Cennet USLU
Geçen haftasonu Medipol Üniversitesi ile ÖNDER’in düzenlediği eğitim temalı bir sempozyuma katıldım. Dinleyicilerin eğitim konusunda çok ilgili, bilgili ve kaygılı oldukları toplantı benim açımdan gayet faydalı ve verimli geçti.
Eğitim sisteminde işlerin kötü gittiği herkesin kabulü, ama yıllardır yapılan onca revizyon ve yenilik derde deva olamıyor. Son tahlilde elde kalan yap-boz tahtasına dönmüş, sorunları derinleşen ve keşmekeşin hüküm sürdüğü bir eğitim sistemi. Eğitimdeki sorunlar, sistemi aynen koruyup kısmi, tali rötuşlarla yetinmek suretiyle çözülebilecek gibi değil. Söz konusu toplantıda, ulus-devlet tipi eğitim sisteminin ömrünü çoktan tamamladığını, sorunları çözebilmek için yeni bir eğitim perspektifine ihtiyaç duyduğumuzu ifade ettim.
Ulus-devlet, bir ayağı ekonomi diğer ayağı siyasi kimlik üzerine oturan belli bir eğitim modeli ortaya çıkardı. Modern devletin fabrikalarda seri üretim yapmaya uygun, bu açıdan birbirine benzer insanlara ve keza, tek bir siyasi aidiyeti sağlayacak ortak bir milli kimliğe sahip, bu açıdan da birbirine benzer insanlara ihtiyacı vardı.
Fabrikalarda ürün tezgâhlarının başında çalışanların benzer davranış kodları, benzer alışkanlık ve pratikleri olan; aynı dil ve sembolleri bilen; aynı kavrayış ve akıl yürütme tarzına sahip kişiler olması, standart ve seri bir üretimin kotarılabilmesi için gerekli koordinasyonu mümkün kılacak büyük bir kolaylıktı. Aynı şekilde, siyaseten de tek ve homojen bir ulus aidiyeti sağlayabilmek için benzer bir tarih okumasından geçirilmiş, ortak dost ve düşmanlar edinmiş, aynı ulusal mitolojiler ve efsanelere inandırılmış, aynı sembol, marş ve bayraklara ortak duygularla bağlı, bu anlamda benzer insanların bulunması gerekli görüldü.
Bu yüzden, hem ekonomik hem siyasi bir gereklilik olarak kitlelerin standardize edilmesinde eğitimin birincil enstrüman olması çok önemliydi. Nitekim eğitim sistemi, tıpkı bir seri üretim tezgâhı gibi, insanları standardize etmeyi sağlayacak şekilde yapılandırıldı. Seri üretim yapan fabrikalar gibi işleyen okullar, yönetici elitlerin kitleleri kontrol altında tutabilmesi, onları manipüle edebilmesi ve daha kolay yönetebilmesi için vazgeçilmez mekânlar oldu.
Sonuçta modern eğitim sistemi, her bir yurttaşı aynı tezgâhtan geçirebilmek için yaygınbir eğitim; inançları, değerleri, becerileri, yetenekleri, hayalleri ne olursa olsun herkese aynı müfredatı aynı metodla, aynı fiziki ve idari yapıyla veren tek-tipçi bir eğitim; bilimciliğin ve ulusçuluğun dogmaları ile yüklü ideolojik bir eğitim; akıl yürütme yerine bilgi aktarımına odaklanmış ezberci bir eğitim; bütün sistemin tek bir yere bağlandığı, kararların bir merkezden alındığı merkeziyetçi bir eğitim; her şeyin başına da devletin oturtulduğu devletçi bir eğitim özelliklerini taşır.
Ancak epey bir süredir bu eğitim sistemi iflâs etmiş durumda. Dünyanın neredeyse her yerinde, eğitim sisteminden kaynaklanan sorunları çözme konusunda bir arayış var. Örneğin devletçiliğin yarattığı tıkanmışlık bazı ülkelerde özel okullara kaymak suretiyle kısmen törpülenmeye çalışılıyor. Veya aynı müfredatı aynı teknikle öğretmeye çalışan tek-tipçi eğitim yerine çocukların özelliklerine uyum sağlayabilen, çocuğu merkeze alan, bilgi yüklemesi yapmak yerine akıl yürütmeyi öğreten eğitim teknikleri trend haline geliyor. Ancak çoğu girişim, yapısal ve sistemsel değişiklikler yerine mevcut yapıyı esas itibariyle koruyan kısmi ve tali düzenlemeler olduğundan, pek işe yaramıyor. Sonra sistem bizde olduğu gibi yap-boz tahtasına dönüyor.
Değişiklikler işe yaramıyor, çünkü modern eğitim sistemini üreten ve/ya gerekli kılan koşullar önemli ölçüde değişti; modern eğitim sistemi miadını çoktan doldurdu. Ulus-devletin temel ideolojik aygıtında köklü değişiklikler yapmak pek öyle kolay bir şey değil. Ne ki işimizi kolaylaştıran husus, değişen ekonomik koşul ve paradigmaların mevcut sistemi aşağıdan yukarı değişmeye zorluyor olması.
Modern eğitim sistemi ekonomi ve ulusal kimlik olmak üzere iki ana sütun üzerine yükseldiği için, yine bu sütunlardaki değişimler mevcut eğitim sisteminin sorunlarını sürekli önümüze getiriyor. Elbette modern eğitim sistemi bu değişimler olduğu için sorun üretmeye başlamadı; ancak bu değişim sayesinde zaten var olan sorunlar artık üstü örtülemez hale geldi.
