Fehim TAŞTEKİN
ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo filmin sonunda şarjör boşaltıyor. Patronu Donald Trump’ın sosyal medya oyuncakları elinden alınmışken baş diplomat Küba’yı 5 yıl sonra yeniden terörü destekleyen ülkeler listesine alıyor; Yemen’de Amerikan-Suud beslemesi El Kaide’ye karşı savaşan Husileri terörist ilan ediyor; Tahran’ı hedefe koyup “El Kaide yeni bir üsse sahip: İran İslam Cumhuriyeti” diyor.
Pompeo’ya göre ‘İran 2015’ten itibaren El Kaide liderlerine barınma, kimlik, pasaport verip lojistik destek sağladı. Bu sayede El Kaide liderlik yapılanmasını Tahran’a taşıdı. Eymen El Zevahiri'nin yardımcıları da orada.'
El Kaide, IŞİD ve türevlerinin Şia-İran düşmanlığını bildiği için de “Onlar birbirlerinden nefret eden ortaklar! Terörde Sünni-Şii işbirliği tehlikesini küçümsemeyelim” diye akıl veriyor. İyilikler prensi bir de çağrı yapıyor: “Bütün özgür ülkeler için İran-El Kaide eksenini ezme zamanı.”
İnsanı içerden kemirip bitirecek bilgileri 5 yıl saklayıp da görevi bırakmasına birkaç gün kala patlatıyor! Bu kadarı Amerikalılara bile fazla. New York Times’e konuşan yetkililere göre Pompeo delilsiz atıyor; El Kaide’nin İran’da aktif karargâhları olduğuna dair yeni bir istihbarat yok.
Pompeo iddialarını öldürülen Usame bin Ladin’den ele geçirilen belgelere dayandırıyor. Uzmanlar aksi fikirde. Bu belgeler üzerinde çalışan Nelly Lahoud, El Kaide’nin İran’da varlığının şaşırtıcı olmadığını ancak örgütün İran’ı düşman olarak gördüğünü, elemanlarının bu ülkede kötü muameleye maruz kaldığını, hatta gözaltında ölenler olduğunu söylüyor.
İran Dışişleri Bakanı Cevad Zarif, Pompeo’nun 2019'da Texas’ta söylediği "Ben CIA direktörüydüm. Yalan söyledik, aldattık ve çaldık" sözlerine gönderme yaparak yanıt verdi:
"Bay yalan söyledik, aldattık ve çaldık, feci kariyerini daha fazla savaş kışkırtıcı yalanlarla acınası bir şekilde bitiriyor. Kimse kanmaz. 11 Eylül'deki teröristler Pompeo'nun Orta Doğu'daki favori duraklarından geldi. Hiçbiri İran'dan değil."
***
El Kaide, CIA’in Afganistan’daki imalathanelerinden çıktı. Sonra silah sahibine döndü. 11 Eylül saldırılarını düzenleyen 19 korsandan 15’i Suudi Arabistan, 2’si BAE vatandaşıydı. Bu iki ülke kurban yakınlarının tazminat davası açmalarına imkân tanıyan Terörizm Destekçilerine Karşı Adalet Yasası’na (JASTA) taş koymak için Washington’a az para dökmediler. Bağlantılar örtbas edildi.
Kimse El Kaide’nin Pakistan ve Afganistan’la geniş bir sınırı paylaşan İran’a girip çıkmadığını iddia edemez. Amerikan işgalini müteakip dağılan bazı El Kaide kadrolarının İran’a kaçtığını, kimisinin İran’da ev hapsinde tutulduğunu, ülkelerine iade edilmediğini ya da uslu durmaları şartıyla göz yumulduğunu, bazılarının Irak’a geçip ABD’nin koruması altındaki Kürdistan’da yeniden örgütlendiğini, 2003 Irak işgalinin getirdiği kaostan yararlanıp Anbar-Musul-Bağdat üçgeninde kök saldığını, Amerikan esir kamplarının cihatçı kuluçkasına dönüştüğünü, cihatçı yapılanmanın önce Irak İslam Devleti, Suriye’nin karışması sonrası Irak-Şam İslam Devleti (IŞİD) olarak sahne aldığını, bu ekibin Suriye’de Nusra Cephesi’ni kurduğunu, sonra ayrıştıklarını, halihazırda Nusra’nın Heyet Tahrir el Şam (HTŞ) adıyla İdlib’e hükmettiğini, Amerikalılar Suriye’de devrim projesi için düğmeye bastığında eski El Kaide liderlerinin Ahrar el Şam gibi birden fazla örgütü kurduğunu, bunların hepsinin Batı-Körfez blokunun desteğiyle palazlandığını, 1979’dan sonra Afganistan-Pakistan hattında kurdukları ‘küresel cihat otobanı’nın aynı mantıkla bu kez Türkiye-Suriye sınırlarında tesis edildiğini, İran’ın hem Irak hem Suriye’de bunlara karşı savaşa dahil olduğunu, bu yüzden ABD açısından kolları kesilmesi gereken bir güce dönüştüğünü, İran’ın kendi içinde de Sünni cihadi gruplarla başının belada olduğunu, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirlikleri’nin Yemen’de Amerikan silahlarıyla Husilere karşı El Kaide ile birlikte savaştığını hatırlatmazsak fotoğraf eksik kalır. Öyle değil mi? Değilse bir de Joe Biden döneminde Ulusal Güvenlik Konseyi’nde Orta Doğu’ndan sorumlu olacak Brett McGurk’tan dinleyelim: “İdlib 11 Eylül’den bu yana El Kaide’nin en büyük güvenli sığınağı olmuştur.” Kim sayesinde olduğunu da Biden uzun uzadıya anlatmıştı.
