Sezin ÖNEY
Ve sonunda bu da oldu…
Donald Trump, artık resmen ABD’nin Başkanı…
Son birkaç ayda, Trump’ın profilini çıkarmaya, hakkında yazılmış çizilmiş olanları, toplayabildiğim verileri inceleyerek nasıl bir karakteri, nasıl bir hayat perspektifi olduğunu incelemeye çalıştım.
Vardığım sonuç şu: Trump’ın herhangi bir ideolojisi yok. Kendisi, patolojik bir yalancı ve full-time narsist.
Üstüne üstlük, kendiyle aylarca Art of the Deal (İş Bitirme Sanatı) otobiyografisi için yakın çalışan veya onunla en çok zaman geçiren yazar-gazeteci olan Tony Schwartz’ın deyişle, Trump’ın konsantrasyonu neredeyse sıfır; ilgisini kesinlikle odaklayamıyor. Eğitim hayatı dışında, herhangi bir kitabı eline alıp okuyup bitirdiği şüpheli. Hayata dair bilgileri, saptamaları ve düşünceleri, tamamen sığ.
ABD Başkanları, entelektüellikleriyle ön plana çıkan isimler olmayabilirler; ancak, bir önceki Başkan Barack Obama’nın tam bir kitap kurdu olduğu biliniyor. Keza, Ronald Reagan ve George W. Bush gibi eski başkanlar da, görev süreleri boyunca boş vakitlerinde muhakkak kitap okuyan, başkanlıkları öncesinde de kitaplara düşkünlükleriyle bilinen isimler. Trump gibi açık açık kitap okumaya vakti olmadığı, kitap okumadığı ile övünen bir başkan daha yok.
Trump’ı yakından tanıyanların dikkat çektiği başka bir özelliği de fevrîliği, düşünmeden hareket etmesi… Üstüne üstlük, insanlara karşı tavrı ve konuşmaları ya onları aşırı pohpohlayıp “En büyük sensin” (You are the greatest) tarzı mübalağalarla dolu veya “İğrenç” (Nasty), “Çirkin”, “Hain” gibi sert söylemlerle itmeye ve uazklaştırmaya odaklı. Tüm karşı karşıya geldiği kişileri, kendi suyuna gidenler, ona destek olanlar ve işine yarayanlar ile kendisine köstek olanlar, kendisiyle zıtlaşanlar ve işine yaramayanlar olarak ikiye ayırıyor. Tabii ki, bu gibi “zıt kutuplu”, “bipolar kişilik” özellikleri, dünya liderleri ile diplomasi gerektiren bir görev için son derece ürkütücü.
Bu yazıda, Trump’ın yemin törenindeki konuşmasını inceleyecek ve verdiği mesajların neler olduğunu gözden geçireceğiz. Gerçi, Trump’ın söylediklerinden çok, yukarıda bahsettiğimiz kişilik özellikleri, nasıl bir başkanlığın ABD’yi ve daha da önemlisi dünyayı beklediğini ortaya koyuyor.
“Daha da önemlisi dünyayı” diyorum, zira bir kere, ABD’nin felsefî ve kurumsal kökenleri 18-19. yüzyıllara dayanan, en büyük özelliği de tek kişinin veya kimsenin gücü ele geçirmesine karşı olan bir demokrasisi var. Yani, ABD için, Trump bir sınav; ama Türkiye gibi bir örnekte tezahür edebileceği ölçüde değil… ABD’nin kurumları ve demokrasi geleneği, basının gücü ve ifade özgürlüğüne verilen önem gibi “güçlü” yönleri dikkate alındığında, bu sınavı vermek için avantajlı konumda olduğu söylenebilir.
Bunun ötesinde…
Tüm dünya genelinde karşı karşıya olunan tehdit, Trump’ın yemin töreni konuşmasında da kendini açıkça ortaya koyuyor: Gücü “halkta” toplayacağını iddia eden ve tersine tamamen kendinde toplayan, “halkın ta kendisi” olduğunu iddia edip, tek derdi para ve nüfuz olan aşırı hırslı seçkinlerden ibaret popülist liderler, hareketler...
Trump ne için yemin etti, konuşmasında en çok neye vurgu yaptı?
Öncelikle, Trump’ın konuşmasında sürekli yinelenen kelimelere bakıldığında, 2009’da Obama’nın ABD ve hattâ dünya genelinde büyük heves ve heyecan yaratarak iktidara geldiği dönemdeki konuşmasında tekrarlanan kelimelerden çok da farklı değil.
