Gazetemiz tarafından Düzce’de düzenlenen konferanslardan birinin katılımcısı da Sayın Hüseyin Çelik olmuştu, Sayın Nabi Yağcı ve Sayın Hilal Kaplan ile beraber.

Sayın Hüseyin Çelik kendisinin AKP’ye katılma sürecini anlattıktan sonra AKP’de orkestra şefinin çok güçlü olduğunu gururlanarak ifade etmiş, liderinden duyduğu memnuniyeti gizlememişti.

Bugün Sayın Hüseyin Çelik orkestra şefinden aynı memnuniyeti ve aynı gururlanmayı yaşayabildiğini hiç sanmıyorum.

Güçlü orkestra şefleri ile yapılan siyaset istediğiniz minvalde devam ederken güzeldir, ya rüzgâr tersine dönerse ne yapacaksınız. Maalesef bu soruya cevap aranmadan siyaset yapılan bir ülkede yaşıyoruz.

Öncelikle, tek adam kültü üzerinden eğitim verilen, herkesin kahraman olması gerektiği konusunda eğitim verildiği, sıradan olan insanların siyaset içerisinde sadece dolgu maddesi olarak değerlendirildiği bir ülkede başka türlü siyaset yapmanın zor olduğunun hakkını teslim edelim.

Sayın Hüseyin Çelik, Uludere faciası üzerine İdris Naim Şahin’i eleştirmiş ve İçişleri bakanın tavrının insani olmadığının altını çizmişti. Bu çıkışa AKP içinden ve dışından birçok destek geldi.

AKP içinden gelen desteklerin sessiz olduğunun altını çizmek gerek. Başbakan bu konuda tavrını İdris Naim Şahin’den yana koyunca bu desteklerin AKP içerisinde hemen unutulduğunu tahmin etmek o kadar da zor değil.

Mesela Düzce ilinde milletvekillerimiz dâhil olmak üzere AKP’de politika yapan hiç kimseden Uludere konusunda açıklama görmedik. Görmeyi de beklememek lazım. Şahsen ben görmeyi beklemiyorum, keşke bu konuda mahcup olsam. Öyle kapalı kapılar arkasında mırın kırın etmelerle yapılanları açıklamadan saymıyorum tabii ki.

Şimdi Sayın Hüseyin Çelik’in durumunu merak etmemek elde değil. Orkestra şefinin bu gücünden şimdi ne kadar? Memnun acaba.

Fatih Sultan Mehmet milliyetçi /muhafazakâr insanlar tarafından en çok timsal gösterilen çok önemli tarihi bir şahsiyet. Birçok yorumcuya göre de tek kusuru Osmanlı Hanedanına alternatif teşkil edecek tek aileyi Çandarlı ailesini tavsiye etmesini gösterirler.

Yanlış hatırlamıyorsam Fatih Kanunnamesine göre de Osmanlı Hanedanı sona ererse hak Kırım Hanlarına geçer. Kulislerde günümüz Kırım Hanının Sayın Numan Kurtulmuşoğlu olduğu da en çok konuşulanlar arasında.

Bu kadar vahim gelişmeler olurken Sayın Numan Kurtulmuşoğlu’nun açıklamalarda bulunmadığını da dikkat edelim. Bu suskunluk kulislerde konuşulanlara hak verdirecek bir suskunluk..

Lafın başına dönersek Sayın Hüseyin Çelik Başbakan tarafından mat edildikten sonra AKP’de siyaset yapabilir mi? Bence yapar. Siyasetini başbakandan sonra gelecek yeni güçlü bir orkestra şefinin önemli adamı olmak üzere yapacaktır.

 Kırım Hanı pardon Sayın Numan Kurtulmuşoğlu yeni güçlü orkestra şefi olur mu onu bilemem, şu anda küçük bir oda orkestrasının şefi durumunda. Ancak güçlü orkestra şefinin yanında yer alamazsa Sayın HüseyinÇelik’in siyasi hayatını bitirip öğretim üyeliğine döneceğini tahmin edebiliriz.

Demokrasi güçlü orkestra şeflerine biat etmekten değil orkestra da ki her müzisyenin hakkını vermekten geçer. Orkestra şefi en fazla eşitler arası birinci olarak değerlendirilebilir.

Sağ ya da sağcılık dediğimiz kavramın temel değerlerinden biri de sürekli biat edecek orkestra şefleri aramak. Hesap edilmeyen de orkestra şeflerinin de beşerden biri olduğu. Beşer, şaşar.