Vahap COŞKUN
Kemal Kılıçdaroğlu 2010 yılında CHP Genel Başkanı olduğunda selefi Deniz Baykal’dan farklı bir rota izleyeceğini hemen gösterdi. Baykal’ın partinin çekirdek seçmenine hitap eden ve eski müesses nizamın kuvvet merkezlerinin hassasiyetlerini kaşımaya odaklı siyaseti yerine geniş toplum kesimlerine açılmayı hedefledi. Ancak gerek parti içindeki direnç mahfillerinin çokluğu ve gerek gönlü kazanılmaya çalışanlar kesimlerin güvensizliği, Kılıçdaroğlu’nun bu rotada hızlı mesafe almasını engelledi.
2019 yerel seçimleri, Kılıçdaroğlu için kritik bir eşikti. Evet, Kılıçdaroğlu’nun yönetimde yeni bir yol deneniyordu ama bu da partiyi menzile ulaştırmaya yetmiyordu. Genel ve yerel seçimlerde, cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ve halk oylamalarında hep AK Parti’nin gerisinde kalınması, tabanda ve tabanda kıpırdanmaları daim kılıyordu. Hasretle beklenen başarının bir türlü gelmemesi, hem Kılıçdaroğlu’nun liderliğinin hem de yerleştirmeye çalıştığı siyasetin ciddi bir biçimde sorgulanmasına neden oluyordu. Dolayısıyla yerel seçimlerde yaşanacak bir yeni bir hezimet, Kılıçdaroğlu’nun da yeni tarz siyasetinin de ipinin çekilmesi sonucunu doğurabilirdi.
ÇARŞIYA UYMAYAN HESAP
Böylesine hayati bir dönemeçte Kılıçdaroğlu’nun imdadına, AK Parti’nin cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi koştu. İronik bir durumdu bu, zira bu sistem CHP’ye iktidar kapısını tamamen kapatmak üzere kurgulanmıştı. Sistemin müelliflerine göre, Türkiye seçmeninin % 60-65’i sağ-merkez sağ partileri, % 35-40’ı da sol-merkez sol partileri tercih ediyordu. Eğer taraflar karşılıklı olarak “tek”e indirilir ve seçimler de bu kimlikler arası bir yarış hüviyetine sokulursa, o vakit çoğunluğu temsil eden mevcut iktidar ve ortaklarının sandıkta hep önde çıkması garantiye alınmış olurdu.
Fakat evdeki hesap çarşıya uymadı. Çünkü ne siyaset stabildi ne de sosyoloji. Zaman içinde iktidardan hoşnut olmayanların sayısı arttı, muhalefetin zeminin güçlendi ve bu da en çok ana-muhalefet partisi CHP’ye yaradı. Etyen Mahçupyan’ın ifadesiyle “Parti tabanını genişletemeyen Kılıçdaroğlu, en büyük muhalefet partisinin lideri olarak muhalefet ittifakının mimarı haline geldi ve böylece bir anda halkın yüzde 50’sinin doğal temsiliyetini üstlendi. Parti olarak becerilemeyen genişleme, sistemin verdiği imkân sayesinde liderin inisiyatifi, çabası ve parti dışında kurduğu olumlu ilişkiler sayesinde ‘defacto’ ortaya çıktı ve haklı olarak bir başarı öyküsü olarak okundu.”
DÖNÜŞÜM VE ÖZGÜVEN
Sistemin verdiği bu şansı iyi kulandı Kılıçdaroğlu. Bir taraftan, başörtüsü yasağı konusunda cesur bir özeleştiri yaparak, partinin vitrinine muhafazakâr kimlikleriyle maruf kişileri koyarak ve kutuplaşma yaratmaya meyyal konularda serinkanlı bir tutum sergileyerek muhafazakâr kesimlere açılma stratejisini ısrarla sürdürdü. Diğer taraftan da, geçmişte birbirleriyle aynı cümlede anılmaları dahi zor olan partileri, muhalefet şemsiyesi altında bir arada tutabildi. Birçok dengeyi gözetmeyi gerektiren hassas bir siyaseti gerekli kılıyordu bu durum; Kılıçdaroğlu bunun altından kalkabildi. 2019 seçimlerindeki başarı da bu sayede geldi.
Siyasette bir aktör, somut başarılarla güç kazanır. CHP’nin 2019 yerel seçimlerinde büyükşehir belediyelerini kazanması iki mühim sonuç üretti. Biri, Kılıçdaroğlu’nun CHP’yi klasik çizgisinin dışına çıkarma uğraşının doğru olduğu ve müspet neticeler getirebildiğinin kabul edilmesiydi. Diğeri ise, bunca yıldır seçimlerde hep geride kalmanın verdiği yenilmişlik, kendine ve topluma güvensizlik duygusu aşılmasıydı. Yerel seçim zaferinden sonra AK Parti’nin sandıkta yenilmeyeceği ve Erdoğan iktidarının ilelebet devam edeceği düşüncesi aşındı. Doğru stratejiler yürütüldüğünde halkın teveccühüne mazhar olunabileceği görüldü.
Mart 2019, bu itibarla, CHP üzerindeki ölü toprağın silkelendiği bir tarih oldu. Parti, merkezi iktidar için yapılacak seçimlere daha umutlu bakan özgüvenli bir çehre kazandı. Çatlak seslere rağmen CHP’yi yerleşik alanının dışına çıkarma stratejisinden ödün vermeyen Kılıçdaroğlu da liderliğini perçinledi.
