Fehmi KORU
Barack Obama bizi sevdi, ABD başkanı seçildikten sonra çıktığı ilk yurtdışı gezilerinden birini Türkiye’ye yaptı, gittiği başka yerlerde de bizi övdü; ama yöneticilerimiz Obama‘yı sevemedi…
Donald Trump ABD’de başkan seçildi diye bütün dünya rahatsızlandı, bir bizim yöneticilerimiz Trump‘a umut bağladı, ama galiba artık ondan da sıtkımız sıyrılmak üzere…
1999’da ülkemize uzun bir ziyarette bulunan Clinton öyle mi ya! Onu Beyaz Saray’da bulunduğu sırada Türkiye olarak sevmiş, başı Monica‘yla derde girdiğinde yerinden edilecek diye en çok bu ülkedeki insanlar üzülmüştü. Şimdi ise…
Romancı Clinton
Şimdi ise, ABD’nin eski başkanı Clinton bir gerilim romanına imzasını verdi, o romanda en merkezi konumdaki ‘terörist’ bir Türk ve ismi de Süleyman Cindoruk…
Hem Süleyman, hem de Cindoruk…
Çok taze yayınlanmış romanın adı ‘The President is Missing’(Başkan Kayıp). Gerilim romanlarının bilinen ismi James Patterson‘la birlikte yazmışlar romanı; eski bir başkanın katkısıyla yazıldığı için esas kahramanı devlet başkanı olan romandaki Beyaz Saray’la, başkan ve çevresiyle ilgili ayrıntılar kitaba inandırıcılık katıyor.
ABD başkanları Beyaz Saray’da ancak iki dönem kalabiliyorlar; ikinci dönem bitince kenara çekilmek zorundalar. Görev sonrasında ne yapacaklarını bilemez hale geldikleri fark ediliyor. Oğul Bush kendini resme verdi, portre çalışmaları yapıyor. Obama ve eşi Michelle geçen hafta Netflix‘le televizyon programı ve film hazırlama amaçlı milyonlarca dolarlık bir projeye imza attılar. Clinton da çok satacağı belli ve çok kolay okunan sürükleyici bir romanla okur karşısına çıktı…
Hepsi kendilerine yakışan işler yapıyorlar.
Bill Clinton kitap hastası biliniyor; güncel siyasi ve akademik kitaplar yanında gerilim ve polisiye romanlar ağırlıklı okuyor. Kendisiyle yapılan röportajlarda “Neler okuyorsunuz?”sorularına verdiği cevaplarda en az üç-dört gerilim romanı ismi de bulunuyor.
James Patterson da değer verdiği romancılardan biriydi.
Patterson‘un bütün dünyada 300 milyondan fazla satmış romanlarını ben de severek okuyorum.
‘Başkan Kayboldu’ romanı ABD’nin güvenliğini tehdit eden bir terör eylemi ile bir karışık siyasi suikast hazırlığı etrafında geçiyor.
İlk başta, Meclis önüne hesap vermeye çıkması beklenirken, romandaki başkan Jonathan Lincoln Duncan‘ın, Beyaz Saray’da düzenlediği prova ile kendisini hesaba çektirmesine dair bölümlerle karşılaşıyoruz ve ‘The Sons of Jihad’ (Cihad’ın Çocukları) terör örgütü ve onun lideri Süleyman Cindoruk ismiyle orada karşılaşıyoruz.
Daha doğrusu romanda geçen biçimiyle ‘Suliman Cindoruk’ ile…
Örgütün ismi akla ‘İslami’ bir yapılanmayı getiriyor, ama Duncan bunu “Türkiye’de doğmuş bir Müslüman değil mi?” sorusuyla gündeme getirene şu cevabı veriyor: “Türkiye doğumlu olduğu doğru, ama Müslüman değil. Avrupa’nın merkezi ile güneydoğusundaki Batı etkisine karşı çıkan laik ve aşırı milliyetçi biri o; davet ettiği cihadın da dinle bir ilgisi yok.”
Sonlara doğru Süleyman‘ın Türkiye’nin güneydoğu bölgesinden olduğunu da öğreniyoruz.
