A.Turan ALKAN
28 Aralık 2011 akşamı Hava Kuvvetleri’ne bağlı F-16 uçakları, Şırnak’ın Uludere ilçesi yakınlarındaki Irak topraklarında, içlerinde üst düzey PKK yöneticisinin bulunduğu istihbaratıyla kalabalık bir topluluğun üstüne bomba yağdırdılar.
Olayda 34 kişi öldü, bir kişi sağ kurtuldu. Birkaç saat sonra vurulanların terörist filan olmayıp Irak’tan Türkiye’ye kaçak sigara ve mazot getirerek evlerine ekmek parası kazanmaya çalışan Kürt menşeli genç kaçakçılar olduğu anlaşıldı.
Ortalık birbirine girdi. Ortada bir yanlış istihbarat değerlendirmesi olduğu açıktı. Bir ara istihbaratın ABD denetimindeki insansız hava araçlarından sağlandığı ileri sürüldü. Dönemin Başbakanı bu iddiayı ânında kesin dille reddetti, yoktu böyle bir şey; haber uydurmaydı; TSK’ya bedel ödetme kastı ve Obama hükümetini zora düşürme gayretiydi.
Ee, ABD değilse, Hava Kuvvetleri savaş uçaklarına “vurun” emrini verdiren istihbaratın kaynağı kimdi? Aradan geçen üç yıl zarfında bu sorunun cevabı hâlâ verilebilmiş değildir. Bir nevi ‘açık sır’ yani!
İlk günlerde dönemin BDP’si, Türkiye’nin etkili bir soruşturma yürütemeyeceği şüphesiyle katliamın uluslararası ceza mahkemesi tarafından araştırılmasını talep etti, çünkü olaya el koyan Diyarbakır Cumhuriyet Savcılığı, olay hakkında hemen gizlilik kararı aldırmıştı. Bu müracaatın arkası çıkmadı ama TBMM vardı ve işin ucunu bırakmayacaktı! Hemen Meclis’te Uludere alt komisyonu kuruldu. Tam 15 ay çalışıp çabaladıktan sonra hazırladığı 84 sayfalık raporda komisyon, olayda kimsenin kasıtlı davranmadığı kanaatine vardı; bölge çok dağlıktı, kontrol noktaları arasındaki uzaklık bazan 16 km’yi buluyordu; hâliyle buralarda kaçakçılık ve terörü önlemek hiç de kolay değildi! Bütün kamuoyunun içini ferahlatan (!) bu emek mahsulü rapordan birkaç ay sonra Diyarbakır Savcılığı da dosya üzerinde görevli olmadığına karar vererek Haziran 2013’te dosyayı Genelkurmay Askeri Savcılığı’na gönderdi; dur bakalım n’oolacaktı?
Askerî savcılık dosyayı altı ay kadar inceledikten sonra Ocak 2014’te takipsizlik kararına ulaştı. Savcıya göre, “TSK personeli, TBMM ve Bakanlar Kurulu kararları çerçevesinde kanunun emrini icra etmişlerdi.”
Böylece 34 vatandaşın, kendi uçaklarımızla gecenin karanlığında bombardıman edilerek öldürülmesinin, kanunî mevzuat açısından mahzuru olmadığını öğreniyorduk; kimsenin kabahati yoktu. Herkes görevini yapmıştı ve müsterih olabilirdik; “kaçınılmaz bir hata”ydı bu. O sebeple karara bakarak ölenlerin de müsterih bir şekilde öldüklerini düşünerek avunabilirdik...
Muhalefet sözcüleri, olaydan önceki istihbarat trafiğinde meydana gelen tereddüde dönemin başbakanının son noktayı koyduğunu, vur emrini onun verdiğini ileri sürerek günün birinde mutlaka bu yüzden yargılanacağını söylediler. Olayda canından olan gariban kaçakçıların yakınlarına devlet 123 bin lira civarında tazminat ödemeyi kararlaştırdı. Bu yılın temmuzunda bin kadar avukat, davayı AYM’ye götüreceklerini belirtti; bakalım AYM’de dosyanın âkıbeti ne olacak?
Geçen yıllarda binlerce faili meçhul cinayetten bahsedilirdi güneydoğu’da; sayıda ihtilâf varsa da olgu kesindir; yıllardan beri bölgede siyaset, genç insanların ölüleri üzerinden yapılır oralarda. Bazıları, PKK’nın iç infazlarını faili meçhul içinde saymak gerektiğini söylüyorlar; ölen gençler için ne fark ediyor ki? Roboski’de öldürülen delikanlıların hangi sıralı hiyerarşinin kararıyla can verdiklerini bilmeyen yok. Ne gam? 34 vatandaşını kaçınılmaz bir taksirle toprağa gömdükten sonra bir tek kişiyi bile ölümlerden sorumlu tutmayan bir devletin uyruğu olmak şerefi, hepimize yeter de artar bile...
Üstelik ayıptır söylemesi; baak, bi sürü sivil toplum örgütümüz bile var bizim, n’aaber?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.07.2016
13.07.2016
11.07.2016
10.07.2016
8.02.2016
7.02.2016
6.02.2016
4.02.2016
3.02.2016
2.02.2016