Nermin ALPAY
Akçakoca Kent Konseyi oluşumuna; yaşadığımız kente sahip çıkmak, daha yaşanılır ve daha güzel olması için çalışmalar yapmak, sorumlu kurumlara öneriler götürmek ve gerektiğinde uyarmak amacıyla, heyecan ve umutla katıldık. Daha kuruluş aşamasında, yapılan hataları açık yüreklilikle eleştirdik
ve bu hatalara devam edilmemesi için uyarılarda bulunduk.
Kent Konseylerinin siyasi kimliğinin olmaması gerektiğini, belediyelerin kent konseyinin kurulmasından sorumlu olmalarının, onları, kent konseyinin amiri yapmayacağını defalarca anlatmaya çalıştık. Ama biz yazdık, söyledik, biz dinledik. Dostça eleştirilerimiz nedeniyle dışlandık, etkisizleştirildik.
Çalışma guruplarının ilk dönem çalışmalarını anlatacakları ilk toplantının Sayın Albayrak’ın “Yüz yılın projesi” şovuna dönüştüğüne hep birlikte tanık olduk.
Ve o toplantıdan sonra heyecanlarını giderek kaybeden çalışma gurupları birer birer eridiler ve kala kala Albayrak’ın sözünden dışarı çıkmayan üç- beş kişilik
Çalışma gurupları kaldı.
AKÇAKOCA KÜLTÜR SANAT FESTİVALİ’NDE YAPILAN HAKSIZLIKLAR, AKTİF ÇALIŞAN BİR GURUBUN DAHA KENT KONSEYİ OLUŞUMUNDAN SOĞUMASINA NEDEN OLDU.
Kent konseyinin en aktif guruplarından biri Kültür ve Sanat Çalışma Gurubu idi.
Bu gurup, Akçakoca’da 2011 yazında festival yapılmayacağını öğrenince, Akçakoca’ya özgü yerel bir şenlik düzenleme kararı aldı. Kendi çabaları ve olanaksızlıklarıyla köy, köy dolaşıp, köylüleri festivale davet etti. Muhtarlarla görüştü. Düzenlemek istedikleri şenliğin, belediyenin veya bir partinin değil, kent konseyinin üstlendiğini, kent konseyinin partiler üstü olduğunu anlatmaya çalıştı. Ama son hafta, kent konseyi yürütme kurulu, bir festival komitesi oluşturarak bu projenin yaratıcısı olan gurubun liderini bile komiteye dahil etme gereği duymadı. “ Bundan sonrasını biz hallederiz” anlayışıyla o güne kadar detaylarını anlamadığı bir projenin sorumluluğunu üstlendi. Kendisine “ayakçı” muamelesi yapıldığını fark eden çalışma gurubu ise, bin bir hevesle hazırlandığı festivale olan tüm ilgisini bir anda kaybetti. Oysa yapılması gereken çok şey vardı. Mesela, festival günü köylerden araç kaldırılmasının ayarlanması gibi, gerekirse belediye otobüslerinin gönderilmesi gibi, köylere yapılan çağrıların tekrarlanması gibi… vs. sv… Sonuç olarak hatıralarda, başkanın son gün görünüp kaçtığı, üç- dört köylünün katıldığı bomboş bir festival alanı ve varlığı-yokluğu belli olmayan festival komitesi (!) kaldı.
KOCA BİR YAZ, KENT KONSEYİ UYKUDAYDI…
Başarısız geçen festivalden sonra çalışma gurupları yaz uykusuna yattılar. Ve Ekim ayında Kent Konseyi genel Sekreteri, geride kalan Kültür ve Sanat Gurubu
Üyelerini arayarak “ Belediyede Sosyal ve Kültürel İşlerden sorumlu bir görevlinin işe başladığını ve o kişinin kültür gurubu çalışmalarını da düzenleyeceğini, bu nedenle Kültür ve Sanat Gurubunun çalışmalarına ara verdiklerini” haber verdi.
Şu haber üzerine söylenecek tek söz; KENT KONSEYİ GENEL SEKRETERİNİN BİLE
KENT KONSEYLERİNİN YAPISI VE AMACI HAKKINDA BİLGİ SAHİBİ OLMADIĞIDIR. Gurubun kalan üyeleriyle toplanmadan, sormadan, gurubun çalışmasını askıya alma hakkını kendinde gören bir anlayışla çalışmak çok zor görünüyor. Kent Konseyi gönüllüleri, Belediye çalışanlarının emrinde midirler?
AKÇAKOCA KENT KONSEYİ BİTMİŞTİR.
Kent konseylerinin kuruluşu içişleri bakanlığı tarafından belirlenmiş yönetmeliğe göredir. ( merak edenler bu yönetmeliği
http://www.akcakocakentkonseyi.org adresinde görebilirler.)
Bu yönetmelikte kent konseylerinin demokratik ve bağımsız olmasını engelleyen iki önemli nokta var; Birincisi, Genel Kurul seçimlerine, kent konseyinde çalışan tüm üyelerin aktif katılımının engellenmesidir. Özellikle, Akçakoca gibi üç yüz gönüllüsünün bile olmadığı bir ilçede, tüm üyelerinin seçme hakkının olmadığı bir genel kurulun Akçakoca halkını temsil etmesi mümkün değildir. Daha kuruluş aşamasında, temsilci sıfatı olmadığı için genel kurulda oy hakkı olmadığını öğrenen birçok kişi kent konseyi çalışmasına katılmaktan vazgeçmiştir.