***
Ne var ki bölgedeki Amerikan düzenini tahkim etmek ve Arap-İsrail normalleşmesini ilerletebilmek için İran’a karşı maksimum baskı siyasetine her türlü düşmanlığı sığdırmakta kararlılar. Yaptırımlar yetmedi, suikastlar devreye sokuldu. İsrail ABD’nin sağladığı istihbarat ve güvenceyle Irak-Suriye sahnesinde saldırılarını artırıyor. Açıkça savaş ilan etmedikleri kaldı. 20 Ocak’a kadar bunun da olamayacağının garantisi yok. Amerikalılar da kaygılı. Ki Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi, Kongre baskını sonrası ‘dengesiz’ dediği Trump'ın bir nükleer saldırı başlatması ihtimaline karşı Genelkurmay Başkanı Mark Milley ile önlemleri görüştü.
Ama şahinler hayli azman. Son kozları İran-El Kaide bağlantısına dair iddialar. Bu tür bir fotoğraf vermek için El Kaide’nin iki nolu ismi Ebu Muhammed el Masri’nin 7 Ağustos’ta İsrail ajanları tarafından Tahran’da öldürüldüğü bilgisi servis edilmişti. Sonradan Afganistanlı yetkililer, El Masri'nin Gazni’de özel bir operasyonda öldürüldüğünü açıkladı. Fakat kim dinler Afganları?
Kendileriyle de çelişiyorlar. Daha geçen martta Pompeo, Taliban’la barışı ve Afganistan’dan çekilme kararını eleştirenlere yanıt verirken “El Kaide epeyce çaptan düşmüş durumda” diyordu. Pompeo’nun Terörle Mücadele Koordinatörü Büyükelçi Nathan Sales de kasımda “El Kaide çaresiz durumda, şüphe yok. ABD'ye karşı karmaşık, geniş çaplı bir saldırı yönetmekten aciz" tespitini yapıyordu. Birden bire El Kaide İran’la eksen oldu, birinci tehdide dönüşüverdi.
Evet, El Kaide Afganistan işgaliyle dağıtıldı ama farklı coğrafyalara ve örgütlere. Amerikalıların açtığı savaşlar ve kirli müdahaleler sayesinde kendilerini yeniden ürettiler. Dönüştüler. Artık bir sürü paralel El Kaide var.
ABD Hazine Bakanlığı Başmüfettişi 4 Ocak 2021’de El Kaide’nin Pakistan-Afganistan sınırını güvenli sığınak olarak kullandığını, Taliban’la fikri-mali ilişkilerini sürdürdüğünü ve 2020’de Afganistan’da güç kazandığını rapor etti.
El Kaide çizgisindeki örgütler, ABD ve müttefikleri sayesinde altın çağını Suriye’de yaşıyor. Dünya alem ABD Dışişleri’nin gizli yazışmalarda Hillary Clinton’ın danışmanı Jake Sullivan'ın “El Kaide Suriye’de bizim tarafımızda” notunu geçtiğini de gördü. Yıllardır ağır bedel ödettirdikleri WikiLeaks’in kurucusu Julian Assange sayesinde.
Şimdi birden bire Pompeo bütün “özgür ülkeleri” 11 Eylül’den ertesi gün yakalanan havaya dönmeye çağırıyor. Aslında Tahran’dan ziyade AB’den gördüğü son muamele daha esaslı bir yanıt niteliği taşıyor. Pompeo, Brüksel’e gelip NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg ile görüşecekti. Gelmişken Belçika Dışişleri Bakanı Sophie Wilmes ve Lüksemburg Dışişleri Bakanı Jean Asselborn ile de buluşacaktı. Ziyaret iptal edildi. Avrupa basınına göre nedeni Asselborn’un “Yargı karşısına çıkarılması gereken siyasi bir kundakçı” dediği Trump’ın ekibinden birilerine tahammülün kalmaması. Müttefikler nezdinde bu duruma düşen bir Amerikan Dışişleri Bakanı yoktur sanırım. Belki kalan vaktinde Kudüs, Riyad ve Abu Dabi ekseninde bir tur daha atar.
***
Velhasıl bu ekibin kalan birkaç günde ne yapacağı belli değil. İçerde kaos, dışarda savaş! Belki, kim bilir? Bahisler ikisine de açık. Haliyle Genelkurmay Başkanı Milley, 5 kuvvet komutanıyla ortak imzayla tüm orduya seslenen mektup yazıyor: “Anayasayı destekliyor ve savunuyoruz… Anayasal süreci bozma eylemi sadece geleneklerimiz, değerlerimiz ve yeminimize değil yasaya da aykırıdır… 20 Ocak 2021’de seçilmiş Başkan Biden göreve gelecek ve bizim 46’ncı Başkomutanımız olacak... Hazır olun, gözlerinizi ufukta tutun."
