Vahap COŞKUN
Kemal Kılıçdaroğlu 2010 yılında CHP Genel Başkanı olduğunda selefi Deniz Baykal’dan farklı bir rota izleyeceğini hemen gösterdi. Baykal’ın partinin çekirdek seçmenine hitap eden ve eski müesses nizamın kuvvet merkezlerinin hassasiyetlerini kaşımaya odaklı siyaseti yerine geniş toplum kesimlerine açılmayı hedefledi. Ancak gerek parti içindeki direnç mahfillerinin çokluğu ve gerek gönlü kazanılmaya çalışanlar kesimlerin güvensizliği, Kılıçdaroğlu’nun bu rotada hızlı mesafe almasını engelledi.
2019 yerel seçimleri, Kılıçdaroğlu için kritik bir eşikti. Evet, Kılıçdaroğlu’nun yönetimde yeni bir yol deneniyordu ama bu da partiyi menzile ulaştırmaya yetmiyordu. Genel ve yerel seçimlerde, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ve halk oylamalarında hep AK Parti’nin gerisinde kalınması, tabanda ve tabanda kıpırdanmaları daim kılıyordu. Hasretle beklenen başarının bir türlü gelmemesi, hem Kılıçdaroğlu’nun liderliğinin hem de yerleştirmeye çalıştığı siyasetin ciddi bir biçimde sorgulanmasına neden oluyordu. Dolayısıyla yerel seçimlerde yaşanacak bir yeni bir hezimet, Kılıçdaroğlu’nun da yeni tarz siyasetinin de ipinin çekilmesi sonucunu doğurabilirdi.
ÇARŞIYA UYMAYAN HESAP
Böylesine hayati bir dönemeçte Kılıçdaroğlu’nun imdadına, AK Parti’nin cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi koştu. İronik bir durumdu bu, zira bu sistem CHP’ye iktidar kapısını tamamen kapatmak üzere kurgulanmıştı. Sistemin müelliflerine göre, Türkiye seçmeninin % 60-65’i sağ-merkez sağ partileri, % 35-40’ı da sol-merkez sol partileri tercih ediyordu. Eğer taraflar karşılıklı olarak “tek”e indirilir ve seçimler de bu kimlikler arası bir yarış hüviyetine sokulursa, o vakit çoğunluğu temsil eden mevcut iktidar ve ortaklarının sandıkta hep önde çıkması garantiye alınmış olurdu.
Fakat evdeki hesap çarşıya uymadı. Çünkü ne siyaset stabildi ne de sosyoloji. Zaman içinde iktidardan hoşnut olmayanların sayısı arttı, muhalefetin zeminin güçlendi ve bu da en çok ana-muhalefet partisi CHP’ye yaradı. Etyen Mahçupyan’ın ifadesiyle “Parti tabanını genişletemeyen Kılıçdaroğlu, en büyük muhalefet partisinin lideri olarak muhalefet ittifakının mimarı haline geldi ve böylece bir anda halkın yüzde 50’sinin doğal temsiliyetini üstlendi. Parti olarak becerilemeyen genişleme, sistemin verdiği imkân sayesinde liderin inisiyatifi, çabası ve parti dışında kurduğu olumlu ilişkiler sayesinde ‘defacto’ ortaya çıktı ve haklı olarak bir başarı öyküsü olarak okundu.”
DÖNÜŞÜM VE ÖZGÜVEN
Sistemin verdiği bu şansı iyi kulandı Kılıçdaroğlu. Bir taraftan, başörtüsü yasağı konusunda cesur bir özeleştiri yaparak, partinin vitrinine muhafazakâr kimlikleriyle maruf kişileri koyarak ve kutuplaşma yaratmaya meyyal konularda serinkanlı bir tutum sergileyerek muhafazakâr kesimlere açılma stratejisini ısrarla sürdürdü. Diğer taraftan da, geçmişte birbirleriyle aynı cümlede anılmaları dahi zor olan partileri, muhalefet şemsiyesi altında bir arada tutabildi. Birçok dengeyi gözetmeyi gerektiren hassas bir siyaseti gerekli kılıyordu bu durum; Kılıçdaroğlu bunun altından kalkabildi. 2019 seçimlerindeki başarı da bu sayede geldi.