İkinci nedenise çok daha vahimdir. Yönetmelik, Belediyelere kent konseyinin oluşumuna yardım ve destek olma görevini vermiştir ama hangi koşul ve şartlarda yardım edeceğini net olarak belirtmediği için, kent konseylerinin özgür ve sivil iradeyi temsil etmesini güçleştirmiştir. Bu güçlüğü Akçakoca Kent Konseyinde iliklerimize kadar hissettik. Akçakoca Kent Konseyinin var olabilmek için belediyeye ihtiyaç duyması, onun en büyük zaafı olmuştur. Bu yapılarıyla kent konseyleri, özellikle de Akçakoca Kent Konseyi bana “ el atına binen tez iner” deyişini hatırlatıyor. Kent konseyinin varlığı ve devamı sanki Belediye Başkanının iki dudağı arasındadır.
Maalesef, anti demokratik yapısını düzeltmek için hiçbir çaba göstermeyen ve bunu düzeltmek gibi bir hedefi olmayan bu yapının içinde yer almak benim için artık çok zor. Çok sevdiğim Akçakoca’ya, yaşadığım bu kente, katkıda bulunmak amacıyla, içinde olmaya çalıştığım Akçakoca kent Konseyi, bu haliyle benim için bitmiştir.
Akçakoca Kent Konseyi’nin devamı için;
1-Belediyenin yıllık bütçesinde kent konseyine ayrılan ödenek belirlenmelidir.
2- Kent Konseyinin bağımsızlığı korunmalıdır. Çalışma gurupları, belediye yönetimini eleştiren bir tutum izlediğinde anında dışlanmaktadırlar.
( Festival zamanı ağaç kesimleri eylemine denk düştüğü için, başkan desteğini tamamen çekmek istemiş, yandaşlarının hatırına verebileceği desteğin çok altında bir varlık göstermiştir.)
3- Genel kurulda, oy kullanma hakkını temsilcilerle sınırlamak yerine, aktif çalışmak isteyen tüm üyelere seçme hakkı verilmelidir. Bunu yaparken, ilk genel kurulda sadece oy kullanan ama daha sonra bir daha gözükmeyen sözde temsilcilere oy kullanma hakkı verilmemelidir. Yönetmelikte oy kullanma hakkı için bir dönem aktif çalışmalara katılmak şartı yeterli olmalıdır.
Nermin Alpay
Yazarlar
-
İbrahim KirasBakü ve Erivan başardı, Türkiye kazandı 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akif BEKİYargıda yine mi temizlik başlamış? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Gülçin AVŞARSorumluktan kaçmak umuttan kaçmaktır 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Eser KARAKAŞŞimşek, ÖTV, cari açık ve gümrük birliği 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan TAHMAZYeni çözüm süreci komisyonuna dair 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Y. YılmazBöyle mahkemenin hükmüne adalet denir mi? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Erol KATIRCIOĞLUŞakülünden çıkmış bir ülke: Türkiye 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehmi KORUTürkiye terörsüz olacak, bölünmeyecek.. Amenna.. Ya Suriye’den gelecek tehdit? 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Taha Akyol‘Karamsarlık yaymak’ 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mücahit BİLİCİSon vatanı Türkiye olanlar ilk vatanı Türkiye olanlara vatanseverlik dersi veremez 12.08.2025 Tüm Yazıları
-
Akdoğan Özkanİsrail ordusu, Gazze’de ekilebilir arazileri de sıfırlıyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Bekir AĞIRDIR'Yeni Türkiye'de umudu yalnızca 51 kişilik komisyona bırakmalı mıyız? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet TIRAŞKOMÜNİST BİR YAZAR VE“İKİ KADIN İKİ AŞK…” 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mehmet Ali ALÇINKAYA15 Ağustos Toplumsal Devrime Giden Yol... 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Fehim TAŞTEKİNZengezur’a Trump kaması: Kime niyet kime kısmet? 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Yıldıray OĞURÜzgünüm, kimse Türkiye’yi bölmek istemiyor 11.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mümtazer TÜRKÖNE“Norm Devlet” üzerinde 19 Mart gölgesi 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Berrin SönmezTeo-politik inşaya karşı dinsel bireycilik: İtaat mı? İtiraz mı? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ümit AkçayBir dönüm noktasında mıyız? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Hakan AlbayrakKadife eldiven zamanı 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İsmet BerkanDevleti yönetenler milletlerine güven vermek istiyor olsaydı… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Cafer SolgunÖzlemek ne uzun bir mesafe, Dersim… 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlhami IŞIKYeni Süreç, korkular ve umutlar 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Doğu ErgilYolsuzluk: Çürümenin Kurumsallaşmış Hali 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
İlker DEMİRBU KOMİSYON NE ÇÖZER? 10.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mustafa KaraalioğluGeri dönülmez çözümde son düzlük... 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Ali BAYRAMOĞLUSiyaset CHP’siz, CHP siyasetsiz olmaz 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Mesut YEĞENSüreç Olmasaydı 9.08.2025 Tüm Yazıları
-
Zeki ALPTEKİNÜretici Güçlerin Gelişiminin Motorlarından Biri Olarak Toplumsal-Sınıfsal Mücadeleler 9.08.2025 Tüm Yazıları
Yorum yazarak yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Marmara Yerel Haber (marmarayerelhaber.com) hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Yazarın Diğer Yazıları
27.11.2019
23.03.2017
18.07.2016
4.09.2014
28.07.2014
23.06.2014
6.04.2014
2.04.2014
6.03.2014