İlk olarak son yirmi otuz yıldır üretim biçimi hızlı bir değişim geçiriyor. Artık fabrikalardaki seri üretim için otomasyon sistemleri ve robotlar kullanılıyor. Buralarda ve bu tip işler için insanlara ihtiyaç her geçen gün azalıyor. Yeni ekonomik tarz, insanları seri üretim tezgahlarının başında seri işlerde kullanmak yerine, daha butik tarzda üretimlerde, kişilere ve özel gruplara göre düzenlenmiş mal ve hizmet üretiminde, daha yaratıcılık gerektiren alanlarda, sıradışı düşünmenin avantaja dönüştüğü işlerde çalışmaya yönlendiriyor. Bu değişim sebebiyle, kişilerin bireysel özelliklerini hiçe sayarak onlara standardize etmeye çalışan mevcut eğitim sistemi gittikçe daha dikkat çeker şekilde ihtiyaçlara cevap veremez, işlevini yerine getiremez duruma düşüyor.
İkinci olarak, ulus-devlet gücü ve etkinliğini hâlâ korumakla beraber, yekpare, homojen ve kapsamlı bir ulusal kimlik fikri epey tahribata uğradı. Anayasal vatandaşlık, çok-kültürlülük ve mikro milliyetçilikler ile mikro kültürcülükler, dünyanın pek çok yerinde siyasi, fikri ve sosyolojik alanlara yerleşmeye başladı. Eğitim söz konusu olduğunda, insanların sadece beceri, yetenek ve diğer farklılıkları değil; kültürel, dilsel, dinsel bakımdan veya değerler ve yaşam biçimi bakımından sahip oldukları farklılıklar da önemli hale geliyor.
Dolayısıyla kaba ve yekpare bir kültürel standardizasyon kimlikler alanında da sorunlar yaratıyor. İnsanlar gittikçe daha fazla oranda kendi alt, yerel veya kendilerine has kültürel kimliklerini keşfetmenin, icat etmenin ve korumanın derdine düşüyor. Diğer yandan, küreselleşmenin getirdiği küresel kimliklerle bağlar kurma, küresel kültür-kimlik ağlarına dahil olma veya onlarla ortak dayanışma sergileme gibi davranışlar geliştiriyor. Modern eğitim sistemi büyük ölçüde insan doğası ve hayatına aykırı, bizzat eğitim hizmeti alanların rızalarını hiçe sayan ve bu yüzden ahlâken savunulması mümkün olmayan bir sistem. Buna ilâveten, artık değişen ekonomik ve sosyolojik koşullar modern eğitim sistemini işlevsellik bakımından, yani eğitimden umulan temel fayda bakımından da savunmasız kılıyor.
Bu yüzden, hem ahlâken savunulabilir hem de işe yarar (ideal değil, ama mümkün-iyi) bir eğitim sistemi üzerinde daha fazla mesai harcamalıyız.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANSiyasi gündem notları: Üç süreç nerede kesişir veya nerede kopar? 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMRuşen Çakır’ın Abdurrahim Semavi ile Kürt açılımı görüşmesi 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUSizin en sevdiğiniz tahakküm hangisi! 27.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZ12 Mayıs, Bahçeli, mecburiyetler 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKYolsuzluklar, barış ve biz 21.05.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYOtoriterlikten Demokrasiye 12.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluBilek güreşi yoksa masayı mı kıracak? 28.04.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYKopukluk ve “Anadolu Kırılması” 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANRahip Brunson ve öğrenci Rümeysa 25.04.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTVeda ediyorum 15.04.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARŞizofrenik yurttaşlık 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan CEMALTerörsüz Türkiye! İyi güzel, peki ya demokratik Türkiye?.. 14.04.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNTrump Küreselleşme Sürecini Geriye Döndürebilir mi? 13.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNBoykot ve sokaklar neden bu kadar korkutuyor? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTCoğrafya kaderimizmiş… 23.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selva Demiralpİmamoğlu krizi ve ekonomik yansımaları 20.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKürt ‘açılımı’nın nedeni Suriye değil, Türkiye! 15.03.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç, umut ve endişeler 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENÖcalan'ın ilk barış çağrısından 27 yıl sonra... 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezCumhur İttifakı'nın ‘muhalefeti dönüştürme görevi…’ 28.02.2025 Tüm Yazıları
-
Doğan AKINAhmet Sever: Eşsiz, kırgın, yalnız… 26.02.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNCHP’ye açılan soruşturmaların ortak hedefi Ekrem İmamoğlu 12.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞPınar Gültekin kararının anatomisi: Bu kararı ailenize izah edebilecek misiniz? 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İNSELOtoriter Nasyonal-Kapitalizmin Yeni Eşiği: II. Trump Devri 5.02.2025 Tüm Yazıları
-
İhsan DAĞIİmamoğlu nasıl kurtulur? 1.02.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN“Mesele”yi hayatın içinden çözmek 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMDEVLET VE KÜRTLER SORUN DEĞİL KONU! 26.01.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal ÖZTÜRKKürt meselesindeki psikolojik bariyerler 17.01.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.03.2025
10.10.2020
28.09.2020
21.09.2020
24.02.2020
3.01.2017
24.10.2017
16.10.2017
24.09.2017