Siyasette bir aktör, somut başarılarla güç kazanır. CHP’nin 2019 yerel seçimlerinde büyükşehir belediyelerini kazanması iki mühim sonuç üretti. Biri, Kılıçdaroğlu’nun CHP’yi klasik çizgisinin dışına çıkarma uğraşının doğru olduğu ve müspet neticeler getirebildiğinin kabul edilmesiydi. Diğeri ise, bunca yıldır seçimlerde hep geride kalmanın verdiği yenilmişlik, kendine ve topluma güvensizlik duygusu aşılmasıydı. Yerel seçim zaferinden sonra AK Parti’nin sandıkta yenilmeyeceği ve Erdoğan iktidarının ilelebet devam edeceği düşüncesi aşındı. Doğru stratejiler yürütüldüğünde halkın teveccühüne mazhar olunabileceği görüldü.
Mart 2019, bu itibarla, CHP üzerindeki ölü toprağın silkelendiği bir tarih oldu. Parti, merkezi iktidar için yapılacak seçimlere daha umutlu bakan özgüvenli bir çehre kazandı. Çatlak seslere rağmen CHP’yi yerleşik alanının dışına çıkarma stratejisinden ödün vermeyen Kılıçdaroğlu da liderliğini perçinledi.
“DOSTLARLA BİRLİKTE KAZANACAĞIZ”
Geçen hafta yapılan CHP’nin 37. Olağan Kurultayı, Kılıçdaroğlu’nun partinin tek hâkimi olduğunu tescilledi. Ona rakip olmak isteyen üç isim, adaylık için yeterli imzaya ulaşmadıklarından seçime tek aday olarak giren Kılıçdaroğlu, delegelerin neredeyse tamamının oyunu alarak altıncı kez genel başkan seçildi. Parti Meclisi’ni de büyük ölçüde kendi istediği biçimde şekillendiren Kılıçdaroğlu, partideki en güçlü dönemine girdi.
Kurultayda CHP’nin bu dönemde siyasetini tayin edecek üç önemli mesaj öne çıktığı söylenebilir: İlki, CHP’nin mevcut ittifakı koruma kararlığıdır. Kılıçdaroğlu’nun “Önümüzdeki seçimi dostlarla kazanacağız” ifadesiyle bu kararlığını kayda geçirdi. Muhalefeti mümkün olduğunca geniş bir paydada birlikte tutmak, CHP’nin önceliğini oluşturuyor. Bunun için CHP’nin önümüzdeki dönemde Millet İttifakı’nın ortaklarının sayısını artırmak ve tabanını daha da büyütmek siyasetine odaklanacağı söylenebilir.
Nitekim İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, kurultayda buna işaret etti. İmamoğlu’nun “CHP, genel başkanımızın ‘Cumhuriyeti demokrasiyle taçlandıracağız’ dediği sürece paydaşlık edecek tüm siyasi partilere önderlik etmeli. Sıkı bir ittifak dönemi. Millet İttifakımız var. Ama ben ittifakı çok daha geniş çemberde görüyorum. Dönemin yol haritası bu” sözleri, bu bağlamda değerlendirilmeli.
TOPLUMA YÖNELİŞ
İkincisi, muhalefeti, farklı toplumsal kesimlerin ortaklaştığı somut sorun alanları üzerine kurmaktır. Kılıçdaroğlu’nun ilan ettiği 13 maddelik manifesto, bunun bir yansıması. Manifestoda dile getirilen güçlendirilmiş demokratik parlamenter sistem, kamu kurumlarında liyakat, kamu ihalelerinde şeffaflık, yürütmenin denetimi, sosyal adalet, eğitimin yeniden yapılandırılması, ailenin desteklenmesi ve yerel ile merkez arasında demokratik bir dengenin kurulması gibi konular, herkesin derdi.
