Markar ESAYAN
Beşinci yılına giren Hrant Dink suikastı davasının 10 ocakta görülen 24. duruşmasında mahkeme heyeti bütün avukatların 17 ocaktaki son celseye gelmesini istedi: “Artık bir karar vermek istiyoruz.”
Hâlbuki dört yıldır Dink avukatlarının Telekomünikasyon İletişim Başkanlığı’ndan istediği olay yerinde yapılan telefon görüşmelerinin kaydı mahkemeye daha yeni ulaştı. İstanbul Emniyeti, dava savcısı Hikmet Usta’ya TİB’in gönderdiği 9.300 numaraya ait 6.235 görüşmede cinayetle bağlantılı bir iz bulamadıklarını bildirmişti.
Dink ailesi avukatları ise bu görüşmeler üzerinde yaptıkları hızlı bir çalışmada dahi cinayet günü olay yerinde bulunan beş farklı numaradan sanıklar Mustafa Öztürk ve Salih Hacısalihoğlu ile görüşüldüğünü tesbit etmişti. Sadece bu da değil; cinayet mahallinden aranan 14 kişinin de sanık ve şüpheliler ile irtibatlarını tesbit etti avukatlar.
Avukatların mahkemeye sunduğu dört sayfalık dilekçede “X numaradan, sanık Mustafa Öztürk ile 22 Ekim 2005- 27 Ocak 2007 tarihleri arasında muhtelif zamanlarda 19 görüşme yapıldığı dosyadaki mevcut belge ve kayıtlardan anlaşılmaktadır. Bu numaranın olay günü olay yerinde olduğu da TİB’den gelen kayıtlarda açıkça görülmektedir” diye yazıyor.
Dink’in öldürüldüğü gün, AGOS’un yan köşesindeki Akbank önünde 14:53’te, Ogün Samast’ın kaçış güzergâhı olarak kullandığı AGOS’un yanındaki Şafak Sokak’ta bulunan Saray Kumaşçılık önünde ise 11:16’da cep telefonu ile konuşan şahıs ve telefon görüşmeleri çok ama çok önemli. Bu kişinin Yasin Hayal’in kardeşi Osman Hayal’e çok benzediği de biliniyor. İşte hem bu şüpheli şahsın, hem de olay yerinde sanıklarla irtibatı tesbit edilen numaraların geriye doğru beş ay, ileriye doğru da bir aylık HTS, yani görüşme dökümlerinin, baz istasyonlarının yer ve açı haritalarının incelenmesini talep etti avukatlar.
Savcılık talebi yerinde buldu ve TİB’e bir yazı gönderileceği açıklandı. Üstelik bu kayıtlar bir ay sonra silinecek. Bunun için mahkemenin yeni bir karar alması gerekiyor. Ama mahkeme 17 ocakta bitecek!
Savcı Hikmet Usta ise “Dink suikastı, Santoro cinayeti ve Zirve yayınevi katliamı ile birlikte değerlendirilmelidir. Burada eksik Zirve cinayetindeki Deniz Uygar gibi bir tanığın ortaya çıkmamasıdır” diyor.
Oysa mesela, 21. duruşmada tüm aramalara rağmen bulunamayan tanıklar Cemal Yıldırım ve Ergün Çağatay hakkında müdahil avukatlarından Arzu Becerik “4,5 yıllık yargılamada Türkiye Cumhuriyeti’ndeki tanıkların bulunamaması kabul edilebilir değildir. Bulunup mahkemede dinlenmelerini talep ediyoruz” diye konuşmuştu.
Bu sadece tek bir örnek…
Beş yıllık dava safahatı ortaya net bir resim çıkarmıştır: Bu cinayet Pelitli Şeytan Üçgeni’nde boğulmak, bitirilmek istenmektedir. Bir yargı sürecinin üç tetikçinin etrafında söndürülmesi için bu kadar açık gayret sarf edildiği vaka sanırım çok azdır.
