Alper GÖRMÜŞ
Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) milletvekilerinin önerisiyle oluşturulan 15 Temmuz darbe girişimini araştırma komisyonu çalışmalarına başladı.
Türkiye Büyük Millet Meclisi’ndeki (TBMM) üç partinin kendi komisyon üyelerini hızla belirlemelerine rağmen Adalet ve Kalkınma Partisi (AK Parti) uzun bir süre bekledi. Gelen eleştirilere 19 Ağustos’ta AK Parti Grup Başkanvekili Bülent Turan cevap verdi ve bu iş için zamanın erken olduğunu söyledi:
"Oysa biz çok verimli bir çalışma istiyoruz ve çok verimli bir süreçte bu işi başlatmak istiyoruz. Bugün başlasaydık şu 10-15 günlük süre boş geçecekti. Kiminle, ne konuşulacak, şu an herkes kendi telaşında ve yoğunluğunda. Uyku uyumuyor bakanlarımız, ilgili müdürlerimiz, emniyetimiz, MİT'imiz. Bunların ifadeleri alınsın, kimlerin ne olduğu ortaya çıksın, sonra darbenin araştırılması Meclis açısından daha rahat yapılabilir. Süreyi iyi kullanmak adına bu adımı atmadık. Biz sürenin makul zamanda başlayıp, 3 ayın en verimli şekilde kullanılması için bu işi yaptık.”
AK Parti’nin başlangıçtaki tutumu “ipe un serme, parlamento denetiminden kaçma” gibi eleştirilere maruz kaldıysa da, şu anda gelinen nokta bu eleştirilerin çok da haklı olmadığını koydu ortaya. Zaten tersi, AK Parti’nin darbe soruşturmasını bütünüyle güvenlik ve yargı bürokrasisine terk ettiği, siyaseti bilerek bu meselenin dışında bıraktığı eleştirilerini güçlendirecek ve böylece altından kalkılması zor bir siyasi meşruiyet sorunu doğacaktı.
‘Yaptırım gücü’ yok ama...
TBMM’de oluşturulan araştırma komisyonlarının çalışmalarını “yaptırım gücü” olmadığı için anlamlı bulmayan bir bakış açısı var... Bu, bizim gerçekte neye ihtiyaç duyduğumuzu gözardı ettiği için yanlış sonuca varan bir bakış açısı: Bizim yaptırımdan önce bilmeye ihtiyacımız var, çünkü hayati önemdeki bazı soruşturmalarda hepimizin bildiği nedenlerle güvenlik ve yargı bürokrasisine yeterince güvenmiyoruz. Güvenlik ve yargı bürokrasisinin üretip peşine düştüğü soruların, hakikatin bütün çıplaklığıyla göz önüne serilmesinden çok, bazı yönlerinin öne çıkarılıp bazı yönlerinin gizlenmesine matuf olduğuna inanıyoruz.
Oysa TBMM’de oluşturulan komisyonlar, bileşimleri gereği bir soruşturmada kamuoyunun kafasında oluşmuş bütün soruların peşine düşer. Diyelim bir partinin üyelerinin öne çıkmasını istemediği bir veçhe, başka bir partinin ısrarıyla gündemdeki yerini koruyabilir ve üzerinde tartışma yürütülebilir.
Zaten ilk bakışta yokmuş gibi görünse de bilginin de bir yaptırım gücü vardır. Tıpkı bir çiçeğin büyümesinin gözle farkına varılamaması gibi bilgi de birikir, birikir ve kimsenin farkında olmadığı bir sürecin sonunda önemli bir güç haline gelir. O noktadan itibaren bilgi, dolaylı da olsa bir yaptırım gücüne sahip olur.
Bu komisyonun farkı ve önemi
Oluşturulan komisyon doğal olarak akla hemen 1990’ların sonundaki Susurluk Komisyonu ile 2010’dan sonra oluşturulan Darbeleri Araştırma Komisyonu’nu getiriyor. Çünkü her iki komisyon da, tıpkı bu sonuncusu gibi Türkiye’nin içinden geçtiği kritik alt üst oluşlardan sonra oluşturulmuştu.
Kamuoyunun, her iki komisyonun çalışmalarından önemli bilgiler elde ettiğini, bu bilgilerin Türkiye’nin sonraki siyasi şekillenmesinde rol icra ettiğini biliyoruz... Fakat 15 Temmuz darbesini araştırmak üzere kurulan komisyonun üreteceği bilgilerin dolaylı yaptırım gücü, önceki komisyonların ürettiği bilgilerin dolaylı yaptırım gücünden çok daha erken bir tarihte ortaya çıkacak. Bunun nedeni, 15 Temmuz darbesini araştırma komisyonunun, ele aldığı olaylardan hemen sonra kurulmuş olması... Gerek Susurluk gerekse de Darbeleri Araştırma komisyonları, ele aldıkları olaylardan çok sonra, güvenlik ve yargı bürokrasisi “işlerini bitirdikten” sonra kurulmuşlardı. Oysa bu komisyon, güvenlik ve yargı bürokrasisi ile tabir caizse “paralel” bir mesai yürütecek ve onları ister istemez kendi bulgularını dikkate almaya sevk edecek. Yani, ola ki bürokrasinin girmekten imtina edeceği alanlar olursa, o alanın hakikatinin kapısını bu komisyon aracılığıyla aralayabileceğiz.
