Barış Soydan
Kâbus gibi bir yaz geçiriyoruz. Orman yangınları, Konya’daki katliam, Rize ve Van’da seller… Sanki Türkiye’nin ödemesi gereken bir kefaret varmış gibi arka arkaya patlayan bu olaylar arasında döviz piyasasında yaşanan ilginç bir gelişmeyi fark etmemiş olabilirsiniz.
Türk Lirası, Temmuz ayında dolar karşısında en çok değer kazanan para birimi oldu. Dolar geçtiğimiz hafta 8.40 TL’nin altına kadar geriledi. Mart ayında Naci Ağbal’ın Merkez Bankası başkanlığından alınıp Şahap Kavcıoğlu’nun atanmasıyla para piyasalarında kopan fırtına yatışmışa benziyor.
Bu nasıl oldu, Dolar nasıl 8.40 TL’nin altına indi? Birkaç sebebi var. Birincisi, Mart ayında yaşanan depremde yabancı yatırımcılar arkalarına bakmadan Türkiye’den kaçtığı için piyasada TL satacak kimse kalmadı. Bu gözlemi yapan, İngiliz yatırım kuruluşu Abdrn’in portföy yöneticisi Viktor Szabo. Szabo’nun Financial Times’da yer alan veciz sözüyle, “TL iyi performans sergiliyor çünkü kısa süre öncesine kadar çok kötü performans sergiliyordu.”
Gerçekten de TL Temmuz’da dolar karşısında yüzde 3 değer kazanmış olabilir ama yılbaşından bu yana baktığımızda yüzde 12 değer yitirdiğini görüyoruz. Yani ortada bir eşeğin semerini kaybedip bulma hikayesi var. Üstelik semerin yüzde 12’si gitmiş durumda. Aşağıdaki grafikte görüleceği gibi TL, 2021 başından bu yana Arjantin Peso’sundan sonra dolar karşısında en kötü performansı sergileyen para birimi.
Grafik: Para birimlerinin dolar karşısında yılbaşından bu yana değer kazancı veya kaybı (Yüzde)

İkinci neden, Türkiye’nin yatırımcılara reel faiz elde etme olanağı sunan ender ülkelerden biri olması. Nitekim Financial Times gazetesi de geçen hafta TL’nin dolar karşısındaki yükselişini incelediği haberde, Türkiye’nin 10 yıllık devlet tahvillerinin getirisinin yüzde 17 olduğuna, bu seviyeden dolarını bozdurup TL varlıklara yatırım yapan bir yatırımcının (TL’de sert değer kaybı yaşanmaması şartıyla) iyi getiri elde edebileceğine dikkat çekiyordu.
Peki aynı imkân başka ülkelerde yok mu? Çok fazla yok çünkü pandemi döneminde dünyanın birçok ülkesi ekonomilerini desteklemek için faizleri indirdi. Reel faiz (Yani enflasyonun üzerinde getiri) sağlayan ülkelerin sayısı azaldı. Sıcak para nezdinde Türkiye’nin cazibesi arttı. Risk iştahı yüksek yatırımcılar çok kısa vadeli ve küçük tutarlarla da olsa geçtiğimiz aylarda TL varlıklara yatırım yaptı. Financial Times’a bilgi veren İngiltere merkezli yatırım kuruluşu William Blair’in yöneticisi Marcelo Assalin, son aylarda Türkiye’ye “taktik” amaçlarla yatırım yaptıklarını söylüyor. Ama ekliyor: “Geçmişte Türkiye’ye uzun vadeli yatırım yapıyorduk, artık kısa vadeli hareket ediyoruz. Çünkü Türkiye’de çok fazla risk var.”
Doların 8.40’ın altına gerilemesinin çok önemli bir başka nedeni, Türkiye’nin cari fazla vermeye başlamış olması. Malum, Türkiye ekonomisinin yumuşak karnı, cari açıktır. İthalat v.b. için yurt dışına ödediğimiz döviz ile ihracat, turizm v.b. ile kazandığımız döviz arasındaki farka cari açık deniyor. (Kabalaştırarak anlatıyorum.) Yakın tarih, cari açık ne zaman patlasa ardından doların da patladığını gösteriyor. Misal, geçen yıl önce cari açık patlayıp 40 milyar dolara dayanmış, ardından dolar 7 TL’yi aşıp 7.50, 8, 8,50 TL’ye gitmişti.
Geçen yılki kara tablo bu yıl tersine döndü. Çünkü her şeyden önce turizm açıldı, bu kanaldan Türkiye’ye döviz akmaya başladı. İkincisi, aşılamaya paralel olarak Avrupa ülkeleri normalleşti. Bu da ihracatı artırdı. (Avrupa Türkiye’nin en büyük ihracat pazarı.)
Merkez Bankası, yılın geri kalanında Türkiye’nin cari fazla vermesini bekliyor. Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu geçen hafta düzenlediği basın toplantısında, “??İhracattaki güçlü artışın yanı sıra aşılamadaki ivme ve turizmle yılın geri kalanında cari işlemlerin fazla vermesini bekliyoruz. Altın ithalatının tarihsel ortalamanın altına inmesi de belirleyicilerden biri oldu” diyordu.
Doların 8.40 TL’nin altına inmesinin nedenleri bitti mi? Hayır, bir de IMF’nin pandemiyle mücadelede destek için dağıtacağı 650 milyar dolarlık kaynaktan Türkiye’nin payına düşecek 6.7 milyar dolar var.
Bloomberg geçen hafta IMF’nin planının duyulmasıyla birlikte riskli addedilen gelişmekte olan ülkelere (Ki aralarında Türkiye de var) sıcak para akışının hızlandığını belirten bir haber yayınladı. Bloomberg’in grafiğine göre gelişen ülkelerin yatırım yapılabilir seviyenin altındaki tahvilleri, IMF haberinin duyulmasından bu yana, yatırım yapılabilir tahvillere göre daha iyi getiri sağladı.
Grafik: Gelişmekte olan ülkelerin yatırım seviyesindeki tahvilleri (Mavi) ile yatırım yatırım seviyesinin altında bulunan tahvillerin (Siyah) getirisi