Trump, yemin konuşmasında en çok “rüyalardan” bahsediyor… Evet; tıpkı, Martin Luther King Jr’ın meşhur “Bir rüyam var…” konuşmasında olduğu gibi ana fikir aslında “rüya”. Çok da ironik şekilde Trump, Martin Luther King Jr’ın karşı olduğu her şeyin vücut bulmuş hâli aslında… Buna karşılık, çok daha farklı biçimlerde, Trump da yemin konuşmasında aynı âna fikre yöneldi; insanların rüyalarına “sübliminal mesajlarla” vurgu yaptı. Obama, “rüyalardan” bahsetmemişti ama, “yeni”, “nesil” ve “bugün” gibi, değişim ve bugün hemen adım atıp, fark yaratmaktan, değişim gerçekleştirmekten bahseden bir söylem denklemi kurmuştu.
Obama’nın 2009’da “Yapabiliriz” sloganıyla kazandığı başkanlığın yemin töreninden yaklaşık sekiz yıl sonra Trump’ın ikinci vurgusu, “Amerikanlık” üzerineydi. İlk bakışta, bu yönelim, Obama’nın 2009’da ilk kez başkan olarak yemin ettiği dönemden çok farklı bir milliyetçilik vurgusu gibi okunabilir. Ancak, Obama da 2009’daki yemin töreninde, en çok “ulus” kelimesini kullanmıştı; elbette ki, kastettiği “Amerikan ulusu” idi. Bununla beraber, halef ve selef başkanların her ikisinin de en çok kullandıkları kelimeler arasında, “iş” yer alıyordu. Yani, ABD’de yaklaşık 10 yıldır değişmeyen dert hep “iş”(istihdam); halef-selef başkanların bu sözcüğe vurgusu da tesadüf olmasa gerek.
Buna karşılık, Trump’ın en çok kullandığı sözcüklerden bir diğeri, “Obama” idi. Trump, her ne kadar Obama’ya ve kendinden önceki diğer tüm ABD Başkanlarına yönelik olarak son derece övücü ve şükran dolu sözcükler sarf ettiyse de son kertede “devraldığı mirası” betimleme yöntemi oldukça sertti: bu mirası tanımlamak için “katliam” veya “kıyım” gibi anlamlara gelebilecek olan “carnage” kelimesini kullandı. Başkanlık gibi bir göreve başlayan siyasetçilerin, Trump’ın tercih ettiğinin aksine, bütünleştirici ve “ulusun” tümünü kucaklayıcı konuşmalar yapması beklenir: buna karşılık Trump, ABD’yi bitmiş, çökmüş, çürümekte olan ülke olarak tasvir etti ve “yozlaşmış”, “bencil” seçkinlerin elinden kurtardığını öne sürdü.
Ve Trump’ın konuşmasında şu cümle de çok önemliydi: “Politikamızın kalbinde, Amerika Birleşik Devletleri’ne safkan bir bağlılık yatıyor ve ülkemize olan sadakatimiz yoluyla, birbirimize olan sadakatimizi keşfedeceğiz. Kalbinizi vatanseverliğe/yurtseverliğe açtığınızda önyargıya da yer kalmaz.”
Son kertede, Trump’ın tasavvur ettiği “politika”, bir tür “inanç” ve aynı zamanda şöyle bir şey: “sorgulamanın” kabul görmediği adeta “dinsel” bir yönelim. Konuşmanın, “kötü” seçkinlere karşı savaş veren “iyiler” ikilemi ve ayrımına olan vurgusu da, popülist ideolojinin “Beyaz Milliyetçiliğine” vurgu yapan tarzının propagandasını yapan bir yazarın kaleminden çıkması, bu düşünce çizgisinin nasıl politik güç kazandığını ortaya koyuyor. Trump’ın düşünceleri sığ demiştik, ancak, konuşmanın yazarının ideolojik kökleri oldukça derin.
