Tanıl Bora
Suriye'deki alt üst oluş, iç politika-dış politika nispetini de çalkaladı. İktidar, partiler ve siyaset üstü addettiği bir "millî dış politika"ya mutlak itaat istiyor. Ana muhalefet, iktidarı, dış politikayı iç politikada kullanmakla itham ediyor.
Dış politika-iç politika nispetini nasıl düşünmeli?
***
Uluslararası ilişkiler denilen literatürde, biraz heterodoks sayılabilecek bir kavram var: "Dünya iç politikası." Klasik iç-dış politika ayrımının aşınmasını, silikleşmesini ifade ediyor. Ta 1963'lerin başında ortaya atılmıştı ama asıl globalleşme çığırında ilgi gördü. Multilateral, yani çok taraflı, çok bileşenli ilişkilerin çoğaldığı bir dünyada, birtakım sorunların bütün dünyayı ilgilendiren global iç politika meseleleri olarak anlaşılması gerektiği anlamına geliyor. "Güvenlik" politikaları, göçmen "sorunu," iklim krizi, bu fasıldandır.
1990'ların ortalarında Jürgen Habermas, "dünya iç politikası" kavramına yeni bir şöhret kazandırdı. (Anglosakson literatüre genellikle "global domestic politics" diye çevrildi, Türkçeye de "küresel iç politika" diye intikal etti. Oysa "dünya," "global"den farklı bir şey.) "Bir dünya hükümeti olmaksızın dünya iç politikası" şiârıyla, İnsan Hakları ve Birleşmiş Milletler Anlaşması temelinde, dünya vatandaşlığını ete kemiğe büründürecek bir 'vizyon'du bu. Soğuk Savaş sonrası "Yeni Dünya Düzeni"nin, bütün dünyada serbest piyasa barışı ve huzuru vaadettiği zamanlardı... Bu vaade, büyük anti-terör operasyonları eşlik ediyordu... Habermas, bu kanlı göle aydınlanma, demokrasi ve insan hakları mayası çalmaya çalışıyordu. Habermas'ın bu iddiasını, Kant'ın 1795 tarihli "Ebedî barış" makalesine eş koşanlar oldu. En az o kadar safiyâne ve havaî bulanlar da.
Şu dünya iç politikası kavramını, farklı bir yöne bükmeye çalışabilir miyiz?
***
Dış politikayı iç politikadan nasıl ayırt ediyorlar? İç politikadan farklı olarak, "ideolojilerden" azade olmasıyla, partiler ve siyaset üstü ("millî dış politika") olmasıyla, "hepimizi" ilgilendiren ortak ulusal çıkarı temsil etmesiyle ve tabii aktörlerinin devletler olmasıyla...
Oysa, dış politika ideolojiden azade değildir. AKP iktidarı, bunun modern Türkiye tarihinde en açık göründüğü dönem olsa gerek. Yanlış anlaşılmasın; AKP öncesi devirlerde de dış politika pekâlâ ideolojikti, hatta Batı'yla haset-hınç gerilimi ve milliyetçi "tehdit değerlendirmesi" bakımlarından, bariz süreklilikler de vardır. AKP'nin farkı, Evren Balta'nın 2 yıl önceki bir yazısında dikkat çektiği gibi, dış politikayı bir kültür savaşı sahası haline getirmek oldu.[1] Dış politika, bir kimlik siyasetinin ve bir duygulanımsal siyaset tarzının organik parçasıdır. Bu meydan okumaya, siyaset-ve ideoloji üstü bir dış politika düsturu ile karşı durmaya kalkışmak, açıkça apolitik bir tutum olur.
Dış politikanın aktörlerinin devletler olması, aktörü devlet olan, giderek aktörü sadece devlet olan bir siyaset tarzının güçlenmesi anlamına gelir. Dış politika, devletin meşrebinin, rejimin niteliğinin önemli bir âmili, belirleyenidir. Dış politikayı ideolojiler-siyasetler-partiler üstü bir devletin "millî" misyonu olarak dokunulmaz, konuşulmaz kılmak, yine açıkça, apolitiktir.
Onun için, her zaman, dış politikaya iç politika karıştırmak gerekir.
***
Ana muhalefetin yorum havzasında, iktidarın masaya vurduğu dış politika "kartına" karşı, "ekonomi" kartını oynamak gerektiğinde ısrar edenler çok. "Kırmızı kart," birçokları için odur: "Suriye'yi bırak, geçim sıkıntısına bak!" "Esas gündem" meselesi...[2] Dış politika ile ekonominin ayrıştırılabileceği kabulüyle davranmak, konuşmak, gaflet cinsinden apolitiktir.
