Murat BELGE
Seçim ne kadar erken olursa Tayyip Erdoğan açısından o kadar iyi olacağını düşünüyordum. Onun için de, “Seçim zamanında yapılacak, erkene alınmayacak” mesajını tekrar tekrar vermesine biraz şaşırıyordum.
Niye “erken seçim”in daha fazla işine geleceğini düşünüyordum? Şunlardan ötürü:
Ekonomik durum kötüye gidiyor ve AKP’nin bugünkü yapısı ve görüşleriyle bunu tersine çevirme ya da durdurma imkânları iyice zayıflamış gibi görünüyor. Ama ekonomideki tıkanıklıklar henüz günlük hayatı etkilemeye başlamadılar. Seçim tarihi ne kadar ilerilere uzansa, bu etkiler de o kadar ete kemiğe bürünecek. Bu da, tabii bir sıra seçime girmek için en elverişli durum değil.
Ama olay yalnızca ekonominin tıkanmasıyla ilgili değil gibi geliyor bana. “Reis”in bütün çabalarına, gerilimi artırarak kendi cephesini “diri” tutma politikasına rağmen, AKP’nin ilk yıllarındaki pırıltısı aşındı. Gezi’den bu yana dozu artırılarak sürdürülen “sertlik” politikaları sonucunda, “ideolojik” destek şeklinde zuhur eden “olumlu beklenti” desteği, “korku ve suskunluk” olarak biçimlenen “edilgin kutlanma”ya dönüştü. “Erdoğan’ın “sürekli kavga” politikası sınırlı sayıda taraftarını coşturuyor. Haziran seçimi ya da referandum gibi yoklamalarda da kendini belli ediyor bu durum. Ama bu eğilim de iyi netleşmiş, kristalize olmuş değil. Onun için bu da seçimin erken olanını AKP için daha avantajlı hale getiriyor. AKP hâlâ başta gelen parti; Erdoğan hâlâ en yüksek oy potansiyeline sahip aday.
“Niçin erkene almıyorlar?” diye sordukça ben, “anketler güven vermiyormuş” diyorlardı. İktidarın neyi niçin yaptığını konuştukça bu “misli”, “mışlı” kipe geçmek kaçınılmaz oluyor. Ama anlaşılan Erdoğan da durumu böyle görmeye başladı ki Bahçeli yarım saat içinde onu seçimi erkene almaya ikna edebildi. Yarım saat yetti bu oldukça önemli kararda birleşmeye.
Kılıçdaroğlu bu kararı iktidarın artık yönetemez hale gelmesine yoruyor. Tam aynı fikirde değilim, ama haklı bir yanı da var sanırım. Tayyip Erdoğan, yapmak istediklerini, bundan on yıl önce bayağı zor görünenleri de arada olmak üzere, bir çoğunu yaptı. Ama yapmak istediği daha çok şey olduğu belli. Onun için de iktidar gerekli.
Bugün onun çevresinde mesai veren AKP’li kadrolara baktığında , daha değişik bir hava hissediyorum. Türkiye’de iktidara gelmiş, geçmiş istisnasız bütün iktidarlar gibi, AKP de kendi zenginlerini yarattı (bunlara “zengin olmak dışında burjuva denir mi bilmiyorum.) Bu çevre, toplumda şöyle ya da böyle bir “dönüşüm” gerçekleştirmekten çok, iktidarda kalmak ve iktidarın yararlarından faydalanmak için iktidar istiyor. Git gide daha maharetli bir cambazlık gerektiren “iktidarda kalma” işini Tayyip Erdoğan’dan daha iyi yapacak bir kimse bulunduğuna inanmadıkları için Erdoğan’ın arkasındalar ve büyük bir ihtimalle akıllarının tam basmadığı davranışları olsa da, bu desteği çekmiyorlar. Çünkü onlar için iktidar öncelikle bir amaç. Bu hava ister istemez iktidarın bütün düzeylerinde kendini gösteriyor. Her olaya, iktidarda kalmak açısından işe yarayıp yaramayacağı perspektifinden bakılıyor. Bu yarama/yaramama hesabında “ilke” gibi şeylerin de fazla bir önemi yok. İşe yarar olduğu ölçüde ilkelere uygun olup olmama ölçütü de geri planlara itilebiliyor.
Bu Makyavelizm’in sindirilmesi en zor fasılları da hukukla herhangi bir ilgisi kalmamış olan “adliye” alanında görülüyor. OHAL yeniden uzuyor ve seçim için verilen tarihi kapsıyor. Belli ki seçime bu baskı ortamında gidilecek. Bir yandan hem yasal değişikliklerle, hem de YSK’da kadro değişiklikleriyle, AKP için en elverişli ortamın yaratılmasına çalışılıyor. Şimdi, ilân edilen tarihten sonra, bu mantığa göre formüllenmiş KHK’lara, başka türlü tedbirlere şimdiden hazırlıklı olmamız gerekiyor.
Bu ilkesiz baskı ortamında mutlaka birileri (“sol”da olduğunu söyleyen birileri) “seçimi boykot etme” çağrısında bulunacak, verili koşullarda böyle bir çağrı etkili ve inandırıcı da olacaktır. Ama ben bunun doğru politika olduğu kanısında değilim. Doğru politika, Erdoğan’a azınlıkta olanın aslında kendisi olduğunu kanıtlayacak kitleleri görünür kılacak politikadır.