Modaya roman da girmiş oldu
Türkiye’yi ve yöneticilerini suçlayıcı filmler ve diziler şu sırada moda; bunu son aylarda gösterime giren bir film (The Promise) ve bazı diziler (Designated Survivor ile Madame Secretary) vesilesiyle daha önce gündeme taşımıştım.
Artık romanlarda da varız.
Cezayir, Suudi Arabistan ve Rusya -evet Trump‘ın Rusya’sı da- bu romanda ABD’yi ve dünya dengelerini hedef alan kumpasın ortakları olarak yer alıyorlar.
Romanın kötü kişisini Türkiye’den seçen iki yazardan hangisi acaba? James Patterson mu, Bill Clinton mu?
Kendi görüşümü yazayım: Patterson bunu yapmış, Clinton ses çıkarmamış olmalı. Romanın birkaç yerinde Süleyman‘ın ‘din’ ile ilgisi bulunmadığı, bir yerinde de ‘Türkiye devletiyle ilişkisiz’ olduğu ayrıntısını ekleyen de Clinton‘dur gibime geliyor.
Yoksa tersi midir?
Yazarlar
-
Yıldıray OĞURSessizlik neden en büyük tehdittir? 25.06.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanFatih Altaylı’yı hapse atacağız diye hukuku dibine kadar zorladılar 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciHer şey yolunda ise bu fahiş faiz nedir? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEDış Cephe ateş altında iken İç Cephe ne durumda? 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUSaldırılarla İran’a ‘‘Ölümlerden ölüm beğen’’ denildi 24.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇSavaşın meşruiyeti ve ahlaki üstünlük meselesi 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNİran'ın zor seçimi: Topyekûn savaş ya da taksitle ölüm 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanWashington’un İran takıntısının şifreleri 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRİDAMCI İRAN, SOYKIRIMCI İSRAİL DEVLETİ Mİ? 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluYeryüzü artık bir Vahşi Batı… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞUCUBE SİSTEM CEHENNEMİ… 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞDoğru, ülke güvenliği demokrasisiz de sağlanabilir fakat bunu durmaksızın tekrarlamakta bir sorun va 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazFıkra gibi ülke ama gel de gül! 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA"Masada Milyonlar Var;"Barış, Özgürlük ve Demokratik Toplum İçin Örgütlenmeliyiz 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYRusya, Suriye’den sonra İran’ı da kaybedebilir 22.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUKürt meselesinde CHP’nin yakın dönem öyküsü 21.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTürkiye için bir fırsat: CHP’de yeni kuşak siyaseti 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÖcalan İsrail için ne dedi? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERZeytin ağaçları ve şirketokrasi 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunDevlet “devletimiz” olur mu? 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: Neo-Mussoli’nin “Havuz Medyası” 20.06.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUYeni milliyetçilik ve Öcalan 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİBahçeli'ye muhalefet ikna oldu da ortağı olmadı mı? 19.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünOyun içinde oyun… 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRNihai hedef Türkiye mi? 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçaySıcak yaz 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİModern katil 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKTürkiye ne yapmalı? 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRMHP’nin yeni anayasa hamlesi, köklü bir rejim düzenlemesini mi işaret ediyor? CHP ne yapmalı? 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEDaha kötüsü her zaman mümkün 16.06.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞSiyasetin (ve biraz da ceplerin) finansmanı, yasalar, AKP ve CHP 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNÖzgür Özel’in İmtihanı 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENBaas’tan ve İslamcılıktan Sonra 15.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerBOŞ UMUT, SONU HÜSRAN 12.06.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolHer 4 liranın 3’ü faize! 11.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENAKP ahlâkî üstünlük mü kazandı? 10.06.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKBarış süreci için en büyük tehlike nasıl Türkiye’nin iç barışının bozulması oldu? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi Egilmezİnsanlar Olmayan Parasını Nerelere Harcıyor? 9.06.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞBir anayasa inşa süreci deneyimi: Yeni Anayasa Platformu (YAP) 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçEşitlik korkusu ve 12 Eylül darbesinin büyük zaferi 4.06.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanYerli-milli Kur’an meali AK Parti’ye nasip olacak! 2.06.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraSokak 29.05.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasErken seçim en geç ne zaman? 29.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
20.06.2025
19.06.2025
16.06.2025
10.06.2025
8.06.2025
5.06.2025
29.05.2025
26.05.2025
22.05.2025
18.05.2025