Bu da bir ilk sanırım.
İçeride ne olacağını kestirmek hala zor ama Amerikan medyasında birçok gözlemcinin vurguladığı şey şu: İran’a saldırı için bahane arıyorlar; yarattıkları gerilimlerle Tahran’la müzakerelere dönmek dahil olası rota değişikliklerini sabote etmeye çalışıyorlar.
Amerikan ekseninde olmayan ülkelere yönelik kötülükleriyle, halkları açlığa mahkum eden yaptırımlarıyla, tehditleriyle tarihe geçiyorlar. İsrail’in birkaç Arap ülkesi tarafından tanınmasını sağlamış olmanın ötesinde diplomaside övünebilecekleri bir şey yok. Ki bunu da Orta Doğu’da barış perspektifini yok ederek yaptıkları için başarı sayılamaz.
Sonuçta azami baskı İran’ı dize getiremedi. Kuzey Kore nükleer silahlarına veda etmedi. Latin Amerika’daki kirli müdahaleler ters tepti. Buna karşın ortaklarla uyum bozuldu; NATO kırılganlaştı. Afganistan, Irak, Suriye dosyaları bir yere bağlanamadı. Ötekilere yaşattıkları yıkımların dışında geride bir eser yok.
Eteklerindeki bütün kötülükleri kapımıza bırakmadan da çekip gitmeyecekler sanki.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİCHP modernizmi ve faşizmi... 23.11.2025 Tüm Yazıları
-
Necati KURÇOCUK HAKLARI EVRENSEL BİLDİRGESİ 19.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNEmeğin Sosyolojisi ve Kapitalizmin Geleceği: Marx vs. Marx 16.11.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYAİmamoğlu'na istenen 23 asırlık tarihi ceza: Roma İmparatorluğu kurulduğunda hapse girseydi hala ceza 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDEN"Arananlar" zulmü ne zaman son bulacak? 14.11.2025 Tüm Yazıları
-
Mehveş EVİNYerel yönetimlerle işbirliği kültür politikası için hayati 13.11.2025 Tüm Yazıları
-
M.Latif YILDIZÇÖZÜM SÜRECİ KOMİSYON VE EKMEN 12.11.2025 Tüm Yazıları
-
Zülfü DİCLELİKeşke… 4.11.2025 Tüm Yazıları
-
Etyen MAHÇUPYANKemalizm mi daha ‘iyi’, (Yeni) İttihatçılık mı? (3) 25.10.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMAN‘Parlak gelecek’ ve sol gelecek... 12.10.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğluİnsanların devletlerle savaşı 9.10.2025 Tüm Yazıları
-
İlnur ÇEVİKTrump’ın dünyasına hoşgeldiniz… 3.10.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunYazmak, ciddi bir iştir 28.09.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ata UÇUMTERÖRSÜZ TÜRKİYE’YE GEÇİŞ SÜRECİ! 14.09.2025 Tüm Yazıları
-
Murat YETKİNÖcalan, Erdoğan’a “Seni yine başkan yaptırırız” sözü mü veriyor? 11.09.2025 Tüm Yazıları
-
Baskın ORANTürkiye’de ve Yunanistan’da Aleviler – Yeni Bir Tablo 1.09.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYPutin, Trump’ı parmağında oynatmaya devam ediyor 17.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet ÖZTÜRKÇetin Uygur bir kitaba sığar mı? 10.05.2025 Tüm Yazıları
-
Yüksel TAŞKINİktidar milli iradeyi “tapulu arazisi” sandığı için büyük bir bedel ödeyecek 22.04.2025 Tüm Yazıları
-
Ayhan ONGUNDEMOKRATİK EĞİTİM MÜCADELESİNE ADANMIŞ YAŞAMLAR 21.04.2025 Tüm Yazıları
-
Pelin CENGİZTrump’ın yeni vergileri diye yazılır, ‘post modern merkantilizm’ diye okunur 7.04.2025 Tüm Yazıları
-
Cennet USLUİktidar neden umduğunu bulamadı? 2.04.2025 Tüm Yazıları
-
Hayko BAĞDATSokaklarda yükselen ses 28.03.2025 Tüm Yazıları
-
Halil BERKTAYPKK ve Türk solcuları (4) “Dağlarında gerilla var memleketimin” 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Selami GÜREL“Adı belirsiz” süreç hızlı ilerliyor 16.03.2025 Tüm Yazıları
-
Haluk YurtseverKaosta 'hegemonya' arayışı 11.03.2025 Tüm Yazıları
-
Arzu YILMAZHodri Meydan 10.03.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın ÜnalParti ve iktidar 25.02.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KIVANÇİç duvarlar 10.02.2025 Tüm Yazıları






































































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
26.12.2025
15.12.2025
8.12.2025
26.11.2025
11.11.2025
3.11.2025
27.10.2025
20.10.2025
13.10.2025
5.10.2025