Fehmi KORU
Buna savaş denilebilirse savaş başladı. ABD’nin başını çektiği, İngiltere ve Fransa’nın aktif olarak katıldığı hava saldırılarıyla Suriye’nin seçilmiş hedefleri üzerine füzeler yağdırıldı.
Suriye rejimi hava savunma sistemlerinin çok sayıda füzeyi tahrip ettiğini açıkladı.
Rusya’dan gelen ilk tepki parlamento savunma komitesi başkanının ABD başkanı Donald Trump’ı 60 milyon insanın ölümünden sorumlu Adolf Hitler’e benzetmesi şeklinde oldu. Rusya’nın BM temsilcisi ise “Bu tür eylemler mutlaka sonuçlara da yol açar” açıklamasını yaptı. Bakalım Vladimir Putin de aynı sertlikte saldırılara karşı çıkacak mı?
Amerika-Rusya hasım mı, müttefik mi?
Kuşkucu mu geldi bu son cümle? Gelmesin. Amerika ile Rusya’nın Suriye söz konusu olduğunda karşı cephelerde yer aldıklarını ben de biliyorum; ancak yine de iki ülkenin didişmesinin Suriye’ye yarardan fazla zarar getirdiğini görünce kuşkularım depreşiyor.
Moskova’nın sağladığı zehirli gazı Esad kendi halkı üzerine gönderdiyse ve ABD ile müttefikleri bunu bahane ederek Suriye’ye saldırıyorlarsa olup bitenden siz de kuşku duymaz mısınız?
Bu son cümledeki kuşkumu da herhalde sezmişsinizdir.
Evet, Guta’da aralarında çocukların da bulunduğu 50’den fazla kişi hayatını kaybetti Suriye rejiminin saldırılarında, ancak o saldırıda kimyasal silah kullanıldığı henüz ilgililer tarafından tespit edilip kanıtlanmadı.
Beşşar Esad koltuğunu kaybetmemek için en aşırı tedbirlere başvurabilecek birisi, bu tamam, ancak yine de iddianın bağımsız denetçiler tarafından kanıtlanmış olması gerekmez mi?

Sorular hiç kuşkusuz akla ABD’nin Saddam’ın Irak’ına saldırısı öncesinde yaşananları getiriyor. George W. Bush Saddam’ı devirip Irak’ı işgale karar verdiğinde, yanında müttefik olarak bulduğu İngiltere ve İspanya ile birlikte, kamuoyunu çakma haberlerle zehirleme girişimini başlatmıştı.
“Hayatımın en büyük hatasıydı” diye yıllar sonra yaptığından duyduğu utancı kitaplaştıracak olan dönemin ABD dışişleri bakanı Colin Powell BM’de yaptığı konuşmada, Saddam’ın elinde kimyasal silahlar bulunduğundan emin olduklarını açıklamıştı ve ardından işgal başlamıştı.
Savaş oldu bitti ve ABD askerlerinin cirit attığı Irak’ta kimyasal silahların zerresi bulunamadı.
Yalan-dolanla gidildi Irak’ı işgale.
Geçenlerde, kimyasal silahların yasaklanması örgütü (OPCW) başkanlığından Bush’un ayak oyunlarıyla azledilen İspanyol diplomat Jose Bustani, işgalin yıldönümünde, “Irak’ın elinde kimyasal silah olmadığını herkes biliyordu; ben bunu açık ederim diye azledildim” açıklamasınıyaptı.
ABD –ve müttefikleri İngiltere ile Fransa- bu defa teyit beklemeden saldırdılar.

ABD Başkanı Trump da, saldırı günü piyasaya çıkan döneminin FBI başkanı James Comey‘in kitabındaki öldürücü satırları silah gücüyle bastırmış oldu.
Suriye böylece büyük devletlerin av sahasına dönüşmüş oldu.
Dünya 5’ten büyük ama…
Dikkat edilsin, bir yandan kitle imha silahlarına sahip olduğu ve kendi vatandaşlarına karşı kimyasal silah kullandığı iddia ediliyor, öbür taraftan bu iddianın doğal sonucu olarak “Esad çekilsin” baskısı yapılmıyor.
Oysa, o baskı yapılsa ve bu bir BM kararı haline dönüştürülse, sorun savaşla çözülür olmaktan ve kahredici etkilerini halk üzerinde göstermekten uzaklaşıp siyasetin ilgi alanına girecek.
Konu ne zaman BM’nin çatısı altında görüşülse ve ne zaman BM Güvenlik Konseyi konuyu ele alsa, veto hakkına sahip ülkelerden biri (genellikle Rusya) karara çomak sokarak savaşın devamını sağlamış oluyor.
Bugünlere böyle gelindi.
Müttefik uçaklarından atılan füzelerin insani hedefler üzerine de düşüp düşmediğini şu aşamada bilmiyoruz. Müttefikler, füzelerinin bir araştırma birimini, bir komuta merkezini ve bir sarin gazı deposunu hedef aldığını duyurdu, ama yine de o kadar emin olmamak lazım. Saldırılar yüzünden can kaybı da olmuşsa, bu, sorunu daha da büyütecektir.
Bizler -ve tabii Suriyeliler de- uykudayken olup bitti saldırılar. Ancak işte uyandık ve şapkamızı önümüze koyup düşünmenin zamanı.
Türkiye şimdi ne yapacak?
Şimdiye kadar ABD’yi de fazla kızdırmamaya çalışarak Rusya-İran ikilisiyle birlikte çözüm arayışının bir parçasına dönüşmüştü Türkiye; bu saldırılar sonucunda tarafını daha açıkça belirlemesi gerekebilecek.
İki taraf da aslında Türkiye’nin izlediği yolu benimsemiş değil. Sınır güvenliğini pekiştirmek amaçlı asker gönderdiği Afrin’den çıkması için Rusya Türkiye üzerine baskı yapıyor; ABD ise Türkiye’nin ‘düşman’ ilan ettiği PYD/YPG güçleri ile ittifak halinde.
Ne olacak şimdi?
Ankara dün geceyi bu soruya cevap arayarak uykusuz geçirmiş olmalı.
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇHakim sınıfın iki zümresi 11.12.2025 Tüm Yazıları
-
SİBEL HÜRTAŞCHP programı halka ne vadediyor? Nasıl bir parlamenter sistem? 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Selva DemiralpHissedilemeyen büyümenin anatomisi 9.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKİmralı için CHP’yi sıkıştırmaya gerek var mı? 5.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRPOLEMİK SENDROMDA 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYTürkiye İçin Irak Peşmergeleri Sorun Olmuyor da Rojava neden Sorun! 4.12.2025 Tüm Yazıları
-
Galip DALAYOrta Doğu, Trump Amerika’sına Uyum Sağlıyor 3.12.2025 Tüm Yazıları
-
Zekeriya KurşunDağıstan Cumhuriyeti ve Ayna Gamzatova 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKEve siyaset için dönüş öncesi bir mıntıka temizliği gerek 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Sezin ÖNEYŞu meşhur “İznik Konsili” 1.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMABD’de bir şeyler oluyor: Nick Fuentes 30.11.2025 Tüm Yazıları
-
Fikret BilaAK Parti çekingen 26.11.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerÇÖZÜM, BARIŞ VE KARDEŞLİK GETİRECEK Mİ? 23.11.2025 Tüm Yazıları



































































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
28.12.2025
26.12.2025
25.12.2025
23.12.2025
19.12.2025
18.12.2025
16.12.2025
14.12.2025
12.12.2025
9.12.2025