Gene bir yalan
Tören öncesi, yardımcıları tarafından konuşmayı Trump’ın bizzat kendisinin yazacağı öne sürülmüştü. Hattâ, Trump’ın kendisi de Twitter’a önünde bir bloknot ve elinde bir kalem bir resmini koyarak “tören konuşmasını yazmakta olduğunu” duyurmuştu. Ancak, konuşmayı aşırı sağa kaçan “Beyaz Milliyetçiliğini” savunan ideolojik çizgisi ile tanınan ve Beyaz Saray Baş Danışmanı unvanını da alan Steve Bannon’un yazdığı ortaya çıktı. Bir kere ortada açık seçik söylenen bir yalan (daha) var. Beyaz Saray’ın yeni lideri, göz göre göre yalan söylemekten kaçınmıyor, çekinmiyor; yalan söylemekle ilgili bir ahlaki kaygısı, çekincesi yok.
Bannon’un konuşmanın yazarı olması da, oldukça ciddi bir durum. Sansasyonel, öfkeli, intikamcı, nefret dolu söylemleri yücelten bir tarzı olan Bannon ile Trump’ın etik kaygılardan arınmış yönü birleşince ortaya çıkan “kimya”, bu konuşmanın en çok dikkat kelimesi “carnage”/”kıyım” sözcüğüne uygun olacak gibi gözüküyor.
Trump’ın konuşmasının bir bölümünün, Christopher Nolan’ın yönettiği The Dark Knight Rises (Kara Şövalye Yükseliyor) adlı, Batman’in süper kahraman olarak dünyayı kurtardığı filmdeki bir konuşma ile tıpatıp benzediği de öne sürüldü. Ancak bu konuşma, “kahraman Batman”in değil, Gotham Şehri’ni ele geçirmeye çalışan kötü milyarder Bane’in konuşması idi…Trump, “Gücü, Washington DC’den alıyor ve size, halka, geri veriyoruz” diyordu. Maskeli “kötü” Bane ise, “Gotham’ı yozlaşmışlardan alıyoruz…ve size, halka geri veriyoruz” diyordu.
Gelelim, Trump’ın yemin konuşmasında en çok alkışı aldığı (ve Trump gözüyle bakılınca, en önemli kazanımların başını alkışlar ve ilgi çektiğine göre, bu nokta oldukça önemli) kısma gelelim şimdi de…
“Eski müttefiklik ilişkilerimizi güçlendireceğiz ve yenilerini oluşturacağız-ve medeniyet dünyasını, radikal İslamî terörizm karşısında birleştireceğiz, [radikal İslamî terörizmi] dünya yüzünden sileceğiz.”
Trump’ın, “radikal İslam” ile neyi kast ettiği henüz meçhul; muhakkak ki, IŞİD bu tarifin içinde… Ancak, Suriye ve Irak ötesinde dünya genelindeki İslamcı hareketlerin tümü, ılımlı ve “ılımsız” ayrım gözetilmeksizin, kendini Trump’ın hedef tahtasında bulabilir. Trump’ın ilk kez bir konuşmasında, “İslamî terör” tanımlamasını kullanan başkan olduğunu da anımsatalım. Evet, “İslamcı” bile değil: İslamî terör…
Bir de, dünya genelindeki tiranlara uyarı: “ayna etkisi”, yani sûretini aynada görmek ve kendi muadili ile iş yapmaya çalışmak, çok irkiltici ve yıkıcı olabilir.
Yazarlar
-
Nevzat CİNGİRTKelbaşa Şimşir Tarak… 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞTuhaf yasa maddeleri 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞFAİLİ MEÇHULLER BİR “DEVLET POLİTİKASI” MIYDI? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanGenel Yapay Zeka aslında bir büyük yalanın mı adı? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEMete Tunçay 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelTek adama alışmış bir ülkede CHP'de ‘çift lider’ stratejisi ne kadar çalışır? 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRDünyanın temel düzeni sarsılıyor: Yeni bir ütopya, krizlerden çıkışın anahtarı olabilir 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİran yeniden menzilde 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciPahalılık turisti de vurdu... 25.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNENeler olacağını bilmek 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur Akgün10 yıl sonra nasıl bir Türkiye? 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRojava Tümseği 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAKürt Halkı: Barışın ve Demokratik Toplumun Evrensel Öncüsü... 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKKM kalktı, müjde! 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKIlımlılar, İslamcılar, Fundamentalistler: “Batı Türkiye’ye Nasıl Bakıyor?” meselesi 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENDiyanet iğneyi çuvaldızı kendisine batırırsa… 24.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKeser döner sap döner… 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRİddia: Ziraat’te ‘Gizem B. skandalı’! “Günooo kızlar… Paralar sizin için yükleniyor” 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUAklını başına, vicdanı kalbine toplasan ya! 