Savcı mütalaasını verirken şu sözleri sarf etmişti:
“Ergenekon’a bağlı Trabzon’da yuvalanan terörist grubun gerçekleştirdiği en son suikast Hrant Dink suikastı olarak tarihe geçmiştir. Sanıkların Ergenekon soruşturmalarında yakalanan ve haklarında dava açılan pek çok sanık ile de eylem ve amaç birliği içinde bulundukları anlaşılmıştır. Aksi takdirde biri üniversite öğrencisi, diğeri okul önlerinde simit satan ve kendilerine örgüt yöneticisi sıfatını verdiğimiz iki sanığın ülkemizin en vahim siyasi cinayetlerinden birini tek başlarına gerçekleştirmelerini kabul etmek mantıken doğru değildir.”
Bu ne perhiz, bu ne lahana turşusu!
TİB kayıtları dört yıl göndermez, Emniyet gelen TİB kayıtlarını doğru dürüst incelemez, olay yerindeki kameralardaki görüntüler gizli eller tarafından silinir, sanık ve şüphelilerin dinleme kayıtları yok edilir, tanıklar 4,5 yılda bulunup getirilemez, sonra da bu Ergenekon’un işlediği büyük bir cinayettir denir.
Açık bir şekilde siyasi irade bu davanın arkasında Başbuğ’un arkasında durduğu kadar bile durmamıştır. Hrant Dink cinayeti savcının mütalaasına aldığı kadar büyük bir derin devlet operasyonuysa, –ki öyledir–, AK Parti’yi hedef aldığı görünen bu karanlık cinayet neden aydınlatılmaz?
Burada iki boyut olduğunu düşünüyorum.
İlki, devlet, cinayeti planlayıp işleyen şebeke ve bu cinayetin işlenmesine göz yuman görevliler boyutunda iç içe geçmiş durumda. İlk boyut daha siyasi, aslında amaç olarak Danıştay Yargıcı Mustafa Özbilgin’in öldürülmesinden bir farkı yok, yani darbe amaçlı. İkinci, yani “gönüllü ihmal” boyutunda ise kökleri İttihat-Terakki ve 1915’e kadar giden Ermeni ırkçılığının rolü var. İhmal kasıtlı ve ideolojik, burada tüm sistem tam cephe savunma halinde. Cinayetten sonra Hayal’in babasını arayıp “Hayırlı evlat yetiştirmişsin” diye tebrik eden, Samast’ın eline bayrak veren bir devlet bu.
Dink cinayeti Türkiye Cumhuriyeti’ni en tepeden ve eksiksiz gören bir suikast, her açıdan sembolik ve zorlayıcı. Dink cinayetinin açığa çıkması, Türkiye Cumhuriyeti’nin kökten ve hızla değişmesi, iç içe geçmiş İttihatçılığın, kemalizmin, Türk-İslam sentezinin çökmesi demek. Yeni Türkiye demek.
Ve bunu AK Parti dahil kimse istemiyor. Çünkü hâlâ kendilerini ona ait hissediyorlar. Hele bir Ermeni için ona zarar gelmesini ise hiç istemiyorlar.