Hem, ucuzun ucuzu göçmen emeği sebebiyle öyle. Hem, Suriye'nin yeniden inşa "pastası"- böreği nedeniyle... Hem de, askerî-sınaî kompleks (veya askerî-endüstriyel kompleks) sebebiyle... Askerî-sınaî kompleks, Türkiye'de ekonomi-politiğin (ve iç-ve-dış politikanın) bir sıklet merkezi haline geldi. [3] Yaygın kılcal üretim ve istihdam kapasitesiyle ve ölçeği itibarıyla gitgide güçleniyor. Bu, tabiatı icabı, 'gözü dışarıda' bir ekonomi-politiktir; dış politikayı "güvenlik tehdidi" merceğinden görmeye, "çatışma bölgelerinde" çıkar takibine yatkındır. Ülkemizin medar-ı iftiharı ve teknolojik bağımsızlık bayraktarı olarak yüceltilmesine[4] koşut olarak, "güvenlikçi" zihniyeti çoğaltma istidadı taşır. Askerî-sinaî kompleksin, tabiatı icabı, ekonomiyi, devleti, toplumu şekillendirme katsayısı yüksektir.
Ana muhalefet, askerî-sınaî kompleks hakkında ne düşünüyor? Millî medar-ı iftihar mı? Basitçe "damat" meselesi mi? Bu ekonomi-politik hakkında 'müzakere açılmasında' fayda yok mudur?
***
Türkiye'nin bölgesel (veya "alt-emperyal") güç olma 'kapasitesini' ve bu kapasitenin kullanımını nasıl değerlendirmeli? Keza, "Suriye'nin kuzeyi"nin, "Fırat'ın doğusu"nun fiilen mücavir alana dönüşmesini? Bu bahislerin, üzerine "millî politika" mührü vurularak kapatılması, tartışılamaması, birçok somut iç-ve-dış politika sorununun da kaynağını oluşturan büyük bir iç-ve-dış politika sorunu değil mi?[5]
***
Dünya iç politikası kavramına dönelim. Dünyaya, bir 'ülke,' bir vatan olarak bakmanın penceresi olarak kullanalım bu kavramı. Dış politikaya, iç politikanın ölçüleriyle, yani ideoloji, dünya görüşü, sınıfsal çıkar, toplum tasavvuru küresinden bakan bir pencere. Dış politikaya da, "Nasıl bir toplum istiyoruz? İnsana reva olan nedir?" gibi temel sorularla bakmanın penceresi.
Bunun için, bir dünya tasavvurunuz olmalı. Ana muhalefetin genellikle bir görevsizlik kararı gibi yorumladığı "Yurtta sulh cihanda sulh" şiârından öte; dünyanın nasıl bir yer olmasını istediğinize dair bir tasavvur... yani 'dünyanın iç işlerine karışan' bir ütopik ufuk....
Avrupa Birliği'ne girmek-girmemek, alınmak-alınmamaktan öte; nasıl bir Avrupa? HTŞSDGYPGSMO'dan öte, nasıl bir Ortadoğu? "Mavi Vatan'dan öte, nasıl bir Akdeniz? Evet, kadük "Karadeniz ekonomik işbirliği"nden öte, nasıl bir Karadeniz? "Evlad-ı fatihan"dan öte, nasıl bir Balkan? Avrasyacı jeostratejizmden, Rusya, Çin muhipliklerinden öte, nasıl bir Asya? Hayal etmek, düşünmek, dert etmek... ve tabii, bu tasavvurları paylaşan, -varsın zayıf olsun-, muhataplar, ortaklar aramak...
Ve tabii, ölümcül önemiyle, göçle ve göçmenlerle ilgili, bir dünya iç politikası bakışı. Göçü ve göçmenleri, bir kaleyi korumak, bir "biz"i korumak üzere değil; devletlerarası bir "küresel siyaset"ten de öte, bir dünya ve insanlık meselesi olarak düşünmek.
Ve tabii, iklim krizini, dünya iç politikası bakışıyla, "esas gündem"e katmak...
Ütopyası bize kalsın da... bari bir tasavvur, bari bir "proje" geliştirseler...
[1] http://www.uikpanorama.com/blog/2022/11/03/eb/
[2] http://birikimdergisi.com/haftalik/10301/gundem
[3] Abdullah Esin ve Mehmet Yaşar Altundağ Birikim'de bu konuda yazdılar
Teori ve Eylem dergisi, Kış 2024 (52.) sayısında, Yusuf Karadaş, Bahadır Özgür, İsmet Akça'nın katkılarıyla veciz bir "Askerî-sınaî kompleks" dosyası yayımladı.
[4] Yine Abdullah Esin ve Mehmet Yaşar Altundağ, bu yüceltme söylemini tekno-milliyetçilik kavramıyla tasvir ettiler
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları













































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
13.12.2025
26.11.2025
13.11.2025
30.10.2025
17.10.2025
5.10.2025
20.09.2025
5.09.2025
23.08.2025
7.08.2025