerleri... Bu ikinci gruptan, "Saddam boşuna gazlamamış bunları" diyen bile oldu malûm.
Sınırın öte tarafındaki "mutlu kesim" ve bu tarafındaki "zaten mutsuz kesim", acaba nasıl bir "sessiz etkileşim" yaşadı?
Ankara'da bu "sessiz etkileşim" üzerine hiç kafa yoran oldu mu acaba?
Sınırın İran'da "beri tarafta" olan Kürtler bayağı bir heyecan yaşadılar ve İran şartlarında bile sokağa döküldüler. Örneğin, İran'da resmî adı Kürdistan (Ostān-e Kordestān) olan eyaletinin merkezi, "merkezî bahşı", "10 şehristanından" en büyüğü Senendec'teki referandumu kutlama gösterilerinde, "Sıra bizde" diye sloganlar atılıyordu.
İran, idamın olduğu, birçok Kürdün idam edildiği bir ülke; kaldı ki, internet ve iletişim imkânları Türkiye'ye göre çok daha kısıtlı.
Türkiye Kürtleri, yanıbaşlarındaki coğrafyada, yer gök her yerin "sarı-kırmızı-yeşil" renge kestiği, 7'den 70'e birçok "Iraklı" Kürdün "sosyal medyadan hayatımın en mutlu günü" paylaşımını yaptığı; Kürdistan bayraklı pastalar, "özgürlük için kesilen" kurbanlar, "bağımsızlık şerefine" kurulan bayram sofraları ve mütemadiyen uzayan (gerçek) halaylar dolu fotoğrafların internette, ekranlarda dönüp durduğu referandum gününde, acaba hiçbir şey hissetmedi mi?
Bir dostumun deyişle, "bu tarafta", "Sessiz Lorke" durumu söz konusuydu...
"Dönemin OHAL'i" şartlarında "gevende"nin, yani çalgıcıların, "yerli ve millî" bulunmayan ve bir de tabii fazla neşeli olan "Lorke"yi seslendirmeleri yasaklanınca, "sessiz sessiz" çalmalarının canlandırıldığı sahne...
"Sessizlik", bazen bireysel ve toplumsal psikolojide, en fırtınalı dışavurumdur.
Bazen dışa yansıyandan çok içe hapsedilen üzerine düşünmek de gerekir... İnsanın içine hapis yaşadığı duygular, günü gelir hiç beklenmedik dışa vurumu yaşatır zira...
Yazarlar
-
Hakan AKSAYZindanın kapıları açıldı ve muhalif lider serbest bırakıldı 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUBu çağda harita böyle değişiyor 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluSiyasi belirsizlik rüzgarıyla, ‘erken’ seçime doğru… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERÖzgür Özel CHP’de neyi değiştirdi? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasTrump niçin İran’ı vurdu? 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazKılıçdaroğlu, Erdoğan’a hizmet etmeye hazır 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Sahur Pilavı… 26.06.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024