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluDemokratikleşme paketleri beklenirken hangi kanunlar gelecek? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim Kirasİslamcı, sosyalist ve milliyetçi bir düşünür 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNSuriye’de dahil olunacak bir ordu var mı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKGerçekten emperyalist güçler bölgede Kürdistan istiyor mu? Irak ve Suriye’de olanlar bu tezi yalanlı 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBir hâkim Caprio'muz niye yok? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMete Tunçay mı yanılmıştı? 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezKalıcı toplumsal barış: Engeller, imkanlar 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraKardeşlik 23.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇKudüs, ey Kudüs! 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunBarışın gerekleri, Cumartesi Anneleri ve Ablam… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNAK Parti’den yeni tarzı siyaset: seçmeni kazanamıyorsan seçileni kazan 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Alevi Hakları… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuYargı, Mafya ve Beyaz Toros… 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilBir Devletin ve Toplumun İçten İçe Çözülüşü 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİller Bankası Genel Müdürü Recep Türk: Listemizde sadece Aydın yok 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUMutlak kötülüğün mutlak zaferine doğru mu? 22.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. Yılmazİpe un serme komisyonu mu? 21.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANÇÖZÜM NASIL GELİR! 20.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANBilge ve bilgin Mete Tunçay 19.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANBelediye başkanları ne yaptıklarının farkında mı? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu17 Ağustos ve 6 Şubat niye akılları başa getirmedi? 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan24 yıl sonra CHP’ye muhtaç hale gelmek… 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSeyfettin Çilesiz’in çilesi 18.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayEnflasyon raporu: Faiz, fiyatlar, sofradan eksilen tabaklar 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANBitmeyen CHP tartışmaları (II): Yelin kayadan toz koparması 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçDiyanet anayasaya aykırı bir hukuk rejimi öğütleyemez! 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
-
Ceyda KaranBiden ve iki cephede birden yenilgi 30.06.2023 Tüm Yazıları
-
Orhan Kemal CENGİZMuhalefetin sınavı asıl şimdi başlıyor 1.06.2023 Tüm Yazıları
-
Roni MARGULIESMutlu bitmiş bir göç öyküsü 20.05.2023 Tüm Yazıları
-
Burhanettin DURANTarihi Yol Ayrımındaki Kritik Seçim 6.05.2023 Tüm Yazıları
-
Celal BAŞLANGIÇKendini kurtarmak için Erdoğan, Erdoğan’ı reddedecek! 14.04.2023 Tüm Yazıları
-
Ergun AŞÇIErsagun Hanım 5.03.2023 Tüm Yazıları
-
Uğur Gürses‘Dolambaçlı katlı kur’ yolunda 23.01.2023 Tüm Yazıları
-
Besim F. DellaloğluMesafenin Sosyolojisi 16.12.2022 Tüm Yazıları
-
Hidayet Şefkatli TUKSALKur’an kurslarında yatılı eğitim ve çocukların korunması 15.12.2022 Tüm Yazıları
-
Nergis DemirkayaAltılı Masa ortak yönetim planı: Her partiye bir yardımcı bir bakan 17.11.2022 Tüm Yazıları
-
Nabi YAĞCIŞaşıyorum gerçekten… 24.10.2022 Tüm Yazıları
-
Berin UYARONLAR İÇİN... 12.09.2022 Tüm Yazıları
-
İbrahim UsluSeçmen yolsuzluğu önemsiyor mu? 9.09.2022 Tüm Yazıları
-
Hasan GÜRKAN“SEVMEK YİNE DE BİR SARRAF İŞİDİR, YERYÜZÜ KİTAPLIĞINDA” 18.08.2022 Tüm Yazıları
-
Oktay Cansın EMİRALSAVAŞ VE ZAMAN 7.08.2022 Tüm Yazıları
-
Özgül Üstüner COŞKUNİnceden 5.07.2022 Tüm Yazıları
-
Barış SoydanGıda Komitesi’nin ve enflasyonla mücadelede başarısızlığın acıklı öyküsü 21.06.2022 Tüm Yazıları
-
Namık ÇINARBir toplumun geri kalma inadı 21.06.2022 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
3.02.2025
29.01.2025
17.01.2025
7.11.2024
6.11.2024
24.10.2024
27.06.2024
7.06.2024
26.05.2024
20.05.2024