Eskiden CHP kendini dar bir çevreye sıkışmış bir muhalefetin sözcüsü olarak konumlandırırdı. Bu çevrenin onayı almak CHP’yi beli bir güçte tutuyordu, ama iktidar olmasına yetmiyordu. Şimdi CHP toplumun geniş kesimlerinin kanayan yaralarını merkeze alan ve bunlara merhem olmayı vaat eden bir siyasete yönelmeye çalışıyor. Eski CHP, AK Parti için büyük bir konfordu. CHP’nin kabuğunu kırmaya yönelmesi, AK Parti’nin bu konforunu sona erdirdi. CHP topluma yönelişini derinleştirdikçe, AK Parti’yi gelecekte daha zor günler bekleyecektir.
“KÜRT MESELESİNİ ÇÖZECEĞİM”
Üçüncüsü, Türkiye’nin ana sorunu olan Kürt meselesinde inisiyatif alma niyetidir. 13 maddelik manifestonun ikinci maddesinde, toplumsal barışı ve huzuru sağlamak için Kürt meselesinin demokrasi temelinde ve TBMM öncülüğünde çözüleceği belirtiliyordu. Kurultaydan sonraki ilk grup toplantısında da Kılıçdaroğlu, bu meselenin 40 yıldır çözülmemesinde asıl sorumlunun siyasi iktidarlar olduğuna işaret etti ve “CHP Genel Başkanı olarak bu sorunun demokratik standartlar içerisinde, Türkiye’nin bağımsızlığı çerçevesinde çözeceğime söz veriyorum” dedi.
CHP adına atılan yapılan bu çıkışların ve atılan bu adımların hem CHP hem de Türkiye siyaseti için değerli olduğu teslim edilmelidir. Çünkü CHP’nin gerçek bir kitle parti gibi hareket etmesi, Türkiye’de siyasetin normalleşmesini sağlayacak en önemli faktörlerden biridir.
Bir değişim geçiriyor CHP, kendi mahallesine seslenip yüreğini soğutan bir yapı olmaktan çıkıp, bir zamanlar AK Parti’nin yaptığı gibi, herkesle konuşma ve herkese kendini anlatma çabası içinde olan bir kimliğe bürünüyor.
Velhasılıkelam AK Parti ile CHP arasında roller değişiyor. AK Parti giderek devletleşip toplumdan uzaklaşırken CHP merkeze oturmak için daha fazla mesai sarf ediyor. Bunun iktidar-muhalefet dengesinde bir sarsıntı yaratması kaçınılmaz.
*kurdistan24.net/tr
Yazarlar
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNECumhurbaşkanı adayını suç örgütü liderine dönüştürmek mümkün mü? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolCHP nereye? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİREN“Boğazımdan tek kuruş geçmedi” 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU‘Masumiyet karinesi’ mi, o da ne ki? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBaşkanlık monarşisi (presidential monarchy) meselesi: Teorik bir izah 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN“Önerisiz veya bizzat öneriyle eleştiri” 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNMenzile doğru bir adım daha 28.10.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKDünyanın araf dönemine denk gelen Türkiye’nin çözümü 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİki din, iki tanrı tasavvuru 23.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENAK Parti 2.0’a Hazır Mıyız? 17.10.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezGüvenli Liman: Altın ve Gümüş 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYBaşkalarının acısı… 14.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaSüreç yönetmenin sorumluluğu 11.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarSosyal medya çürümüşlüğü 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
nevzat cingirtNeden Yazmıyorsun? 30.09.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANAlev rengi hüznüyle sonbahar… 25.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPalantir ve "Tech. Republic" 7.09.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKENBarışı dilerken 6.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYKüresel Güney Neden Çin’den Vazgeçmiyor 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları




































































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.09.2025
3.09.2025
27.08.2025
23.08.2025
19.08.2025
14.08.2025
5.08.2025
29.07.2025
22.07.2025
15.07.2025