IMF’nin paketi sıcak para akışını neden artırdı? Çünkü IMF parası, bu ülkelerin rahat bir nefes almasını sağlayacak. Misal, IMF’den gelecek para sayesinde 128 milyar dolarlık meşhur satış sonrasında eksiye düşmüş olan Merkez Bankası rezervleri yüzde 15 artacak. “Türkiye iflasın eşiğinde” algısı bir nebze olsun hafifleyecek.
Dolar 8.40 TL’nin altına işte bu faktörlerin etkisiyle indi. Peki bundan sonra ne olur? Kısa vadede bir miktar gevşeme olsa bile ben dolar/TL’deki sessizliğin bir fırtına öncesi sessizliği olduğunu düşünüyorum. İki nedenle:
1) Türkiye seçim sathı mailine girdi. Cumhurbaşkanı Erdoğan çok da geç olmayan bir tarihte, ekonomik büyümenin desteklenmesi, işsizliğin bir nebze olsun azaltılması için faizin düşürülmesi talimatı verecek. Ve iktidar faiz silahını çektiğinde para piyasaları karışacak.
2) Dünyada da fırtına öncesi sessizliği var. Herkes nefesini tutmuş, Amerikan Merkez Bankası’nın (FED) pandemide uygulamaya koyduğu gevşek para politikasından ne zaman vazgeçeceğini, faizi ne zaman yükselteceğini, piyasaya para pompalamayı ne zaman azaltacağını gözlüyor. FED bunu yaptığı anda dünya piyasalarında deprem yaşanacak. Bu deprem Türkiye’yi de sallayacak...
Bu iki maddenin detaylarını da başka bir yazıda ele alalım.
Yazarlar
-
Ahmet TAŞGETİRENBölgede Trump operasyonu sürüyor 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANMahkemeye düşmüş siyaset 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKRus cinleri imana nasıl hizmet etti? Tuhaf bir Soğuk Savaş hikâyesi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYenilikçi bir İslam düşünürü Gannuşi 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU3809 sayfa ve temel çelişki 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEAhtapotun kolları 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerPATRON KİM? 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÖzel ve CHP’ye dair son gözlemler 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluÇözüm sürecinin CHP’si daha merkezde 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURAK Parti üzerine doktora yapmış bir CHP lideri…. 15.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye’de ‘altın oran’ nedir? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİÖzgür Özel'le kahvaltı: CHP nereye böyle? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZBir iddianameden fazlası: CHP’yi dizayn girişimi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRBakın Şahan'ı şikayet eden kimmiş? Her balkona havuz yapan müteahhit savcıya koştu! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçCHP hakkında kapatma davası açılır mı? Yok artık, daha neler! 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİddianamenin ruhu siyasi 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBir “yalanlama” yalanı: CHP üyeliği ve Kanada’ya iltica meselesinde gerçekler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİKemalizm’in dindarlarca rehabilitasyonu 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERDemokrat Kral’ın anıları 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraMemnuniyetsizler 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBelediyenin açıklaması gerçekleri gizliyor mu? 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciBir iddia-nağme 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYeşil sarıklı hocalar bize böyle anlatmamışlardı 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünBaşarılı bir diplomasi örneği… 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYAEnternasyonalizm ve Demokratik Toplum Çağrısı... 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRAK Parti’nin 23 yılı: Kitle partisinden devlet partisine, siyaset dilinden güvenlik diline bir dönüş 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRHSK neden suskun? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasDüşmanımız kimdir bizim? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAkdeniz’den Hazar’a hizalananlar ve Colani’nin Beyaz Saray günü 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞÖcalan 70’lerde mi kalmış? 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSosyalist yükseliş dağınık ama yine de oligarşiye bir darbe 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUKürtler davete icabet ediyorlar 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞİŞ CİNAYETLERİ VE CİNAYET EKONOMİSİ… 11.11.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilModernlik, gelenek ve Türkiye’nin zihinsel coğrafyası 9.11.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanEğer tuz da koktuysa ne yapmalı? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTZohran Mamdani Türkiye’de neye denk düşer? 8.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞSelahattin Demirtaş’ın yazısı, zihnimiz ve zihniyet labirenti 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpFiyat istikrarı mı, finansal istikrar mı? 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselVahim bir gelişme: İşgücü piyasasında daralma 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezMor-yeşil ekonomi: Ara dönem fırsat yaratabilir 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KUR3 MART 1924 YASALARI 3.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayTrump, Fed ve para politikası: Sol, merkez bankası konusunda neyi savunmalı? 2.11.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRSÜREÇ VE "DİLİN KEMİĞİ"! 31.10.2025 Tüm Yazıları


















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
14.06.2022
11.05.2022
7.03.2022
17.02.2022
7.02.2022
18.11.2021
15.11.2021
8.11.2021
2.11.2021
25.10.2021