Yazarlar
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolYargı niye böyle? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUÇevremiz çok bilinmeyenli bir denklem gibi, yoksa bilinebilir mi? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasHükümet yalanladı konu kapandı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİHakan Fidan'ın diploması 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURMehmet Ali Sebük’ü neden kimse hatırlamıyor? 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet OcaktanAK Parti kendini nasıl bu hallere düşürdü… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçKürt sorunu, komisyon ve Marx… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuÇeteler çağı ve muhteşem çöküş… 8.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökçer TahincioğluKalorifer kazanından rektör danışmanlığına ve öğretim görevliliğine uzanan yol: Sahte diplomaya ne g 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazAYM kararı yargıyı bağlayacak mı? 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraÇağdaş Türkiye 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTANBasın Tarihi: “İmralı’da Bir Mahkûm” 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarŞeffaf, açık ve çoğulcu 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BULAÇİsa’nın takipçilerine sığınan Muhammed’in takipçileri 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTUtanmazlığın ve Çürümüşlüğün Belgesi: Sahte Diploma Skandalı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞAdemimerkeziyet: Dikey güçler ayrılığı ya da paylaşımı 7.08.2025 Tüm Yazıları
-
Çiğdem TOKERİki öncü şirkete nasıl sızıldı: Denetimsizliğin çürüttüğü devlet 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜR‘Dijital devlet’ işgali: Girilmedik kurum yok! 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞMeslek liseleri tartışmaları (1) 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUDemokratlar, ümmetçiler, ırkçılar 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEKaş yaparken göz çıkarmak 6.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezEkonomiyi düzeltmekle iş bitmez 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKalemşörler ve Çubuk Ustaları da Silah Bıraksın! 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTerörsüz Türkiye hedefi: Hukukun ve siyasetin rolü 5.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan ÖzkanBatı artık Kiev’de Zalujni’yi görmek istiyor gibi 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYABarış ve Demokratik Toplum Çağrısı; Hasta Tutsaklar 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNMisak-ı Suriye! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKUVVETLER AYRILIĞI YOK İSE… 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRGüvensizliğin gölgesinde siyaset: Geçen yıla kıyasla korku düzeyimiz yükseldi, peki neden? 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciÇürüme! 4.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANErdoğan’ın korktuğu başına geldi 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gökhan BACIKBatı, Türkiye, ulus-devlet: Vazgeçmenin fırsatları ve riskleri 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakPartiler ve toplum nereye gidiyor? 3.08.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRKomisyon hayırlara vesile olsun inşallah… 2.08.2025 Tüm Yazıları
-
Alper GÖRMÜŞZora girmiş bir anlatı: “ABD emperyalizminin değişmez stratejik hedefi bağımsız Kürt devleti” 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AKSAYAzerbaycan ile Rusya arasında savaş çıkar mı? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİHıristiyanlıktaki “kurtuluş” fikrinin İslamda yeri olabilir mi? 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berat ÖZİPEKEzberler bozulurken mağduriyetler de son bulmalı 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇERSüreç ya da Çözüm Komisyonu 1.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet AKAYAnkara, CHP, Çözüm Süreci ve Şam Arasındaki Tıkanıklık: 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Umur TALUKötülük durur durur, seni de vurur! 29.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENBeyaz Toroslu savcı olayına iktidar nasıl bakıyor? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Abdullah KıranYeni süreç ve Suriye denklemi 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünSuriye’de istikrarı sağlamak mümkün mü? 27.07.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CANTartışmayı kazanmaktan önce becermek gerek 21.07.2025 Tüm Yazıları
-
Sedat KAYABeşiktaş düzene karşı çıktı: Sessiz devrimin adı olacak 19.07.2025 Tüm Yazıları
-
Ali TürerULUSAL KİMLİK DAVASI 18.07.2025 Tüm Yazıları
-
Hasan Bülent KAHRAMANTaşıyıcı koalisyonlar ve ormanın içindeki CHP 17.07.2025 Tüm Yazıları
-
Taner AKÇAMAcaba Kürt sorununun önündeki engel “Atatürk miti” mi? 14.07.2025 Tüm Yazıları
-
DOĞAN ÖZGÜDENKürt ulusunun kavgasında bir sosyalist lider 13.07.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞDemirtaş’a Kobane mahkumiyeti: Gerekçedeki “10 kusurlu hareket” 28.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan AKTAŞTahran bir kez daha bombalanırken 23.06.2025 Tüm Yazıları
-
Cansu ÇamlıbelCHP Grup Başkanvekili Gökhan Günaydın: CHP anayasa değişikliği masasına oturmayacak, öyle bir komisy 18.06.2025 Tüm Yazıları
-
Aydın SelcenDemokrasiye giderken cumhuriyetten olmak 17.06.2025 Tüm Yazıları
-
Hikmet MUTİAsoyşeytit Pres ' den Cemşit K.nın canlı PKK kongre izlenimleri... 13.05.2025 Tüm Yazıları
-
Metin Karabaşoğlu‘Türkiye Müslümanları’ kimler oluyor? 11.05.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
9.05.2019
2.05.2019
24.04.2019
21.04.2019
18.04.2019
16.04.2019
13.04.2019
10.04.2019
3.02.2019
28.03.2019