Yazarlar
-
Gökhan BACIKErken Cumhuriyet dönemi eleştirileri: Revizyonizm mi, Türk usülü “woke” mu? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mensur AkgünGemini’ye göre 2026’da Türkiye… 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KahveciOkudukça yoksullaşan bir ülkeyiz 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNEBölücüler ve Ülkücüler 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİVicdansız senenin kelimesi dijital vicdanmış 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA2026’ya Girerken; Barış, Demokratik Toplum ve Enternasyonal Özgürlük Yürüyüşü... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURHavf ve reca arasında yeni bir yıla... 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Taha AkyolKara bir yıl 2025 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ocaktan2026’da deliler çağına karşı bir umut ışığı yanar mı? 31.12.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZTürkiye’ye özgü sürecin muhasebesi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAŞGETİRENNasıl anılmak isterdiniz? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORU2026: Beklentiler, beklentiler… 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNAfrika Boynuzu’ndaki oyun: İsrail kime şah çekti? 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
KEMAL GÖKTAŞBarış Akademisyenleri'nin göreve iadesine istinaf engeli: Daire, Danıştay kararına direndi 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUÇözüm için mücadele demokrasi için mücadeledir 30.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat SevinçLeyla Zana ve Gözde Şeker ne yaptı? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TEZKANİktidar medyası infilak etti 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Akın ÖZÇER23 yılın en kötüsü 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞUlus devlet, milli egemenlik, çevre, insan hakları, uyuşturucu ve Venezuela 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞYENİ YILDA DA KURU EKMEK BİZİ BEKLİYOR… 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIRTürkiye'de davaların portresine kısa bir bakış: Hâlâ en güçlü ortak talep neden adalet? 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Bahadır ÖZGÜRUyuşturucu dosyasındaki sürpriz isim! "Cumhurbaşkanımızın tensipleri ile…" 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nevzat CİNGİRTBir fotoğraf karesinden çok daha ötesi... 29.12.2025 Tüm Yazıları
-
Kemal CAN2025 giderken 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdulmenaf KIRAN11. YARGI PAKETİ, YENİ ADALETSİZLİK VE EŞİTSİZLİKLER YARATTI 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENRaporların Gösterdiği 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa PAÇALRTÜK ve basın özgürlüğüne geçit yok… 28.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet İlhanKararsızlığın Erdemi: Kesinliğin Gölgesinde Düşünmek 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUÜlke siyasetin neresinde, hangi evresinde? 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Tanıl BoraYılın Kelimesi 27.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cihan TuğalSovyetler ve Bookchin 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yetvart DANZİKYANLeyla Zana vakası bir gösterge. Ama neyin? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Nuray MERTİslamcılık Öldü mü? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Figen ÇalıkuşuSuriye, güvenlik ve 15 milyon bağımlı… 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet ALTAN100 Bin Dolar Kazanan “Yeni Yoksul” Mu? 26.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa Karaalioğlu‘Entegre strateji’ varsa, niye tek yönünü görüyoruz? 25.12.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilGüvenlikten kimliğe, inkârdan yurttaşlığa 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanKomisyonda uzlaşma çıkmazsa süreç yine de ilerler mi? 24.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSekülerleşme sorunu veya Müslümanlar nasıl modernleşecek? 23.12.2025 Tüm Yazıları
-
Murat BELGEYüzdük yüzdük 22.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayPax Americana sonrası Almanya: Yeşil dönüşümden askeri Keynesçiliğe 21.12.2025 Tüm Yazıları
-
İbrahim KirasAK Parti hariç herkes CHP 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Vahap COŞKUNKüfürbazlar ve ötesi 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Cemile BayraktarThank you Ahmed 19.12.2025 Tüm Yazıları
-
Seyfettin GürselPara politikasında sınav zamanı 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Abdurrahman DilipakNüfusumuz dibe vururken! 18.12.2025 Tüm Yazıları
-
Şeyhmus DİKEN"O Yıl", hangi yıl? 15.12.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin Sönmezİktidar politikası ters mi tepiyor, tersine mi işletiliyor? 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit KARDAŞEntelektüel üretimin kaybı-Rejimin vesayeti-Siyasetin iflası 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Elif ÇAKIRBu durumda AİHM yetkilileri de Trump’tan yardım istesin… 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldız ÖNENGüney Amerika’da büyüyen gölge 13.12.2025 Tüm Yazıları
-
Ahmet TAKANBahis oynayan bakan kim?.. CASUS KİM?.. 12.12.2025 Tüm Yazıları
-
Mahfi EgilmezOrta sınıf nereye gitti? 12.12.2025 Tüm Yazıları






















































Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
8.12.2025
1.12.2025
24.11.2025
25.08.2025
6.08.2025
1.08.2025
28.07.2025
22.07.2025
30.06.2025
16.06.2025