Labirentten çıkış için de bir imkân
Serbestiyet’te 6 Ekim’de yayımlanan “‘FETÖ’ de labirente giriyor: Susurluk gibi, Ergenekon gibi...” başlıklı yazımda, 15 Temmuz darbe girişimine ilişkin soruşturmanın, yan yollara sapıp bir labirentin içinde kaybolma tehlikesine dikkat çekmiştim. Orada da değindiğim gibi, darbe girişimi elbette Gülencilerin genel örgüt mekanizmasından bağımsız olarak ele alınamaz. Fakat mesele, darbeyle hiçbir ilgileri kurulamayan örgüt sempatizanlarının Bank Asya’da hesabı olmak vb. gerekçelerle soruşturma kapsamına alınması noktasına vardığında işler değişiyor. İşte o zaman, soruşturma, asıl hedef olması gereken darbe girişimi üzerine odaklanamıyor, yan yollara sapıyor.
15 Temmuz Darbe Girişimi Komisyonu genel olarak Gülenci örgütlenmenin yapısını soruşturmak üzere değil, darbeyi soruşturmak üzere oluşturulduğu için, “darbeye odaklanamamak” diye özetleyebileceğimiz zaafiyet unsurunun aşılmasında da önemli bir rol oynayabilecektir.
Asıl kazanç: Siyasetin devreye girmesi
AK Parti eski Kütahya milletvekili Hasan Fehmi Kinay’ın “FETÖ soruşturmalarında siyaset kaybı”na dair epeyce ses getiren uyarılarını hatırlıyor musunuz?
Kinay, Türkiye’nin geleneksel vesayetçilerine ve darbecilerine karşı 2007’den sonra yürütülen mücadelenin güvenlik ve yargı bürokrasisi üzerinden yütürülüp siyasetin dışlandığını hatırlattıktan sonra şöyle demişti:
“Aynı hataya yine düşebiliriz. Şimdi siyasi akıl yine dışlanıyor. Milletvekilleri, Bakanlar, Belediye Başkanları özenle bu sürecin dışında tutuluyor. Yine süreci başkaları yönetiyor ve sonrasında kimin yerine kimin geçeceğini bilmiyoruz. Ama sonuçlarına katlanan yine biz olacağız.”
Kinay’ın itirazı özellikle AK Partili siyasetçilerin sürecin dışında tutulmasına dairdi. 15 Temmuz Komisyonu ise yalnız onları değil, TBMM’de temsil edilen öbür partileri de sürecin içine çekecek ve 15 Temmuz’la hesaplaşma sürecinde siyasete “aktör” olma fırsatı verecek.
Umalım ki bu büyük fırsat lüzumsuz gerilimlerin ve kavgaların uğruna heba edilmesin.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarKürt meselesinin toplumsal boyutu 16.01.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselEkonomik büyümede iyimser olunabilir mi? 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın planı tuttu 13.01.2025 Tüm Yazıları
-
Münir AKTOLGABATI’DAN FARKLI BİR ÖRNEK OLARAK TÜRKİYE’DE VE ARAP ÜLKELERİNDE DEVRİMCİ DÖNÜŞÜM DİYALEKTİĞİ... 16.12.2024 Tüm Yazıları
-
Necati KURBÜYÜK TÖS BOYKOTU 15.12.2024 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakDevrim 10.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cenk DoğanÜRETİCİLERE İLK OLARAK KOOPERATİF LAZIM 4.12.2024 Tüm Yazıları
-
Cevat KORKMAZFiller ve Çimen... 22.11.2024 Tüm Yazıları
-
Tuncer KÖSEOĞLUTamirhanelere giden toplar… 4.11.2024 Tüm Yazıları
-
Ayşe HÜRDevletin Muhteşem Örgütlenmesi: 6-7 Eylül 1955 Pogromu 9.09.2024 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakHakikat’e savaş açan troller! 26.08.2024 Tüm Yazıları
-
Ferhat KENTEL“Maarif” marifetiyle yeni “makbul vatandaş” kurma çabaları 26.07.2024 Tüm Yazıları
-
Banu Güven“Bozkurt” Almanya’da sahaya indi 4.07.2024 Tüm Yazıları
-
İBRAHİM Ö. KABOĞLUDevlet ve yürütme kaç başlı? 27.06.2024 Tüm Yazıları
-
Gürbüz ÖZALTINLICHP’nin normalleşme politikası Erdoğan’a mı yarar? 21.06.2024 Tüm Yazıları
-
Oya BAYDARBir yazamama yazısı 14.06.2024 Tüm Yazıları
-
Bayram ZİLANAK Parti’de değişim gecikiyor mu? 4.06.2024 Tüm Yazıları
-
Soli ÖzelBetül Tanbay'ın gözünden "Gezi"nin tarihi 30.05.2024 Tüm Yazıları
-
Reha RUHAVİOĞLUTürkiye’de Kürtçenin Durumu: Gidişat, İmkânlar ve Fırsatlar 18.05.2024 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRANNeden Yeterli Halk Desteği Alamıyoruz! 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞ31 Mart'ın merkez üssü: Pazarcık ve Elbistan 8.04.2024 Tüm Yazıları
-
Atilla AytemurBingöl Erdumlu Kitabı: Film gibi hayat* 24.01.2024 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİ“Gazze’deki Uzun Savaş” 10.01.2024 Tüm Yazıları
-
Şahin ALPAY"Ergun Abi"ye veda 10.11.2023 Tüm Yazıları
-
Ahmet ALTANYüzyıllık cumhuriyet başarılı mı başarısız mı? 29.10.2023 Tüm Yazıları
-
Levent GültekinDin, insanları kardeş yapar mı? 26.09.2023 Tüm Yazıları
-
Ayhan AKTARŞair Roni Margulies’in ardından… 7.08.2023 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
19.06.2025
17.06.2025
8.06.2025
1.06.2025
11.05.2025
8.05.2025
4.05.2025
29.04.2025
25.04.2025
21.04.2025