“DOSTLARLA BİRLİKTE KAZANACAĞIZ”
Geçen hafta yapılan CHP’nin 37. Olağan Kurultayı, Kılıçdaroğlu’nun partinin tek hâkimi olduğunu tescilledi. Ona rakip olmak isteyen üç isim, adaylık için yeterli imzaya ulaşmadıklarından seçime tek aday olarak giren Kılıçdaroğlu, delegelerin neredeyse tamamının oyunu alarak altıncı kez genel başkan seçildi. Parti Meclisi’ni de büyük ölçüde kendi istediği biçimde şekillendiren Kılıçdaroğlu, partideki en güçlü dönemine girdi.
Kurultayda CHP’nin bu dönemde siyasetini tayin edecek üç önemli mesaj öne çıktığı söylenebilir: İlki, CHP’nin mevcut ittifakı koruma kararlığıdır. Kılıçdaroğlu’nun “Önümüzdeki seçimi dostlarla kazanacağız” ifadesiyle bu kararlığını kayda geçirdi. Muhalefeti mümkün olduğunca geniş bir paydada birlikte tutmak, CHP’nin önceliğini oluşturuyor. Bunun için CHP’nin önümüzdeki dönemde Millet İttifakı’nın ortaklarının sayısını artırmak ve tabanını daha da büyütmek siyasetine odaklanacağı söylenebilir.
Nitekim İstanbul Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, kurultayda buna işaret etti. İmamoğlu’nun “CHP, genel başkanımızın ‘Cumhuriyeti demokrasiyle taçlandıracağız’ dediği sürece paydaşlık edecek tüm siyasi partilere önderlik etmeli. Sıkı bir ittifak dönemi. Millet İttifakımız var. Ama ben ittifakı çok daha geniş çemberde görüyorum. Dönemin yol haritası bu” sözleri, bu bağlamda değerlendirilmeli.
TOPLUMA YÖNELİŞ
İkincisi, muhalefeti, farklı toplumsal kesimlerin ortaklaştığı somut sorun alanları üzerine kurmaktır. Kılıçdaroğlu’nun ilan ettiği 13 maddelik manifesto, bunun bir yansıması. Manifestoda dile getirilen güçlendirilmiş demokratik parlamenter sistem, kamu kurumlarında liyakat, kamu ihalelerinde şeffaflık, yürütmenin denetimi, sosyal adalet, eğitimin yeniden yapılandırılması, ailenin desteklenmesi ve yerel ile merkez arasında demokratik bir dengenin kurulması gibi konular, herkesin derdi.
Eskiden CHP kendini dar bir çevreye sıkışmış bir muhalefetin sözcüsü olarak konumlandırırdı. Bu çevrenin onayı almak CHP’yi beli bir güçte tutuyordu, ama iktidar olmasına yetmiyordu. Şimdi CHP toplumun geniş kesimlerinin kanayan yaralarını merkeze alan ve bunlara merhem olmayı vaat eden bir siyasete yönelmeye çalışıyor. Eski CHP, AK Parti için büyük bir konfordu. CHP’nin kabuğunu kırmaya yönelmesi, AK Parti’nin bu konforunu sona erdirdi. CHP topluma yönelişini derinleştirdikçe, AK Parti’yi gelecekte daha zor günler bekleyecektir.
“KÜRT MESELESİNİ ÇÖZECEĞİM”
Üçüncüsü, Türkiye’nin ana sorunu olan Kürt meselesinde inisiyatif alma niyetidir. 13 maddelik manifestonun ikinci maddesinde, toplumsal barışı ve huzuru sağlamak için Kürt meselesinin demokrasi temelinde ve TBMM öncülüğünde çözüleceği belirtiliyordu. Kurultaydan sonraki ilk grup toplantısında da Kılıçdaroğlu, bu meselenin 40 yıldır çözülmemesinde asıl sorumlunun siyasi iktidarlar olduğuna işaret etti ve “CHP Genel Başkanı olarak bu sorunun demokratik standartlar içerisinde, Türkiye’nin bağımsızlığı çerçevesinde çözeceğime söz veriyorum” dedi.
CHP adına atılan yapılan bu çıkışların ve atılan bu adımların hem CHP hem de Türkiye siyaseti için değerli olduğu teslim edilmelidir. Çünkü CHP’nin gerçek bir kitle parti gibi hareket etmesi, Türkiye’de siyasetin normalleşmesini sağlayacak en önemli faktörlerden biridir.
Bir değişim geçiriyor CHP, kendi mahallesine seslenip yüreğini soğutan bir yapı olmaktan çıkıp, bir zamanlar AK Parti’nin yaptığı gibi, herkesle konuşma ve herkese kendini anlatma çabası içinde olan bir kimliğe bürünüyor.
Velhasılıkelam AK Parti ile CHP arasında roller değişiyor. AK Parti giderek devletleşip toplumdan uzaklaşırken CHP merkeze oturmak için daha fazla mesai sarf ediyor. Bunun iktidar-muhalefet dengesinde bir sarsıntı yaratması kaçınılmaz.
*kurdistan24.net/tr
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
30.05.2025
21.05.2025
15.05.2025
29.04.2025
21.04.2025
15.04.2025
8.04.2025
28.03.2025
19.03.2025
16.03.2025